Çamlıhemşin ilçesinde, 13’üncü yüzyılda bölgede yaşayan Kommenoslar tarafından 750 metre yüksekte sarp kaya üzerine inşa edilen Zilkale, Cenevizliler başta olmak üzere Rumlar ve Osmanlılar tarafından 1800'lü yılların sonuna kadar kullanıldı. Yakın tarihte restore edilen ve Rize'deki önemli tarihi mekanlar arasında yer alan Zilkale, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca 2018 yılında yapılan 'Türkiye'de en görkemli kaleler' sıralamasında, 13 kale arasından 1'inci seçildi. Ziyaretçilerin uğrak yeri haline gelen ve ilginç yapısı ile dikkat çeken Zilkale geleneksel el sanatları ustası Şahin Çolak’ın atölyesinde minyatüre taşındı. Rize’nin tarihi ve kültürel varlıklarının minyatürünü yapmak isteyen Çolak ilk olarak Zilkale minyatürü ile çalışmalarına başladı. 2 ayda Zilkale minyatürünü tamamlayan Çolak artık son rötuşlarını yapmaya başladı.

“MİNYATÜRÜ 2 AYDA TAMAMLADIM “

Yöredeki tarihi ve kültürel yapılara büyük bir merakı olduğunu belirten Çolak “Bu merakımı sanatımla birleştirmek istedim. Rize yöresel mimarisi üzerine önce 3 katlı bir ev yaptım. Yine yöremize özgü bir serender yaparak çalışmalarıma devam ettim. Şimdi de tarihi mirasımız Zilkale’yi yapıyorum. Bu eseri yapmaya karar verdiğim zaman Zilkale’ye gittim inceledim, ne kullanılmış nasıl yapılmış diye baktım. Çekilmiş fotoğraflarını inceledim, onlar üzerinden bakarak Zil Kale minyatürünü yaptım. Yaptığım çalışmaları normal yapılarda kullanılan malzemelere sadık kalarak yapıyorum.  Çimento ile taşla bir duvar ustası gibi çalışarak çalışmayı tamamladım. 2 ayda bitirdim, son birkaç işlemi daha kaldı” dedi.

“ŞİMŞİR KAŞIKLA BAŞLADIĞIM MESLEĞİMDE GELENEKSEL EL SANATLARI USTASI OLDUM “

Çolak marangoz ustası dedelerinden bu mesleği öğrendiğini belirterek “Ben bu işe büyüklerimden görerek başladım. Çocukluğumda marangoz ustası dedelerimin yaptığı işlere merak saldım, peşlerinde dolandım, gördüm öğrendim. Ahşapla uğraşmak çok güzel, işimi severek yapıyorum. Şimşir kaşık yaparak bu işe başladım ve Kültür Bakanlığı'nın tespiti ile geleneksel el sanatları ustası unvanı aldım. Benden sonra da sanatımın yaşamasını istiyorum. Kurslarla bu sanatı öğretmeye çalışıyoruz. Ben bu mesleğin kaybolmaması için bu kadar mücadele verirken, benden sonra yok olursa çok üzülürüm. Bunun içinde hem çırak yetiştiriyorum hem de dede mesleğimi ben de oğluma öğreterek aile içerisinde nesilden nesile ilerlemesini sağlıyorum” açıklamasında bulundu.