10 Nisan 1954 tarihinde dokuz kardeşli ailenin dördüncü olarak Çayeli Çataklıhoca Mahallesi’nde doğdu. İlkokul ve ortaokulu Çayeli'nde okudu. 1972 yılında Rize İlköğretmen okulunda mezun oldu. 1989 Eğitim Ön lisans ve 1998 de Açık öğretim Fakültesi Türkçe lisansı bitirdi. Otuz yıl sınıf öğretmenliği yaptı.

O günleri bakınız nasıl anlatıyor: “Ne mutlu ki sınıf öğretmenliği yapmışım. Öğretmenlik farklılıkları ayırt edebilme sanatıdır. Sınıf öğretmenliği binanın temelini teşkil eder. Alt sınıflarda çocuğun üniversiteye girmesini hazırlarsınız. Çok kalabalık sınıflarda yıllarca eğitim öğretim yaptım. Öğrencilere öz güven vererek, ilgi alanlarını belirleyerek, çocuklara sevgi ve şefkatle yaklaşarak davranış değişikliği kazandırılmalıdır. Bir eğitimci olarak öğretmen kardeşlerime şunu öneririm. İbadetlerini çiçek bahçesine bir bahçıvanın girdiği gibi sınıflara girsinler. Sabırlı olsunlar. Sevgi anahtarını hiç elden bırakmasınlar”.

Evli ve iki erkek çocuk babasıdır. Büyük oğlu bilgisayarcı, küçük oğlu ise öğretmendir. Hobileri kitap okumak ve şiir yazmak, balık tutmak, avcılık yapmak ve bol bol seyahat etmektir. 2002 yılında emekli oldu. Altı ay Londra'da ardından yedi yıl ABD’de kaldı. 2010 yılında yurda döndü. Emekli olarak mütevazi bir hayat sürdürmektedir..

HÜSEYİN KAYA’DAN

ÇAYELİ'NİN HAFTASI

50/55 yıl öncesinin Çayeli'nde haftamız olan çarşamba günleri göze çarpan Partal’lı sucu amca, Trabzon lastiği satan Sabri Civelek ve destancı Mustafa Bal üstadı unutmak mümkün mü?

Daha sonraları boncuk iğne iplik satan kardeşler vardı. Zaman neleri aldı götürdü. Neleri daha götürecek.

Sucu amca sokak sokak akşama kadar dolaşır isteyen herkese bedava geçmişlerinin ruhu için su dağıtırdı. Sırtında kazan, arkasında minder altta bir musluk vardı. Aynı bardakla herkese su dağıtırdı. Suyu bitince kazanı Tüysüz'ün suyundan doldurur, akşama kadar su dağıtmaya devam ederdi. Çok yorulduğu zaman oturup dinlenirdi. Ne güzel orta boylu beyaz sakallı mütevazi bir kimseydi.

Sabri Civelek bir kamyonetle lastik ayakkabı getirip satardı. Gislaved ve de kara lastik satardı. Hatta lastikleri eliyle gererek kolay yırtılmaz olduğunu gösterirdi. İyi reklam yapardı. Çenebaz bir şahsiyetti..

Yangın sel felaketi  deprem gibi zamanlarını anlatan destanlar yazan Çaykara'nın Ğorğoros Köyü’nden destancı Şair Mustafa Bal tek sayfa destanlarını elindeki mikrofonla okur. Hediyesi 25 kuruştan satardı.

HÜSEYİN KARA’NİN 1 KASIM 2008 TARİHİNDE ABD’DE KALEME ALDIĞI ŞİİR

AH ULAN AH

Yürüdükçe mecal kalmaz

Kıraç toprakta kök salmaz

Günah yapan iflah olmaz

Doğru kişi şerre dalmaz

Ah ulan ah yalan Dünya.

Sarmaz oldu dünya hali

Para etmez garip malı

Olmuşuz düşün hamalı

Ne yapacak bu ahali

Ah ulan ah yalan Dünya.

Dünya beşer saşar durur

Allah ister kulu yürür

Az çoğalır elbet büyür

Kervan yürür it kudurur

Ah ulan ah yalan Dünya.

Kaplar gönlünü bir duman

Dağlar engin vermez aman

Göçer gençlik göçer zaman

El mi yaman bey mi yaman

Ah ulan ah yalan Dünya.

Sonuna bak sen sonuna

Kim ister kalsın donuna

Nüfusun yüzde onuna

Versen doksan aç kuluna

Ah ulan ah yalan Dünya.

Yalan dünyayı mekan tut

Naçar kalıp sen hapı yut

Kurnaz olup halkı uyut

Helali haramla büyüt

Ah ulan ah yalan Dünya.

Düş gönlünde olsam pazar

Olsam yaşamdan behuzar

Kan kaybetsem azar azar

Bulsam girmem beleş mezar

Ah ulan ah yalan Dünya.

Ne ozanım ne de hozan

Hem okuyup hem de yazan

Arada fitneler bazan

Riya olup gönle sızan

Ah ulan ah yalan Dünya.

Geldik dünyaya bir defa

Boşa geldik gidiyoruz

Ömür biter olmaz vefa

Çekeriz biz bunca cefa

Ah ulan ah yalan Dünya

Kördüğüm olarak yazdım

Gözlerimle kuyu kazdım

Dokundum yüreğe azdım

Kara değil bem/beyazdım

Ah ulan ah yalan Dünya