Âlemlerin Yüce Rabbi Allah cc. Maide suresi 5/ 105. Ayette mealen buyuruyor: “ Ey iman edenler! Siz kendi sorumluluklarınıza bakın.

Doğru yolda olduğunuz takdirde, sapkın kimseler size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O zaman Allah size yaptıklarınızı haber verecektir.”

İbn Hanbel IV. 409’da diyor ki: “ Kalbe, kalp denilmesinin sebebi, onun çok değişken olmasındandır. Kalp, çöldeki bir ağacın üzerinde asılı kalan, kuş tüyü gibidir. Rüzgâr onu bir oraya bir buraya savurur.”

İslam dini her daim insana hak ettiği değeri, önemi, kıymeti vermiştir. İnsanlar, İslam dininin yaşanmasıyla, uygulanmasıyla;  onur, şeref, saygınlık, rahatlık, refah bulmuştur. İslam dininin ahlak, erdem, adalet, doğruluk, dürüstlük, merhamet gibi ilkelerle medeniyet yaşamıştır. İslam dini olmadan, medeniyet kurulamaz. İslam olmadan, kurulan devletler, toplumlar; barbar, vahşi, dehşet oluşturan, canavar ruhlu yaratıklar olmuştur, olmaktadır.

İslam medeniyetinde; vahiy, akıl, bilim, duygu, düşünceler uyumlu çalışır. Uyumlu çalışmasından ahenk oluşur. İslam dini; vahiy, akıl, bilim, derinden düşünme gibi özelliklerin uyum içinde işlemesinden oluşur. İlim, akıl, kalp, beyin, danışma, ortak uzman aklı kullanma esastır.

İslam dininin yoğun yaşandığı dönemlerde, İslam medeniyeti kurulmuş ve yaşanmıştır. Batıl batı ve batıl Doğu hiçbir zaman medeni olamadığı için medeniyet kuramamıştır. Bir İngiliz, Almanya,  Fransa, Roma, Amerika, Moğol, Çin, Rus, İsrail medeniyeti olmamıştır. Onlar korkunç dehşet ve vahşet veren barbarlıklar kurmuşlardır.

Yüce Allah cc. Hud suresi 61. Ayette mealen buyuruyor: “ Allah sizi yerden var etti ve size orayı mamur hale getirme görevi verdi.”

Yanı Allah cc. Yeryüzünü mamur, imar, bayındır, güzel hale getirmeyi istiyor. Yeryüzünü geliştirmeyi istiyor. Öyle dünyaya değer vermeyin. Dünya sevgisi taşımayın. Bir pösteki bir hırka ancak Hint kask sistemini alt kesimine dayatılan bir düşüncedir. Bu da tarikatlarla Müslümanlara kadar ulaşmıştır. Müslümanlıkta pek çok hurafe, batıl düşünce girmiştir. Müslümanlar bunları ayırt edip, atmalıdır.

İnsan yaratılış gayesini de öğrenip, gereğini yapmalıdır. Niçin, neden, niye, nereden, kim tarafından, nasıl yaratıldığını öğrenmeli. Neler yapması gerektiğini de öğrenip, gereğini yapmalıdır. İnsan bir hayvan, bitki gibi sorumsuz, yükümlüksüz, görevsiz, ödevsiz, başıboş değildir. Böyle olsun, diye de yaratılmamıştır.

Allah cc. Zariyat suresi 56. Ayette mealen buyuruyor: “ Yüce Allah’a ibadet ve kulluk etme, ibadet yerlerini imar etmekle yükümlüyüz.”

Müslümanlar pek çok medeniyet kurmuşlardır. Peygamberimiz döneminde, Hicaz’da Afrika, Endülüs, Maveraünnehir, Hint, Şam, Anadolu, Bağdat, İsfahan, Semerkant, Buhara, Gırnata, Toledo gibi kentlerde, şehir medeniyetleri, medeniyet devletleri kurmuşlardır.

Müslümanlar, İslam dinine, ilme, bilime, tekniğe önem verdiklerinde, 8 yüzyıl; yükselmişler. Ne zaman değer vermez, duruma gelmişler. O dönemde de gerilemişler.

“Müslümanlardan binlerce âlim, bilgin, bilge çıkmıştır. Bunlar İslam âlimleri ansiklopedilerine yaşam öyküleri ile yer almaktadır.”

