Mersin Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aytekin Kemik, dünyada her üç kişiden birinin, Türkiye’de ise erişkin nüfusun üçte birinin hipertansiyonlu olduğunu belirterek, “Dünyada her yıl yaklaşık 17 milyon ölüm kardiyovasküler hastalıklar nedeniyledir. Yüksek kan basıncına bağlı komplikasyonlar bu ölümlerin 9 milyondan fazlasından sorumludur” dedi.
Halk Sağlığı Müdürü Dr. Kemik, Dünya Hipertansiyon Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaparak, hipertansiyonun riskleri hakkında vatandaşları uyardı. Hipertansiyonun küresel bir halk sağlığı sorunu olduğunu vurgulayan Dr. Kemik, yüksek kan basıncı hakkında bilgiler verdi. Kan basıncının, kalp atışı ile damarlara pompalanan kanın damar duvarına karşı yaptığı basınç ile oluştuğuna işaret eden Kemik, “Kan basıncı istirahat halinde 120/80 mmHg olup kan basıncı devamlı olarak 140/90 mmHg üzerinde seyrediyorsa hipertansiyondan bahsedilir” ifadesini kullandı.
Hipertansiyonun yorgunluk, bulantı, görme bozuklukları, fazla terleme, ciltte kızarma ve solukluk, burun kanaması, endişe, sinirlilik, çarpıntı, baş dönmesi, baş ağrısı, kulaklarda çınlama ve uğultu gibi belirtiler verebildiğini ifade eden kemik, çoğu kişide ise hiçbir belirti olmayabileceğini kaydetti. Hipertansiyonun esansiyel (sebebi bilinmeyen) ve sekonder (sebebi bilinen) olmak üzere iki tipi olduğunu dile getiren Kemik, “Hipertansiyon vakalarının yaklaşık yüzde 90 nedeni bilinmediğinden esansiyel olarak adlandırılır. Güçlü genetik faktörler içerir. Esansiyel hipertansiyonun görüldüğü diğer risk faktörleri, diyetteki tuz miktarının yüksek olması, anormal stres, ırk, yaş, cinsiyet, şeker hastalığı, aile hikayesinde hipertansiyon bulunması, kolesterol yüksekliği, alkol, tütün kullanımı, obezite, yetersiz fiziksel aktivite, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve yaşlanmadır. Hipertansiyon vakalarının yüzde 10 nedeni bilindiğinden sekonder hipertansiyon olarak adlandırılır. Sekonder hipertansiyondan genellikle böbrek hastalıkları, hormonal bozukluklar, kan damarlarının anomalileri sorumludur. Gebelikle ilişkili hipertansiyon görülebilir. Ayrıca kişinin kullandığı ilaçlar, gıda takviyelerinin hipertansiyona sebep olabileceği, ilaçların ve gıda takviyelerinin tansiyon düşürücü ilaçlar ile etkileşime girebileceği unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı.
KARDİYOVASKÜLER HASTALIK ÖLÜMLERİNİN YARISINDAN FAZLASINDAN HİPERTANSİYON SORUMLU
Tüm erişkinlerin kan basınçlarını kontrol ettirmeleri gerektiğinin altını çizen Dr. Kemik, kan basıncı yüksek ise mutlaka hekime danışılmasını istedi. “Yüksek kan basıncı kontrol altına alınmazsa kalp krizi, kalp yetmezliği, damarlarda anevrizma oluşumuna, inme, böbrek yetmezliği, körlüğe ve bilinç bozukluklarına neden olabilir” diyen Kemik, tütün kullanımı, obezite, yüksek kan kolesterolü, şeker hastalığı gibi risk faktörlerinin de hipertansiyonla birleştiğinde kalp krizi ve felç riskini arttırdığına dikkat çekti. Bu yüzden hipertansiyonun erken tanı ve tedavisinin, kardiyovasküler riski azaltarak inme ve kalp krizinin önlenmesinde hayati önem taşıdığını vurgulayan Dr. Kemik, şöyle devam etti:
“Kardiyovasküler hastalıklar küresel ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alır. Dünyada her yıl yaklaşık 17 milyon ölüm kardiyovasküler hastalıklar nedeniyledir. Yüksek kan basıncına bağlı komplikasyonlar bu ölümlerin 9 milyondan fazlasından sorumludur. Dünyada her üç kişiden birinde yüksek kan basıncı vardır, 50 yaş üzerinde ise her iki kişiden birinde görülmektedir. Yüksek kan basıncı olan kişilerin çoğu bu durumun farkında değildir. Ülkemizde de erişkin nüfusun yaklaşık üçte birinde yüksek kan basıncı vardır.”
Hipertansiyon hastalığının birçok hastalığın oluşumuna zemin hazırladığını kaydeden Kemik, hastalığın tedavisinde ilaç tedavisinin uygulanmasının tek başına yeterli olmadığını dile getirdi. Tedavide başarılı bir sonuç için mutlaka sağlıklı yaşam davranışlarının geliştirilmesi gerektiğini belirten Dr. Kemik, önerilerini şöyle sıraladı: “Hipertansif bireyler ile bu hastalığa yatkın olan bireyler, sağlıklı beslenmeli, tütün ve alkol kullanmamalı, fazla kilolu/obez ise kilo vermeli, fiziksel aktiviteleri düzenli yapmalı, tuz kullanımını azaltmalı, düzenli muayene ve tetkiklerle hastalığın takibine önem vermeli, ilaçlarını önerilen dozda ve sürede aksatmadan kullanmalı, kan basıncı düzenli izlemeli, izlenmesini sağlamalıdır. Hipertansiyon ile yaşamak ve kontrol altında tutabilmek sizin elinizde. Koruyucu önlemlerle hipertansiyon önlenebilir bir hastalıktır.”