Âlemlerin Rabbi Yüce Allah cc. Bakara suresi 177. Ayette mealen buyuruyor: “ Yüzlerinizi batıya ve doğuya çevirmeniz erdemlik değildir. Asıl erdemli kişi; Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaba, peygambere iman edendir. Sevdiği maldan yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, yardım isteyenlere ve özgürlüğünü yitirmiş olanlara harcayandır. Namazı kılıp, zekât verendir. Böyleleri anlaşma yaptıklarında, sözlerini tutarlar. Darlıkta, hastalıkta, savaş zamanında sabrederler. İşte doğru olanlar, bunlardır. İşte takva sahipleri bunlardır.”
Allah cc. Başka bir ayetinde; takva sahipleri cennete gidecektir, buyurmaktadır.
Bilim, ilim, dosdoğru bilgi, teknik, teknoloji, kültür, sanat, çağa uygun yararlı bilgi üretme ve geliştirme ile birlikte, Kur’ân ve sünnette öğrenip; yaşantımızın bir parçası haline getirmeli. Yaşantımızın yaşayan tarzı, biçimi yapmalı. Dinsiz bilim olmaz. Olursa, insan hayvandan bayağı yaratık haline gelir ki, bu da çok tehlikeli olur! Bilimde, dinsiz- imansız olmaz. Olursa, yanlış olur. Din yanlış, eksik anlaşılır. İslam dini de, bilimde Allah’ın ilim, âlim sıfatının sonucu olmuştur. Biz din ve bilim ayrımı yapmıyoruz. Yapanlar; din ve bilimin daha kolay anlaşılması için yapmıştır.
Kur’ân’ı Kerim; insanları, hayvanları, bitkileri, doğayı, varlıkları, dünyayı, evreni yaratan âlemlerin Rabbi Yüce Allah’ın sözüdür. Kur’ân; Peygamber sas. Sözü değildir. Rabbimizden gelen mesaj- iletidir. İslam dinimizin birinci temel kaynağı; Kur’ân’dır. Kur’ân, insanlara, Müslümanlara bin tane esas, asıl konuda kısa bilgiler verir. Kur’ân’ın açılımını peygamberimiz sas. Yapar. Bu peygamberimizin yaptıklarına da sünnet denir.
İbadetleri Allah cc. Yap, der. Peygamberimizde, hadis ve sünnetleriyle, söz ve eylemleriyle nasıl yapıldığını öğretir. Peygamberimiz bu hadis ve sünnetleri ayrıca Cebrail meleğinden öğrenmiştir. Hadis ve sünnetler olmadan, Kur’ân’ın tam ve doğru anlaşılması, emir ve yasaklarının yapılması mümkün değildir. Yapılacak olsaydı, Allah cc. Peygamberlerle ilahi mesaj göndermezdi. Tüm ilahi kitaplar, peygamberlerle insanlara ulaştırılmış ve öğretilmiştir.
Her ilahi mesaj, peygambere uyulmasını, itaat edilmesini, biat edilmesini emreder. Peygambere itaat edenler, Allah’a da itaat etmiş olur, denmektedir.
Kur’ân, inanç- iman, ibadet, güzel ahlak, muamelattan söz eder. Allah cc. İnsanların yaşam kılavuzu olarak mesajlarını peygamberlere göndermiştir. Kur’ân ’da adı geçen 25 peygamber ve 4 büyük kitap, 4 de suhuf- sahife, sayfa, metin adı geçmektedir.
Kur’ân’ın gönderilme amacı, gayesi; insanların dünya ve ahirette huzurlu, mutlu, rahat, kolay, onurlu, iyi, güzel, yararlı, hayat- yaşam geçirmeleri içindir. Bütün ilahi mesajların hedefi budur. Kur’ân ve sünnet dışı hiçbir düşünce ve eylem; insana, bireye, aileye, topluma, devlete, varlıklara; iyilik, hayır getirmemiştir, getirmez, götürmeyecektir. Getirecek olsaydı; Allah cc. İslam dini, ilahi mesaj ve peygamberler göndermezdi. Bugün bu değerler dışında kalanların, dünyanın en zararlı varlıklarından çok daha fazla tehlikeli olduklarını beş duyu organlarımızla görüyoruz.
