İŞTE DETAYLAR

Prof.Dr. Yusuf YILMAZ, 1978 yılında Rize'de doğmuştur. 1996 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni kazanmış ve yüksek başarı göstererek dereceyle 2002 yılında 'Tıp Doktoru' ünvanını almıştır. Aynı yıl Tıpta Uzmanlık sınavını kazanarak Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne girmiştir, 2007 yılında 'İç Hastalıkları Uzmanı' ünvanını almıştır. Zorunlu hizmet görevi sonrası 2008 yılında kazandığı yan dal sınavı ile Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı'nda yan dal uzmanlık eğitimine başlamıştır. 2011 yılında 'Gastroenteroloji Uzmanı' olmuştur. Aynı yıl akademik kariyerde önemli bir aşama olan 'Doçentlik' sınavını başarı ile veren Yusuf YILMAZ, 2012 yılında Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi'nde 'Öğretim Üyesi' olarak atanmış, akademik ve bilimsel çalışmalarının Marmara Üniversitesi'nde devam ettirmiştir. Webometrics 2006 verilerine göre Dr. Yusuf YILMAZ, Türkiye'deki bilim insanları, sadece Tıp alanında değil bütün bilim insanları arasında, 223. sıraya yerleşme başarısını genç bir akademisyen olarak almıştır. 

Dünyada'ki En İyi Bilim İnsanları Listesinde

2017 yılında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne atanan en genç ‘Profesör’ olmuştur. 2018 yılında dünyada 'Tıp Bilimine Yön Veren 100 Türk' arasına girmiştir. Amerika Birleşik Devletlerinde Standford Üniversitesi tarafından 2020 yılında yapılan  araştırmaya göre dünyadaki en iyi bilim insanları listesine, Türkiye Cumhuriyeti Üniversitelerinden 195 Türk bilim insanının yer aldı. Bu listeye girme başarısı gösteren Dr Yusuf Yılmaz, aynı zamanda klinik tıp alanında bu listede yer alabilen 28 bilim insanı arasında iken, kendi bilim dalı olan Gastroenteroloji de ise Türkiye’den yer alan tek isim olma başarısını gösterdi.

Başarı ve Ödüller

Bugüne kadar bir çok akademik çalışmayı başarı ile yürüten Prof.Dr. Yusuf YILMAZ, 178 SCI kapsamında bilimsel makale, 53 uluslalarası kongre ve sempozyum, bir çok ulusal kongre ve semyozyum bildirileri bulunmaktadır. Yayınları 7580 atıf almış ve her yıl atıf sayısı hızla artmaktadır. Gösterilen bu başarı ile bugüne kadar bir çok ödül almıştır. Bu ödüller 2007 yılında henüz dahiliye asistanı iken yağlı karaciğer hastalığı ile ilgili özgün çalışmaları nedeniyle Türk Hepatoloji Vakfı Zafer Paykoç Ödülü'nü almıştır. 2008 yılında Uludağ Üniversitesi Yayın Özel Ödülü, 2010 yılında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üstün Başarı Ödülü, 2011 yılında Marmara Üniversitesi En Yüksek Yayın Performans Ödülü almıştır. Ayrıca bugüne kadar bir çok ulusal ve uluslararıs kongrelerden Araştırma Ödülü almıştır. Ülkemiz için oldukça prestijli ödüller arasında gösterilen Eczacıbaşı Bilim Teşvik Ödülü'nü 2011 yılında, Bayındır Tıp Teşvik Ödülü'nü 2012 yılında almıştır. 

Google Akademik 2020 verilerine göre >40 h endeksi ile ülkemizin en iyi akademisyenleri arasında gösterilmektedir. Yıllık atıf sayısı 2020 yılında 1400'e ulaşmıştır. 2021 yılında ise yılın ortasında olunmasına rağmen atıf sayısı 1500'ü geçmiştir. Bilimsel araştırmaları ağırlıklı olarak yağlı karaciğer hastalığının taranması, teşhisi, şiddetinin belirlenmesine  yarayacak invazif olmayan yöntemlerin keşfedilmesine ve klinik kullanımına ilişkindir. Yağlı karaciğer hastalığındaki bilimsel araştırmaları ile ülkedeki en deneyimli hekim olan Prof. Dr. Yılmaz bazı çalışmaları ile dünya literatüründe de öncü olmuştur.