“Müslümanlar Afrika kıtasında medeniyetler kurmuştur. Mısır, Sudan, Fas, Cezayir, Etiyopya      ( Habeşistan) Somalı, Tin büktü olmak üzere, bu ülkelerde İslam medeniyeti, insanlık medeniyeti kurulmuştur.”

İslam âlimlerinden; İbn Rüşt, İbn Harezmî, İbn Münkedir, İbn Haldun, Şatıbı, Ebu Hayyan, Kadı İyaz, İmam Rabbani, Şah Veliyüddün Dihlevi, Süleyman Nedvi, Şemsulhak Azimahadi, Abdurrahman Maberekpuri, El- Leknevi, Şibli Numanı gibi binlerce İslam âlimi vardır.

İslam medeniyetinde, insana ve diğer varlıklara yeterince önem, değer, kıymet verilmiştir. Ahlak, erdem, fazilet, ilim, din değerleri öne çıkarılmıştır. Zalimlik, zulüm önlenmeye çalışılmıştır. Kul hakkına azami gayret edilmiştir. Devlet, dernekler, vakıflar halka hizmet etmiştir. Hayvanlar, çevre korunmuştur.

Medeniyet sadece ve ancak İslam dinine dayanarak kurulur, kurulmuştur. Batıl, putperest, Haçlı, Siyonist bir medeniyet olmamıştır, olmayacaktır. Bugün de bunu Amerika işgalleriyle, Batı dünyasının Amerika ile birlikte işgallerinde olan vahşetlerinde, Rus işgal ve saldırılarında, lanetli kavim Siyonist İsrail saldırılarında görmekteyiz. Allah cc. Ya ıslah eder ya da kahreder, kahretsin, diye dua ediyorum.

İslam dininden kopan Müslümanlar; zelil, rezil, illetli, zilletli, perişan, fecaatli, acınacak durumlara düşmektedir. Bunu aşmak için İslam Birliği mutlaka ama muhakkak kurulmalı. İşbirliği, yardımlaşma, dayanışma, ittifak, müttefik olmalı. Başka kurtuluş yolu yoktur. Şu anda on binlerce Müslüman, Siyonist İsrail saldırıları ile ölmektedir. Soykırıma uğramaktadır. Açlıktan, susuzluktan, sağlık hizmeti alamamaktan ölmektedir. İki milyar nüfuslu Müslüman nüfus de, hindiler gibi, öküz başlı antiloplar gibi bakmaktadır. İsrail askerleri gelen yardımların savaşta yaralılara, yoksun kalanlara dağıtılmasını engellemektedir. Filistinlilerin ölülerin toplu halde gömüldüğü mezarlıkları bile havadan bombalayıp, cesetlerin etrafa dağılmasını sağlamaktadır. Ben 30 kadar ülkenin savaşını izledim. Bu Siyonist İsrail gibi daha vahşi, adi şerefsiz, haysiyetsiz, kalitesiz, hayvan altı yaratık görmedim. Bu adi şerefsizlerin bu kadar zalim olmasının bir nedeni de, Müslümanların adam olamamasıdır.

İslam dini, âlemlerin Rabbi Yüce Allah’ın yegâne tek hak dinidir. Yüce Allah’ın sınırsız olan sıfatlarının tecellisidir. Yalanı, yanlışı, eksiği yoktur. Tam anlamı ile eksiksiz tamamlanmıştır. İnsan yaratılışına uygun hak, hakikat dindir.

 Ama Müslümanlar bu hak dinin neresindedir?

Ne kadarını yaşamaktadır?

Neden, niçin yaşamamaktadır.

Neden, niçin yaşamayıp, iki dünyasını perişan etmektedir?

 Bu konuda kapsamlı, derinlemesine düşünmek gerekir.

Allah’ın dosdoğru olan hak dinine, peygamberimizin kılavuzluğuna uymayıp da, neye uymaktadırlar?

İslam dinin cenneti vardır. Diğer sapkın, sapık düşüncelerin neyi vardır?

Kur’ân, kendine uymayanların, cehenneme gideceğini söylüyor. Kur’an, Allah cc. Sözüdür. Sözlerin en doğrusudur. İster inan, ister inanma! Kur’ân ne anlatıyorsa, mutlak dosdoğru ve mutlak gerçekleri söylemektedir.

