En büyük şeref, onur, iyilik, makbul, değerli olma; bir bireyin Allah’a, hak din İslam’a, Allah’ın en son peygamberine sas. İnanıp, bağlanmadır.

Sımsıkı sarılıp, hak din İslam ve bilim ile yaşamadır. İyi ameller, hak ibadetler, zikirler, hayır ve sevap yapmadır. Haram,  günahlardan, suçlardan sakınmadır. İyilikleri çoğaltma ve günahları azaltmadır. İyi niyetli, samimi; niyet, duygu, düşünce, eylem ve davranışlarda olmadır. Allah cc. İçin yararlı, önemli, değerli, iyileştirici ilim- bilim- bilgi, meslek, sanat öğrenip; bununla yaşamadır. Dünyada yaşarken, dünya ve ahiret için yararlı çalışmalar yapmadır. Ölüme, ahirete hazırlanmadır.

En büyük günah; mümin Müslüman olmayanlara eğilim gösterme, meyletmedir. Allah’ın emirlerini dinlemeyenler; iyi insan olamaz. Kendilerine ve başkalarına hayırları, yararları pek dokunmaz. Bir iyilik etseler, çok kötülükle, iyiliği burnundan çıkarırlar! Allah cc. Rızası bilmezler.

İlimle, samimiyetle, dürüstlükle tüm insanlara ve canlılara merhametle, iyilikle davranmalı. İnsan kazanmayı bilip, becermeli. Kötülük yapan, kendisine yapar! Bugün başkalarına kötülük yapayım, diyenler; ya kendi canlarından, cananlarından olmakta, ya da ceza alıp, mahpusu boylamaktadırlar! Akıllı, zeki, uyanık, dikkatli, önlemli, iyiliklerle dolu, insan halinden anlayan, sabırlı, öfke kontrolü yapan olmalı. Hayvanı duygu taşımamalı. Saldırganlık yapmamalı.

Kızlarımızı, oğullarımızı, evlatlarımızı en güzel okullarda okutmalıyız. Kızlarımızın üzerine daha hassasiyetle, özenle durmalıyız. Nesli, daha çok kızlarımız, kadınlarımız yetiştirmektedir. Bugün bazı cemaat ve tarikatlar; halâ kızların okumasına, okula gitmesine karşıdırlar. Bunu yazılarında, sözlerinde, yayınlarında açıktan söylüyorlar. Çünkü halâ ham, yobaz sofi olduklarının farkında değillerdir. Erkekleri de sadece medreselerimize gönderin, diyorlar. Sonra ne olacak? Öğretmen, sağlıkçı, memur, amir, subay, yönetici, lider, başkan kim olacak? Bu sorunun cevabını düşünecek kadar beyinden ve akıldan hala yoksundurlar. Yanı her okula giden sapkın sapık mı oluyor? Devlet, okul, eğitim- öğretim programını değiştirirsin. Öğretmeni kaliteli, verimli yetiştirirsin. Önder, lider, yönetici de iyileştiğinde, hiçbir sorun kalmaz.

Allah cc. Kur’ân’ı Kerim’de 750 ayetten fazla ayeti sadece ilim- bilim- bilgi, meslek, sanat, bilmek, açıklamak üzerine göndermiştir.

Öyle okula kızı, erkeği göndermeyin. Bizim medreselerimize gönderin dediğimizde; ortaya Deaş, Talibin, El –Kaide, PKK gibi terör örgütleri çıkar. Milletine insanlığı dar eder!

Dinimiz ilim dinidir. İlimsiz din olmaz. Bilimsiz din olmaz. Yüce Allah’ımızın yarattığı tüm ilimleri öğrenip, yaşam tarzı yapmalıyız. Öyle emperyalist kâfirlerin kurduğu, yetiştirdiği, kullandığı sözde İslamcı, dinci katliamcı katil örgütler gibi olmamalıyız. Deaş, El –Kaide, Taliban, El Nusra, Boko Haram benzeri bin taneden fazla İslam adını kullanan, terör örgütleri var. Bunları yetiştiren emperyalist sömürgeci bozguncu ülkelerdir. İslam, mümin, Müslümanlıkla, Allah cc. Kur’ân, peygamberimiz sas. İle ilgisi ilişkisi yoktur. Bunlar daha çok İslam dinine, Müslümanlara zarar vermektedirler. İslam ülkelerini çatışma, savaş alanı haline getirdiler!

