Hayatta her şeyin bir zorluğu vardır, Bazen eksik, bazen yalnız,

Bazen karanlıkta kalmayı tercih edersin. Noksanlar Kenti Radyo ve Lavinya Dergisi kurucusu Tolga Türkmen karanlıkta kalmış birikimlerini gün ışığına çıkardı. Rize Gazete'sine anlattı...

Yazmak ve yazılanlar her zaman kıymetli olmuştur benim için,

O yüzden şiirin sihrine, kalemin kuvettine inancım hep tamdır...

İstanbulda yaşıyorum, doğma büyümelide İstanbulda yaşıyorum diyebilirim, Eğitim hayatım artık bilinir vaziyette, Lise mezunuyum. Üniversite okumak istemedim, hayallerime sarılmayı tercih etmiştim. Her şeyin güllük gülistanlık olmadığını ben şunu yapacağım dediğimde herkesin bana karşı cephe aldığında daha iyi anladım. Başta yazmak gibi bir hayalim vardı sadece, sade görünsede bakmayın kelimeleri yan yana koyabilmek bence müthiş bir kabiliyettir, en azından ben böyle bakıyorum.. Hiçbir yazımı, yazılarıda bunun için kötü ya da iyi kategorilerinde ayırmıyorum. Bence yazılan herşey yaşanmıştır, yaşanan hiçbir şeye bizim de sıralama koyma hakkımız yoktur.. Başta yazdıklarımı sadece ben okur, ben kendime yorumlardım, kendimi geliştirebileceğime inancım olsada korkularım vardı, dediğim gibi kimse inanmıyor, güvenmiyor. Yazılarımı çoğalttım, ama yazdıkça sanki farklı birşeyler yapmam gerektiğini düşündüm, Bu yazdıklarımı seslendirme kararı aldım. Zaten herşey bu kayıttan sonra oldu.. İnsanların inancı arttı, ama eksik birşeyler vardı daha çok insana duyurabilmekti. O zamanlar şans mıdır bilemiyorum. Ceyhun Yılmaz, Yıldız Tilbe, Fettah Can, Elif Şafak gibi isimler Facebook sayfalarında paylaşmalarıyla çevrem biranda oldukça fazla şekilde artış gösterdi.. Birkaç sene sadece yazmak ve seslendirmekle geçtikten sonra, insanlara bu şekilde değil canlı olarak sesimle ulaşmak istedim. Fakat eğitimim dolayısıyla tüm kapılar kapandı radyolarda.. Dedim yazılarımı biryerlerde yayınlayayım, oda olmadı.. Tüm reddetişlerimi aldıktan sonra oturup dediğim ilk cümle şu oldu.. ''

Birgün biryerlere gelirsem, gelemeyen herkese yardımcı olacağım ve bugün bana inanmayanlar birgün benimle nasıl tanıştığını anlatacak '' diye.. Bu cümlemi insanlar kibir diye yorumluyor aslında öyle değil. Sadece hırsımı göstermek istedim.. Kendi dergimi kurdum.. Evet oldukça cesur bir adım bu çünkü sadece elimde hayalim vardı, Kim bizi okur ki? kim yazı yollar ki? kime hitap edeceğiz bunları sürekli düşündüm ve değişim çağında olduğumuz için internet dergisi olarak Lavinya Dergisini hayata geçirdim. Yazar kadromuzu oluşturduk.. Hayali olan, yazmak isteyen, kapıları kapanmış herkesi içeri aldık.. Toplam 20 civarında yazarımız, benimle birlikte 3 ekip arkadaşıyız.. Farklı kategorilerde yazıyor yazarlarımız, bazen vaktim oldukça bende kendi dergime heyecanla tabi ki yazılarımı yazıyorum.. İnsanlar hayallerinde doyumsuz olsun diyorum, konferanslarımda, arkadaşlarımla sohbetlerimde çünkü kişi yaptığı işe doymazsa eğer ya onu geliştirmek isteyecektir. ya da daha iyisini yapabilmek için farklı amaçlar edinip farklı şeyler üretecektir.. Dedim bir radyomuz neden olmasın? çok çok amatör bir başlangıç ile çeşitli web sitelerinde yayın yaptım, baktım dinleniyorum, dinlendiriyorum insanları.. Bunu profesyonelleştirerek kendi web sitemizi, kendi markamızı düşünerek ' Noksanlar Kenti Radyo' yu yayın hayatına geçirdim.

İnsanlara dokunmayı seviyorum bu yüzden üretmekten bıkmıyorum.. Bunun karşılığında fedakarlık yapan taraf oldun pişman değilim elbette, pek uyku uyumuyorum mesela, Ama olsun bizi dinleyen, okuyan insanlara iyi gelmemiz onlardan aldığımız mesajlar beni baya dinç tutuyor zaten.. Geniş bir hitap kitlemiz var. Canlı yayınlarımda ortalama 4 saat kalıyorum, müzik, şiir, hikaye anlatımlarıyla süsleyerek sohbet ediyoruz.. Tabi radyo'da bu aşamada kıymetli isimler bana destek oldu... Söylemem gerekiyor. Yasemin Yılmaz'a , İrem Turan'a , İrem Koçak'a , Melahat Şahin'e , Murat Çetinkaya'ya , Cihan Zaimoğlu'na ve son olarak Kübra Uçar'a teşekkür ederim... Onlar sadece bir dinleyici değiller, çok daha ötesinde oldular... Yanlış yapsamda gülerek bunun üstesinden gelmemi öğrettiler, Uykusuz kaldılar benimle birlikte, Bazen benimle birlikte üzüldüler. Ama sonunda toparlanıp, iyi geceler dileklerimizle yumduk gözlerimizi. O yüzden onlara buradan birkez daha teşekkürlerimi iletiyorum... İnsanlar hep birilerini kıskanmakla hayatını yaşamaya çalışıyor.. Çok yanlış.. Kişi kendisini geliştirmeli, kendisine bir hedef koymalı bence o zaman güzelleşiriz.. Bizleri Noksanlar Kenti radyomuzdan dinleyebilir, sorularınızıda iletebilirsiniz...

Umarım birşeyleri söyleyebilir, toparlayabilmişimdir.

Bu fırsatı tanıdığınız için sizlere'de tekrardan teşekkürlerimi iletirim.

Bazı Anlar Hayata İhanettir.