Bugün insanlar pek çok yönüyle dertlidir, üzgündür, iyi ve güzel yaşayamamaktadır. Ama bunun nedenini de bir türlü anlayamamaktadırlar! Zira onlara ulaşıp, onların anlayacağı dilden açıklama, anlatma yapılmamaktadır. Sapkın sapıkların sesi, hak sesleri bastırmaktadır.

İslam medeniyeti, kendine has- özgü zihin, düşünce dünyasında açılımlar yaparak; siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, eğitim- öğretim konularında; Kur’an ve sünnet, bilim ışığında, sistematik sistemini oluşturmalıdır. Oluşturur. Oluşturmalıdır. İnsanlara en büyük ve yararlı hizmetleri sunmalıdır. Bugün bu 57 İslam ülkesinin hiçbir tanesinde yapılmamaktadır. Bunun içinde elin zalim kâfir gâvuruna mankutluk yapmaktadırlar.

Medeniyetin kurulması için en başta ilim- bilim- doğru bilgi, yüksek İslam ahlakı, edep, hayâ, hak -hukuk, hakkaniyet i yaşamak gerekir. Kul hakkına saygılı olmak gerekir. Halk entelektüel olmalı. Yöneticiler İslam ahlakı ve bilim irfanında olmalı. Halkta ve yöneticilerde, memurlarda, işçilerde bozulmalar olmamalı. İnsanların inançları, inanışları ne olursa, olsun; devlet ve de millet saygılı olmalı.

Irkçılık, etnik kimliklik, şovenlik haramdır. Asla yapılmamalı.

Dil ayrımı yapılmamalı. Herkes ana dilini konuşabilmeli. Âmâ ortak bir dil herkes öğrenmeli ki, millet birbiriyle anlaşsın.

Cinsiyet ayrımı asla yapılmamalı. Cinsiyet, Yüce Allah cc. Yaratmasıdır. Saygı ile karşılanmalı. Hukuk olarak eşitlik, birlik olmalı.

Bölgecilik yapılmamalı. Herkes istediği bölgede oturmalı. İş, ticaret, öğrenim görebilmeli.

Herkes istediği dini seçebilmeli. Din özgürlüğü olmalı.

İnsanların tenlerine göre ayrım yapmamalı. Herkes Yüce Allah’ın aziz kuldur. Bu asla unutulmamalı.

Herkes istediği inanç, kültürde yaşama özgürlüğünde olmalı.

Din ve bilim değerleri herkese öğretilmeli. Evrensel ölçülerde öğretilmeli. Ahlak ve insanlık merkezli öğretilmeli.

Batı medeniyeti dedikleri, sadece bir aldatma, kandırma, uydurma, mitolojiden oluşmaktadır. Hristiyanlık dedikleri de budur. Pagan inanışına benzemektedir. İçinde mitoloji, uydurma, kurgu, hurafeler vardır. Bir pagan anlayışına benzemektedir. Bu inanışı hümanizm ile insanlara vermektedirler. Ama ne hümanizm ne doğru ve gerçekler avdır. Propaganda yaparken; hümanizm işlenmektedir. Saldırırken azami, hadsiz hudutsuz vahşilik yapmaktadırlar. İnsani tanrı yerine koymaktadırlar. Ama Allah cc. Sözcüğüne yer verilmektedir. Tanrıda da birlik, vahdet yoktur.

Âlemlerin Yüce Rabbi Allah cc. Kamer suresi 49. Ayette mealen buyuruyor: “ Gerçekten biz her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık.”

İnsanlarda; ölçülü, dengeli, akıllı, mantıklı, makul, sağduyulu, dinsel, bilimsel, teknolojik, sağlam, kaliteli, verimli, yüksek standartlı iş, işlem, görev, ödev yapmalı. Böyle yaparsa, iki âlemde de zarar- ziyan görmeyenlerden olur, inşallah. Allah cc. Böyle davrananlara Rahman ve Rahim adı- sıfatı ile muamele eder, inşallah, diye dua ediyoruz. Sizlerde sözel ve fiili- eylemli duayı hiç eksik etmeyiniz, lütfen!