Müslüman, maddi, manevi anlamda temiz olur, tertemiz insan olur. İman, ibadet, ruh, ahlak olarak tertemiz olur, olmalıdır.
Cahil cühela, çapulcu, sapık, sapkın, batıl ehlinden; insan, insanlıklı insan, insaniyetli, insancıl, merhametli, şefkatli, müşfik insan olmaz. Sadece mutlak hak ve hakikat ehlinden, Yüce Allah’a kulluk edenden, İslam dinini samimiyetle, takva şeklinde, bilinçli yaşayandan, sapık batıl, küfür ehline uşaklık etmeyenden; insaniyetli, insancıl, insanlıklı olgun insan olur.
Müslüman, maddi, manevi anlamda temiz olur, tertemiz insan olur. İman, ibadet, ruh, ahlak olarak tertemiz olur, olmalıdır.
“Temizlik imandandır. İmanın yarısıdır,” diyen, peygamberimizdir.
İtikadımız, ibadetimiz, ahlakımız, muamelatımız, işlerimiz, çalışmalarımız İslam olmalı. Her ödevi, görevi, sorumluluğu sadece Yüce Allah cc. Rızası için yapmalı. Her işimizi, görevimizi Allah cc. Rızasını- hoşnutluğunu kazanmak için yapmalı. Bedenimiz, niyetimiz, duygularımız, ahlakımız, düşüncelerimiz, davranışlarımız temiz olmalıdır. Doğru ve sağlam inançlı olmalı. Doğru ve yararlı bilgi sahibi, meslek sahibi olmalı. Doğru ve faydalı bilgilerle donanmalı. Kötü, çirkin düşünce ve huylardan, ahlaktan arınmalı. İyi düşünce, iyi niyet, duygu, düşünce, davranış sahibi olmalı. Her davranışımız ilmi ve dini olmalıdır.
Batıl, küfür, düşman- sapkın, azgın kötü ahlakı asla taşımamalı. Yalancı, sözünde durmayan, ikiyüzlü, hayâsız- arsız- utanmaz, iffetsiz, sevgisiz, saygısız, terbiyesiz, merhametsiz, korkak, ürkek, ödlek asla olmamalı. Tembel, uyuşuk, miskin, cimri, büyüklük taslayan, zalim, zulmeden gibi kâfir davranışlı katiyen olmamalı. Emanete hainlik eden, sabırsız, öfkeli, kızgın, sapkın ve dengesiz davranışlı kesinlikle olmamalı. Kaba, kırıcı, katı kalpli, kötü ve zararlı davranışlı, kâfir gâvur benzeri davranışlı katiyen olmamalı.
Müslüman, Kur’ân ve sünnet ahlaklı olmalıdır.
Müslüman dediğin; dost, kardeş, merhametli, dosdoğru, dürüst, cömert, anlayışlı, duygudaşlık yapan, planlı çalışan, çok çalışkan, sabırlı olmalı. Sevgi, saygı dolu olmalı. İnsan ve doğa sevgisi dolu, sözünde duran; kibar, nazik, zarafetli, ince insan olmalı. Yumuşak huylu, adaletli, insan ve varlık haklarına saygılı, alçak gönüllü, ağırbaşlı, öfkesini yenen olmalı. Dengesiz, ölçüsüz davranmayan olmalı. İnsanlara ve bütün canlıları esirgemeli, korumalı, acımalı.
Müslüman köyü ahlaklı, kötü huylu, kötü karakterli olamaz, olmamalı. Öyle Müslümanlara düşmanlık etmemeli. Öfkesini kontrol etmeli. Başkalarını çekememezlik yapmamalı. Yalan ve iftirada bulunmamalı. Yapmayacağı işleri söylememeli. Sözünde durmalı. İki yüz yüzlü olmamalı. Hayâsız- arsız- utanmaz olmamalı. Sevgisiz, saygısız, terbiyesiz, iffetsiz, namussuz olmamalı. Acımasız, merhametsiz, cimri olmamalı. Büyüklük taslayan alçaklardan olmamalı. Yanı kibirli olmamalı. Zalim, zulmeden asla olmamalı. Emanete ihanet eden, vatana millete devlete hainlik eden düşman kuklası, eşeği olmamalı. Kaba, incitici, kırıcı olmamalı. Yumuşak kalpli olmalı. Katı kalpli olmamalı. Müslüman, Kur’an ve peygamber ahlaklı olmalı.
