'KRİZLER BARIŞÇIL YÖNTEMLERLE ÇÖZÜLMELİDİR'
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ardından yaptığı konuşmada, İran, Türkiye ve Rusya'nın en önemli gündeminin, Suriye krizinin barışçıl yöntemlerle çözülmesi, terörizmle mücadele, anayasa komitesinin kurulmasını destekleme, sığınmacıların geri dönmesi, tutukluların değişimi, insani yardımların iyileştirilmesi ve Suriye'nin onarımı yönündeki çabaları değerlendirmek olduğunu söyledi. Ruhani, Suriye krizinin sadece siyasi yolla çözülebileceğine dikkat çekerek, "Suriye krizinin üzerinden 9 yıl gibi uzun bir zaman geçerken, bazılarının peşinde oluğu yönetimi değiştirme yaklaşımlarının, bu süreçte elde edilen tecrübeler ışığında artık geçerliliğini yitirdiğine inanıyoruz. Bölgedeki benzer krizler, barışçıl yöntemlerle ve o ülkelerin kendi halkları tarafından çözülmelidir" dedi.
'MUTABAKAT PLANLANDIĞI GİBİ İLERLEMEDİ'
Sivil halkın tehlikeye atılmaması gerektiğini aktaran Ruhani, şöyle konuştu:
"Teröristlerin halkı canlı kalkan olarak kullanmasına izin verilmemelidir. Geçen sene bu zamanlar Astana sürecindeki ortaklarımız, Soçi'de İdlib mutabakatını imzaladı. Biz de teröristlerin bu bölgeden çıkarılması ve Suriye hükümetinin teröristlerin kontrolündeki bölgelere tekrar hakim olması için bu mutabakata destek verdik. Bu mutabakatta Astana garantörlerinin asıl çabalarından biri de İdlib bölgesinde büyük bir insani krizin yaşanmasının önlenmesiydi. Fakat mutabakatın uygulaması, planlandığı gibi ilerlemedi. Ne yazık ki mutabakat imzalandıktan sonra daha birkaç gün geçmemişken, teröristlerin kontrolündeki bölgeler azalmadığı gibi inanılmaz bir şekilde artış göstermiştir. Bu durum şu gerçeği göstermektedir ki teröristlere hiç bir zaman sahadaki koşulları suiistimal etme fırsatı verilmemelidir."
'TRUMP'IN SÖZÜ GERÇEKLEŞMEDİ'
Yabancı güçlerin bir gün bölgeyi terk edeceğini ifade eden Ruhani, Suriye ve Türkiye arasında imzalanan Adana mutabakatının tekrar hayata geçirilmesinin iki tarafının da endişelerini gidereceğini kaydetti. Ruhani, ABD'nin Suriye'de gayrı resmi olarak bulunmasının Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve milli egemenliğini tehlikeye attığını da belirterek, "ABD Başkanı geçen yıl askerlerini Suriye'den çekeceğini ifade etmiştir, ancak bu sözünün akıbeti de onun diğer sözleri gibi oldu. Zira bu sözler geçmişte gerçekleşmediği gibi gelecekte de gerçekleşmesi için irade göstermemektedir. Amerikan güçlerinin bir an önce bölgeyi terk etmesi ve Suriye'nin Fırat'ın doğusu ve kuzeyinde de egemenliğini sağlaması zaruridir" dedi.
'İDLİB'DE DURUM ENDİŞE VERİCİ'
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise, Ankara'daki zirvede yer almaktan duyduğu memnuniyeti belirterek, şu açıklamada bulundu:
"Bugün Suriye krizinin çözümü, siyasi sürecin başlatılması, Suriye'deki ekonomik ve sosyal alanın yeniden tesis edilmesi konularını görüşeceğiz. Ortak çabalarımızla Suriye topraklarında istikrar sağlanmıştır ve şiddet seviyesi düşürülmüştür. Önemli olan Suriye'de kalıcı çözüme temel attık. Son kalan çatışma bölgesi İdlib'de durum endişe vericidir. Son dönemde bu bölgede aşırı grupların faaliyetleri arttı. Bu bölge teröristlere sığınak olmamalıdır, saldırılar için köprübaşı olmamalıdır. Bu bölgeden gelen terörist tehdidini yok etmek için ilave adım atmamız lazım. Suriye'nin kuzeydoğusundaki durum endişe vericidir. Oradaki güvenlik sorunları, sadece ve sadece Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması temelinde olmalıdır. Suriye'yi nüfuz alanlarına bölmek kabul edilemezdir."