Âlemlerin Yüce Rabbi olan Yüce Allah cc. Sa’d suresi 29. Ayette mealen buyuruyor:
“ ( Resulüm!) Sana bu mübarek Kitabı, ayetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar, diye indirdik.”
Nisa suresi 82. Ayet: “ Hâlâ Kur’ân üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler mi? Eğer O, Allah’tan başkası tarafından gelmiş olsaydı, onda birçok tutarsızlık bulabilirlerdi.”
Haşr suresi 21. Ayet: “ Kur’ân, insanların düşünüp, anlaması için indirilmiştir.”
Peygamberimiz sas. Diyor ki: “ Sizin en hayırlı/ üstün olanınız, Kur’ân’ı öğrenen ve öğretenlerdir.”
Hadisi şerif: “ Kim Kur’ân’ı Kerim’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğe de, on katı ödül vardır.”
Sa’d suresi 29. Ayet: “ Bu Kur’ân, ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.”
Kur’an’dan yararlanmak, öğrenmek, uygulamak, anlamak, bilmek, anlatmak için önce İslam imanı sahibi olmak gerekir. Eğer imansız birey, Kur’an’ı okursa, daha çok düşmanlık edebilir. Okuyan, önce iyi düşünce sahibi olmalı. Benimseme eğiliminde olmalı. Düşmanlık ederek okursa, düşmanlığı daha da artar. Akıl erdirmek istemezse, yarar görmez. Çünkü Kur’an aklı doğru kullanmayı, aklı işletmeyi, güzel ve dosdoğru düşünce sahibi olmayı, zalim olmamayı, kâfir olmamayı söylüyor. Düşünme, ilim öğrenme hakkında 792 ayete yakın ayet bulunuyor. Anlamak istemeyenler, anlayamazlar.
Kur’ân okumaya başlamadan önce; niyet iyi, duygu güzel, düşünce doğru olmalı. Günümüzde Kur’ân ’da açık bulmak, eleştirmek, yermek, kötülemek için okuyan, binlerce insan vardır. Okudukça düşmanlıkları daha da artmaktadır.
Kur’an’ı öğrenmek, öğretmek, yararlanmak için okuyan, binlerce insan yararlanmıştır. Hidayete – dosdoğru yola ermiştir.
Allah cc. Aklı, zekâyı dosdoğru kullanan müminlerden bizleri eylesin, diye dua ediyoruz. Sadece dua etmekle de kalmıyoruz. Gereğini de; fiil, davranış, hareket, eylem olarak harfiyen yapıyoruz, yapmalıyız. Sadece sözel dua etmek; işin kolayı ve tembellerin, iş görmezlerin işidir. Sözel dua ile birlikte; fiili- eylemli dua da olmazsa olmazlardandır.
Tarla yabani otlardan temizlenmeden, sürülmeden, ilaçlanmadan, bakımı yapılmadan, sulanmadan; verimli ve kaliteli ürün vermez. Bu işte sadece sözel dua ile olmaz. Fiili dua gerektirir.
Yalan, yanlış, kötü, çirkin, bozuk, nefret, kin, çürük tohum ekenler; gül, çiçek biçmez, biçemez. Hele bu bozuk tohumları, bakımsız tarlalara, arazilere ekerse; biçeceği hiç de işe yarar bir varlık hiç olmaz. Herkes aklını başına toplamalı. İslam dininden ve yaşamın olup- bitenlerinden, ders çıkarıp, ibret almalıdır.
İslam dinin korumasını emrettiği 5 esas olan asıl değerlere mutlaka ama muhakkak sahip olmalı, sahip çıkmalıdır. Başka türlü olmaz. Ancak bu 5 ( beş) değer için mücadele verirken can verenler; şehit olur, gazi olur.
Bir kuş sabahlayın uyandığında, rızkını aramak için uçmaya, çevrede beslenme girişimini sürdürmeye çalışır. Yattığı yuvasında beslenemez.
