Al-i İmran Suresi 3/103. Ayetin meali: “Hep birlikte Allah’ın ipine- İslam dinine sımsıkı sarılın- yapışın; bölünüp, parçalanmayın!”

Hakiki mümin ve Müslümanlar; hak hukuk doğruluk dürüstlük adalet hakkaniyet güzel ahlak edep hayâ sahibidir, sahibi olmak durumundadır. Zira âlemlerin Rabbi Yüce Allah cc. İnsanların, Müslümanların bu ve benzeri binlerce sıfata- Hep birlikte ön ada – sıfata sahip olmalarını istemektedir.

Mümin ve Müslümanlar, Yüce Allah’ın emirlerini tutar. Yasakladıklarından sakınır. İyilikleri, yardımları, hizmetleri artırır, çoğaltır ve yayar. Kötülükleri azaltır ve yasaklar.

Müslüman, İslam dininin ve bilimin güzellikleri ile yaşar. Dosdoğru, adaletli, dürüst, dostluk içinde barış içinde yaşar. İnsanlara adil ve eşitlikçi anlayış ile davranır. Fedakâr, cefakâr, özverili, diğerkâm olarak yaşamayı sürdürür. Dünya insanlığına, varlığına huzur ve mutluluğu yayar. Dostluk ve kardeşliği oluşturur.

Müslüman;  sevgi, saygı, kardeşlik, sorumluluk içinde, alçak gönüllülükle, ağırbaşlılıkla davranır. Birey, aile, toplum, devlet yönetimi; İslam ve bilim ilkeleri ile şekillenir, donanır.

Müslüman, öncelikle adil olmalıdır. Aile kurumuna önem vermelidir. Cömert, çalışkan, helal kazançlı olmalı. Toplum olarak; yardımlaşma, dayanışma, paylaşma içinde, barış ve dostluk içinde yaşamalı. Müslüman duyarlı, hassas olmalı. Dürüstlüğü esas almalı. Fedakâr olmalı. Güvenilir olmalı. Hoşgörülü, iyilik eden, kardeşliği tesis eden, misafir sever olmalı. Özgürlüğü esas almalı. Özgür olmayan birey inancını yaşayamaz.

Müslüman aklen, bedenen, fikren sağlıklı olmalı. Çok bilgili bilinçli olmalı. Samimi olmalı. İki yüz yüzlü olmamalı. Sorumluluk sahibi olmalı. Sözünde durmalı. Yapmayacağı sözleri vermemeli. Maddi manevi anlamda tertemiz olmalı. Vatan, millet, devlet, insan, varlık sever olmalı. Doğasever olmalı.

Müslüman ahlaklı ve hoşgörülü olmalı. Amacı, gayesi, hedefi hakça hukukça olmalı. Araştırma, inceleme, gözlemleme, dersler çıkarma, ibret alma yapmalı. Basiretli, ferasetli, öngörülü, ileri ve geniş görüşlü olmalı. Hak değerlere kıymet vermeli. İletişim ve diyalog kurmada başarılı olmalı. Konuşmasını, yazmasını, iletişim kurmasını doğru yapmalı. Kendini, Rabbini, haddini, hakkı tanımalı. Öğrenme ile insan kendini geliştirip, olgunlaştırmalı. Sorunları çözmeyi becermeli. Zamana, mekâna, imkâna göre uygun karar vermeli. Öğrenmeyi ve öğretmeyi öğrenmeli.

Yüce Allah cc.  ayet-i kerimede, Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Allah, inkâr edenleri ve zalimleri asla bağışlamayacaktır.  Onlara asla bir çıkış yolu da göstermeyecektir.”

Bir hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (sas) şöyle buyuruyor: “Mazlumun bedduasından sakın. Çünkü onunla Allah arasında perde yoktur.”

Yüce dinimiz İslam, barış ve esenlik, adalet ve merhamet dinidir. İslam’a göre bütün insanlar, din, can ve mal dokunulmazlığına sahiptir. Rahmet elçisi olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz (sas), savaşın da bir ahlakı ve hukuku olduğunu tüm dünyaya öğretmiştir. Allah Resulü (sas), savaşta dahi olsa, kadınlara, yaşlılara, çocuklara, mabetlere, hatta bitki ve hayvanlara asla zarar verilmemesini emretmiştir.

Müminlerin yine yüreklerimiz buruk, gönüllerimiz ise mahzundur. Hz. Ömer’in özgürleştirdiği ve barış yurduna dönüştürdüğü Kudüs’te, Filistin’de yine masum canlar hayattan- yaşamdan koparılmaktadır. Mümin kardeşlerimiz, yerlerinden ve yurtlarından edilmektedir. Dünyanın en tahrip edici bombaları altında masum çocukların, kadınların ve yaşlıların feryatları, vicdanı ve insafı olan herkesi derinden yaralamaktadır.

