Peygamberimiz sas. Şöyle buyurdular: “ En akıllı kişi, haram işlemekte, Allah’tan en çok korkandır. Allah’ın emir ve yasaklarına en güzel uyandır.”

Yine peygamberimiz sas. Şöyle buyurmaktadır: “ Akıllı olan, Allah’a ve Resulüne inanıp, ibadetlerini yapar.”

“ Akıllı kişi, nefsine uymaz. Ahmak olanda, nefsine uyar. Günah işler. Sonrada Allah affeder, diye ümit eder.”

“Aklını artır ki, Rabbine yakınlığın artsın! Haramlardan sakin! Farz ibadetleri yap. Böylece akıllı olursun.”

“ Üstün olmanın ölçüsü; akıllı olmaktır. Aklı çok olan daha üstündür. Herkes aklı oranında iyi işler yapar. Ona göre ödülünü alır.”

“Akıllı insan şudur ki, Allah’a ve Peygamberine sas. İnanır. Ona göre ibadetini yapar.”

“ Aklın çokluğu, Allahü Teâlâ’dan en çok korkan; Allah’ın emir ve yasaklarına en güzel uyandır.”

“ Aklını artır ki, Allah’a yakınlığın artsın! Haramlardan sakin! Farzları yap. Akıllı olursun.”

İmam Gazali diyor ki:

“ Günah işleyenin bir aklı gider. Bir daha geri gelmez.”

“Allah indinde en kıymetliniz, aklı üstün olandır.”

İmam Rabbani diyor ki:

“Günah işlemek, zamanla insanı küfre sürükler.”

Müslüman, imanın ve İslam dinin gereklerini, gerektirdiklerini yapmakla yükümlüdür. O ki, Müslüman olmuşuz. Müslüman gibi, peygamberimiz sas. Gibi yaşamakla yükümlüyüz. Hem de başkalarına en güzel örnek olarak, özenerek, bilerek, bilinçli olarak, samimiyetle İslam dinini yaşamalıyız. İslam dini ilimdir- bilgidir, hikmettir. Bilgi ve birikim ister. Öyle atadan görme biçimde İslam dini yaşanılmaz. Öncelikle;

1-      Yüce Allah’a karşı olan görevlerimizi öğrenip, eksiksiz şekilde yerine getirmeliyiz.

2-      Allah’a karşı görevlerimiz yaparken; Kur’ân merkezli ve Peygamberimizin yaptığı şekilde ibadet yapmalıyız. Öyle kendimizden, nefsimizden çalıp, oynamak, halay çekmek, zikir diye bağırmak- çağırmak biçiminde ibadet olmaz. Müslüman alçak gönüllüğü, Müslüman ağırbaşlılığı olmalı. Bugün pek çok tarikat ve cemaatlerin yaptığı sözde ibadetler, zikirler; Müslümanları bile şaşırtıyor. Hele başkalarını ise İslam dininden soğutuyor.

3-      Müslüman, insanlara, hayvanlara, bitkilere, doğadakilere karşı da görevlerini öğrenip, eksiksiz yerine getirmelidir. Çevreci anlayışta olmalıdır.

Akıl hastası olmayan bir insan, yaptığı işlerin, eylemlerin, davranışların; yararlı mı, zararlı mı, kötü mü, iyi mi, yanlış mı, doğru mu olduğunu bilir, anlar. Bildiği için gizli yapar. Gizlenerek yapar. Önlem alarak yapar. Nefsine, şeytanına, şeytanlarına uyarak kötülük yapar. İçinde ki, hakkın sesini değil, nefsinin emrettiği kötülüğün sesine kulak vererek davranır. İnsan hakkın ve hakikatin sesine kulak vermeli. Allah’ın ve peygamberinin sesine mutlaka kulak vermeli, dinlemeli. Aksi halde iki âlemde kendini ve kendine uyanları perişan eder.

Müslüman kişi öyle batıl, küfür, sapkın felsefi görüşlere, sapık beşeri görüşlere inanmaz. Kur’an, sünnet, ilim, irfan, hikmet ile hareket eder. Allah cc. Yolunda, Peygamberinin önderliğinde olur. Helal kazandığı ile yetinmeye çalışır. Haram peşinde koşmaz. Başkalarına, işçilerine, memurlarına iyi davranır. Onların hak, hukuklarına girmez. Sözünde dururu. Kaypak hareket etmez. İşçisine, çalıştırdığı elemanlara iyi davranır. Dilini, beden dilini en güzel şekilde kullanır. Kaba, saba, kırıcı, incitici olmaz. Olmamalı. Başkalarını çekiştirmez. Başkaları aleyhinde konuşmaz. Peygamberimiz kendine örnek alır.

