İlkay DİKİCİ/İSTANBUL,()-CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "İstanbul Biz Birlikte Türkiyeyiz Buluşması"ında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fikri Asım Fikir ve Düşünce Derneğince Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "İstanbul Biz Birlikte Türkiyeyiz Buluşması"nda kanaat önderleri ve mahalle temsilcileriyle bir araya geldi.
Erdoğan buradaki konuşmasında, "İnsan yetiştiren, gençlerimize sahip çıkan, burslarla, yurtlarla; fikri, akademik, sosyal ve kültürel çalışmalarla evlatlarımızın eğitimlerine destek veren vakıflarımız, derneklerimiz yıpratılmaya çalışılıyor. Bir siyasetçiye, bir idareciye düşen görev iyi işlere engel olmak değil, kötüyü, zararlıyı, faydasız olanı, bertaraf etmektir. Bir belediye başkanının sorumluluğu, kimseyi dışlamadan milli ve manevi değerlerimize sahip çıkan herkese yardım etmektir. İnsanımıza hizmet eden hayır çeşmelerini kurutmak, ancak PKK, DEAŞ, DHKP/C gibi terör örgütlerinin işine yarar. Vakıf ve derneklere savaş açmak ancak FETÖ gibi mankurt yuvalarının, uyuşturucu baronlarının işine gelir. Gönüllü kuruluşlarımız daha aydınlık ve daha güçlü Türkiye davamızın akıncılarıdır. Bizim geleneğimizin taşıcıyı sütunları tarihte olduğu gibi bugün de millet, memleket sevdalısı vakıflardır, derneklerdir. Bu anlayışla biz, Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan itibaren hiç kimseyi ötekileştirmeden, hiçbir ayrım yapmadan gönüllü teşekküllerimizin yanında olmaya çalıştık. Hukukun çizdiği sınırlar içerisinde ülkemizin ve milletimizin hayrına olan faaliyetlerinde bu kuruluşlarımıza hep destek olduk. Milletin bize verdiği imkanları, yine milletimizin faydasına olan işlerde, şehrimize ve insanımıza katkı sunacak
projelerde kullanmaya özellikle gayret ettik. İnşallah bu şekilde de yolumuza devam edeceğiz." dedi.

"KANDİL'E VARINCAYA KADAR BURALARDA BU TEMİZLİK HAREKATINI SÜRDÜRECEĞİZ"
Terör örgütüne yapılan operasyonlara değinerek, kırmızı, gri gibi listelerde olan teröristlerin temizlendiğini söyleyen Erdoğan "İnlerine gireceğiz, halkın huzurunu temin edene kadar dağ taş demeden Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Kandil'e varıncaya kadar buralarda bu temizlik harekatını sürdüreceğiz. Onlar kaçacak, biz kovalayacağız. Bu milletin en büyük gücü şu anda içinde bulunduğumuz birliğidir, beraberliğidir, bin yıldır sevinç ve hüzünle yoğrulan kadim kardeşliğidir. 82 milyon olarak birbirimize sarıldığımız sürece bizi yıkabilecek, kutlu yolculuğumuza engel olabilecek hiçbir güç yoktur. Her kim çıkarı, menfaati için 82 milyonun içinde bulunduğu Türkiye gemisinin altını oyuyorsa bu millet onları asla affetmeyecektir. Her kim Meclis kürsüsünü iftira kürsüsüne çeviriyorsa, o sadece kendi itibarını değil, siyasetin itibarını da yok ediyor demektir. Her kim yalanı bir siyaset yapma yöntemi dönüştürüyorsa Türk demokrasisisin altını oyuyor demektir." şeklinde konuştu.

"SAYIN YILDIRIM'A BÖYLE BİR BİLGİ VERİLMİYOR"
Erdoğan, "Bu milletin valisine, it diyen bir insandan siyasetçi olmaz. Bunu böyle biliniz. Ardından da 'Ben it demedim, basitleşme dedim'... Sen kimi aldatacaksın? Sen bu milleti enayi mi zannediyorsun? Görsel medya bunu tespit etmiş, yazılı medya bunu tespit etmiş ve valimiz, feraset sahibi ve bana şunu söyledi, 'Başkanım, bu seçim arefesinde davayı açarsam doğru olur mu diye düşünüyorum' dedi. Ben de kendisine 'Sabırlı ol, seçimden sonra davanı aç.' Çünkü bu milletin valisine 'it' diyecek olan, bu milletin evladı olamaz. Bu devletin valisi ne demek biliyor musun? Cumhurbaşkanının o ildeki temsilcisi demektir. Onu da geç bir tarafa, işte bakın, geçen akşam tüm televizyonlarda yayına giren olayda da enteresan iki üç gün önce de o moderatör denilen zat çekiyor bu kişiyi, ona bütün neler sorulacağını, ne yapılacağını, bunların bilgilerini veriyor ve böylece bir televizyon programına çıkılıyor. Sayın Yıldırım'a böyle bir bilgi verilmiyor. Böyle bir şey olamaz. Siyasi rekabeti ahlaksızlık üzerine istifleyenler er veya geç inşallah pazar günü milletimin ferasetiyle kaybedeceklerdir." ifadelerini kullandı.

