Sâd süresi 38/29. Ayetin meali: “ Bu mübarek bir kitaptır ki; onu sana, insanlar ayetleri üzerinde iyice düşünsünler, akıl ve izan sahipleri ondan dersler, öğütler alsınlar, diye indirdik.”
Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Kim kardeşine haksızlık etmişse, onunla helalleşsin…”
İsra süresi 17/88. Ayetin meali: “ De ki: Yemin ederim. Bu Kur’ân’ın bir benzerini ortaya koymak için, insanlar ve cinler bir araya gelip, birbirine destek olsa dahi, onun benzerini ortaya koyamazlar.”
Nahl süresi 16/90. Ayetin meali: “ Allah adaleti, ihsanı, akrabaya iyilik etmeyi emreder. Çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı yasaklar. O, düşünüp, tutasınız diye size öğüt veriyor.”
A’lâ süresi 87/14-15. Ayetlerin meali: “ Arınan ve Rabbinin adını anıp, namaz kılan kimse mutlaka kurtuluşa erer.”
Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a şükretmez.
Münafık ün süresi 63/11. Ayetin meali: “ Allah, eceli gelince hiç kimsenin ölümünü ertelemez. Allah yapıp, ettiklerinizden tamamen haberdardır.”
Çok bilge, bilgin, analitik düşünen, öngörülü olan, dosdoğru bilgili ve hayat yaşayan olmalıyız. Kur’an, sünnet, bilim ile hakça, hakikatçe yaşamalıyız. İslam dinini ve bilimi birlikte öğrenmeliyiz. Öğrenip, yaşam tarzı yapmalıyız. Hak din ve bilim üzerine derin düşünmeliyiz. Araştırma, inceleme yapmalıyız. Öğüt almalıyız. Feyiz bulmalıyız. İslam dini bir hidayet kaynağıdır. Yüce Allah’ın ilmidir. Bilimde Yüce Allah’ın ilmidir, yaratmasıdır. İkisini birlikte öğrenip, beraber yaşamalıyız.
İnsan dediğin, İslam dininden ve bilimden feyiz almalı. Benimseyip, yaşam tarzı yapmalı.
Sadece İslam dinini öğrenmek, bilmek, öğrenmek yetmez.
Sadece bilimi de bilmek, öğrenmek, bilmek de yetmez.
Bir kuş, uçak düşünün. Bir kanatlıdır!
Bir insan düşünün tek bir bacaklı, bir kolludur!
İdeal olan, olması gereken gibi olmaktır.
Bugün sadece dini ilim öğrenenlerin pek başarılı olmadıklarını görüyoruz. Hatta zarar verdiklerini görüyoruz.
Sadece bilim öğrenenlerin zalim, hasisi, zararlı, profesörü bile; kendi pisliğini ve hayvan pisliklerini yiyenleri görüyoruz. Zalimce, acımasız insan katlettiklerini görüyoruz. Dünyanın en zalim, katil, katliamcı, insanlık dışı yaratıkları; dinsizlerdir, ateistlerdir, zalimlerdir, komünist ve faşistlerdir! Bu dinsizlikten ve dinsizliğin yaratılış özelliğini bozmasından kaynaklanmaktadır.
Yüce Allah’ın yol göstermesine kulak asmalı. Kur’ân, Peygamber sas. Bilimin gerçekleri ile mutlaka tüm hücrelerimiz ile buluşmalı.
İslam dinini de yanlış öğrenenler, zararlı olmaktadır.
Bilimi de yanlış öğrenenler adi, birer katliamcı, hain canavar olmaktadır! Hatta biz insan soyu değiliz. Şempanze maymundan türeme, üreme bir varlığıyız, demektedir.
İslam dininin emir ve yasaklarına eksiksiz uymalı.
Allah’ın emirlerini tutmalı. Yasakladıklarından mutlaka kaçınmalı. Hem haram işleyip, hem de ibadet edilmez. Yapılan ibadetler; işlenen haramlar- günahlar ile sınırlanır. Hatta sıfırın altına iner!