Yaklaşık bir yüzyıl önce Filistin topraklarında barış ve huzura son verilerek, fitne ve zulmün tohumları ekildi. İsrail, Müslüman coğrafyanın bağrına saplanan paslı bir hançer gibi işgal ettiği topraklarda, Müslümanlara zulmün her çeşidini reva gördü. Barışın yurdu bu topraklara girdiği günden bu yana, uluslararası hukuku ve insan haklarını yok saydı. İnsanlığın en eski şehirlerinden biri olan ve ilahî dinlerin kutsal kabul ettiği Kudüs’ün saygınlığına zarar getirdi. İlk kıblemiz ve kutsal mabedimiz olan Mescid-i Aksa’nın dokunulmazlığını ihlal etti.

Çok üzgünüm, çok yazık olduğunu haykırıyorum. Bugün, dünyamız savaşlar, işgaller ve küresel krizlerle kuşatılmış vaziyettedir. Bu vahim acı durumun bedelini ise en çok zayıflar, mazlumlar ve çocuklar ödemektedir. İşte Gazze’de yaşananlar, bunun en açık örneğidir.

İsrail, bir Filistin şehri olan Gazze’yi yıllardır dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürmüştür. Abluka altına aldığı Gazzeli kardeşlerimizin en temel ihtiyaçlarını temin etmelerine bile engel olmuştur. Kardeşlerimiz yerinden ve yurdundan edilmiştir. Mal ve mülkleri haksız bir şekilde ellerinden alınmıştır. Onlara hiçbir şekilde hayat hakkı tanınmamıştır. Siviller, kadınlar, çocuklar, yaşlılar, topyekûn bir halk; korkunç silahlarla, bombalarla katledilmiştir. Gazze’de bugün tüm dünyanın gözü önünde tarihin en büyük zulmü- haksızlığı yaşanmaktadır. Bütün bu baskı ve zulümlerin karşısında Müslümanlara özgürlük mücadelesinde direnmekten başka çare kalmamıştır.

Tarih bize göstermektedir ki, zulüm ebedi- sonsuz olamaz ve zulümle mutluluk olmaz. Masumların kanları üzerine kurulu hiçbir hükümranlık uzun süre ayakta kalmaz

Allah cc. Bir ayetinde:  “Kâfirler istemeseler de, Allah nurunu tamamlayacaktır.”

 Filistinli kardeşlerimiz, Allah’ın izni ve yardımıyla kendi ülkelerinde özgürce yaşama imkânına mutlaka kavuşacaktır.

Ümmet-i Muhammed olarak bize düşen, birlik ve beraberlik içinde hareket etmektir. Kardeşlik hukukumuzu canlı tutmaktır. Filistinli kardeşlerimizin haklı mücadelesinde onlara maddi ve manevi destek olmaktır. İşgal edilen topraklarına yeniden kavuşmaları için topyekûn gayret göstermektir. Hak ve adalet mücadelesi verirken, İslam’ın koyduğu sınırları asla aşmamaktır. Yanlış ve yanıltıcı bilgi ve paylaşımlara itibar etmemektir. Her alanda güçlü olmak ve yeryüzünde adalet ve merhametin teminatı olacak bir medeniyeti yeniden inşa etmek için var gücümüzle çalışmaktır.

Yüce Allah’ın her gününde, Rabbimize gönülden dua edelim:  “Allah’ım! Bütün dünyanın gözü önünde topluca katledilen mağdur ve mazlum Filistinli kardeşlerimize yardım eyle! Yeryüzünde zulme uğrayan tüm mazlumlara yardım eyle! Vatanımızı, milletimizi ve bütün insanlığı her türlü kötülükten koru! Ümmet-i Muhammed’e birlik ve beraberlik, feraset ve basiret ihsan eyle! Âmin!

Yüce Allah’ın yegâne hak dini olan, İslam dinini yaşamayanlar, bu âlemde, her iki âlemde, dünya ve ahirette rezil rüsva perişan felaket fecaat berbat haşat olurlar, olmaktadırlar. Zalim kâfirler de her iki âlemde rezil rüsva kepaze olacak, perişan olup, cehennemi yaşayacaklardır. Samimi Müslümanlar iki âlemde de huzur ve mutluluk içinde yaşarlar.