"ERDOĞAN'IN AKIBETİ MURSİ'DEN DAHA KÖTÜ OLACAK' DEDİLER" 
Erdoğan, "Şimdi bakıyorsunuz 15 Temmuz gecesi tankların arasından kaçan korkaklar bize ve millete demokrasi dersi vermeye yelteniyor. Mısır'daki darbeye alkış tutanlar ne dediler? 'Erdoğan'ın akıbeti Mursi'den daha kötü olacak' dediler. Kardeşlerim, şunu iyi bilin, biz kefenimizi giyerek bu yola çıktık. Adeviye Meydanı'ndaki katliama sesini çıkarmayanlar şimdi kürsülerden ahkam kesiyor. Oysaki biz bunların cemaziyelevvelini biliyoruz. İşte, bakın Cemal Kaşıkçı olayıyla ilgili şu anda Birleşmiş Milletler raporunu açıklıyor ve raporda Suudilerin bu işte kesinlikle suçlarının olduğunu, bu işte kesinlikle bilgilerinin olduğunu şimdi Birleşmiş Milletler açıklıyor ve Türkiye'ye karşı takındıkları tavrın yanlış olduğunu da söylüyorlar. Şimdi bunlar bu işin bedelini ödeyecekler. Hesabını verecekler. Muhammed Mursi'nin ölümü normal bir ölüm değildir. Muhammed Mursi'nin ölümü kesinlikle şaibelidir ve biz bunun da takipçisi olacağız. 15 Temmuz destanını nasıl kontrollü darbe yaftasıyla Bay Kemal öyle dedi ya- itibarsız hale getirmeye çalıştıklarını gayet iyi biliyoruz. Cumhuriyet mitinglerinde 'Ordu göreve' diyenlere, Gezi olaylarında esnafın dükkanını yakanlara, Çukur eylemlerinde sokakları ateşe veren bölücülere nasıl kol kanat gerdiklerini de daha dün gibi hatırlıyoruz. Dün en zor zamanında demokrasiye ve milli iradeye sahip çıkmayanların bugün haktan, hukuktan, adaletten bahsetmesinin hiçbir kıymeti yoktur. Zaten artık ne biz ne aziz milletimiz bunların söylediklerini nazara dikkate almıyor. Biz de onları tutarsızlıklarıyla baş başa bırakıyor, ülkemiz ve geleceğimiz için verdiğimiz demokrasi mücadelesine dört elle sarılıyoruz." diye konuştu.

"16 BİNE YAKIN OY GASBEDİLMEKTEN KURTARILMIŞTIR"
31 Mart gecesi sandıkta yaşanan usulsüzlükler, hukuksuzluklar, milli iradeye yönelik kumpasların kararlılıklarını daha da perçinlediğini söyleyen Erdoğan, "Sadece geçersiz oyların sayılmasıyla 2 aday arasındaki fark, 29 binden 13 binlere düştü. 16 bine yakın oy gasbedilmekten kurtarılmıştır. Şimdi diyor rakip aday 'Hırsız kim?'. Söyleyeyim. Bakın bu ifadelerin iki türü var. Bir 'Oyların çalınması, hırsızlar' var. İki 'Usulsüzlükler' var. Usulsüzlük hukuki ifadedir ama çalınması olayı o siyasi ifadedir. Biz şimdi burada 29 binden oylar 13 bine iniyorsa, bunu siyasetçi olarak bir şeyle ifade edeceğiz. Biz diyoruz ki, buradan buraya bu oy indiğine göre demek ki 16 bin oy çalınmıştır. Bunu görmemiz lazım." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, etkinlik sonunda katılımcı kanaat önderleri ve mahalle temsilcileriyle gruplar halinde fotoğraf çektirdi.
(FOTOĞRAF)