Müslüman en güzel ahlaklıdır. Olmalıdır. İslam dini bunu emreder. Emanete hainlik etmez. Vatan, millet, devlet, insanlık aleyhinde iş çevirmez. Çete, mafya, şebeke, anarşi, şiddet, terör, çalma, hırsızlık, gasp gibi haram ve suç olan davranışlarda bulunmaz. Kötü söz söylemez, yazmaz, yapmaz. İnsan öldürülmez. İnsanları katletmez. Katil, cani, adi canavar olmaz. Dün ülkemizde bir polis, kendi silahı ile en yakın akrabalarından 5 kişiyi katletti! Tutuklandı. İfadesinde; çok öfkelendim. Öfkeme sahip olamadım. Pişmanım, dedi. Pişman olsan ne yazar? Böyle demesi; az ceza alması içindir. İnsan sabırlı olmalı. Kızgınlığını, öfkesini kontrol etmeli. Sabretmeli. İslam dininde sabırla ilgili pek çok ayet vardır.

İnsan öldürmek haramdır. Sonsuza dek cehennemde kalacaktır. Dünyası da perişan olmaktadır. İnsan aklını doğru işletmeli. Aklı yasak yerlerde kullanmamalı. İffetli, namuslu, akıllı olmalı. Allah’ın koyduğu sınırları asla aşmamalı. Haram ve suç olan işlere bulaşmamalı. Aklı, doğru bilgilerle çalıştırmalı, işletmeli. Bozuk, yalan, yanlış bilgilerle hareket etmemeli. Sapkın sapıklara aldanıp, uymamalı.

Yemede, içmede, giymede, hareketlerde hak merkezli davranmalı. Allah’ın emirlerini tutmalı. Yasakladıklarından sakınmalı. İslam ve bilimin gerçekleri dışına bir milimetre bile çıkmamalı. İslam dininde haram olan davranışlardan sakınıp, kaçınmalı. Kıskanma, çekememezlik yapmamalı. Başkalarının malına, mülküne, servetine göz koymamalı. Çalışkan olmalı. Ama kuru beden işçisi olmamalı. Bir meslek, zanaat, sanat, bilim, teknik, teknoloji sahibi olmalı. Çağa uygun kendimizi yetiştirmeliyiz.

Bazı tarikat ve cemaatler; okuma, okula gitme düşmanlığı yapmaktadırlar. Bizim kurslarımıza gelin, diye vaiz etmektedirler. Okula gitmeli. Meslek, sanat öğrenmeli. Aynı zamanda bilimde öğrenmeli. Her söylenene inanmamalı. Dünyada rahat olmayanlar, ahirette kolaylık görmezler. Bugün pek çok cemaat ve tarikat; emperyalistlerin, Siyonistlerin, şer güçlerin kullanımı altındadır. Okula gitmeden olur mu? Bugün bazı tarikatçı kişiler, çocuklarını okula göndermemektedirler! Buna kılık- kıyafetin etkisi yoktur. Artık ülkemizde 2012 yılından beri öğrenci ve öğretmenler serbest kıyafetle gidebilmektedir. Herhangi bir baskı yoktur. Ama bazı tarikatlar; çarşaf dışındaki örtünmelerin İslam’ı olmadığını yaymaktadır. Şalvar, sarık, cübbeyi şart koşmaktadır. Bu durum doğru değildir. Esas olan; örtünmedir. İklime göre, coğrafyaya göre örtünme şekilleri farklı olabilir.

İbadetleri bilgiyle, bilinçle, içtenlikle yapmalı. Gösteriş için yapılanların, sevabı olmaz.

Her günahtan sakınmalı. Günah yaptığımızda, tövbe etmeli. Pişmanlık duymalı. Onarıcı iyilikler yapmalı. Adaletle, dürüstçe davranmalı. Dürüst olmak, adil olmak, İslam dinin başlıca emridir. İnsanlar arasında her koşulda adaletle hükmetmeli. Adalet asla şaşmamalı.

Kötülükte yardımlaşmamalı. İyilikte yardımlaşmalı. İyilik ve ihsanda bulunmalı. Öfkeyi her zaman yenmeli. Kendimizi kontrol etmesini becermeli. Yumuşak huylu olmalı. İslam ahlaklı olmalı. Başkalarının hak hukukuna saygılı olmalı.