Müslümanlar ne zaman bölük pörçük, dağınık, birbirine düşmüş, parçalanmış iseler, düşmanların saldırısı altında yok oldular! Bu Haçlı seferlerinde, Pers saldırılarında, Moğol saldırılarında, Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında, her zaman çok perişan edildiler. Haçlı Seferleri, Pers ve Moğol saldırı ve işgalleri; Selçuklu ve Osmanlı olsaydı, öyle yenilgi ve kayıp ile sonuçlanmazdı. Allah cc. Ayetlerinde mealen; “ bir beraber olun, birlik beraberlik içinde olun. Bölünüp, parçalanmayın. Yoksa gücünüz gider,” diye buyuruyor.

Bugün kâfir emperyalistler, Siyonistler güçlü değildir. Müslümanlar zayıftır, güçsüzdür, dağınıktır. Birbirinin kuyusunu kazmaktadır. Birbirini yemektedir!

Müslüman dediğin; adil, adaletli, dosdoğru, dürüst, birlik beraberlik içinde; güçlü, alçak gönüllü, akıllı, zeki, bilgili, bilinçli, bilimin ve tekniğin her meziyetine sahip olmalı. Müslüman iyilik den, merhamet şefkat, müşfik, acıma sahibidir. Başkaları hakkında olumlu düşünür. Aleyhte konuşmaz. Cesaretlidir ama cüretkâr değildir. Cömerttir, özverilidir, diğerkâmdır. Olmalıdır. Kâfir gâvur özelliği, niteliği asla taşımamalıdır. Müslüman fedakârdır. Fedakâr olmalıdır. Öyle hem kâfir, gâvur, münafık, müşrik özelliği göster! Hem de Müslümanım de! Bir insan bir kişilikte olur. 2- 3- 5 kişilikte olmaz.

Müslüman güven vermeli. Hoşgörülü olmalı. İtidalli, mutedil dediğimiz; dengeli, ölçülü, orta yollu olmalı. Dosdoğru orta yolda olmalı. Aşırılık ve gerilikte asla olmamalı. İyi niyetli olmak, her işin başında gelir, gelmeli. Kanaatkâr olmalı. Aç göz, doymaz olmamalı. Kusurları, hataları örtmeli. Başkalarının aleyhinde konuşmamalı. Ama biri kötülüğü yayıyorsa, ona karşı halkı bilinçlendirmeli. Müslümanları dost ve kardeş edinmeli. Ama kâfirlerden, münafıklardan, müşriklerden, zalimlerden, katillerden dost ve kardeş olmayacağını hiçbir zaman unutmamalı. “Allah cc. Kâfirleri dost edinmeyin,” buyuruyor. Zira onlardan dost olmayacağını bildiğinden, böyle söylüyor.

Müslüman, misafir sever, kibar, nezaketli, zarafetli, görgülü, medenidir, böyle olmalıdır. Herkes iyi davranmalıdır. Sabırlı hareket etmelidir. Sevgi, saygı dolu olmalı. Selamlaşmalı. Barışı yaymalı. Sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmeli. Şefkatli olmalı. Müşfik davranmalı. Şükretmeli, hamt etmeli, zikretmeli, ibadetleri peygamberimiz gibi yapmalı. Kur’ân ve peygamber ahlakında olmalı.

Dikkatli olun, uyanık olun. Zalim katıl gâvurları çok iyi tanıyın. Tarihlerini doğru okuyup, anlayın. Onlar İslam ve Müslüman dostu olmadıkları gibi insan dostu da değillerdir. Onlar insan bile olmadıklarını, hayvandan türediklerini anlatmaktadırlar. İnsancıl, insanlıklı, insaniyetli, merhametli hiç değillerdir. Onlarla savaşmaya kalkmayın. Barış dileyin. Çok güçlü olmadıkça, bulaşmayın. Onlar korkak, ürkek, ödlek, alçaktırlar. Cephede savaşmaktan kaçarlar. Sivil halkı katlederler. Sakin ha sadece vurucu gücünüz olmasın. Savunma gücünüzde mutlaka olsun. Onlar hep roket, bomba, füzelerle şehirleri, kentleri, köyleri vurur, yok ederler. Askerden çok; kadın, çocuk, yaşlı, masum, mazlum sivil halkı katleder, yok ederler!

