Bizler önce kendimizi bilmeliyiz. Rabbimizi, haddimizi, hududumuzu, edebimizi bilip, tanımalıyız. Kendimizi okumalıyız. Rabbimizi okumalıyız. Evreni okuyup, tanımalıyız. Dini ilimlerde ve pozitif ilimlerde; bilim, teknik, teknoloji, sanat, kültürde en yükseğe çıkmalıyız. İnsanlığa, varlığa hizmet ve iyilik edecek en üst bilgileri öğrenip, uygulamalıyız. İnsan onuruna, güzel yaratılışına zıt hiçbir durumda olmamalıyız.

“Allah’ın emirlerini tutacağız. Yasakladıklarından sakınıp, kaçınacağız. İyiliği, hizmeti en güzel şekilde yayacağız. Kötülükleri, çirkinlikleri, yalanı, yanlışı, zararlı olanı ortadan kaldıracağız.” “Allah’ın istediği şekilde; İslâm, mümin, Müslüman olacağız. İslam dinini aynen peygamberimiz gibi yaşayacağız.” Kurtuluşun sadece ve ancak ilimle, din- imanla, akılla, sağduyuyla, mantıkla, makul davranmakla, ortak akıl kullanmakta, doğrulukta, dürüstlükte olduğunu bileceğiz ve hiç unutmamalıyız.

Sağlıklı ve düzgün eğitimli bir anne ve babadan olma ve doğma çok önemlidir. Vücut sağlığı, akıl sağlığı, yüksek zekâlı, güzel ahlâklı, edepli, ilim, irfan sahibi, sorumluluk sahibi bir anne ve babadan dünyaya gelme çok önemlidir. Tütün ürünleri, alkol, uyuşturucu madde, kumar gibi haram, mekruh, zararlı alışkanlığı olmayan bir ebeveynden dünyaya gelme, sağlıklı nesil olma yönüyle çok önemlidir. Genleri, DNA bozulmamış, sağlık ve din ilkelerine göre büyütülmüş, güzel ahlâk, edep sahibi olmuş, bir nesil olmamız çok önemlidir. Çocukluktan itibaren aile eğitimi almış, örgün eğitim ve öğretimi okulda en iyi şekilde yeterli görmüş olma değerlidir. Okul dışı sosyal etkinliklerle, kültürel etkinliklerle, sportif etkinliklerle gelişmek değerlidir. Okulda en iyi dalda, kolda eğitim- öğretim almalıyız. Gördüğümüz eğitim ve öğretimin hayatta uygulanabilir, gerçekleştirilebilir olması gerekir. Boş okumamalı. Kariyer kazanmalıyız. Saygın kişiliğe sahip olmalıyız. Kendimize, ailemize, milletimize, insanlığa hizmet etmeliyiz. Vatanımıza, devletimize, milletimize, bayrağımıza, bağımsızlığımıza, özgürlüğümüze gönülden ve içten tam bir fedakârlıkla hizmet etmeliyiz. Alçak, çukur, çapulcu, hainlere, adilere, katillere, katliamcılara, sahtekârlara, hırsızlara, yolsuzlara, olumsuzluk içindekilere asla zerre kadar benzemeyiniz.

“Beslenmemizde sağlıklı, helâl, meşru, taze, doğal, yararlı, toksin maddesi olmayan gıda, besin maddeleri yemeliyiz. Bol su içmeliyiz. Düzenli spor yapmalıyız. Tıp bilgisi, sağlık bilgisi, ilim ve dini bilgisi olan olmalıyız. Haram, mekruh yiyecek, gıda kesinlikle yememeliyiz.

1-Önce amacımızı belirleyelim, saptayalım. Hangi konuda gelişeceğimize karar verelim. Gerektiğinde ortak akıl kullanalım. İrademize sahip çıkalım. Ortaya sağlam irade koyalım. Kaypak, tutarsız, kararsız, iradesiz, hımbıl, tembel, uyuşuk, çekingen, tutarsız, kararsız, kalitesiz, verimsiz, işten ve çalışmaktan kaçan hayta asla olmayalım.

