Önce hak ve hakikat fikirlerine sahip olmalı. Olumlu niyet etmeli, olumlu duyguya, düşünceye, davranışa sahip olmalı.

Pozitif düşünmeyi, özsaygın, etkin, yetkin olmayı, hakça hedefler oluşturmayı becermeli. Bilge olup, üretken olmalı. Kendin ile hayatla barışık olmalı.

Allah’tan ve akıllı insanlardan takdir görecek işler yapmalı. Uyuşuk, pısırık, edilgen asla olmamalı. Aktif- etkin olmalı. kendimiziz en güzle yetiştirmek için zaman ayırmalı. Hak ile batıl arasındaki, farkı; farz edip, hak yanında yer almalı. Hak; Yüce Allah’ın ve peygamberinin sas. Önerdiği, sevdiği, emrettiğidir.

Biz tebliğciyiz. Yanı hak ve hakikati bildirici, öğreticiyiz. Eğitimle, öğretimle, geliştirmeyle ilgilenmeliyiz.

Tüm insanları hakka ve hakikate en iyi şekilde davet etmeli, çağırmalıyız.

İnsanları dinlemeli, sorunlarına ve sorularına doğru yanıtlar vermeliyiz.

Olumlu bilgiler söylemeliyiz.

Anlatımlarda “ben” dili kullanmalıyız. “Sen” diye hitap etmemeli. Suçlama yapmamalı.

Tüm insanlara iyi davranmayı becermeli.

Kişileri suçlama yerine, yalan, yanlış, zararlı, tehlikeli görüşleri hedefe koymalı.

Her işimiz manevi kazanç elde etmeye yönelik olmalı.

İnsanların güvenliğini mutlaka sağlamalı. Haramlarla meşgul olanlara olanak ve fırsat asla vermemeli. O kadar ile bir şey olmaz, kesinlikle dememeli.

Başkalarının gizli, özel hayatlarını araştırmamalı. Bu bizim işimiz değildir. Devletin işidir.

Doğru ve gerçeklerden asla kopmamalı. Doğruya sadece İslam ile bilimsel düşüncelerle ulaşılır. İdeolojik sapkınlıklar, saplantılar, yalan ve yanlış üzerine kurulmuştur. Canavarlar üretilmiştir.

Müslümanın her işi dinsel ve bilimsel olmalı. Aksi olursa, yanlış olur. Yanlışlarla doğru sonuca ulaşılamaz.

Doğru, dürüst konuşmayı, yazmayı, anlatmayı becermeli.

Hedefimiz; her varlık için huzur ve mutluluğu sağlamak olmalı. Temiz ve düzenli bir yaşam kurma becerilmeli.

Her işimiz Allah’ın hoşuna gidecek şekilde yapılmalı. Bunu ancak becerikli bilge Müslümanlar becerir. Sapkınlar başarısız olmaya mahkûmdur.

Yanlış yapmamalı. Yanlış yaptığımızda, özür dilemeli.

Endişesiz, sıkıntısız, tasasız hayat sürmeyi becermeli.

Hayatı öfkesiz, kızmadan yaşamalı. Öfkeyle hareket eden, zararla cezasını mutlaka çeker.

Güzel yaşamaktan zevk, keyif, mutluluk almalı. Aile içi tartışma oluşturmamalı. Bugün aile içi tartışma, kavga, münakaşa etmelerden facialar çıkmaktadır.

Özgün yaşamalı. Taklitçi olmamalı.

Birlikte yaşamayı becermeli.

Sağlıklı, güçlü olmalı.

İnsanlarla iyi ilişki, iletişim kurmalı.

Bir konu hakkında farklı düşünceler oluşturmalı.

Dürüst ve açık olmalı. Net olmalı.

Her konuda bilgi edinmeye çalışmalı.

Arkadaşları özenle iyi insanlardan seçmeli. Kötü, çirkin, zararlı davranışları olanları, arkadaş edinmemeli.

Anlaşmakta, anlaşma yapmada doğru olan orta yolu tercih etmeli.

