Bir hastane koridoru düşünün. Sessizlik hâkim. Bekleyen yüzlerde umutla karışık bir yorgunluk var. Kimi bastonuna yaslanmış, kimi bir yakının koluna.
Bu sıradan bir bekleyiş değil. Bu, hayatın akışını değiştirebilecek bir kararın eşiğinde durmak demek. Bir kurul kararıyla yazılacak oran; bir kimsenin istihdamdan sosyal yardıma, bakım hizmetlerinden yaşama katılımına kadar birçok kapıyı açacak ya da kapatacak.
O kapıların ardında aslında birer hikâye var. Yüzdelik bir oranla temsil edilen bu hikâyeler, yaşanmışlıkların, mücadelelerin, kimi zaman da suskunlukların özetidir. %40, %66, %90… Her biri bir insanın farklı bir yüzünü anlatır. Kimi zaman bir annenin merdiven çıkamayışı, kimi zaman bir gencin yürümekte zorlanışı…
Engellilik, toplumun dışında kalan bir kavram değildir. Aksine, toplumun içindedir. Her bireyin bir gün adım atabileceği, belki de kaçınılmaz olarak tanışacağı bir haldir. Bu yüzden, sadece bireyin değil, sistemin de hazır olması gerekir. Destek olmak, yalnızca fiziksel bir yardım sunmak değil, bir hayatın yeniden üretken hale gelmesine eşlik etmektir.
Toplumu gerçekten güçlü kılan, yalnızca sağlıklı bireylerin üretkenliği değil; farklı koşullardaki bireylerin birlikte yol alabilmesidir. Engellilik bir kenara itilmesi gereken bir durum değil, toplumsal politikalarda öncelikli düşünülmesi gereken bir gerçekliktir.
Bugün bir yönetici, elindeki belgelerde yalnızca sayıları değil, o sayıların ardında yatan hayatları da görebilmeli. Bir kurumun vizyonu, duvarlardaki tablolarda değil, kapısından giren her bireye nasıl davrandığında gizlidir.
Unutulmamalıdır: Üretmek yalnızca çalışabilmek değildir. Bazen bir düşünceyle, bazen bir dayanışmayla, bazen de farkındalık yaratan bir varlıkla da üretim mümkündür.
Ve bazen tek bir rapor, bir toplumun vicdan aynası olur.
Kaynakça
Kahya, İ. S., Uyaner, İ., Keskin, A., Şahin, M. E., Kahya, İ. S., Özdilekcan, Ç., & Özdemir, T. (2021). Retrospective analysis of patients applying to a health board to determine disability rates. Journal of Medicine and Palliative Care, 2(4), 131–135.