Dikkatli ve uyanık olun. İslam dininin evrenselliğini, Kur’ân ve peygamber anlayışını bırakıp; ideolojik sapkınlığa, cemaatsel kaçıklığa, cemaatsel ve tarikatsal aşırılığa kaçmayınız. İslam dinini öğrenirken, kimden öğrendiğiniz çok önemlidir. Biz, İslam cemaati olarak kendini gösterip; emperyalistlerin kılıcı olarak, devlete ve milletimize savaş açanları çok gördük. Bunu 100 yıl öncede yaptılar. Şimdide yapıyorlar. Şeyh Sait, Fetö, Adnan Oktar, Evrenesoğlu gibi onlarca cemaat, tarikat lideri, millet ve devletimiz en azılı düşmanı oldular. Dini kullandılar. Emperyalizme uşaklık ettiler. ABD, İngiliz, Fransız, İtalyan, Rus, Çin gibi emperyalistlerin kışkırtması ile devlete karşı isyan ettiler. Devlet ile milleti birbirine sokarken, iç savaş çıkardılar. Bunu dünyanın her yerinde, farklı tuzak, hile, dümenlerle hala yapmaktadırlar. Aptal süreleri de it gibi kullanılmaktadır.

Şu anda televizyonları, kursları, dergi, gazeteleri olan, her 15 dakikada bir yardım dilenciliği yapan bir İ. Ağa cemaati tam bir terörist El kaide, Taliban mantıksızlığı ile yazıyor, söylüyor. Kadınlarınız mutlaka dış giysi olan çarşaf giymeli. Çarşaf burnu kapatmalı. Siyah gözlük ve siyah eldiven takmalı. Gözlük takılmazsa, peçe takılmalı. Okula gitmemeli. Bizim kurslarımıza bir kişi bile gelmemezlik yapmamalı. Efendi Hazretleri şeyhimiz, okula gidenlere; çok kızar, bağırırdı. Doçent olacaksınız da ne olacak! Doçentlerin ağzı açlıktan kokuyor. Ticaret yapın. Efendi Hazretleri derdi ki; beni bağırtmayın. Halâ ihvanlarımızdan – kardeşlerimizden liseye, üniversiteye kızlarını yollayanlar var!

İslam ne solcuların, materyalistlerin, kapitalistlerin, liberallerin, komünistlerin, faşistlerin, cinsel sapıkların anlattığı din değildir! Ne de bu sapık, cahil, cühela, yobaz, ham sofilerin anlattığı dindir. Bunlar samimi değillerdir. Bunlar insanları kullanmak, çıkar elde etmek için kurulan emperyalist tuzaklardır. Biz bunları yaşadık. Gördük. Kızlar okumayacak! Hemşire, doktor, sağlıkçı olmayacak! Sonra kızını, karısını alıp, erkeğe götürecek! Bunlarda basiret, öngörü, ileri görüşlülük, doğru anlayış yoktur. Sen sakin ha! Bu gibi sapkınlara, aşırı ve geri olan sapıklara aldanıp, kanma! Allah’a yönel. Kur’ân’a sımsıkı sarıl. Peygamberimizi sas. Örnek al. Bunlar kendi şeylerinden söz ederken; efendibabamız, Kuddise Sirruhi derler. Kendi şeylerini her şeyden önceye alır, tutarlar.

İ. Ağa cemaati erkeklere cübbe, sarık sarmayı, şalvar giymeyi şart koşuyor. Benimde tanıdığım var. Kur’an okuyamıyor. Okula gitmemiş. Sarık, cübbe, entari ile sokakta geziyor. Sanırsın âlim olmuş, Arap’tır. Darbe olduğunda da, sahilde bunlar tavla zarı attılar. Bunlar ülkemizde olduğu gibi diğer ülkelerde de etkinlik yapıyorlar. Bu sapık düşüncelerini; Şiiler, Vahabiler, Selefiler dünyaya yayıyorlar. İslamcılık adı altında katillik, katliamlar, teröristlik yapıyorlar! Bunun içinde İslam dini yeterince dosdoğru Allah cc. Dini olmasına rağmen yayılmıyor. İnternete bakıyorum. Bin taneden fazla İslam dinini kullanan, terör örgütü var. Bunlarda onlara altyapı oluşturuyor. Eleman potansiyeli oluşturuyor.