Benim yaşadığım yıllarda; Cezayir, Afganistan, Irak, Suriye, Lübnan, Mısır, Ürdün, Lübnan, Bosna Hersek, Kırım, Orta Asya Türk halkları, Uygur Doğu Türkistan halkı, Sudan, Libya, Balkan ve Kafkas Müslüman halkları, Türkiye halkını mahvettiler, yok ettiler, kırdılar, katlettiler! Amerika, Avustralya, Afrika, Asya yerli halklarını da yok ettiler. Kızılderililer, Aborjinler, diğer yerli halklar, Afrikalılar yok edildi! Türkiye deki halklar yok edildi! Myanmar da, Arakan Müslümanlarını 100 yıldan beri katletmektedir! Hintliler, Müslümanları katletmektedir.

Orta Asya Türk halklarını Ruslar yok etti. Yok, edilmeseydi, şimdi nüfusları bir – iki kat daha fazla olurdu. “Tüm Türkler şu anda 4,6 milyon kilometre kare yüzölçümlü alanda, 165 milyon Türk olarak yaşamaktadır.” Orta Asya Türk halklarını Ruslar, Çinliler yok etti. Balkan ve Türkiye Müslüman halklarını da Batılı haçlı Avrupalılar yok etti, katliam yaptı, soykırım yaptı. Bunları medeni, uygar, insan haklarından yana, demokrasi, özgürlük sevici diyen kim olursa, olsun; alçak kahpedir. İslam ve Müslüman düşmanı olduğu gibi insanlık düşmanıdır.

16 Türk Devleti sadece dışarıdaki düşman tarafından yıkılmadı. İçteki hainler tarafından da işbirliği yapılarak, yıkıldı. Şu anda bile içimizdeki, hainlerin sayısı, toplam nüfusun yarına yakındır. Milletimizin, ülkemizin aleyhinde çalışanların meclisteki oranı, yararlı işleri önleyecek düzeye gelmektedir! Ülkemizin ikinci ve üçüncü mecliste olan siyasi partisi; milletimizin, devletimizin aleyhinde her varlığı ile çalışmaktadır. Ülkemiz ordusu, Irak ve Suriye’de bulunan bölücü ve yıkıcı terör örgütlerine karşı, giderek savaş vermektedir. Bunun için her iki yılda bir, meclisten; askerimizin sınır dışına görev yapması izni alınmaktadır. İkinci defa CHP ile PKK siyasi uzantısı YSP; buna ikinci kez hayır, olmaz, dedi. Ama izin alma teskeresi, onların hayır demesine rağmen, salt çoğunluk oyu ile ikinci kez geçti.

Batıl batılılar, Doğulular, sapkın sapık kaçıklar; insanlık, varlık düşmanıdır. Hak hakikat düşmandır. Bunlar sivrisine gibi insanları ısırmadan önce uyuştururlar. Sonra sokarlar. Soktuklarında mikrobu bulaştırır, Sıtma hastalığından öldürürler! Bu bir benzetmedir. Batıl sapkının süslü, kurgulu, aldatıcı söz ve yazılarına inanmamalı. Onların demokrasileri, insanlık hakları, özgürlük söylemleri kandırmaca, aldatmaca, uyutmadır. Onlar tam bir cuntacı faşist, komünist, diktadır. Kendi çıkarlarına aykırı muhalefet etmelerine izin vermezler. Bozuk, bozguncu, şımarık, nankör, haddi aşan, hain, kalleş, kahpe, katliamcı katildirler. Hak ve hakikati inkâr ederler. Savurgan olup, dara düşmeleri halinde, mazlumun, masumun elinden ekmeğini, evini, bağ bahçesini alırlar. Kibirlidirler. Sadece kendilerini insan kabul ederler. Zalimdirler, katliamcı katildirler.

Dünya insanlığını şer odaklar planlı programlı şekilde bozdu. Toplular bozuldu. Devlet kurumları yönetim olarak bozuldu. Sapkınlar, insanlığı tutsak mankut yaptı. Eğitim- öğretim, yargı, meclis bozuldu. Öyle ki, Anayasa Mahkemesinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin de doğru karar verdiğini görmedik. Ya insanların ya da devletlerin aleyhinde kararlar vermektedir. Öyle ki, anarşi, şiddet, terör lehine bile kararlar çok verilmektedir. Doğal insan hakları çok çiğnenmektedir.