İslam dinin emirleri, yasakları, müjdeleri, hikmetleri, öğütleri mutlaka dosdoğru öğrenilip, yararlanmalı.
İslam dinin doğru anlayıp, yaşayanların sayısı, yanlış anlayıp, yanlış yaşayanların sayısından çok azdır.
Bugün, dün hala İslam cemaatlerinin bazıları, okul, bilim düşmanlığı yapıyor. Bunu da televizyonlarından ve radyolarından, hatta dergilerinden yayınlıyorlar. Çocuklarınızı okula göndermeyin. Bizim kurslarımıza gönderin. Eğer çocuklarınızı okula gidiyorsa, okuldan alın. Bizim kurslarımızı verin diyorlar.
Örtünme konusunda da; çarşafı öneriyorlar. Diğerlerini tesettür saymıyorlar. Erkekler içinde cübbe, sarık, şalvar öneriyorlar. Bunu ayet ve sünnetlere uygun ve emir olduğunu söylüyorlar.
Kadınların gözleri hariç, her yeri kapanmalıdır. Ellerine eldiven giymelidir. Peçe takmalıdır. Ellerinin üstü bile görülmemelidir. Tek gözle idare ediyorsa, tek gözle kalmalıdır! Dünyada ve ülkemizde böyle giyinenler vardır. Bunlara uyanlar, çocuklarını okula göndermemektedir. Çünkü okul düşmanlığı yapılmaktadır!
Sanki bilim, teknik, teknoloji öğrenmeyi Allah cc. Yasaklamış gibi anlatıyorlar. Böyle oldukları için, kendi ceplerinde olan telefonları bile kullanmasını beceremiyorlar. Oysa elin zalimi kadınına her tülü bilimi, teknolojiyi, sanatı, mesleği öğretiyor. Askerlik yaptırıyor. Komutan yapıyor. Sonrasında 7 milyon Yahudi Siyonist’i olan İsrail; çevresindeki, uzağındaki, tüm halkı Müslüman olan ülkeleri her türlü silahla vuruyor. İran, Irak, Suriye, Lübnan, Mısır, Yemen, Filistin halkı, Yahudi füzeleri, savaş uçakları ile vuruluyor. Tanklar, toplar yakıp yıkıyor! 57 İslam ülkesi de sadece sözel dua ediyor! Fiili dua edeni yok! Artık Müslümanları yok eden savaşlarda yorulduk!
Bu anlatımlar, İsmailağa cemaati merhem Mahmut efendinin bu anlatımını 1996 yılı videolarından televizyonda izlemiştim. Şimdiki, cemaat önderi Cübbeli Ahmet hocada aynı anlatıyor. Bunun gibi başka anlatanlarda vardır. Ayağını yıkatan, öptüren şeyhlerde az değildir.
Oysa peygamberimiz elini öptürmezdi.
Bir topluma geldiğinde, ayağa kalkılmasını istemezdi.
Peygamberimiz zamanında kadınlar hayatın her alanında Müslümanca vardı. Savaşta da vardı.
Şimdi bu anlatımlar yüzünden toplum geriliyor. Yedi milyonluk Siyonist İsrail devleti çevresindeki, tüm İslam ülkelerine kahramanlık, ezme, yok etme yapıyor! Zira askeri her türlü silahı var. Kadınları da zorunlu askerlik yapıyor.
İslam dininde, bilimde, teknikte, teknolojide, sanayide, yapay zekâda, havada, karada, denizde, uzayda gelişimi istemeyen her düşünce yanlıştır. Toplumları düşmanların kölesi, tutsağı, eşeği, kullanma aracı yapar. Her değerinin yok olmasına götürür!
İslam dini adına, yanlış, batıl, küfür öğrenenlerde az değildir! Bidat ve hurafelere, zalimlerin etkisine kalmışlardır.
Müslüman kul hakkına önemli şekilde dikkat etmeli. Kul hakkına özen göstermeyen, cennete giremez. Kul hakkı çok önemlidir. Affı, bağışlaması ancak hakkı yiyen tarafından olmaktadır.
Allah cc. Buyuruyor: “ İnsan için ancak çalıştığı vardır.”
Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Hiçbir kimse, elinin emeği ile kazandığını yemekten daha hayırlı bir kazanç yememiştir.”
Yine Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Allah’ın Peygamberi Davut as. Da kendi elinin emeğini yerdi.”
Bütün Peygamberler kendi kazançlarını, emekleri karşılığı yerdi. Her peygamberin bir mesleği sanatı, işi, uğraşı mutlaka vardır.
Peygamberimiz sas. De birçok farklı iş, çalışma yapardı. Koyun beslerdi. En iyi, en kaliteli hurmayı yetiştirirdi. Hanımı Hatice annemiz ile birlikte ticaret yapardı. Dört halife dediğimiz kişilerde çalışırdı. Ticaret ve çalışma yaparlardı. Zenginliklerini halk ile paylaşırlardı.
Müslüman hukuk sahibi, adalet sahibi olmalı. Hukuk ve adalet sahibi olmayan kişinin pek beğenilen tarafı olmaz. Adalet ve hukuk uygulamak, İslam dininde esas ve asıldır. İslam’da devlet, adalet üzerine, hukuk üzerine kurulur. Hukuk ve adaleti olmayan devlet, değerli, önemli, beğenilen bir devlet olmaz.
Peygamberimiz ve Dört Halife, devlet yönetiminde adalete çok önem ve değer vermiştir.
O cahiliye döneminde bile adaletle hükmedilmiştir.
O dönem, zor koşullar altında bile haksızlığa, zulme, dayatmaya, zorbalığa, rezilliğe, kepazeliğe, dengesizliğe, ölçüsüzlüğe, karşı çıkılmış. Hakça, adaletçe, hukukla uygulama yapılmaya çalışılmıştır. Bu konuda Hazreti Ömer ra. Devlette adaleti tesis etmiştir. Her konuda, her alanda hukuk ve adalet uygulanmıştır. İnsan ve toplum onuru korunmaya çalışılmıştır.
Toplumda dirliği, birliği, beraberliği sağlamak için hukuk ve adalet, eşit şekilde uygulanmalı. Ayrıcalıklı kişi, gruplar olmamalı. İnsanların şeref ve onurları mutlaka korunmalı. İnsanlar fiziki, psikolojik, servet, anlayış yüzünden farklıdır. Bu farklılıklar dikkate alınmalı. Herkesin gönlü korunmalı.
İslam dinini bilerek, bilinçle, içtenlikle yaşamalı.
İslam dinini, İslam ilimlerini, bilimi öğrenmeli. Dosdoğru öğrenmeli. İçselleştirmeli. Özümsemeli, benimsemeli. Öğretmeli.
İslam dininde insan denen güzel, onurlu varlık en değerli varlıktır.
İnsanı, Allah cc. En güzel, şerefli, donanımlı varlık olarak yaratmıştır.
İnsan çok çok çok değerli olduğu için, diğer varlıklar insanların hizmetine sunulmuştur.
İnsan çok çok değerli olduğu için, insan kutsal kabul edilmiştir. İnsanların hak inancı, canı, malı- serveti, nesli, onur ve saygınlığı dokunulmaz kılınmıştır.
İnsan hakkı, batıldan, doğruyu yanlıştan, aklı akılsızlıktan, sevgiyi sevgisizlikten, şefkati merhametsizlikten, imanı küfürden, hak dini hak olmayan batıl inançlardan ayırmasını bilmeli. Bilmediğinde, o insan değerli olmaz. Değerli, önemli işler yapamaz.
Akıllı insan; aklını, iradesini; İslam imanı, inancı, dini, bilimi üzerine kullanır. Gidip de sapık, sapkın, azgın, zalim düşüncelilere asla, katiyen, kesinlikle uymaz. İman, İslam, bilim yaşamayandan; kâmil- olgun bir insan olmaz. Bunu yaşantımızın her alanında görüyoruz.
Müslüman, emanetlere hainlik etmez. Kul hakkına uyarak hareket eder. Kul hakkına, Allah cc. Hakkına saygısı olmayandan iyi insan, iyi Müslüman olmaz, olmamaktadır.
