Âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’ın hak dini sadece ve ancak İslam dinidir. İslam dini dışındaki, diğer inanışların, Allah cc. Nezdinde hiçbir değeri, önemi, kıymeti yoktur. Yüce Allah’ın en çok sevdiği insan; takva – muttaki mümin Müslümandır. Bu güzel, iyi, doğru, dürüst, sağlam inançlı ve iyi amellî takva Müslümanlar, Yüce Allah’ın izniyle cennete gidecektir.

Yüce Allah’ın varlığına, birliğine, eşi, benzeri olmadığına, Esma’ül Hüsna üzere inanan, ilahi kitabı olan, Kur’ân’ı Kerim’e inanan, son peygamberi Hazreti Muhammed’e sas. İnanıp, bunu açıktan samimice söyleyen, birey; mümin Müslüman olur. Bunu Kelime-i Tevhit ve Kelime- i Şehadet ile de yapabilir. Fakat Müslümanlığı;  Kur’ân’ı, peygamberimiz sas. Gibi yaşayarak sürdürür.

Isra suresi 36. Ayetin meali şöyledir: “ Hakkında bilgi olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönül; bunların hepsinden sorumludur.”

Allah cc. Başka bir ayetinde; “zan ile hareket etme!” Diye buyurmaktadır.

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Kendisini (doğrudan) ilgilendirmeyen şeyi terk etmesi, bireyin iyi Müslüman olmasındandır.”

Müslüman çağımızda çok uyanık, dikkatli, bilgili, bilinçli olmalıdır. Zira günümüzde tarikat, cemaat, diyanet dediğimiz oluşumlar bile; içlerinde binlerce sapkın sapık düşünceli insanlar barındırmaktadır! Bunlar uydu yayınlarıyla, radyo, televizyon yayınlarıyla, kitap, dergi, gazeteleriyle tüm dünyaya kendilerini izletmektedirler! Bu günahın, vebalin altından nasıl kurtulacaklarını, derinden düşünüyorum. İslam dinini; Kur’ân ve sünnet üzere anlayıp, yaşamalı. Aksi durum; sapıklık, sapkınlık, sapmadır, batıldır, küfürdür!

İnsanlar her işini, görevini hak hukuk doğruluk dürüstlük adalet hakkaniyet güzel ahlak edep adap hayâ ile en güzel, stratejik plan program proje ile en kaliteli ve verimli şekilde yapmalıdır. Yaparsa, beğenilir, sevilir. Yapmazsa, ağzı ile kuş tutsa; eleştirilir, kınanır, yerilir. Ona göre insan kendine dinsel ve bilimsel değerlerle yol ve yön vermelidir. Bu değerlerle yönetilen site devletleri, imparatorluklar, ulus devletleri övgüyle hala anılırken, zalim ve zulmedenler; hala yerilmekte, kötülenmekte, lanetlenmektedir.

Kötülerin ellerine geçirdikleri iletişim, bilişim, haberleşme, eğitim- öğretim güçleri ile kendilerini iyi göstermektedirler. Yanlarına aldıkları beslemelerle, sığıntılarla, güç ve taraf bulmaktadırlar. İnsanları ezmekte, doğaya çok büyük zararlar vermektedirler. Dijital ve sanal sosyal iletişimin artması ile bunu çok daha kolay yapmaktadırlar. Her türlü iletişim, bilim, iletişim, haberleşme, eğitim- öğretim araç- gerecini ellerinde tutmaktadırlar. İnsanların gönül, kalp, beyin, ruh, düşünce, davranışlarını bozmaktadırlar. Bunlar genellikle liberal, kapitalistlerdir.

Öyle ki, kapitalistler, liberaller; ateist komünist dinsizlerin bile ahlaksızlıkta önlerine geçtiler. Bunların hepsine karşı donanımlı, hazırlıklı, korunaklı, bilgili, bilinçli, birikimli, sağlam ve dosdoğru İslam inancında olmalı. Mücadele etmeyi öğrenmeli. Öyle uyuşuk, pısırık, edilgen olmamalı.