Bir insanın hakça, hukukça, adaletçe, İslam’ca, Müslümanca bir inancı, yaşayışı yokta; hak, hukuk, adalete uygun davranması mümkün değildir. Bunun kötü örneklerini ülkemizde çokça, bolca görüyoruz. Hala bunları görmeyenler, işitmeyenler, duymayanlar var. Çünkü Hakk’a inanmayanların, onun emir ve yasaklarını anlamayanların, doğru ve gerçekleri kabul etmesi mümkün değildir.

Hayatınıza İslam dinini sokmaya, yaşamaya çalışınız. Hak ve hukuka karşı itirazları edepsizce yapmayınız. Yıkıcı, olumsuz, agresif, kötü, çirkin, saldırgan davranmayınız. Olumlu, yapıcı, doğru, dürüst, insancıl olma azim ve kararlığıyla hareket ediniz. Kur’an ve sünnet dışı asla, katiyen, kesinlikle davranmayınız. Kur’ân ve sünnet dışında davrananlar; olumsuz, kötü, çirkin, yalan, yanlış, zararlı hareket ederler. Verilen görevleri doğru, dürüst bilerek yapmazlar. Azgın, sapkın, sapık nefislerine ve şeytanlarına uyarak hareket ederler. Zarar gördüklerinde de; hak, hukuk, adalet diye bağırıp, kendi suçlarının hoş görülmesine çalışırlar. Milyonlarca kişi pek çok İlde; hak, hukuk, adalet mitingleri yapar. Oysa gerçek adalet olsaydı, bunlar böyle yapamazdı.

Sizler Allah’ın yolundan ayrılmayınız.

Sizler, devletin adalet, hukuk sisteminde suç kabul edilen anlayış, yönetim, davranış içinde olmayınız.

Kendinizin ve başkalarının zarar görmesini istemiyorsanız, hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet içinde hakça davranınız.

Doğru bilgi ile hareket etmeyi tercih ediniz.

Başkalarının doğrularını dinleyip, ders alınız.

İnsanlardan herkese güvenmemeyi öğrenin.

Sıcakkanlı ve güvenilir olmayı her zaman tercih ediniz.

Lider özellikli eserler okuyun. Güzel bir yönetici, güzel bir lider olmayı öğreniniz.

Potansiyelinizi çok iyi değerlendiriniz.

Başkalarının sevinç ve kederlerini paylaşınız.

Başkalarını dinlemesini beceriniz.

Mesleğinizi en iyi, harika, şahane, harikulade yapınız. Fedakârlık ve özveride bulununuz.

Bilgilerinizi yenileyiniz ve artırınız. Mutlaka her gün okuyup, yazınız. Gelişen bilgileri an olarak takıp ediniz.

Beyniniz saf, sade, berrak olsun. Batıl, küfür, hurafe, bidat, ideolojik sapkınlıklarla beyninizi ve kalbinizi kirletmeyiniz. Aksi halde doğru ve dürüstlüğün düşmanlığını yapar olursunuz. Bu durumdan korunmak için Allah’a sığınınız.

Bugün insanların çektikleri, kendi yaptıkları yanlışlarının sonucudur. Hala bunu anlayamayan milyarlarca insan vardır.

İnsanlar, İslam’dan yoksun oldukça, insanlıktan da eksik olurlar. İslam dinine; bilgiyle, bilinçle, samimiyetle yapışmalı. Aksi halde hayatta başarılı olması mümkün değildir. Bir kişi ne ölçüde İslam ve bilim ile yaşarsa, o ölçüde başarılı olur. Diğerleri kötü örnek olur.

Hayatı olumlu yaşamalı.

Öfkesiz yaşamalı.

Kızmadan yaşamalı.

Doğru ve dürüstçe yaşamalı.

