Çaykur Rizespor’da son bir iki sezondur bir türlü dolmayan tribünlerin neden boş kaldığı anlaşıldı!..

Yapılan başkan ve teknik direktör değişikliklerinin ardından geçen hafta oynan Karadeniz derbisinde Çaykur Didi Stadyumunun tribünleri yine boştu. Maç esnasında Gazete Rize’nin sosyal medya hesabından yaptığı en iyi bahane yarışmasına birçok yorum gelmiş.

Daha önceleri kulüp başkanı Metin Kalkavan, sonrasında Hikmet Karaman’ın görevlerini bırakmaması bahanesi ön plana çıkarken bu kez Çaykur Rizespor taraftarının neyi bahane edeceğini merakla bekliyordum açıkçası. Çocukluğumdan beri çok önemli bir olay olmadığı sürece tribündeki yerimi hep almaya çalıştım. Tribüne gelende kahvede başka takımın maçını heyecanla izleyen sözde Çaykur Rizespor taraftarında da her zaman maça gitmemek için bir bahane vardır. Bunlardan bazıları şunlar; “yağmurda maç mı olur, çok güneş var maça mı gidilir, gün ortası maç mı olur, gece maça mı gidilir, takım top mu oynuyor, takımda topçu mu var, takımın başında hoca mı var, stat çok uzak kim gider oraya, zaten maçı verecekler bize, zaten yenileceğiz ne gerek var, var var var. Bir sürü bahane var. Ha birde passolig lig var ki yağ sürdü bahanecilerin ekmeğine.

Son zamanların gözde bahanesi ise eski başkan Metin Kalkavan ve eski teknik direktör Hikmet Karaman’dı. O bahanelerde kalktı ortadan. Bu değişikliklerin ardından geçen hafta oynanan Karadeniz derbisi niteliğindeki Samsunspor karşılaşmasına taraftarın ilgisini merak ediyordum açıkçası. Ama değişen bir şey yok yine aynı görüntüler. Oysaki değişiklikten sonra özellikle yeni başkan Hasan Kemal Yardımcı başta olmak üzere tüm ekip 12. adamın yerini alması için tüm gayreti sarf ediyor. Bir taraftan sportif başarı için uğraşan yönetim bir yandan da Çaykur Rizespor’un asıl sahibi olan taraftarı yeniden kazanmak için çabalıyor. Bu açıdan sayın başkanı tebrik ediyorum.

Ama direk sonuca bakan Rize taraftarı yine kendine düşeni yapmadı. Samsun taraftarını gıpta ile izledim maçtan çok. Çocukluğumda Rize Atatürk stadını hatırladım. Neden çocuklarımız Rizespor taraftarı olmuyor sorusunun cevabı orada yatıyor bence. O ambiyansı yaşamayan çocuk tabii ki sözde büyük takımları tutacak, çünkü oradan etkileniyor. Bizim tribünleri gören çocuk etkilenmez hatta sıkılıyor bile. Atatürk stadı tıklım tıklım dolardı, tezahürat yeşil mavi aşkı had safhadaydı. Forma alabilsek kraldık, rövanşta gol atmış kadar sevinirdik. Peki ne oldu o taraftara. Belki haklı bir yerde. Bir iddia olmayınca, verilen sözler tutulmayınca alt yapıya gençlere önem verilmeyince kuşaktan kuşağa uzaklaştı takımından. Adam çocuğunu sözüm ona Çaykur Rizespor maçına getiriyor taraftar olarak, ama başka bir takımın formasıyla. O nesiller büyüdü şimdi ve maalesef bu hale geldi. Zaten zoraki geldiği stada en küçük bir bahaneyle gelmez oldu. Yaşanan talihsizlikler ve yönetim hataları da tuzu biberi oldu tabi.

Şimdi yeniden bir Çaykur Rizespor taraftar topluluğu oluşturma zamanı aklı başında taraftar gurupları desteklenerek, alt yapıya önem verilerek, gençlere ve hatta çocuklara önem vererek bu sağlanabilir.

Bu anlamda bu hafta statta bu hafta gördüğüm olay çok hoşuma gitti. Aslında uygulama geçen sene Metin Kalkavan zamanında başlatılmış bir uygulamaydı hakkını yememek lazım. Ama uygulama anca gerçekleştirildi tam olamasa da. Altyapıdaki genç sporculara tribünde yer verilmiş gençler maç boyunca abilerini desteklediler. Bu bile bir başlangıçtır.

Haaa gelelim başlıkta bahsettiğimiz yeni bahaneye. Sosyal medyada dolaşırken eski meslektaşım Mahmur Bayraktar arkadaşımın paylaştığı fotoğrafları ve yorumları gördüm. Koltukların şikayetçi. Kendisi belki haklı ama Mahmut arkadaşım yeni bir bahane bulmuş oldu, her zaman bahane arayan taraftarımıza.