Bugün çok daha sapkın düşünce ve davranışlarla ortaya çıkmaktadırlar. Hatta pek çok ülke bunu yönetim siyaseti olarak, saptayıp; eğitim- öğretimini yapmaktadır. Bunlardan birisi de LGBTİ propagandasıdır.

LGBTİ, Avrupa, ABD’de okullarda eğitimi resmi olarak, ders olarak verilmektedir. Hem de kilise bile evliliklerini yapmaktadır. Bir yandan da erkek düşmanlığını yapmak için feminizm körüklenmektedir. Böylece kadın ve erkekleri birbirine koymaktadırlar. Aileleri bozmaktadırlar. Buna Rusya ve Çin gibi eski komünist ülkeler bile yasak getirirken, ülkemizde 17 resmi dernek ile etkinliklerini LGBT dernekleri sürdürmektedirler.

İnsanların kaygıları, üzüntüleri, kederleri bu durum karşısında artıyor. Büyük bir ahlakı sorun olarak ortaya çıkıp, şer güçlerin desteği ile yayılıyor. Hatta sosyal medyada LGBT aleyhinde yazı yazdığım için, sayfam sürekli kapatılıyor veya sınırlandırılıyor. Kapatılıyor, engelleniyor. Dünya bu hale getirilirken, Müslüman uyumuş, ayı gibi inine saklanmış! Hala ilgisiz, bilgisiz şekilde uyumaya devam etmektedir!

Ülkemiz Müslümanları 1839 yılından günümüze, yanı 2023 yılına kadar; 184 yıl bozulmaya devam ettirildi. Buna iç ve dış kötü – şer odaklar katkı sundu. Bazı Müslümanım diyenlerde, destek verdi. Hala büyük oranda destek sürdürülmektedir. İnsanlık çürütülüyor, kokuşturuluyor, katlediliyor. Savaşlarla, yayılan virüslerle yok ediliyor. Pek şikâyetçi olan bile yoktur. Zira insanlar kötülüğe alıştırıldı. Hata terör yanlısı olmaya alıştırıldı. Bunda etkisiz olan Müslümanların payı da büyüktür.

Bugün pek çok ilahiyatçı bunların değirmenine su taşımaktadır. Müslümanlar dernek, siyasi parti, cemaat, tarikat, mezhepçilik ile bölük pörçük olmuş. Birbirine düşmüşlerdir. Allah’ın ayetlerine zıt- ters- aykırı davranmaktadırlar. Allah’ım ıslah etsin, derken, kendilerine de ıslah olma niyeti oluşsun, diyorum. Islah etme demek; iyileşmek, düzelmek demektir.

İslam dinini, Kur’an ve sünnet ışığında, bilimin aydınlığında dosdoğru anlamalı. Sapkın sapık zalimlerden olmamak için, peygamberimiz sas. Gibi anlamalı, yorumlamalı.

Bugün internet ile tüm dünya ile iletişim kurulabiliyor. Yazını ve görselini dünya insanları ile paylaşabiliyoruz. Ben bunu 2016 yılından beri, 7 yıldır çok etkin, aktif, yoğun şekilde yapıyorum. Bu yazılarımızı da dünya ile paylaşıyorum.

İnterneti doğru kullanma çok yararlıdır. Artık gazete, dergiler eskiden kâğıtlara basılıp, pazarlanırdı. Şimdi sanal- sosyal medya ile yayınlandığından, eskisi kadar gazete, dergi satılmıyor. İnternette istediğiniz insanının bilimsel, ilmi makalesine ulaşmak mümkündür.

Ülkemiz insanlarının %86’si internet kullanmaktadır. Hem de cebindeki akıllı telefon ile her bilgiye isterse ulaşmaktadırlar. Ama daha çok oyun, eğlence için kullanıyorlar. Çok yazık, diyorum.

