Hoca Ahmet Yesevi Vakfı Başkanı Erdoğan Aslıyüce, bu haftaki vakıf toplantısında alperen Sarı Saltuk’u anlattı.
Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde yer alan, “San Saltuk Baba, Pravadi yakınında vefat ettiğinde, eski vasiyeti üzerine cenazesi, yedi adet tabuta konarak, her biri bir tarafa götürüldüğünü anlatan Aslıyüce, “San Saltuk’un şuan on üç yerde makamı (türbesi) bulunmaktadır. Bu olay, Sarı Saltuk’un Türk ruhunda bıraktığı sevginin açık bir tezahürüdür. Milletçe sahiplenen bir alperenin birden fazla makamı arasında hangisinin gerçek olduğu sorusunu sormak da bu sahiplenişe karşı çıkmak demek değil midir?” dedi.
Sarı Saltuk’u anlatan Aslıyüce, konuşmasında Sarı Saltuk hakkında yazılan bir beyti de hatırlattı.
“Geldikti bir zaman, San Saltuk’la Asya’dan
Bir bir diyâr-ı Rum’a dağıldık Sakarya’dan.”
Rumeli’nin Türkleşmesi ve İslâmlaşmasında büyük emeği geçen Sarı Saltuk Gazinin ölümünden sonra bedeninin bulunduğu yerin bilinmemesi için vasiyeti üzerine oğulları ve mürîdleri yedi tabut yaparak, tabutları Babaeski, Babadağı, Kaliakra (Varna dolaylarında), Buzev (Romanya), Danzing, Lipka ve Niğde’nin Bor ilçelerine defneder. (Sekizinci makam İznik’te). Çeşitli yerlerde mezar ve makamının bulunması, Sarı Saltuk’un Yunus Emre gibi çok geniş çevrelerce benimsenmiş olduğunu bize gösterir. Çünkü Türk Milleti, gönlünü fetheden evlâtlarını, bir mezar içine gömmeyi revâ görmez. Onu, kendi gönlünde daima görmek ister. O, Ahmed Yesevî’nin kuşattığı tahta kılıcıyla ülkeler fetheden bir kahramandır. Din naşiri, büyük bir Alp-Erendir.”