Müslüman, Allah’ın şekillendirdiği, biçimlendirdiği insan olmalı. Başkası şekillendirmemeli. Akraba, komşu, insan hakları, hayvan hakları, doğa hakları, Allah cc. Haklarını bilip, ona göre kendine şekil vermeli. Müslüman olmalı. Müslümanlara benzemeli. İslam dinini, ilimle birlikte yaşamalı. İslam bilgisine ve pek çok bilim dalına sahip olmalı. İnsanlara dostça muamele etmeli. Selam vermeli. Hal, hatır sormalı. Hastaları ziyaret etmeli. Ölenlerin cenazelerine katılmalı. Başsağlığı dilemeli. Çevreye duyarlı olmalı. Olup, bitenlerden haberdar olmalı. Sosyal olmalı. Etkin, aktif olmalı. Görgü kurallarına uygun hareket etmeli. Hadis ve sünnetleri yaşamda uygulamalı. Konuklara iyi hizmet edip, güzel ağırlamalı, uğurlamalı.

İyi, güzel, doğru olmayan davranışlarda bulunmamalı. Yanı haram ve suç işlememeli. Akıllı kişi haram ve suç işlemez.

Müslüman cömert olmalı. Küçüklere sevgi, büyüklere saygı gösterme asla ihmal edilmemeli.

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Kişi kendisi için sevdiğini, Müslüman kardeşi içinde istemeli. Kendisi için istemediğini, din kardeşi içinde istememeli…”

Gerçek anlamda Müslüman yöneticilerin ve toplumun olduğu ülkelerde fakirlik, yokluk, yoksulluk olmaz. Yoksulluğa son verilir. Herkes çalışır. Alın teri ile kazanır. Engelli olanlara devlet katkı sağlar. Açlık, yokluk, yoksulluk bitirilir. Bu öncelikle nitelikli eğitim- öğretim, kültür, sanat, meslek, zanaat, çalışmakla olur. Sağlıklı ve kaliteli yaşam tesis edilir. Toplumda herkes aynı hukuka sahip olur. Ayrıcalıklı kişiler olmaz. Herkese temiz su, sağlıklı gıda temin edilir. Sağlıksız ve sahte üretim yapanlara engel olunur. Erişebilir yol, ulaşım, iletişim, enerji sağlanır. Ekonomi sürdürülebilir olur. Zenginlik adil şekilde paylaşılır. Biri 100 milyonluk devletten zengin olurken, diğeri ekmek derdinde olmamalı. Eşitsizlikler azaltılmalı. Köyler, mahalleler, kentler mavi, yeşil, temiz, modern olmalı. Sorumluluk bilinci verilmeli. İklim korunmalı. Karadaki, havadaki, denizlerdeki, yaşam korunmalı. Barış, adalet mutlaka tesis edilmeli.

İnsanların eğitim ve öğretimi anlama, düzeye uygun yapılmalı. Sınıflara göre, anlayacağı şekilde, okuldaki, gibi anlatım yapılmalı.

Hakiki Müslüman olmalı. Güler yüzlü, tatlı dilli, örnek davranışlı, doğru sözlü, sözünde duran asıl ve esaslı insan olmalı. İnsanlara efendice, nazik, kibar, anlayışlı, empatili, sevgi, saygı ile davranmalı. Böyle davranırsa; kavga, gürültü, dövüş, yaralama, öldürme olmaz. Zararlı davranış sergilememeli. İlmi, dini hareket etmeli. Sadece din ile değil, Allah’ın ilmi olan bilimi de kullanmalı. Dinde, bilimde Allah cc. Katındandır. Âlim ve ilim sıfatının sonucudur.

Müslüman başkaları hakkında yalan, iftira etmez.

Müslümana millet, devlet, vatan, çocuklar, yaşlılar, güçsüzler emanettir. Bu değerlere çok sıkı şekilde sahip çıkmalı. Hiç bir insana, varlığa zarar vermemeli. Hepsi koruma altına alınmalı.

Müslüman, fitne, fesat, nifak peşinde koşmaz. Bugün ülkemizde pek çok kesim bu kötülükleri bilerek, planlayarak, tasarlayarak yapmaktadır. Bunlar düşmanların kurduğu saat gibi işlemektedirler. Milli, manevi, dini değerlerimizi yıkmaya çalışmaktadırlar. Birliğimizi, beraberliğimizi bozmaya çalışmaktadırlar.