Müslüman, İslam ahlaklı olmalı. Müslümana dost ve kardeş olmalı. Dosdoğru, gerçekçi, hak ve hakikatten yana olmalı. Cömert, çalışkan, becerikli, yetenekli, bilge olmalı. Mutlaka bir mesleği olmalı. Cesaretli, atılgan, girişimci, sabırlı, iş bitirir, saygılı olmalı. İyi huylu olmalı. Adaletli, hak hukuk hakkaniyetten yana olmalı. Hak hukuk sahibi olmalı. Edep ve terbiye ile davranmalı. Affedici, bağışlayıcı, duygudaşlık eden olmalı. Diline, diline, diline sahip olmalı. Ne dediğini kulağı duymalı. Bütün canlılara merhametli davranmalı. Sokak köpeklerine, kedilerine, kuşlarına bakmalı, korumalı, su ve yemek vermeli.
Müslüman sadece adı ile değil; yaşamı, yaşantısı, hayatıyla da Müslüman olmalıdır.
Ömrünü Müslümanca değerlendirilmeli.
Vücudunu değerli işlerde kullanmalı.
Malını, servetini helal ve yararlı işlerde kazanıp, değerlendirmeli.
Bilgisi doğru, yararlı olup, bilgiyle yaşamalı. Cahil cühela çapulcu olmamalı.
Hiçbir değeri boşa harcamamalı. İsraf etmemeli.
Bireyler, aileler, toplum, devlet görevini bilip, eksiksiz yapmalı.
Anne ve babaya sevgi dolu saygılı olmalı.
İman ile dosdoğru İslam ile peygamberimiz gibi yaşamalı. Kur’ân bize yeteri deyip; İslam ibadetlerini yapamazlık yapmamalı.
Tehlikelere karşı önlemli, tedbirli, hazırlıklı olmalı. Güvende olmalı.
İnsanlar birbirlerine karşı görevlerini yerine getirmeli. Kuduz köpek örneğindeki, gibi birbirine saldırmamalı. Kudurmamalı. Azgınlaşmamalı. Aşırı gitmemeli.
Hısım ve akrabalara karşı görevleri eksiksiz yapmalı. İhtiyaçları olanlara yardımcı olmalı. Bireysel ve kurumsal çalışmalı.
Komşulara saygılı olmalı.
İnsanlara ve hayvanlara karşı saygılı olmalı.
Doğaya- tabiata, çevreye karşı duyarlı olmalı.
En yüce, yüksek İslam ahlaklı olmalı.
İslam muamelatlı, inançlı, ibadetli olmalı.
Allah’a ve peygamberlerine karşı sevgi saygı duymalı. Onlara uymalı. İtaat etmeli.
Kendimize karşı görevlerimizi bilip, yapmalı.
Kötü huylu alçak çirkinlerden olmamalı.
Yeme, içmede helal yiyip, içmeli.
Doğru konuşup, yazmalı.
Vücut organlarımızı doğru ve yararlı kullanmalı.
Bireye, topluma, devlete, İslam dinine, birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sevgi, saygı duyup, dostluk yapmalı. Zararlı yaratık- mahlûk olmamalı. Münafıklık, müşriklik, kâfirlik, gâvurluk yapmamalı.
Müslüman olarak, vatanımıza, devletimize, milletimize, insanlığa, bayrağımıza, değerlerimize saygılı olmalı.
Dinimizi, tarihimizi doğru bilmeli. Ermeni, Yahudi, Batılılardan öğrenmeye kalkmamalı. Şu anda batılıların etkisi altında, değerlerimize düşmanlık yapan milyonlarca adi alçak kahpe kalleş vardır. Onlara zerre miktarı asla, kesinlikle katiyen benzememeli. Onlardan olmamalı. Onlara benzeyen, onlardan olur, diyen, peygamberimizdir.
Peygamberimiz sas. Buyuruyor:
“ İnsanların en hayırlısı, diğer insanlara faydalı- yararlı olandır.”
“Vatan sevgisi imandandır.”
“Müminler, parçaları birbirine bağlanmış bir bina gibidir.”
“Ayrıcılık- ayrımcılık yapan, bizden değildir.”
Allah cc. Ali İmran suresi 103. Ayette buyuruyor: “ Hepiniz birden Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Sakin ayrılıp, bölünmeyin.”
Hucurat suresi 10. Ayet meali: “ Şüphesiz Müminler birbirleriyle kardeştirler. Öyle ise dargın olan kardeşlerinizin arasını düzeltiniz. Allah’tan sakınınız ki, size acısın.”
Al-i İmran suresi 134. Ayet: “ Öfkesini yenenler, insanların kusurlarını bağışlayandır.”
Allah cc. Maide suresi 2. Ayette buyuruyor: “ İyilikte ve fenalıkta sakınmakta yardımlaşın.”
Allah cc. Nisa suresi 59. Ayette mealen buyuruyor: “ Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygambere ve sizden olan yöneticilere itaat ediniz.”