Dünyada güç olanlara, kalabalıklaşanlara emperyalistler el atar. Kendilerine bağlar. Sadece ateizmi, cinsel sapkınlığı, sapıklığı yaydırmazlar. Dini bozarak, anlatmayı da yaptırırlar. Bugün dosdoğru ve gerçekçi Müslüman bir toplum artık kalmamıştır. Zaten İslam devleti de yoktur. Bunların ikisi birbirine bağlıdır.

Cemaat diyor ki, okula gitmeyiniz. Çocuklarınızı okula göndermeyiniz. Okula gidenlerin bin taneden, 999 tanesi gürültüye gidiyor. Bozuk oluyor. Sapıtıyor. Neden, niçin, neye, nasıl, kim yapıyor gibi derinlemesine, kapsamlı sorgulayamıyor. Müslümanların olmadığın yerde; amir, memur, öğretmen, yönetici, öğrenci başkalarıdır. Sen çocuğunu göndermezsen, sen de gitmezsen, olacağı böyle olur! Hala böyle dedikten sonra zırvalama devam ediyor.

Akıllı olmalı. Dosdoğru, gerçekçi, mantıklı, makul, sağduyulu, ilmi, dini düşünmeli. Sorgularken, kendi dar pencerenden bakarak, sorgulama yapılmaz. Her yerde ben olmalıyım ve ben Müslüman kimliğim ile etkili, etken, yetkin olmalıyım, denmeli. Olumlu, yapıcı, imar edici, bayındır olucu, güzelleştirici, iyileştirici, düzeltici, kapsayıcı, kuşatıcı olmalı.

 Manto, pardösü dünya yıkmaktır, diyorlar. Çarşafın üzerine soğukta atkı bile alınmaz. Çarşaf dış giysidir. Dış giysi olmaktan çıkarılmamalı. Böyle diyenler, İslam dinimizi, bilimi anlamayanlardır. Dünyadan ve ahiretten kopuk olanlardır. Biri kâfirlik yapar, İslam dinine zarar verir. Biride yobazlık, moloz olur, zarar verir. İslam dinine ve Müslümanlara zarar verir. Bunlar bir doğru der. Arkasından bin yanlışı dayatır- empoze ederler.

Bugün, İslam toplumlarını sadece materyalistler berbat etmedi. Bu yobaz, gerici, dar fikirli, emperyalist ve mason uşakları da mahvetti. Pek çoğu masonların ve emperyalistlerin uşağı konumundadır. Liderleri de onların ülkelerine sığınmıştır. Ülkemizdeki pek çok tarikatı, cemaati, sapık ideolojik örgütleri, fitneyi, fesadı yakından tanırım.

İslam dinin yanlış öğretilmesi sonucu anarşi, şiddet, terör örgütleri ortaya çıkıyor. Yanlış olan her şey, zarar- ziyan verici olur, olmaktadır. Yanlış öğretmeyeceksin. Dosdoğru ve gerçek olanı, aslı ile esası ile tam anlamıyla öğreteceksin. Aksi halde doğru olan yanlışa dönüşür.

İslam karşıtları da anarşi, şiddet, terör, çatışma, yıkım, bozukluk, bozgunculuk, fitne, fesat, nifak- ayrılıkçılık öğretmektedir. Bu yüzden insan düşmanlığı oluşmaktadır. Ülkemizde kayıtlı olan 123 terör örgütünün, 100 taneden fazlası, İslam karşıtı olan terör örgütleridir. Her şeyi istismar ederler. Negatif, olumsuzluk üzerine düşünür ve hareket ederler.

Bu kötülüklerin, olumsuzlukların oluşmasında; ebeveynlerin, öğretmenlerin, imamların, devlet yöneticilerinin, rejimin payı çok büyüktür.

Allah’ın dininin, Allah’ın ilminin karşıtı olan her şey yalan ve yanlıştır. Kur’an ve peygamberimizin sas. Dediği, yaptığı her şeyin karşıtı; yalan ve yanlıştır. İyilik, hayır, yarar, güzellik, dürüstlük taşımaz. Huzur, mutluluk, rahatlık kazandırmaz. Ebedi- sonsuz huzura eriştirmez.

Bu yanlışlarla eğitilen, öğretilen insan, dünyayı yaşanmaz yapmaktadır. 2022 yılı kurak ve sellerle geçmişti.