 2-Nasıl, ne olmamız gerektiğini saptayalım. Yetenek ve becerilerimiz gözden geçirelim.

3-Hangi kurslara katılmamız gerektiğine karar verelim. Belediyeler, Halk Eğitim Müdürlükleri, İş Kurumu, Sanayici odaları, Özel sektör kurumları Meslek Edindirme Kursu veriyor. Mutlaka yararlanalım.

4-Kullanacağımız araç- gereçleri alalım.

5-Amaçları, sağlıklı ve sağlam irade ile saptayalım.

            6-Sağlıklı, sağlam irade ile iş bulmaya, çalışmaya, gayretle, azimle işimize devam etmeye çalışalım.

            7-Zararlı ve kötü alışkanlıklarımızı mutlaka ama muhakkak bırakalım. Sigara, alkol, içki, uyuşturucu madde kesinlikle kullanmayalım. Şans oyunları ve kumar asla oynamayalım. Eğlence, boşa gezme yapmayalım. Bunları yapanlardan; kalite ve verim çıkmaz. Bu kişiler pek tercih edilmez. Saygın olmaz. Aile içinde saygı görmez. Aile içinde huzur ve mutluluk olmaz!

8-Mutlaka bir kütüphaneye üye olalım. Her hafta en az 3 kitap alıp, okuyalım. Kitaplar akademik bilgi taşısın. Pembe dizi, polisiye roman, hikâye, yalan- dolan, felsefi sapıklık, ideolojik mantıksızlıkta olmasın.”

“Eğer iyi bir örgün kurum eğitim- öğretimi alamamış isek; kurslara, seminerlere, etütlere katılmalıyız. Hem ilim olarak hem de meslek, sanat olarak bir meslek, sanat edinmeliyiz. Bugün meslek edindirme kursları ücretsizdir, bedavadır. Hatta kurslara katılanlara asgari ücret ödenmekte, sigortaları ödenmektedir. Hemen bir meslek, sanat, zanaat öğrenme girişiminde bulunalım. İlçe, İl kütüphanelerine üye olup; kitap, dergi alalım. Kendimizi ilmen de, dinen de yetiştirelim. Ama boş, fuzuli, gereksiz, hikâye, roman kitapları pek okumayalım. Bize olumlu, yeterli, uygulanabilir, bilgi kazandıran; akademik bilgi kazandıran, kitaplar okuyalım. Okul ders kitaplarına benzer kitaplar okuyalım.”

“(Allah cc. Al-i İmran süresi 164. Ayette: “ Ant olsun ki, Allah, müminlere kendi içlerinden; onlara ayetlerini okuyan, onları arındırıp, tertemiz yapan, onlara kitap ve hikmeti- bilgiyi öğreten bir peygamber göndermekle, büyük bir lütufta bulunmuştur.”

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Bana itaat eden, Allah’a itaat etmiştir. Bana isyan eden, Allah’a isyan etmiştir.”

Hadis-i Şerif: “ Kim, Rab olarak Allah’ı, din olarak İslam’ı ve peygamber olarak Muhammed’i kabul ederse, imanın tadını alır.”

Peygamberimiz buyuruyor: “ Ben, güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.”

Kıyamet süresi 36. Ayete, Allah cc. Şöyle buyuruyor: “ İnsan, kendinin başıboş bırakılacağını mı zanneder?”

Peygamberimiz buyuruyor: “ Müminler, birbirini sevmede, birbirine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir bedene- vücuda benzer. Öyle bir beden ki, bir organı rahatsızlandığında, diğer organlarda uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıya ortak olur.”