Bilmek için okumak, ders çalışmak, araştırmak, gezi- gözlem yapmak, incelemek, geliştirmek gerekir. Çevrenizde gördüğünüz her makine, alet, araç- gereç, teknolojik ürün; yüzyıllarca bilgi birikiminin teknolojiye uygulanmasıyla olmuştur. Yatanlar günümüzde bile; yaşını, yaşadığı ili, İlçeyi, çevreyi bile bilmemektedir. Dünyadan ve kendilerinden habersizdirler.
Bugün cahil cühela, cahiliye dönemi gibi hala cehalette yaşayanlar vardır. Allah cc. Kur’an, peygamber sas. Bilmezler. Allah’tan başka her şeyi severler, sevgi, saygı gösterip, taparlar. Kur’an’ın bütün uyarılarına rağmen; İslam dinine, Yüce Allah’a, peygamberine sas. Şirk- ortak koşarlar. Allah cc. Kur’ân, peygamber sas. , hak ve hakikati inkâr eder, yalanlarlar. Ahireti, tekrar dirilmeyi de yalanlarlar. Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’ın güç ve kuvvetine inanmazlar. Yüce Allah’tan başka tanrı, tanrılar edinirler. Bu kişilerin var olan günleri perişanlık, gelecekleri felaket ve fecaat olacaktır.
Müslüman boş iş, işler yapmaz. Faydasız- yararsız işlerin içinde olmaz. Zararlı iş yapmaz, yapmamalı. İslam dinimiz yararlı, iyi, güzel, doğru, dürüst, önemli, değerli, kıymetli, hayırlı, anlamlı işlerle meşgul olmayı ister. Sözlerinde en dosdoğrusunu söylemeyi, yazmayı önerir. Dünya ve ahirette yararlı olacak davranışların yapılmasını tavsiye eder. Hiçbir şeyi israf etmeyi, savurganlık yapmayı yasaklar. Zamanı, sağlığı, serveti boş ve yararsız yerlerde harcamayı yasaklar.
Müslüman bilgili, bilinçli hareket eder. Bilmediği işleri yapmaya kalkmaz. Zarar göreceği işlerde bulunmaz. Asılsız, esassız işlerin içinde olmaz. Özü, sözü, yazısı, görseli, eylemleri, fikri, düşüncesi, insafla, vicdanla, imanla olur, olmalıdır. Kusurlu hiçbir iş yapmamalı. Allah’ın emrini tutmalı. Yasakladıklarından sakınmalı. İyilikleri emretmeli. Yasakları usulüne uygun yasaklamalı. Herkes görevini, sorumluluklarını hakkıyla ve layığıyla yerine getirmeli. Haram işlerin içinde olmamalı. Suç işlememeli. Günümüzde ülkemizde ve dünyada çok haram, suç, günah işlenmektedir. Pek çok kişi zarar gördüğü gibi hayatı- yaşamı bile kararan çok olmaktadır. Suçlu cezaevine veya öbür dünyaya giderken; aile halkı ve sevenleri çok perişan olmaktadır.
Dünyada yanlış öğretilen dini inanışlar ve ideolojik sapkınlıklar hep; anarşi, şiddet, terör, terörist, yıkım, bozukluk üretti, üretiyor. Bunun için dünya insanları hiçbir zaman rahat görmedi. Huzur mutluluk içinde yaşayamadı. Aslına, esasına uygun öğretilmeyen, İslam dininden tutunda, diğer semavi din denilenler, felsefi- beşeri dini inanışlar; hep anarşi, şiddet, terör, terörist, çete, mafya, sadist, hodkâm, hırsız, yolsuz, haydut, katliamcı katil üretti. Ülkemiz Türkiye’mizde bundan çok büyük zarar- ziyan gördü. Her dönemde 100 taneden aşağı hiç terör örgütü olmadı. Her zaman terörü destekleyen siyasi partiler ve devlet kurumları oldu. Sürekli milli, manevi değerlerimize düşmanlık eden, siyasi partilerimiz, yüzlerce derneğimiz oldu. Bu alçak hainler, hem vatan, millet, devlet düşmanlığı yapmaktadırlar. Hem de vatan, millet, devletimizden beslenen, azılı hırsız, yolsuz, asalak hortumcudurlar.