2023 yılı da sellerle ve kurak, çok sıcak geçmektedir. 2023 yılının Ağustos ayının beşinci günündeyiz. Ülkemizde ve dünyada seller olduğu gibi çok kurak ve sıcaklarda olmaktadır. 100- 150 yıldır görülmeyen sıcaklıklar olmaktadır. İstanbul en sıcak Temmuz ayını yaşadı. İstanbul 43,3 santigrat dereceyi görü.  İstanbul’a su veren 10 barajdan, 4 tanesi tamamen kurudu. Ülkemizde bazı nehirler geçen yıl olduğu gibi bu yılda kurudu. Göllerde kuruyor! Canlılar ölüyor. Ormanlar yakılıyor. Böyle hain, yaramaz, zarar- ziyan veren insanın yaşama hakkı yoktur. Yaşadıkça, başka canlılara zarar- ziyan veriyor. Gölleri, denizleri, ırmakları, ormanları kirlettikleri yetmedi; şimdide kirletiyor. Katı atık ve kanalizasyon arıtma yeterli değildir. Gelişmiş ülkelerde bile yeterli değildir.

Rejim berbat, kapitalist sistem egemen olursa; halklar rahat ve huzur bulmaz, bulmamaktadır.

Sosyalist- komünist rejimde insanlık düşmanı, faşist, cuntacı, insan yeteneklerini körelten, insanı köleleştiren lanet bir rejimdir. Böyle olduğu için 1991 yılında 50 taneden fazla komünist rejim çöktü. Anlayışları tüm dünyada hala devam etmektedir. Dünyaya daha çok anarşi, şiddet, terörü yayan, komünist rejimler olmuştur.

Bugünde bu kafasızlığa sahip olan Rusya ile Ukrayna 24 Şubat 2022 gününden beri, 1,5 yıldır savaşmaktadır. Rusya 145 milyon nüfusa sahiptir. 1,5 milyon askeri vardır. Dünyanın ikinci büyük silahlı askeri gücüdür. Ama silahları modern, yeni değildir. Çağa, silah yönüyle de ayak uyduramamış. Ukrayna 45 milyon nüfusa sahiptir. Askeri eğitim almış askerleri yoktu. Avrupa, Amerika, Kanada ülkeleri, Ukrayna’yı desteklemektedir. Şimdiye kadar 28 milyar dolarlık silah verdi. Silahlar moderndir. İstihbarat bilgisi, askeri eğitim vermektedir. Rus askerlerinin yerlerini uydudan tespit edip, Ukrayna’ya bildirmektedir. Ukrayna ve Rusya insansız kara, deniz, hava robotik savaş araçları kullanmaktadır.

Ülkemizde az da olsa, dünyada da az da olsa; çevrecilik, doğayı- tabiatı koruma bilgisi veriliyor. Ama güzel örnek olunmadığı için bu yerine halklar tarafından getirilmiyor. Şöyle ki; devletler yeterince çevre, doğa koruma hassasiyeti göstermiyor. Denetim ve kontrol yapmıyor. Belediyeler hala topladığı katı atık, artık maddeleri doğaya depolanıyor. Yanı vahşi depolama yapıyor. Kanalizasyon atıklarını, pisliklerini, kirli suları, ev ve sanayi atıklarını; göllere, akarsulara, denizlere akıtıyor. Ormanlar yakılıyor. Bilinçlice yakılıyor. Bazılarını terör örgütleri, bazılarını da arazi, tarla oluşturmak için yakıyorlar. Böylece hem yeşilden hem maviden hem de iklimden oluyoruz! Havayı geri dönülmez şekilde kirletiyoruz. Öyle iklimler bozuldu ki, sadece orta kuşakta değil, kutuplarda da iklim bozuldu. Buzullar eriyor. Irmaklar dereye dönüştü. Dereler de kurudu. Kuzey Kutup, Sibirya bölgesinde bozkırların, tundraların şekli değişti. Yeni bitkiler türedi. Sadece 2019 yılında da Sibirya’da 5 milyon hektar orman 3 ay boyunca yandı. Yakıldı! Bu dünyanın her yerinde olmaktadır.