Kehf süresi 46. Ayette, Allah cc. Buyuruyor: “ Servet ve evlâtlar, dünya hayatının süsüdür. Daimi kalacak güzel ameller ise, Rabbinizin katında hem sevapça daha hayırlı hem de ümit bağlamaya daha layıktır.”

Peygamberimiz buyuruyor: “ Hiçbir baba, çocuğuna güzel terbiyeden- eğitimden daha değerli, kıymetli bir miras bırakmamıştır.”

 Peygamberimiz buyuruyor: “ Mümin cana yakındır. İnsanlarla yakınlık kurmayan ve kendisiyle yakınlık kurulamayan kimsede hayır yoktur.”

Hadis-i şerif: “ Kendisi cehennem ateşine ve cehennem ateşi de kendine haram olan kişiyi size bildireyim mi?  Cana yakın, yumuşak huylu, işleri kolaylaştırıcı kimse!”

Allah cc. Al-i İmran süresi, 159. Ayette buyuruyor: “ Sen onlara, Allah’ın lütfu sayesinde yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç kuşkusuz onlar etrafından dağılıp, giderlerdi.)”

“Bizler her zaman Allah’ın ve peygamberinin yolunda, hak söze uyarak; hakça, hukukça, adaletçe, hakkaniyetle, güzel ahlakla, edeple, insanlara iyi davranarak, merhametle yaşamalıyız. Doğruluktan, gerçekçi olmaktan bir milimetre bile ayrılmamalıyız. Hukuka uymalıyız. İnsan haklarına, hayvan, bitki, doğa, çevre haklarına saygılı olmalıyız. Zarar- ziyan vermemeliyiz. Toplumun değerlerine, ilmin, irfanın, dinin değerlerine uymalıyız. Mutlaka güvenilir insan olmalıyız. Eğer güvenilir değilsek, bizden bir Müslümanlıkta çıkmaz.

Aleni, adi, hain işler asla yapmamalıyız. Güzel işlerin öncüsü olmalıyız. Öncüsü olamıyorsak, katılımcısı olmalıyız. Hızlı ve nitelikli hizmetler sunmalıyız. Paylaşımcı, verimli, çok kaliteli, yüksek standartlı olmalıyız. Herkes bize ulaşabilmeli. İnsan odaklı çalışmalıyız. Sürekli gelişim içinde olmalıyız. Herkesi geliştirmeliyiz. İşbirliğine açık olmalıyız. Ekip çalışmaları ile plânlı, programlı, projeye uygun işler, eserler yapmalıyız.

 Hesap verebilirlik olmalı. Yaptığımız işler, görevler mutlaka %100 dayanıklı, sağlam, nitelikli, kaliteli, yıkılmaz, verimli olmalı. Doğal ve beşeri- insani afetlere dayanıklı olmalı. Şimdikiler gibi kendiliğinden yıkılan apartmanlar olmamalı! Bir selde köprüler, yollar yok olmamalı. Depremde binlerce bina yıkılıp, on binlerce insan sakat kalmamalı. Yüzbinlerce insan ölmemeli! Yollar, parklar, bahçeler, köprüler, viyadükler, binalar sakat, çürük olmamalı. Devlet ve milletimiz bu yanlışlara asla fırsat vermemeli. Bu olumsuzluklar milletimize, devletimize kan kaybettiriyor! Tüm emeklerimiz, kazancımız bu gibi yanlış yerlere harcanıp, gidiyor! Sahtekâr, sahteci, hırsızlar, eksik yaptığı işlerden para kazanıyor! Akıllı, dürüst insanlar, çürük işlerin yok olmasından, zarar görüyor. “Tüm dünyada dürüst insanlar; sahtekâr, çıkarcı, hırsızlara çalışıyor. Bu durum mutlaka önlenmelidir.”