Fitne; geçimsizlik, karışıklık, insanları birbirine düşürme, kargaşa çıkarma, kaos oluşturma, ara bozmayı amaçlamaktadırlar.

Fücur; çok fitneci demektir.

Fesat; bozukluk, ortalığın birbirine düşürme, karışıklık çıkarmak, kargaşalık, karıştırıcılık, arabozuculuk yapmak, gibi anlamlara gelmektedir.

Nifak; arabozuculuğu anlamlarına gelmektedir.

Bunlar ülkemizde diğer ülkelerden daha çok yapılmaktadır. Çünkü ülkemize düşman olan ülkeler, diğerlerinden çoktur. Bu durum tarihimizle, dinimizle, coğrafyamızla, stratejik politiğimizle ilgilidir.

Müslüman şükreder, hamt eder, zikreder, ibadet eder, tövbe eder, iyilik yapar. Allah2ın verdiği sağlığa, afiyete, nimete, berekete nankörlük etmez. Bugün en çok nimete sahip olanlar, en çok nankörlük etmektedir. Daha çok istemektedir. Buna da şükredilir mi, diye söylemektedirler. Oysa haram, mekruh demeden; milleti, devleti bitirdiler. Bu nankörlere asla benzememeli.

Sevgi, saygı, muhabbetle, şükretmeli, hamt etmeli. Hamt etme, daha kapsamlı bir övgü, sevgi, saygı, değer bilme, takdir etmedir. Her işimize besmele ile başlamalı. Elhamdülillah diyerek, bitirmeli. Hamt etmeyi hiçbir zaman eksik etmemeli.

Müslüman yemiş ağacı, meyve ağacı gibi olmalı. Hem inşalara hem de kuşlara, hayvanlara yararlı olmalı. Her yönüyle yararlı, değer katan, faydalı olmalı. Gerektiğinde sadaka, fitre, zekât vermeli. Başkalarına her yönüyle faydalı olmalı.

Kötülüklerden uzaklaşmalı. Allah’a sığınmalı. Hiçbir kötülük, çirkinlik, yalan, yanlış, hata, eksik yapmamaya çalışmalı. İslam dinini yaşayan muazzam bir Müslüman olmalı. Şeytana, şeytanlaşmışlara değil, Allah’a uymalı.

Müslümanlarda bulunması gereken ibadetleri, ahlakı kendimizde yaşamalı. İyi, güzel, yararlı, doğru, dürüst, hoşgörülü, merhametli, iffetli, cömert, sabırlı, sabreden olmalı. Kızgın boğa gibi, ahırdan çıkmamış kızgın boğa gibi bir sağa, bir sola saldırmamalı. Takva sahibi, muttaki Müslüman olmalı. Yarım yamalak olmaktan hayır gelmez.

Mübarek gün ve geceleri, ayları daha iyi değerlendirmeye çalışmalı.

İslam dinin ilk emri; ikra/ oku! Olmuştur. Öncelikle bu emri yerine getirmeye çalışalım. Doğru, ilmi, dini bilgiler öğrenelim. Ama geçerli bir meslek öğrenmeyi de asla ihmal etmeyelim. Peygamberimize gelen ilk vahiy; ikra/ oku! Diye başlamıştır. İlim oku, anlamındadır. Sadece Kur’ân oku! Anlamında değildir. Zira daha Kur’an gelmemişti.

İslam dinine göre akıllı olan herkes insani sorumluluklarını, görevlerini, ödevlerini, yükümlülüklerini öğrenip, eksiksiz yapmakla sorumludur.

Müslüman, İslam dinini öğrenirken, bilim dallarını ve geçerli bir mesleği öğrenmelidir. Sadece ilim- bilim öğrenmek yeterli değildir. Sadece İslam öğrenmek de yeterli değildir. Mutlaka meslek, zanaat, sanat da öğrenilmeli. Sanayileşen ülkemizde meslek öğrenmek daha geçerlidir. İşsiz kalınmaz.

Dinimizi, dilimizi, kültürümüzü, tarihimizi, milli ve manevi değerlerimizi çok iyi bilmeliyiz. Bu hak değerler için mücadele etmeli. Gerektiğinde gazi, şehit olabilmeli.

Müslüman birikim ve deneyimlerini milleti, vatanı için kullanmalı.