Sadece devlet yöneticileri, belediye yöneticileri, sanayiciler çevre düşmanı değildir. Sade, normal vatandaş da çevreye karşı duyarsızdır. Çevre bilinci yoktur. Ormana mangal yakar, ormanı yakar, kül eder! Mesire alanlarına giderler. Otuz beş kamyon dolusu çöp bırakırlar. Deniz kıyısına- plajlara giderler. Kamyonlar dolusu pisliğini bırakırlar. Bırakılan atık maddeleri de; naylon, plastik, lastik, şişe, cam olduğundan, kolay çürüyüp, yok olmamaktadır. Hatta daha sonra orman yangınlarına sebep olmaktadırlar. Teröristlerde çok farklı şekillerde; uzaktan, uçurtarak, tuzaklar kurarak, yangınlar çıkarmaktadır. Bunu uçan araçlarla, saatli yangın çıkarıcılarla yaptıkları gibi benzin dökerek de yapmaktadırlar. İnsan, insan olmadıktan, insan; insan olarak yetiştirilmedikten sonra, onunla başa çıkmak pek kolay olmamaktadır. Kul hakkı, doğaya, çevreye zarar vermenin bir canlı hakkı olduğu bilincine kavuşmayan zavallı kapkara cahil molozlar; doğru, dürüst, yararlı pek iş, işlem yapmazlar, yapamazlar! Helal, sevap, günah, haram kavramlarını özümsemeyenlerin her işlerinde hile, sahtecilik, sahtekârlık olur. Bunlar âlemlerin Rabbi Yüce Allah’ın dinine uymadıkları gibi, devletin yasa- kanunlarını da takmazlar. İnşallah iyileşir, ıslah olurlar.

Müslüman eski dilde ifrat ve tefrit içinde olmazlar. Yanı aşırılık, gerilik, bozukluk içinde olmaz, olmamalı. Dosdoğru, ilmi, irfan yolu olan orta yolu- sıratı müstakım yolunu takıp etmeli. Böyle olursa hiçbir sorun kalmaz.

Kur’an, sünnet, hadise dayalı; İslam bilgileri ve doğa ilimleri ile ilgili dosdoğru ve gerçekçi bilgi ile eğitim, öğretim yapılmalı. Dini ihmal ederseniz, dinsiz imansız hain bir yaratık ortaya çıkar! Bilimi terk ederseniz, dünyadan, evrenden, konuşma ve yazmaktan uzak bir varlık ortaya çıkar. İlim dediğimizde; Allah’ın ilim ve âlim sıfatının tümünü kazanım haline getirmeli. Eğitim- öğretim içinde İslam ahlakı, terbiye, edep, adap da mutlaka ama muhakkak olmalıdır. Olmadığında, günümüzde dünyanın yaşadığı korkunç dehşet verici vahşetleri yaşamak kaçınılmaz olur.

Ben, ilkokula gitmeden, 5 yaşına kadar büyükbabam, büyükannem, babam, annemlerle, amcamlarla bir evde kaldık. Ahşap bir evdi. Hala ev kullanılmaktadır. Büyükbabam İbrahim Kasap, bana şöyle anlatırdı: “ Benim göbek adım; Muhammed’dir. Muhammed! Yerlere tükürme. Yerlere tükürenleri, ahirette tükürdüğünü kızgın sac üzerine yalatacaklar! Bir karınca su göledine düşmüş ise, onu parmağın ile veya bir çalı ile kurtar. Kurtardığın o karınca seni Sırat köprüsünden geçirecektir. Sapan kaya ile kuşlara taş atmayınız. Onlar can taşımaktadır. Öldürür veya yaralarsanız, ahirette sizden davacı olacaktır! Küfür, sövgülü konuşmayınız. Bu çok büyük günahtır. Avret yerlerinizi örtünüz. Avret yerleri açmak, açık şekilde gezmek, büyük günahtır. Dereye işitemeyiniz. Çiş- idrar etmeyiniz. O dereden su içen veya abdest alan insanlar olabilir. Namaz kılmak, Müslümanların yapacağı en önemli işlerden, görevlerdendir. Namaz kılmanın yerini başka hiçbir ibadet tutmaz. Allah’ı gezerken, yürürken, yatırken zikrediniz. Allah cc. Kendini zikredenleri çok sever, gibi öğütlerde bulunurdu. Allah cc. Büyükbabam İbrahim aksap2tan ve dinimizi, ilmi, irfanı öğreten herkesten Allah cc. Razı olsun. Âmin.