2016- 2022 yılları arasında çok başarılı olan Süleyman Soylu adında bir İçişleri Bakanımız oldu. Terör, çete, mafyalara karşı başarılı bir mücadele verdi. Bu yıllar arasında, 6 yılda 550 tane mafya, çete örgütü çökertildi. Bu çökertilen mafya ve çetelerin silahlı eşkıya- haydut, cani sayılarını sadece sayı olarak yazacağım. Şöyle ki: 428- 253-247-239-209-207-158-124-102-102-98-68-61-58-56-53-47-44-43-40-40-39-33-28 silahlı eşkıya elemanları da tutuklandı.
Bunun yanında PKK, DHKPC, DEAŞ, FETÖ gibi terör örgütlerine karşı da başarılı bir mücadele verilmektedir. 2016 yılından 2023 yılına kadar 123 bin Fetö terör örgütü elemanı ceza aldı. Bunları koruyan siyasi partiler, devlet kurumları, üst mahkemeler de vardır. Daha çok Anayasa Yüksek Mahkemesi tarafından korunmaktadırlar. Bu yüzden Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi arası açıldı. Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Yargıtay suç duyurusu yaparak, savcı görevlendirildi.
Bölücülük yapan, eski adıyla HDP, yeni adıyla HEDEP devletten, milletten beslenmektedir. Devlete çöreklenmişlerdir. HDP, PKK terör örgütü uzantısı bir siyasi partidir. Seçime giremedi. Onun yerine YSP girdi. Ama Anayasa Mahkemesi, seçime girmeyen, HEP Partisine 400 milyon liradan fazla seçim yardımı, devletin yapmasına izin verdi. Aynı zamanda kapatma davasını sürüncemede tutmaktadır. Ben ömrüm boyunca siyaseti takıp ederim. Anayasa Mahkemesinin, milletimiz ve devletimiz lehine karar verdiğini pek görmedim. Daha çok zarar vermiştir. En çok zararı da dindar kızlara, kadınlara vermiştir.
2023 Yılı Mayıs ayında Genel seçim yapıldı. Yeni Bakanlar atandı. Yeni İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya oldu. Bu Bakanımızda, Süleyman Soylu gibi çok başarılıdır. Haziran 2023 gününden 10 Ekim 2023 gününe kadar, 38 tane mafya, çete çökertildi. Mahkemelere sevk edildi. Hala tutuklamalar, çökertmeler devam etmektedir. Milli Savunma Bakanımızı, Sanayi ve Teknoloji Bakanımızı, Ulaştırma Bakanımızı, Dışişleri Bakanımız, Sağlık Bakanımızı başarılı buluyorum. Diğerleri pek başarılı olamamaktadırlar. Çalışma Bakanı, Ticaret Bakanı, Maliye Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, Kültür ve Turizm Bakanı daha çok halkımıza zarar vermektedir. Adaletli ve doğru davranamadığından, zarar vermektedir.
İsrail terörist ülkesi, barbar, vahşi, şeytan, adi, şerefsiz, insanlıktan uzak İsrail yönetimi; 07 Ekim 2023 Cumartesi günü Gazze’ye saldırdı. Zaten her yıl saldırıp; 1,000 kişi üzerindeki, insanı; hava, kara, denizden attığı toplarla katlederdi. Ama şimdiki saldırısında, Hamas’ın akılsızca yaptığı saldırıyı bahane göstererek, savunma hakkımızı kullanıyorum, dedi. İslamcıların ve komünistlerin pek doğru düşünemediği, öngörüsüz olduğunu söyleyelim. Hamas da İslamcı bir siyasi parti olup, Filistin’in bağımsızlığı mücadelesi verdiğini anlatıyor. Ama bunu başkasının aklı ile yaparsa, pek çok yanlış ortaya çıkıyor. Düşmanın eline koz ve fırsat veriyor.
07 Ekim 2023 Cumartesi günü Hamas örgütü, İsrail’e 15- 20 dakika içinde 5 bin top atıyor. Beş bin top atıyor ama bu toplar hem etkisiz hem de düşeceği yere ayarlı değildir. Zaten İsrail bu bin tane topu, Demir kubbe denilen savunma sistemi ile %90’dan fazlasını havada patlatıyor. Savunma sistemi yapay zekâ- robotik olarak devreye girip, %90’ini havada vuruyor, imha ediyor. Bu atılan toplar etkisiz, basit, ayarsız olduklarından, İsrail’e zarar vermiyor.