İslam dinimize ve İslam olan Müslümanlara, şer güçler her türlü zararı vermektedirler. İslam olmayanların tümünün düşman bellediği; Müslümanlardır.

Müslümanlarda birlik beraberlik yardımlaşma dayanışma bütünlük olmadığı için çok çile, haksızlık çekmektedir. Her biri bir emperyalist, Siyonist, mason, şer gücün uydusu, uşağı konumundadır.

İnsan, İslam ile yaşamalıdır. İslam inancı ile yaşadığından, imanla ölme durumu daha çok olma olasılığı vardır. İman ile ölmek, dünyadan göçmek, çok önemli, değerlidir. İmansızların sonsuza dek kalacakları yer; ateş, duman, irin dolu cehennem ateş çukurudur. Allah cc. Bunu pek çok ayetinde açık, net, anlaşılır, şüphe götürmez şekilde açıklamaktadır.

İnsan, Allah’a; Kur’an ve sünnet üzere ibadet etmeli. İnsanlara ve varlıklara; iyilik, hizmet, yardım etmelidir. Bunu yapmayanlardan pek bir değer çıkmaz.

İslam dışında kalan her türlü inanç, inanış; batıldır, boştur, çürüktür, fuzulidir, geçersizdir, önemsizdir, değersizdir. Allah cc. Katında, nezdinde hiçbir değeri, önemi, geçerliliği yoktur. Buna Kur’ân ve sünnet dışında kalan cemaat, tarikat, mezheplerde dâhildir.

Müslüman, her konuda, her alanda olduğu gibi düşüncede, bilgide de gayet objektiftir, açıktır, nettir, dengelidir, dosdoğrudur, gerçekçidir. Her yaptığı yalan ve yanlış, insanın kendini Müslümanlıktan uzaklaştırır.

İnsanları kırmadan, incitmeden, kalbini kırmadan davranmalı. Anlatmalı. Açıklamalı. Öğretmeli. Eğitim yaptırmalı. Faşistler, solcular, komünistler gibi bireye, topluma davranmamalı. Sindirmekle, eğitim ve öğretim olmaz. Zorbalıkla benimsetme olmaz. İslam dininde; baskı, dayatma, zorlama ayetlerle yasaklanmıştır. Bunu yapan, sözde İslamcı olan terör örgütleri ve kendine İslam diyen, devlet yöneticileri de vardır. İnsanları İslam dininden soğutmaktadırlar.

İnsan gerçek anlamda takva- muttaki mümin ve Müslüman olmalı. İslam’a kendini adamalı. Dava insanı olmalı. Allah’a kul, başkalarına yardımcı, hizmetli, iyilik eden, yardım eden olmalı. Zararlı bir mahlûkat- yaratıktan daha aşağı bir varlık olmamalı. Bugün insan, insanlıktan çıktı. Zaten Müslüman olamadı. Öyle bir Allah cc. İnancı ile Müslüman olunmaz. Zillete, illete düşen insan, çıldırdı, fıttırdı, sıyırdı, sapıttı, kaçık oldu! Allah ile bağlantısı kalmadı. Allah’ı anmıyor. Allah’tan günah, haram işlemekte korkmuyor. Sevap, iyilik işleme etmiyor. Artık görülmemiş tipte bir adi alçak yaratık oldu. Sağa, sola saldırıyor. Her gün bir başka sapıklık, sapkınlık, dehşet veren korkunç vahşet işliyor. Allah cc. Hidayet versin, diyemiyorum. Hidayet istemeyen, hidayete kavuşamaz. Allah cc. Kimsenin gönlüne, beynine İslam dinini kazımaz. Bu iş, istemek, arzu etmek, dilemek, niyetlenmek, girişim yapma işidir.

