Günümüzde sıklıkla karşılaştığımız bir paradoks var: İşleri yapabilenler çoğu zaman istemiyor, isteyenler yapamıyor, bilenler yapmıyor ve yapanlar ise genellikle bilmiyor.

Bu durum, toplumların ve dünyanın genel olarak olumsuz bir dönüşüm sürecine girdiğinin bir işareti olarak görülebilir.

İnsanlık tarihinin çeşitli dönemlerinde, toplumları ileriye taşıyan güç, genellikle bilgi, istek ve yetenek olmuştur. Ancak günümüzde, bu güçlerin etkisi altında olanlar, sıklıkla başka amaçlar peşinde koşmakta veya sorumluluklarını yerine getirmekte başarısız olmaktadır.

Örneğin, liderlik pozisyonlarında bulunanlar genellikle bilgi sahibi olmaları beklenirken, bu pozisyonlara atanmalarının arkasında sıklıkla farklı etkenler yatmaktadır. Sonuç olarak, bilgi sahibi olmayan kişiler, önemli kararları almakta ve toplumları yönlendirmekte başarısız olabilmektedirler.

Aynı şekilde, işleri yapabilenlerin istememesi durumu da oldukça yaygındır. Modern dünyada, bireyler sıklıkla kendi çıkarlarına odaklanmakta ve genel toplumsal sorumlulukları göz ardı etmektedirler. Bu durum, çevre kirliliği, gelir adaletsizliği ve diğer birçok sorunun ortaya çıkmasına yol açmaktadır.

Ancak, durumun tamamen umutsuz olmadığını belirtmek gerekir. İsteyen, bilen ve yapabilen bireylerin sayısının artmasıyla birlikte, olumlu değişimlerin gerçekleşebileceği bir potansiyel de mevcuttur. Bu nedenle, toplumların eğitim sistemlerinin ve liderlik yapılarının gözden geçirilmesi ve yeniden yapılandırılması önemlidir.

Sonuç olarak, dünyanın kötüye gidişiyle ilgili paradoksal durumlar, genellikle bilgi, istek ve yetenek eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Ancak, bu durumu değiştirmek ve olumlu bir yöne doğru ilerlemek mümkündür, ancak bu süreçte bireylerin ve toplumların çaba göstermesi gerekmektedir.