Sadece cennete SIRAT-I MÜSTAKİM üzere, Kur’ân ve sünnet üzere ihlasla, samimiyetle, içtenlikle yaşayanlar gidecektir. Dosdoğru yol sadece ve ancak Sırat-ı müstakim yoludur. Bunu her namazda Fatiha süresinde okuruz. Her rekâtta mutlaka okuruz. Ama okuduğumuzun, söylediğimizin pek çoğumuz farkında bile değildir.
Şöyle deriz: “Ya Rabbi! Bizi Sırat-ı Müstakime, dosdoğru yola ilet!”
Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Allah’a iman et ve sonra dosdoğru ol!”
Müslüman dediğin; harika, harikulade, şahane, estetik, kibar, nazik, ince, dahi, bilge, bilgin, duyarlı, İslam ve bilim donanımlı gibi binlerce değerin sahibi, yaşayanı olmalı.
Müslüman;
Yetenekli olmalı.
Becerikli olmalı.
Başarılı olmalı.
İşini, görevini bilerek, en estetik, sağlam, sağlıklı şekilde yapmalı.
Başkalarının baskı ve dayatmasından olumsuz etkilenmemeli.
Görevini yaparken, aldığı parayı çok düşünmemeli.
Zekâsını artırmayı becermeli.
Çalışkan olmalı.
Üretici olmalı.
Sıradan bir insan olmamalı. Sıradan insan olma; insanı değerli, önemli, kıymetli yapmaz.
Hoşgörülü, anlayışlı, empati yapan olmalı.
Araştırma- inceleme, geliştirme yapan olmalı. Bunu yapan icat eder, keşfeder, gelişir, geliştirir, kalkınır.
Doğru, dürüst, adil olmalı.
İkna edici, eğitici, öğretici, yapıcı, olumlu olmalı.
Disiplinli olmalı. Gevşek olmamalı.
Kendine güvenen, özgüveni olan olmalı.
Ekip, takım çalışması yapan olmalı.
Hayal gücü olan olmalı. Hayal etmeyen, gelişmez.
Mutlaka ama muhakkak sabırlı olmalı. Sabırla, işine, görevine sebat eden olmalı.
Sevecen, babacan olmalı.
Saygılı, saygın insan olmalı.
Olgun, dindar insan olmalı.
Güven veren olmalı. Güvenilir olmalı.
Dirençli, dayanıklı, tahammüllü olmalı. Zorluk karşısında pes etmemeli.
Her alanda eğitimli- öğrenimli olmalı. Havada, karada, denizde, uzayda başarılı millet olmalı.
Savunma sanayisinde, ekonomide, teknikte, teknolojide başarılı olmalı.
Millet olarak, başka milletlere güzel örnek olmalı. Her yönü ile onlardan önde, ileride olmalı.
Bir samimi, bilgili, bilinçli, iyi Müslüman; zalim, sapkın, sapıklara hiçbir şekilde destek vermez. Onların kullandığı maşa, uşak, malzeme, piyon haline gelmez. Gelirse, o da zalimlerden olur!
Müslüman, vatanını, milletini, devletini, bayrağını, bağımsızlığını, özgürlüğünü, saygınlığını korur. Vatan büyüklüğü için birlik ve beraberlik içinde hareket eder.
Müslüman, aklı, doğru bilgi ile işletir.
Vicdanlı, insaflı, merhametli, hoşgörülü hareket eder.
Âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’ın sevdiklerini sever. Sevmediklerini sevmez.
Hiç kimseye zerre kadar haksızlık etmez. Zarar vermez.
Allah cc. Hakkına ve kul hakkına özenle, dikkatle, samimiyetle dikkat eder.
Milli, manevi, dini, insani, evrensel değerlere bağlı bir yaşam tarzını tercih eder.
İdeolojik sapkınlık içinde asla olmaz. Zira tüm ideolojiler, zalimlerin uydurmaları, kurgularıdır. Emperyalizm, Siyonizm, kötülük düzmeceleridir. Kulu kula kul etme düzenleridir.