“İNSAN, SEVGİ, SAYGI, İMAN, İSLÂM, DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜK, DÜZGÜNLÜK, EDEP, HAYÂ, OLGUNLUK, CÖMERTLİK, SUKÜNET, HAKK’A VE HAKİKATE İTAAT TAŞIMALI. SABIRLA, ALÇAK GÖNÜLLÜLÜKLE, AĞIRBAŞLILIKLA, KANAAT EDEREK, DAVRANMALI. ŞÜKRETMELİ, HAMT ETMELİ, DUA ETMELİ, HAKK’A İBADET ETMELİ, ZİKRETMELİ, TÖVBE ETMELİ. MEZİYETLİ, MAHARETLİ, VEFALI, SAMİMİ, TEVHİT İNANÇLI, AĞIZINA SAHİP OLAN; OLMALI. YALAN, DEDİKODU, İFTİRA DEMEMELİ.

İNSAN, RUHUNU, KENDİNİ; YALANLA, İFTİRAYLA, KÖTÜLÜKLERLE, ÇİRKİNLKLERLE, KİNLE, NEFRETLE, KÜFÜRLE, BATILLA, ZALİMLİKLE, ZULÜMLE, KISKANÇLIKLA, DÜŞMANLIKLA, CEHALETLE, CİMRİLİKLE, ÖFKEYLE, İSYANLA, GURUR VE KİBİRLE, HIRS VE ŞEHVETLE, NANKÖRLÜKLE, DEDİKODUYLA, KÖTÜ ZANLA, KÖTÜLÜĞE ALIŞKANLIKLA, VEFASIZLIKLARLA, İKİYÜZLÜLÜKLE, FİTNE, BOZGUNCULUK, SALDIRGANLIKLA, HAYDUTLUKLA, EŞKIYALIKLA, TERÖRİSTLİKLE BOZMAMALI. “ALLAH’IN EMİRLERİNİ YAPMAMAKLA, YASAKLADIKLARINI YAPMAKLA İSYANKÂR OLMAMALI. KÖTÜLÜĞÜ YAYMAKLA, DOĞRU VE GERÇEKLERİN ÜZERİNİ ÖRTEREK, KÂFİR OLMAMALI.”

İslâm dışı zalimlerin insanlığa ve Müslümanlığa hayrı, iyiliği samimice olmaz, olmamaktadır. Bir iyilik ederlerse, iyiliği; sizi avlamak için yem olarak kullandıklarını unutmayınız.

“Hıristiyanlığın aşırı, şiddet içeren, bağnaz, saldırgan yönünü “protesto” amaçlı; “Protestan Mezhebini Alman Papaz Martin Luther ( 1483- 1576) kurdu.”  Hıristiyanlıkta reform yaptı. Sözde hoşgörüyü, anlayışı, empatiyi öne çıkardı. Daha anlayışlı, özgürlükçü bir mezhep oluşturdu! Buna rağmen Martin Luther, Müslümanlar konusunda bakınız ne diyor:

“ Türkler, Tanrı’nın gönderdiği cezadır. Türkler, Tanrı’nın öfkeli kırbacı, yakıp- yıkan şeytanın uşağıdır. Türk’ün Tanrısı olan şeytanı yenmeden, Türk’ü yenmek, kolay olmayacaktır. Şeytan, Türkleri, Almanların başına bela etmiştir. Bir Türk’ü öldüren, vicdan azabı duymayacak! Tersine; bir Hristiyan’ın düşmanını yok ettiği için vicdanı rahatlayacaktır. Eğer Samson kadar güçlü olsaydım, çaresini bulur; her gün bir Türk öldürürdüm!”

