DSP Genel Başkanı Masum Türker, 7 Haziran seçimlerinin gelecek 50 yılı etkileyeceğini söyledi.
DSP Bursa İl Başkanlığı’nda basın mensuplarına açıklama yapan Türker, Türkiye’nin neoliberal politikaların baskısı altında kaldığını, kendilerinin halkçı rekabet ekonomisi modelinden yana olduklarını ifade ederek, "Halkçı rekabet ekonomisi modeliyle önümüzdeki yıllarda halkımızın refahını sağlarken yapılması gereken şok tedbirler de var. Bunlar eğer alınmazsa amaca ulaşılmaz. Bunların başında asgari ücret ve iş edinme durumudur. Herşeyden evvel yaptığımız hesaplara göre yoksulluğun yenilebilmesi için her eve en az 2 bin lira para girmesi gerekmekte. Biz asgari ücreti en az 2 bin lira yapmayı, bütün ücret ve maaşları da, miktarı ne olursa olsun, asgari ücret tutarı 2 bin liraya kadar vergiden muaf tutmayı hedefliyoruz. Emekli maaşlarının en az 2 bin 600 lira olması gerektiği için bu şekilde hedefliyoruz" dedi.
Bank Asya’nın TMSF’ye devredilmesini de değerlendiren Masum Türker, şunları söyledi: "Bank Asya’ya dün mesai saatinden sonra TMSF tarafından el konulduğunu, artık yönetimin bu aşamada ortakları tarafından yapılmayacağını ilan ettiler. Bu el koyma, Türkiye’deki iş adamlarına seçime bir hafta kala tehdide yönelik bir mesajdır".
Başkanlık sisteminin saltanatı getireceğini düşündüklerini ifade eden DSP Genel Başkanı Türker, "Milletin borçlandırılarak köleleştirildiği durum ilk defa bu seçimde varlığını kaybetmiştir. Biz DSP olarak şu anda AK Parti’nin içinde olan yüzde 4-5 oyumuzu ve 2002’den beri ’Nasıl olsa barajı aşmayacak’ diye sandığa gitmeyen ve aslında başka partiye de oy vermeyen, yüzde 6 civarındaki oylarımızı geri almaya çalışıyoruz. Ayrıca bu oyların yanı sıra AK Parti ve CHP’ye verilmeyecek oyları da almaya talibiz. AK Parti’nin iktidardan ayrılması birlikte olmaktan geçmiyor, AK Parti’nin oylarını azaltmaktan geçiyor" görüşünü dile getirdi.