07 Ekim 2023 gününden itibaren İsrail, Gazze şehrine, Filistinlilere tüm gücü ile saldırmaktadır. Sivil halka saldırı yapmaktadır. Amerika 6 savaş gemisi ile yardımına koşmuştur. Bir savaş gemisinde 75 savaş uçağı bulunmaktadır. İngiltere deniz gücü ile yardıma koşmuştur. Avrupa birliği adı altında 27 ülke bir birlik, tek bir parlamento oluşturmuştur. Bu adi birlik, İsrail vahşetine tam destek verdiğini açıkladı. Filistin devlet değildir. Sivil halklardan oluşmaktadır. Sivil halk bir kentte, Gazze de karadan, havadan, denizden bombalanmaktadır. 15 günde 6 bin havadan bomba atılmıştır. Karadan ve denizden de bombalanmaktadır. 6 bin yüksek bina yıkıldı. Bir bomba ile MK 84 adlı Amerikan yapımı bombalarla, büyük binalar. 15 katlı binalar yıkılmaktadır. MK 84 bombası 15 metre toprak çukur açmaktadır. 15 metre derinliğine ve 15 metre çapında çukur açmaktadır. 15 gün içinde 6 bin çocuk ve sivil katledildi!

İsrail devleti içinde Filistin halk yaşamaktadır. Gazze de kentinde yaşayan halk, Akdeniz kıyısında yaşamaktadır. Kıyı uzunluğu 40 km. olup, yüzölçümü 365 km2 dir. Buranın halkının Sina çölüne ve Necef Çölüne sürülmesi isteniyor. Gazze’yi boşaltın, deniyor. Gazze de taş üstüne taş bırakılmayacak, deniliyor. Gazze de 5 hastane vardı. 4 tanesi havadan vuruldu. Sadece Kudüs Hastanesi kaldı. Kudüs hastanesinde 10 bin kişi var. Sivillerde hastaneye sığındı. Ama hastaneler, okullar, anaokulları, camiler, kiliseler de vuruluyor. Almanya Başbakanı da İsrail’e gidip, destek verdi. Gazze Filistinlileri ile batı Şeria Filistinlileri ayrı bölgelerde yaşıyor. Batı Şeria da yaşayan Filistinliler, birbirinden uzak yaşıyor. Mahalle mahalle ayrılmışlardır. Şu anda batı Şeria Filistinlilerde, İsrailli Filistinliler silahla saldırıp, 74 kişi katlettiler. İsrail, kendi Yahudilerine silah verip, sivillere saldırtıyor. Bu bir İslam, Müslüman düşmanlığıdır. Kâfirler tek millettir.

Dün Gazze de Pazar yeri vurulmuştu. Bugünde sivil vatandaşların sığındığı okullar vuruldu. Diğer zalim kâfir gâvurlar, Amerika’da işgal ettiği her ülkede öyle yaptı. Kalabalık sivillerin olduğu her yeri vurdular. Bu zalim kâfirler çok acımasızdır. Çok açgözlü, aldatıcı, güvenilmez, arabozucu, bencil, egoist, hodkâmdır. Cehalette onlar gibisi yoktur. Emanete hainlik ederler. Hırsızıdırlar. Hileci, sahteci, sahtekârdırlar. Onları asla dost, müttefik, ittifakçı yapmayın. İftiracı, yalancıdırlar. İki bin yüzlüdürler. İnatçıdır. Kincidirler. Hak ve hakikatten nefret ederler. Müslümanları sevmezler. Kıskançtırlar. Korkaktırlar. Mert değillerdir. Lakap, kötü ad- sıfat takarlar. Öfkelidirler. Katil katliamcı vahşi barbar haydutturlar. Yalancıdırlar. Güven vermezler. Asla güvenmeyin. Onlara sırtınızı dönmeyin. Dost edinmeye kalkmayın. Mahvederler.

Şunları asla unutmayınız: Zalimler acımasızdır. Size merhamet etmez.

Zalim kâfirleri dost edinmeyin. Onlardan dost olmaz. Arkadan sızı hançerlerler.

İslam, bilinçli Müslüman olmayanlar; güvensizdir, onlara güvenilmez.

Zalim kâfirler, insan haklarına, özgürlüklere, insan hak hukukuna değer vermezler. Söyledikleri güzellikler; aldatmak, kandırmak içindir. Hak hukuk dinlemezler. Dünya tarihini iyi okuyup, anlarsanız; neyin nasıl olduğunu anlamak daha kolay olur.

Kâfir zalimler; hak ve hakikat söz ve yazılardan hoşlanmazlar.

Münafık; “kurtla beraber yer.

Köpekle beraber havlar.

Çobanla beraber ağlar.”

Zalim kâfir; hep gâvurluk yapar.

Müşrikler; Allah cc. Dışındakilere tanrı diye tapar.

Bun sapkın sapıklardan uzak durmalı. Yüce Allah’ın hak dinine bağlı kalmalı. İdeolojik, beşeri, felsefi sapık sapkınlık içine düşmemeli. Düşülmüş ise tövbe edip, çıkmalı.