İsrail’de saldırıya uğradım. Kendimi savunma hakkım var, deyip; hava, kara, denizden, en modern, etkili, ağır silahlarla 2,3 milyon nüfuslu Gazze kentini 39 gündür vurmaktadır. 2,3 milyon nüfuslu kentten sadece harabe bir beton ve kum yığını kaldı. 13- 15 katlı binalar, 900 kiloluk toplarla yerle bir oluyor. Koskoca dev binalar, tek bir topla paramparça oluyor. Avrupa, Amerika tam destek veriyor. Avrupa’da sadece ispanya desteklemiyor. Zaten Gazze, İsrail ülkesi içinde bir toprak parçasıydı. Elektriğini, suyunu, akaryakıtını kesiyor. 30 gün kente hiç insanı yardım girişine izin vermiyor. Dokuz günden beri çok kısıtlı insanı yardım kente giriyor.
Savaşta kadınlar erken doğum yapıyor. Prematüre bebekler doğuyor. Ama kuvözde elektrik, oksijen, ilaç olmadığından ölüyorlar. 36 hastane, sağlık merkezi vuruldu. Hastane, okul, cami, kiliselerde vuruldu. Buralara sığınan sivil halk da öldü. 13,500 insan cesedi toplandı. Bunun 5,500 kişisi bebek ve çocuk, 4 bin kadarı kadındır. Ama bunlar, cesedi bulunanlardır. Enkaz olan binaların altında ne kadar ceset var, bilinemiyor.
Hamas savaşçıları 30- 40 metre derinliğinde olan, 500 km. uzunluğu olan, dolambaç gibi tünellerdedir. Buralara bombalar etkili olamıyor. Ama Amerika yer, beton delici bombalar veriyor. Her türlü silah yardımını yapıyor.
İslam ülkeleri 57 devlet olarak toplandı. Zurnadan kararlar aldı. Arap Birliği 22 ülke toplandı. Ama boş kararlar aldı. Onlar etkili olamazlar. Arap ülkeleri monarşi ile yönetiliyor. Paraları hep batılı ülkelerin bankalarındadır. Yöneticilerin saltanatını batılı ülkeler sağlıyor. Birer düşman kuklasıdırlar.
1973 İsrail, Arap savaşında petrol kısıtlaması yapmışlardı. Şimdi onu da yapmadılar. Oysa petrol, doğalgaz kısıtlaması yaparak, paralarını batılı bankalardan çekerek, etkili olabilirlerdi. Daha etkilisi; hava ve kara sahalarını, İsrail’e kapatabilirlerdi. Ama bunu bilerek yapmadılar. Çünkü Hamas İslamcı bir örgüttür. Onlar monarşi ile yönetim kuran bir derin kukla yapıdır. Sadece Türkiye barış, ateşkes için diplomatik girişimlerini sürdürüyor.
İsrail elinde 95 tane nükleer bomba var. Sadece bir tanesi 20 milyonluk İstanbul’u öldürür. 600 km. çevresine de etkili olur. Nükleer bombayı caydırıcılık olarak kullanıyor.
Hamas, İsrail’e zarar vermeyen 5 bin bomba saldırısıyla, İsrail yönetiminin eline koz verdi. Oysa bu bir kendini savunma değil, katliam, soykırım yapmadır. Ama ben her zaman söylüyorum. İslamcılarla, komünistlerin beyinleri doğru işlemiyor. İşletemiyorlar. İslamcı olma ile Müslüman olma apayrı bir şeydir. Karıştırmamalı. İslamcılık bir ideolojidir. Din değildir.
İsrail katil katliamcılarına fırsat verildi. Tüm Gazze bir bahane ile yıktırıldı. Ben 30 kadar ülke savaşı izledim. Bu kadar daha başka bir yıkım görmedim. Çünkü sadece bir kentte bomba yağdırılıyor. Hem de en etkili bombalar atılıyor. 40 bin kadar bomba atılmış.
