Sanat, insanların duygularını çeşitli yöntemler ile dışa vurulmasıdır. Sanat, “Anna Karenina, Suç ve Ceza, Sefiller, İnce Memed, Yaşamak Ne Güzel Şey Taranta Babu, Mona Lisa, 7. Senfoni” insana has tüm duyguların, birbiriyle bağlantılı dansıdır, baktığında ürküten ama yakınına yaklaştın mı seni serinleten akarsudur.  Akarsu, belirli su kaynakları ile birleşip nasıl denize ulaşıyorsa, sanatta tüm kolları ile birlikte, bütün topluma ulaşıyor ve ulaşmaya da devam ediyor. 

Sanat, mağara resimlerinin, kil tablet üzerinde yazılan yazıların, kağıtların, kitapların ete kemiğe bürünüp, konuşmasıdır. Sanatı, sanatçının ağzından dinleyecek olursak, İbrahim Müteferrika en büyük sanatçı olsa gerek. İnceliği, okumayı, öğrenmeyi ve eğitilmeyi bizlere sunandır o. 

Sanat, tüm güzel duyguları içimizde yeşerten, onları bilgi ile yoğurup, insanın kullanımına hazır hale getiren ve altın tepside sunan kelimenin değeri paha biçilmez varlığımızdır. Sanatın içerisinde olanlara gelecek olursak, sanatın içerisinde olanlar, kendilerini Dante’nin İlahi Komedyasındaki cennette, orhun kitabelerinin tüm mısralarında, İsa’nın son akşam yemeğinde, kısacası, müzikten, resime, resimden müziğe, müzikten heykeltraşlığa, kadar birçok nahif kollar tarafından sımsıkıca sarılmış bir halde bulurlar. 

Sanat ile doğmak, sanat ile büyümek, sanat ile yaşamak ve sanat ile ölmek dileğiyle.