ABD ve Ülkemiz arasında en son yaşanan vize krizi akıllara geçmişte yaşanan benzer yılları gündeme getirmiş oldu.

ABD ile 1960’lı (Bendeniz, 1 yıl sonra (26 Mayıs 1961) dünyaya gelmişim.) yıllara uzanan krizlerin tarihsel seyri içindeki gelişmelere bakıldığında, Türkiye’nin ABD ile maruz kaldığı haksızlıklar bugün ABD ile yaşadıklarımıza daha iyi ışık tutmaktadır.

Son yaşadığımız bu krizin temelinde yatan sebep FETO soruşturması kapsamında ABD Konsolosluğunda çalışan şahsın gözaltına alınmasıyla kriz zirve yapmış oldu.

1960’dan bu yana Türkiye, ABD arasındaki krizlerin başlık ve tarihlerini yazayım. Detaylarını sonra yazarım.

1962 Küba Füze Krizi, 1964 ABD Başkanı Lyndon B. Johnson tarafından, o dönemin T.C. Başbakanına gönderilen mektup krizi. 1974 Haşhaş ekiminin yeniden başlatılması. 1974 İncirlik’in kullanımının askıya alınması. 2003 1 Mart Teskeresi. 2003 yılı 4 Temmuz tarihinde yaşadığımız Çuval olayı.

Netice olarak, bugün dünyanın halen süper gücü olarak bilinen, ABD ile Türkiye’nin dünden bugüne yaşamış olduğu ve bugün kriz çeşitleri çoğalarak artan, ABD’nin ülkemizin samimi bir müttefiki olmadığı, Türkiye’ye karşı sürdürdüğü bu düşmanca politikalarla ortaya çıkmıştır.

ABD artık Türkiye’nin dostu değil, adeta düşmanı gibi, ülkemizin büyümesini, gelişmesini, güçlü olmasını istemeyen, müttefikine karşı sürdürdüğü yanlış politikalar sonucunda kendilerini düşmanımız konumuna getirmişlerdir.

Bizim kuşağımız olan, 1970’lı yıllarda ülkemizde terörün en korkunç ve acımasız şekilde sürdüğü, 1970-1980’lı askeri darbeyle sonuçlanan, kardeşin, kardeşi öldürdüğü yıllarda bizler sağ görüşlü öğrenci olarak duvarlara ve pankartlara boşuna, “Kahrolsun ABD Emperyalizmi “diye boşuna yazmamış ve bağırmamıştık.

Bugün Müslüman ülkeler başta olmak üzere görülmektedir ki, dünya genelinde yapmış olduğu zülüm ve adaletsizliklerle, Amerika Birleşik Devletleri, bugün dünyanın gelmiş ve geçmiş en büyük emperyalizmin ve kapitalizmin merkezi konumundadır.

Onun içindir ki, bugünde öğrencilik yıllarımda söylediğim o meşhur sloganımız olan, “Kahrolsun Amerika” sloganımızı daha da büyük bir kızgınlıkla tekrardan yeniliyorum.