“Devlet, millet olarak çok eğitimli, öğrenimli, başarılı, idealist, hedefe kilitlenen gençler yetiştirmeliyiz. Gençlere hedef koydurtmalıyız. Gençler idealist olup; amaçları, hedefleri yüksek, ulaşabilir olmalı. Atalarımızın tarihinden, milli, manevi, ilmi değerlerinden yararlandırmalı. “Her ilmin, bilimin dalından bilmeli. Ama mutlaka bir ilim dalında yüksek uzman olmalı. Kariyer yapmalı. Kızlarımızı daha özenle, dikkatle, bilimle, güzel ahlakla yetiştirmeli. Kızlarımız devlet ve çıkarcılar tarafından çok istismar edilmekte, kullanılmaktadır. Kocaları itip, kakmakta, kötü yollara sürüklenmektedir!”

Bizlerin derin ve büyük düşünürlerimiz vardır. Bir, iki gün önce Kahramanmaraş, Göksün arasındaki yeni yol ulaşıma açıldı. 61 km. olan bu yol üzerindeki köprü, viyadük, tünellere Kahramanmaraşlı edebiyatçıların adı verildi. Yolun adı da; “ Edebiyat Yolu” olarak konuldu. Sadece bu güzel, kahraman İlimizden yetişen edebiyatçılar değerinde, tüm Batı dünyasında bile bu denli değerli, önemli, kıymetli edebiyatçı yetişmemiştir. Ama balık misali; denizde yüzer ama denizin kıymetini bilmez, derler! Gidip de Batının batıl, boş, fuzuli, değersiz eserlerini; büyük eser gibi okuruz! Onlar pireyi, deve yapar. Bizde deve yerine pireyi yeriz! Bize pireyi, deve yerine yedirtirler! Onların baskın, reklamcı, dayatmacı olmaları; bizi aldatmaktadır.

Bilimin her dalında yükselmeliyiz. Fen, matematik derslerindeki, başarımız çok düşüktür. Bu derslerde öğrencilerimize aşama kaydetmeliyiz. “Matematik çok önemli derstir. İnsanlığın ortak aklıdır.” “ Fen Bilimi her dalı ile bilinmeli.”  “Teknikte, teknolojide kullanılmalı.” “Yapay zekâ, dijital üretilip, kullanılmalı. Çağa uygun gelişme sağlanmalı.”  

“Öğrencilere hep kolay anlayacağı sorular sormamalı. Onları düşündürecek, araştırma yaptıracak, sorgulatacak sorular sormalı. Ödevler vermeli. Beyin geliştirilmeli. Hiç çabasız anlaşılacak dersler hep anlatmamalı. Öğrenciyi etkin, aktif tutmalı. Yapay zekâda gelişme, değişim, AR- GE, inovasyon yaptırmalı. Çağımız artık yapay zekâ çağıdır. Bu alanda ilerlemeli, yükselmeli, başarılı olmalı. İleri görüşlü olmalı. Fikirler dosdoğru olmalı.”

Öğrenciler, modern binalarda, temiz, yeşil ve mavi çevrede yetişmeli. Bu ortamlarda yetişen öğrencilerin Bilişsel zekâsı, IQ’su daha yüksek olur. Öğrencilere mutlaka ama muhakkak fiziksel aktivite, egzersiz yaptırmalı. Düzenli spor yaptırmalı. Her öğrenci yeteneğine uygun spor yapmalı. Doğru beslenmeli. Olumlu düşünmeli. Sapık, sapkın, bozuk terörist kafasızlığı ile düşündürmemeli. Öğrenciye yapıcılık, keşif, icat, beşeri anlamda yaratıcılık öğretilmeli. Öğrenci hile yapmamalı. Sahtecilik, sahtekârlık yapmamalı. Doğru ve dürüst olma öğretilip, benimsetilmeli.

Öğrenci, büyüdüğü ailede, bölgede, yerde yetişmesine göre formda olur. Gelişmemiş bir toplumda ve yerde, öğrenci üst düzeyde başarılı olamaz. Olması çok zor olur. Öğrenciler kendini, fikirlerini özgürce açıklayabilir, anlatabilirse, daha başarılı olur. Özgür ortamda başarılı öğrenciler yetişir. “Özgürlük dediğimiz; başıboşluk, serserilik, nefsi hareket etme demek değildir. Disiplinli bir özgürlük olmalı. Herkes kendini, Rabbini, haddini, sınırlarını, edebini, adabı bilerek; hareket etmeli.”