Her an kendimizi geliştirmeye çalışalım. Vatana, millete, devlete, ülkemize, dinimize, imanımıza hizmet etme duygusu ile hareket edelim. Asla zarar- ziyan vermeyelim. Kul hakkına saygılı olalım. Milletin, gelecek nesillerin hak, hukukunu çiğnemeyelim. Bunun cezası; dünyada ağır, ahirette de yeterince adil olur. Bu gerçek kavramları asla unutmayalım. Bugünlerde bilinen Türk tarihinin en büyük hırsızlığı, yolsuzluğu, arsızlığı mahkemelerce görülmektedir. Bu durum; helal, haram, kul hakkı bilmek istemeyenlerin acı sonuçlardır. Bu acıklı, kötü, rezil, rüsva duruma düşmemek için; İslam dinine sımsıkı sarılmalı.

Zorluklar karşısında pes etmemeli. Yılmamalı. Umutsuzluğa düşmemeli. Her zorluğun bir çıkış yolu vardır. Sadece aklı doğru kullanmayı öğrenmeli. Zorluğu aşamadığımızda, en yakın sevdiklerimizden yardım istemeyi ihmal etmemeli. Kibir yapıp, yalnız kalmamalı. Alçak gönüllü, ağırbaşlı olmaya gayret etmeli. Kendimizi başkalarından eksik, aşağı, yukarı görüp, gurur yapmamalı.

Başkaları ile empati yapmayanların, pek olumlu yerde olmadıkları bilinmeli.

Anlayışı eksik, yalan, yanlış olanların, doğru, dürüst oldukları düşünülemez.

İdeolojik sapkınlıkta olanların, doğru, dürüst olması beklenemez.

İdeolojilerin hak, hukuk, adaleti, doğruluğu, dürüstlüğü olmaz, olmamaktadır. Bunları tercih edenler; hak, hukuk, adalet düşmanlığı yaparlar, yapmaktadırlar. Oysa dünya bugün ideolojilerin zulmü altında inlemektedir. Birinden kaçmak isteyenler, bir başka ideolojiyi kurtuluş yolu olarak görmektedir. Oysa her biri insanlığa korkunç dehşet veren vahşeti yaşatmış, yaşatmaktadır. Bugün kapitalizm, liberalim, faşizm, sosyalim, komünizm… Çok can yakmaktadır.

Bir Müslüman, değerleri için hakça özveride bulunur. Fedakârlık eder. Diğerkâm olur. Asla bir başkasına zarar vermez. Kul hakkına harfiyen uyar. Kul hakkına uymayanların, Allah cc. Hakkına da uyması olmaz. Bunlar hep İslam dininin değerleridir. İslam olanlar, insan değerlerine sahip çıkarlar. İnsanları her türlü kötülüklerden korurlar.

Başarmak için çağın gerektirdiği bilgiyi, beceriyi, donanımı kazanmak lazımdır. Çağın gerisinde hiçbir şekilde kalmamalı. Yeterli bilgi, beceri, deneyim, meslek, sanat, teknoloji kazanmalı. Her tülü helal nimeti elde etmeye çalışmalı. Kaliteli, verimli bir yaşam sürmek için her yönüyle güçlü olmalı. Araştırma, geliştirmeye özel önem vermeli. İlerleme için güç kazanmalı. Hak ve hakikate erişme azmi ile hayat sürmeli. Önce kendimiz geliştirmeliyiz ki, başkalarına yararımız olsun. Ailemize, akraba, komşu ve milletimize öncelikle hizmet etmeyi amaçlamalı. İç barış sağlanmadan, iç huzur oluşmadan, başkalarını iyileştirmek mümkün olmaz.

Değişimi hak yolda, hakiki anlamda yapmalı. İnsanlık bizlerden doğruyu, yanlışı öğrenmeli. Dijital çağda dünyanın her yerine ulaşmamız mümkündür. Sadece devletimiz 16 tane televizyon yayını ve 16 taneden fazla radyosu 40 ayrı dilde her gün duraksızın yayın yapmaktadır. Ama bu yayınlar hak, hakikat merkezli olmadığı için pek yarar sağlamamaktadır.

Artık iletişim çağında, uydudan, dünyanın her yerine radyo, televizyon yayını yapılmaktadır.