Hepatology,  Journal of Hepatology, Alimantary Pharmacology and Therapeutics, Diabetes Care , Metabolism gibi 50’den fazla uluslararası dergide hakemlik görevi bulunmaktadır. Çeşitli yıllarda en iyi hakem, en fazla alıntı yapılan araştırma, en çok alıntı yapılan derleme sahibi bilim insanı başarısını da göstermiştir.

Vakıf ve Dernek Üyelikleri

Yüksek özverili çalışmaları sayesinde alanında sadece dünyaca ünlü bilim insanlarının davet edilerek derlemelerinin yayımlandığı prestijli dergilerde yazar olma başarısını göstermiştir. Bütün bu başarılar sayesinde uluslararası NASH komitesine seçilen Avrupa’dan sayılı birkaç bilim insanından biridir. Ayrıca Avrupa Karaciğer Araştırmaları Derneği, Amerikan Karaciğer Araştırmaları Derneği, Amerikan Kronik Karaciğer Vakfı üyeliği bulunmaktadır. Türkiye’de  Fibroscan kullanımında en deneyimli kişi olan Prof. Dr. Yusuf Yılmaz,  bu deneyimini gerek  yurt içinde gerekse yurt dışında hekimlere yönelik eğitim kurslarıyla meslektaşlarıyla paylaşmaktadır.

Geleceğe Dair

Ülkemiz özellikle son 20 yıldır hızla gelişmekte ve her alanda ilerleme kaydedilmektedir. Bu gelişim teknoloji ağırlıklı ve üretim odaklı bir ekonomik sistem kurmaktadır. Bir çok sektörde önemli gelişmeler yaşanmakta ve özellikle sağlık sektörü açısından da önemli çalışmalar yapılmaktadır. Milli Teknoloji Hamlesi ile savunma sanayinde başlatılan büyük atılım sonrasında sağlık sektörü ve diğer sektörlerle devam ettirilmektedir. Bilgi, teknoloji, araştırma/geliştirme ve yüksek katma değerli hizmet ve ürün üretme temelli bir gelişim modeli refah ve gelişmişlik yanında ülkemizin bağımsızlığı açısından son derere önemlidir. 

Ülkemizin sürdürülebilir ekonomik kalkınması ve bağımsızlığı için bilgi üretme, bilginin teknolojiye dönüşmesi, uygulamaya dönüşmesi ve uluslararası alanda bir referans merkezi haline getirilmesi bu gelişim modelinin taçlandırılması açısından çok önemlidir. Bu kapsamda bilgi üretme ve bilginin teknolojiye/hizmete/uygulamaya dönüştürülmesinde ana aktör olan üniversitelerin bu felsefede dönüştürülmesi, yoğunlaştırılması ve sektörel bazda kuma-sanayi-üniversite ilişkilerinin tesis edilmesi modelin başarıya ulaşmasında elzemdir. Bu amaçla Prof.Dr. Yusuf YILMAZ, ülkemizin gelişim modelinde katkıda bulunmak üzere bir çok proje fikri bulunmaktadır. Gelişen, dönüşen ve büyüyen ülkemizin, gelecek vizyonunda daha ileriye, daha refah, daha gelişmiş, daha bilgi üreten, daha çalışkan nesiller oluşturmak üzere çevik hale getirilmiş bir eğitim müfredatları, rekreasyon merkezleri, girişimcilik ve kuluçka merkezleri, üniversie-sanayi işbirliği merkezleri önemli adımlardır. Gençlerin beklentilerine uygun, onların sadece akademik değil her yönleriyle gelişimine destek olacak bir üniversite ideali ile yeni ortamların, yaşam alanlarının, kültürel alanların, sportif alanları, sanat alanlarının yerleşke içerisinde hızla oluşturulması sağlıklı nesiller için elzemdir. Gençlik sadece akademik bir eğitimle değil ve her yönüyle beslendiği bir yerleşke oluşturulmalıdır. Akademik eğitimin yanında değer yargıları, sanat, spor ve diğer bir çok donatıyla mezun edeceğimiz gençler ülkemizin gelişmesi ve dönüşmesi için öncü olacaklardır.