Allah Resulü (sas)’in peygamberliğinin ilk yıllarıydı. Müşriklerin, Mekke’de Müslümanlara uyguladığı baskı ve zulüm iyice artmış. Müminler için hayat çekilmez bir hal almıştı. İşte böyle zor bir zamanda, Yüce Allah, bizler için nice müjde ve hikmeti içinde barındıran İnşirah suresini indirdi. Peygamber Efendimiz (sas), bu surenin nazil olmasıyla, sevinç duydu, ferahladı ve Rabbimizin her zorluğun ardından mutlaka bir kolaylık, bir sekinet lütfedeceğini müjdeledi.
Bugün, başta Filistin olmak üzere yeryüzünde baskı ve zulme maruz kalan, bütün kardeşlerimize İnşirah suresinin gönülleri rahatlatan, müminlere umut aşılayan mesajlarını inşirah suresinden anlamalıyız.
Bizler inanıyoruz ki her şeye kâdir olan Allah’tır. Rahmet ve merhametiyle bizleri kuşatan O’dur. Göğsümüzdeki darlığı giderecek de, gönlümüze inşirah verecek de, Yüce Allah’tır. Cenabi Hak, üzerimizdeki ağır yükleri kaldıracak, her türlü zorluk ve sıkıntıdan bizleri mutlaka kurtaracaktır.
İnşirah suresinin hatırlattığı hakikatlerden biri de şudur:
“Her zorluğun ardından bir kolaylık vardır. Muhakkak ki, her zorluğun ardından bir kolaylık vardır.
İnanıyoruz ki, her hüznün ardından bir sevinç, her sıkıntının ardından bir ferahlık mutlaka gelecektir. Zira Cenabi Hak, peygamberleri ve inananları hiçbir zaman yalnız bırakmamıştır. Onları, zalimlerin ve düşmanların insafına asla terk etmemiştir. Hz. Nuh’u tufanın helakinden, Hz. İbrahim’i Nemrut’un ateşinden, Hz. Mûsâ’yı Firavun ’un zulmünden, Hz. Yusuf’u zindanın karanlığından kurtarmıştır.
Peygamber Efendimiz (sas)’i inkârcıların türlü eza ve cefasından felaha çıkarmış, ona nice fetih kapıları açmıştır.
İnşirah suresi bizlere şu hakikati de öğretmektedir:
“Bir işi bitirince, hemen başka bir işe koyul. Sadece Rabbine yönel.”
Ayeti kerimelerde de belirtildiği gibi bizlere tembellik ve vurdumduymazlık yakışmaz. Mümin, sorumsuz ve ihmalkâr olamaz, rehavete kapılamaz. Yeryüzünde iyilik hâkim- egemen oluncaya kadar, hak ve hakikati, adalet ve merhameti yaşamaya, yaşatmaya ve yaymaya gayret eder.
Mümin, her işini Allah’ın rızasını gözeterek yapar. İmanından aldığı güçle zorluklar karşısında ümidini yitirmez. İstiklalini ve istikbalini muhafaza etmek için var gücüyle çalışıp çabalar.
İnsanlık tarihinin tanık olduğu en büyük zulümlerden biri de bugün Filistin’de, Gazze’de yaşanıyor. Bebek, çocuk, kadın, yaşlı demeden, masum insanlar vahşice katlediliyor! Evler, camiler, okullar ve hatta hastaneler acımasızca bombalanıyor. Bütün dünyanın gözü önünde büyük bir insanlık suçu işleniyor. Binlerce masum insan aynı anda can verirken, insaf ve vicdanını kaybetmiş dünya; bu soykırımı sadece seyrediyor. Mazlumun ırkına, diline ve dinine bakılmaz. Tüm insanlığı zalimin karşısında, mazlumun yanında olmaya çağırıyoruz.
Peygamber Efendimiz (sas) bir hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor:
“Zulüm, zalim için kıyamet gününde zifiri karanlıktır.”
Müslümanların bugün yaşadığı sıkıntılar elbet sona erecek, zalimler dünyada da ahirette de acı bir sonla karşılaşacak ve felaketi yaşayacaklardır.
Mümin ve Müslümanlar, Allah’ın yardımıyla mutlaka galip gelecektir. İçinden geçtiğimiz zorlu süreçler, yeni dirilişlerin habercisidir. Yeter ki, Müslümanlar olarak bizler, birlik ve beraberlik içerisinde hareket edelim. Kardeşlik ve muhabbetimizi daim kılalım. Birbirimize karşı merhametli, düşmana karşı ferasetli ve kuvvetli olalım. Allah’ın rahmetinden ümidimizi kesmeyelim. Rabbimize, kardeşlerimize ve insanlığa karşı sorumluluklarımızı yerine getirelim. Getirelim ki, Rabbimiz, zorluklarımızı kolaylaştırsın. Zorlukları, güçlükleri rahmete dönüştürsün. Bizi insanlığa yeniden önder ve örnek kılsın.
“Ey iman edenler! Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, Allah da size yardım eder, düşman karşısında sizi güçlü ve dirençli kılar.”