1994 yılından beri sosyal medya denilen, herkes telefon, tablet, bilgisayar aracılığıyla dünyanın istediği yeri ile konuşmakta, yazışmakta, görsel paylaşmaktadır. Bu nimetler yerinde en güzel şekilde kullanılmalı.

Üzgünüm ki, dijital iletişim, teknoloji daha çok zarar verici olarak kullanılmaktadır. Bu kötülüğün arkasında devlet yönetimleri, şirketler, tehlikeli örgütler bulunmaktadır. Bu olanaklardan; çeteler, mafyalar, terör örgütleri de yararlanmaktadır. Devletler, milletler bile çok zarar görmektedir. Bu durum hak yolda olanların pasif- edilgen oluşundan kaynaklanmaktadır.

İnsan önce kendi güven verici olarak ortaya çıkmalı. Güven vermeyenler halkın büyük çoğunluğu tarafından tercih edilmez. Sözler, yazılar, davranışlar iyi olmalı. Esen rüzgâra göre savrulan olmamalı. İstikrarlı yaşam sürmeli.

Her işimizde tutarlı olmalı. Yanlış kararlar almamak için ortak bilge doğru akıl kullanmalı. Ama bu sapkın, sapık, bozuk kişilerin bozguncu aklı olmamalı. Bozuk kişilerin akıllarından yarar gelmez. Fitne, fesatçılardan hayır gelmez.

İşleri bilerek yapmalı. Yapacağımız her işin yararını ve zararını sonsuza dek göreceğimizi asla unutmamalı.

Yönümüzü âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’a dönmeli.

Sadece Allah’ın söylediklerini dinlemeli.

Allah’ın yap dediklerini yapmalı. Yapma dediklerini yapmamalı. Aslını yapanların; iyiliği, yardımı, hizmeti, yararı olmaz. Haramdan, günahtan fayda değil zarar gelir. Bu zarar sonsuza dek sürer! Pek çok insan bunu bilmesine rağmen hala haram- günah işlemektedir. Allah’a değil şeytana ve şeytanlaşmışlara yüzünü, yönünü dönmüşlerdir! Bu kişiler yönünü ve yüzünü dönmeyi hak ve hakikate dönmedikçe; iyi, güzel, doğru, dürüst, faydalı olmaları mümkün değildir.

İnsan ihtiraslarla hareket etmemeli. Aklı, kalbi, insafı, vidanı doğru kullanmalı.

Şiddeti, hiddeti, öfkeyi, kızgınlığı reddetmeli.

Olgun insan gibi davranmalı.

Asla dinsel ve milli değerlere hainlik etmemeli.

Dini olmayanların, milliyeti olmaz. Dinsiz milletlerin yıkılması kaçınılmazdır. Biz bunu komünizmin yıkılması ile devlerin nasıl parçalandığını gördük.

Komünistler daha çok özgürlük, demokrasi edebiyatı yapmaktadır. Bunu var olan devlet düzenini yıkmak, milleti bozmak için kullanmaktadırlar. Oysa komünizmde hiçbir insan hakkı, hukuku yoktur. Yok, olduğunu 50 taneden fazla ülkede biz gördük.

Ülkemiz ekonomik olarak mutlaka zengin olmalı. Ekonomi sağlam olursa, eğitim- öğretim, sağlık, savunma gibi önemli alanlarda da güçlülük oluşur. Tabii ki, ülke yönetimine hırsızlar, yolsuzlar, çalanlar, hortumcular, gelmezse!

İnsan dediğin, sorumluluk sahibi olmalı. Gününü en kaliteli, verimli, yeterli şekilde değerlendirmeli. Çocukluk ve gençlik çağı eğitim- öğretim için çok önemlidir. Geleceği belirler. Amaç, hedef; sevaplarla, hayırlarla, hizmetlerle oluşmalı. Hep hayal kurmalı. Hayalleri gerçekleştirmek için hak yolda çaba göstermeli. Dengesiz, ölçüsüz, sapkın, saldırgan, haram, suç işleyip; iki dünya hayatını rezil, rüsva, perişan etmemeli. Pek çok defa kısmı af, genel af gelmesine rağmen cezaevlerinde 400 bin kadar insan ceza çekmektedir. Akıllı olmalı. Hayatı kendimize ve sevdiklerimize perişan etmemeli. Akıllı insan; iki dünyasını hakça mutlu, huzurlu yapan insandır.