Bir gün içinde İstanbul- Bayrampaşa’da işyerleri yanıyor. Aynı gün İnegöl’de 8 fabrika yanıyor. Ertesi gün Adana’da 18 fabrika yanıyor. Aynı gün Kocaeli- Derince limanında 13 buğday dolu silo patlıyor. Toz patladı, deniyor. 15 bin ton buğday heba oluyor. Ormanlarımız bu yıl içinde 2600 kez yakıldı. Buğday tarlalarımız yandı. 3 bin dönüm- dekar ve 5 bin dekarlık hasat edilme vaktinde buğday tarlalarımız yandı. Burada da 10 bin ve 15 bin ton buğday yandı. Yel eserse binalarımız çöküyor. Şehirlerimiz sele gidiyor. Ama hiçbir fail, eylemci, suçlu yok! Olsa ne olacak? Tecavüzcüler, zararlı bağımlılık yapan madde satıcıları bile suçunun cezasını çekmeden; af ile bir bahane ile serbest kalıyor. Trafikte toplu kavgalar yapılıyor. Hırsızlar etrafı talan ediyor. İnsanlar baskın yapıyor. İşyeri kurşunluyor. Yargıç bu işlerde daha çok şöyle karar veriyor: serbest bırakıldı! Adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bırakmazsa ne olur, dersiniz? Bir bahane ile af çıkarılır. Halk tepki göstermesin diye sayısı da, nedeni de, kimler serbest bırakıldı, meselesi de; halktan gizlenir. Ama biz sokakta görüyoruz ki; tecavüzcüler, zararlı madde satanlar serbest bırakıldı. Böyle devlet, millet yönetilmez. Hak hukuk doğruluk dürüstlük adalet hakkaniyet güzel ahlak edep hayâ olmadan; devlet ve millet yönetilmez, yönetilmiyor. Bu durumda sadece zavallı milletim değildir. Dünya bu durumdadır. Çünkü dünya tek elden yönetiliyor.

İşte biz bu perişan hale getirilen insanları iyileştirmek, düzeltmek, ihya etmek durumundayız. Bunu sadece samimi bilge Müslümanlar yapar. Diğerleri sadece fitne, fesat, nifak, sapkınlıkla bozar.

Bizler içinde yaşadığımız dünyayı ve ülkemizi, yönetimleri bile tanımıyoruz. Gizemli, halktan gizlenen acıklı durumlar var. Sömürü düzenleri, insanların iliklerine kadar, ruhlarına kadar her şeyi sömürüyor. İnsanlar bunları bilmiyor. İnsanlar kendi akıllarını özgürce, serbest kullandıklarını sanıyor. Oysa ne istenirse, onu hem de ulvi nedenlerle yaptığını sanıyor. Kullanıldığını, işletildiğini, kötülerin hedeflerine hizmet ettiklerini pek anlayan yok. Öğretilmeyen bir şey bilinmez. Öğretilmediği için bilmiyorlar. Ama bildiklerini sanıyorlar. Şimdi soralım:

Ülkemizin devlet bütçesi yaklaşık 150 milyar dolardır. Devletimizin borcu yaklaşık 500 milyar dolardır. 85 milyon nüfusumuzun milli geliri 950 milyar dolar kadardır. Merkez bankasının rezervi 115 milyar dolar kadardır. Ama bu paralar kimindir. Merkez bankası bağımsızdır, deniyor. Neden devletten ayrıdır? Amerika, Almanya, Türkiye merkez bankaları ve içindeki paralar kimindir?

Ülkemizde piyasada olan banknot paraların üzerine Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yazıyor. Oysa devletimiz adı; Türkiye Cumhuriyetidir. Madeni paraların üzerine Türkiye Cumhuriyet yazıyor. Yazım hatası olmadığına göre, bu ikilem nedendir?

Devletin kurduğu İş Bankasına, devletimizin ne ortaklığı var, ne de devletimiz sahibidir?

Bugün Afrika ülkesi eski emperyalist ülkeleri tarafından tamamen sömürülmekte, askerleriyle işgal edilmiş durumdadır. Şu anda elindeki suyu, ekmeği bile alan başlıca ülkeler şunlardır: Amerika, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, Almanya başta gelenlerdir. Eskiden işin içinde ispanya, Hollanda, Portekiz de vardı.