Âlim, bilgin, bilge denilen kişi hemen her konuda yeterli bilgiye sahip olmalı. Hak ve hakikati başkalarına anlatabilmeli. Başkalarının anlamasını, algılamasını sağlayabilmeli. Eğer hak ve hakikat doğru anlatılabilirse, insanların çoğu hak ve hakikati kabul edebilir. “İnsanlar farklı düşünebilir ama esas olan ana konularda, esas ve asıl sorunlarda doğru esaslı düşünmesidir.”

Batılı, doğulu, kuzeyli, güneyli, batıl, küfür içindeki insanlar ve toplumlar, hak ve hakikati bilemediklerinden; sapkınlık, sapıklık, batıl ve küfür içinde azgınlık yapmaktadırlar. Müslümanlar geniş bir coğrafyada kalıcı konutlarda oturdukları halde, kendi içlerinde ve çevrelerinde etkili değillerdir. Yanı Müslümanların kendilerine pek hayırı yoktur. Başkalarına yararlı olması çok etkili, yeterli olmamaktadır. “Çünkü ne kendilerini, Rablerini, Rabbin dinini, ilmi, irfanı, güzel ahlak ve inançlarını bilmektedirler. Yanı kendilerine bile hayrı yoktur!”

Batılı batılılar şu anda çok azgın, sapkın, sapık, saldırgan, ideolojik ve felsefi sapıklıktadır. Bunun için kendinden olmayanlara; gâvur, kâfir gibi saldırmaktadır. Ayrımcılık, ötekileştirme, ırkçı- şoven davranma, İslam, Müslüman ve yabancı düşmanlığı yapmada bulunmaktadırlar. Bu yanlış, kötü, çirkin politikaları ile başkalarını rahatsız etmektedirler. Bu baskı ve kötü davranma ile başkalarını huzursuz, mutsuz, rahatsız etmektedirler. İslam’ın yükselişini önlemeye çalışmaktadırlar. Olumsuz tavırları ile kara, karamsar, kötümser propaganda yapmaktadırlar. Önyargılı, haksız davranmaktadırlar. Çocuklara bile ayrımcılık ve şiddet göstermektedirler.

Allah cc. Ve peygamberinin yolunu, inancını, düşüncesini, dinini bırakıp; sapık ve sapkın felsefi görüşlere, inanışlara, ideolojilere sapmayınız. Mussolini faşizminden, Nazi Faşizminden, komünizm ve sosyalizm faşizminden, liberal ve demokrasi faşizminden taraf olmayınız. İlimden, bilimden, doğru ve gerçek bilgiden, İslam dininden olunuz. Bu sapkınlıklar, insanlığın huzurunu, mutluluğunu, rahatını, iki dünya hayatını yok etmektedir! Şu anda insanların en çok başına bela olan kapitalizm, liberalizm, demokrasi denilen uyutucu, uyuşturucu, faşizmdir+ komünizmdir. Demokrasi faşizmidir. ABD, AB, Avrupa diktatörlüğüdür.

Zaman geçse de, fikirler iyileşmeyince, insan iyileşmemektedir. Dün olan zalimlikler, katillikler, vahşilikler, barbarlıklar, haydutluklar, teröristlikler, katillikler, katliamlar, ahlaksızlıklar benzer şekilde devam etmektedir! İyi, güzel, doğru, dürüst, düzgün insan yetiştirmeyince de, devam edecektir! Allah cc. Akıl, fikir verir inşallah. Allah cc. Islah eder, inşallah. İnsan iyi olmak ister inşallah. Sadece sözlü, yazılı dua etmek yeterli değildir. Fiili dua da mutlaka etmeli.