Üstesinden gelinmeyecek pek iş yoktur. Önemli olan iyi bir öğretim, eğitim görmek ve ortak akıl ve destek almaktır.

Bizler hep iyiye, güzele, doğruya, yararlıya odaklanmalıyız. Yanlış yapmayalım diye, Allah cc. Peygamberler, İlahi mesajlar göndermiştir.

İyi insan kötü, batıl, küfür, hurafe, bidat, uydurma, zararlı düşünce taşımaz, taşımamalı.

Başarılı olmak için; işi, görevi sevmek ve sebat etmek önemlidir. Yol ve yordamı, yöntemi doğru seçmeli.

Ülkemiz kalkınmayı, 500 yıldan beri sadece şu yıllarda başardı:

1950-1960 yılları arasında DP Hükumetince başardı.

1965-1969 yıllarında Süleyman Demirel Hükumetince başardı.

1983-1989 yıllarında Turgut Özal Hükumetince başardı.

2003 yılından günümüzde devam eden, 2025 yılında devam eden, Ak Parti- Recep Tayyip Erdoğan Hükumetinde devam ediyor, Rabbime şükürler olsun.

Bu gelişmeler, kanuni Sultan Süleyman Han’dan sonra çağa uygun gelişmeler olmuştur. Eğer ülkemizdeki, sol- komünist terör ve yıkıcı eylemler olmasaydı, matematiksel olarak 2 kat daha fazla gelişirdik. Çok üzgünüm, ne yazık ki, hala soygun, hırsızlık, terör devam ediyor. Terörün durması için Ak Parti Hükumeti iletişimi sürdürüyor. PKK terör örgütü silah bıraktığını birkaç hafta önce açıkladı.

Müslüman olan, gerçek anlamdaki Müslüman; vatanına, milletine, devletine, insanlara asla zarar vermez, vermemeli. Kul hakkına girmemeli.

Allah’ın emirlerini göz ardı katiyen yapmamalı. Yapıyorsa; hain, zalim olur ki, zalimlerin cehenneme gideceğini Allah cc. Buyuruyor.

Müslüman yapıcı, olumlu, gelişen, değişen kişi olur. Değiştikçe yükselen kişi olur.

Bugün ki, Müslümanların acıklı halleri; iyi, yetkin, etkin Müslüman olmayışlarındandır.

Müslümanlar eşsiz insan olmalı. Eşsiz değilseler, sıradan olurlar ki, sıradan insandan iyi Müslüman olmaz.

Bir kişi önce kendini en iyi, kaliteli, verimli olarak şekilde yetiştirmeli.

Öncelikle kendine, aile hakkına, akrabalarına, komşu, arkadaş, çevresine, milletine, insanlığa hizmet etmeli. Yardımda bulunmalı.

Görev ve sorumluluklarını hakkıyla, layıkıyla, yasalara ve hak dinimize uygun şekilde yapmalı. Haram ve günahtan sakınmalı. Sakınmayandan; amir, memur, müdür, yönetici, lider olmaz. Olan olursa, çok büyük maddi, manevi zarar verir, veriyor, verecektir.

Bunun için helal, haram bilenleri, kul hakkına karşı hassas olanları, İslam dinine hassasiyetle uyanları yönetici, lider, amir, memur yapmalı.

Vatanımıza, milletiz, devletimize, insanlığa, doğaya karşı duyarlı olmayanlardan; devlette amir, müdür, yönetici, lider seçmemeli. Yasalar; hakka, hukuka, hakkaniyete, adalete uygun olmalı. Bu yasalarla yönetme, iş ve görev yapma becerisi olanları amir, memur yapmalı. Böylece huzurlu, mutlu, rahat, kolay, refah bir hayat oluşur.