Okullar, fırınlar, Pazar yerleri, hastaneler, camiler, kiliseler, BM binaları vuruluyor. BM Başkanı kentte bile giremedi. İsrail zaten katil, katliamcı, soykırımcıdır. Hamas ise sanırım İran teşviki ile ilk saldırıyı yapmıştır. İran’ın şimdiye kadar Müslümanlara yarar bir eylemi olmamıştır.
Zalim kâfir gâvura bulaşmamak gerekiyor. Onlar cephede savaşmaktan çok sivil yerleşkeleri vuruyorlar. Otuz kadar savaşta hep böyle yaptıklarını gördüm. Haçlı seferleri de hep böyle yapıldı. Hava savunma sistemleri yapmak gerekiyor. Bir de Müslümanlar birlik olamıyor. İslam dışı her zalim birlik oluyor. Şu anda Türkiye dışında zalime hiç ses çıkaranı görmedim. Her zaman bu böyle olmaktadır. Müslüman ülke yönetimleri köle, parya, esir- tutsak edilmiş. Her yönü ile sömürü ve işgal altındadır.
Bugün Gazze’de narkozsuz, ilaçsız, oksijensiz ameliyatlar yapılıyor. 1,7 milyon insan yurdundan göçtü. 60 tane gazeteci bilerek öldürüldü. Fırınlar yok edildi. Zararlı, kullanması yasak beyaz Fosfor bombası kullanılıyor.
Rusya ile Ukrayna savaşı 24 Şubat 2022 gününden beri devam ediyordu. Tüm batılı ülkeler Ukrayna’ya her türlü desteği veriyordu. İsrail saldırısı başlayınca, orada savaş bitti. Batılı ülkeler İsrail’e yardım ediyor. Filistin’e yardım eden yok. Sadece ülkemiz gıda ve sağlık malzemesi, elemanı gönderiyor.
İsrail, Akdeniz kıyısında bulunan Gazze halkını, Mısır’a sürerek, o toprakları işgal etmeyi planlamış. İşgal ile Filistin’e yerleşmiş. 1948 yılında İsrail Devleti kurulduğunda da bir milyon Filistinli göç ettirilmişti. Müslümanların çektiği çile, ıstırap, acı; Osmanlı’dan ayrılma mücadelesi vermeye başladığı gün başlamıştır. Osmanlıya karşı verilen bağımsızlık savaşının cezasıdır, bu olup, biten vahşetler! 35 cephede Osmanlıya karşı bağımsızlık savaşı verilmişti. Dört milyon Osmanlı şehit edilmişti. Bugün bu gerçekleri bazı mümin olanlar gizleme derdine düşmüş. Doğru doğrudur. Gerçek gerçektir. Gizlenmemelidir.
İslam dininde cihat etmek farzdır. Pek çok ayette cihat edilmesi emredilmektedir. Cihat sadece savaşmak anlamında değildir. Müslümanların Allah cc. İçin yaptıkları; mal, can, namus, iffet, nesil, vatan, din- iman, akıl koruma mücadelesi bir cihattır. Bu çağın koşullarına göre çok farklı biçimde meşru olarak yapılır. Cihat, Hicretin 2. Yılında farz kılındı. Nisa suresi 95. Ayette cihat emredilmektedir. Peygamberimiz de cihat hakkında pek çok söz söylemiştir. Cihat etmeyenler, düşmana kul köle, esir- tutsak olurlar, olmaktadırlar.
Bugün Filistinlilere sahip çıkan yoktur. Kendileri, Filistinliler onlarca gruba ayrılmış. Bazen birbiriyle savaşmaktadırlar. Laik- seküler olanlarla, İslamcılar ayrıdır. 2006 yılından beri birbiri ile çatışmaktadırlar. Batı Şeria ve Gazze farklı grupların elindedir. Allah cc. Ayetinde; “bölünmeyin, parçalanmayın, yoksa gücünüz gider…” buyurmuştu. Dinleyen yok! Dinlemesen, İsrail ve benzer kâfirler böyle yok eder! Akıllı olmalı. Kur’ân ve sünnetten ayrılmalı.