Afrika’da 10 gün önce Nijer’de askeri darbe oldu. Emperyalist sömürücü, sömürgeci, işgalci ülkeler; Nijer’den çıkıp, gitsin. Artık biz bağımsız ülke olmak istiyoruz, dedi. En etkin Fransa sömürücü, zalim ülkesi, o ülkenin kanını emiyordu. Afrika’dan yılda 500 milyar elde ediyordu. Altın ve uranyum başta olmak üzere, tüm varlıklarını kendi ülkesine taşıyordu. %85’i Fransa’nın, %15’i Nijer’in dese de, para vermediği gibi borçlandırıyordu. 3 bin kadar askeri ile işbirlikçi yönetimleri koruyor. Dünyanın en yoksul ülkeleri böylelikle Afrika’nın 54 ülkesi oluyordu. Tüm sömürgeci, kan emici emperyalistler hemen bu darbe hükumetinin gitmesini, eski işbirlikçi hükumetin tekrar yönetimin başına gelmesini istedi. Komşu ülkelerde aynı köle konumunda oldukları için, askeri müdahale ederiz, dedi. Verdikleri süre 2 gün önce bittiyse de müdahale olmadı.

Bu dünyanın 8 milyar insanı öyle sömürülüyor ki; 8 milyar insan, kendilerini kimin sömürdüğünü bile bilemiyor. Ülkeleri yönetenlerde bilmiyor. Şöyle diyelim. Gelişmiş ülkelerin ve diğer ülkelerin 96 trilyon dolar borcu var. Ama alacaklı kim?

Bir Amerikalı, bir Afrikalıdan 200 kat daha fazla tüketiyor. Gelişmiş ülkeler dünyayı, karaları, denizleri, gölleri, akarsuları, okyanusları, havayı öyle bir kirletti ki, iklim değişikliği ile 50 yıldan beri karşı karşıyayız. Bir ülkede hem kuraklık hem sel, fırtına, oluyor. Ülkemizde 31 doğal felaket yaşanıyor. Halkımız bu felaketlere karşı hazırlıksız olduğu için zarar görüyor. Ülkemizdeki meslek kuruluşları bile hainlerin kontrolündedir. Bunda tıp doktorları, mimar- mühendisler, memur sendikaları, işçi sendikaları de dâhildir. Yaptıkları her iş yanlış, bozuk, kötü, dayanıksız, hileli, sahtekârlıkladır.

Ülkemiz teröre 3 trilyon dolar para harcadı. 100 bin canımız gitti!

Ülkemizde deprem hem canımızı hem maddi kaynaklarımızı mahvetmektedir. 1939- 1999- 2023 depremlerinde milyarlarca dolar maddi kaybımız ve yüz bin kadar canımız gitti! Beş şiddetinde bir depremde bile kayıp veriyoruz. 2023 Kahramanmaraş merkezli 11 İlde olan 2 depremde 105 milyar dolar kaybımız oldu. 800 bin konut, yapı yapılacak. Oysa dayanıklı binalar olsa 800 bina bile yıkılmazdı. Ahlaksızlığın kol gezdiği ülkeler huzurlu mutlu rahat olamazlar, olmuyor. Daha 1999 depremin enkazları kaldırılmadan, 2023 depreminde kayıp verdik. Arada olan 24 yılda en az 10 depremde yıkıcı oldu. Yine zarar gördük.

Sadece depremler değil, sellerde mahvediyor. 2020 yılında selde zarar gördük. Tam yaptık, bitirdik dedik. Aynı yerler yine 2023 de sele gitti. Ben bir bilge mimar, mühendis, yönetici olsam; aynı hataları yapmam. Allah’ın izniyle 31 doğal afetten de zararsız atlatırım. Dünyanın ikliminin de bozulmasına fırsat, olanak vermem.