Öncelikle çocuklara, gençlere; olumsuz, kötü, çirkin, yanlış, bozuk, berbat, aşağılayıcı, yerici sözcük kullanmamalı.

Çocuklar bizlerin, dünyanın geleceğini inşa edecek, olan, yegâne değerli varlıklarımızdır. Çocuklar, gençler; ülkemizi, milletimizi, devletimizi, bayrağımızı, bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzü, onurumuzu, dinimizi devam ettirecek, Yüce Allah’ın bizlere olan emanetidir. Çocukları, gençleri en iyi, güzel, yararlı, doğru, dürüst, yetenekli, becerikli, yararlı olacak şekilde, pedagojik olarak mutlaka yetiştirmeliyiz.

Çocukları, gençleri yararlı olacak şekilde yetiştirmek için de, önce bizler ebeveyn, büyükler, öğretmenler, imamlar, akademisyenler olarak, kendimizi en iyi şekilde yetiştirmeliyiz. Biz iyi yetişmemiş iken; çocukları, gençleri iyi yetiştirmek mümkün değildir. Çocuklara yaşayacağı çağa göre bilgi, beceri, yetenek, maharet ile donatmalıyız. Onlara öncelikle İslam ahlakı kazandırmalıyız.

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Anne ve baba; çocuklarına güzel ahlaktan daha kıymetli bir değer veremez.” ”İlim Çin’de olsa bile gidip, alınız.”

Hazreti ali ra. Buyuruyor: “ Çocuklarınızı yaşayacağı çağa göre yetiştiriniz.”

Çocuklarımızı en ileri, üst düzeyde bilgi, beceri, meslek, teknoloji nerede varsa, oraya gönderip, öğretmeli. Ülkeler bir başka ülkeye bilim, teknik, teknoloji vermiyor. İleri ülkelere gidip, onların okullarında, işyerlerinde, araştırma merkezlerinde çalışıp, öğrenip; ülkemize dönmeliyiz. Çocuklarımızı başka ülkelere eğitim- öğretim, bilim, teknik, teknoloji öğrenmeye gönderirken; milli, manevi, dini donanımla göndermeliyiz. Onların oralarda kaybolmaması için, kılavuz bilgileri kazandırmalıyız.

Yetişkinler, gençler için ülkemizde 60 kadar olumsuz yakıştırmalı sıfat- ön ad kullanmaktadır. Bu yanlıştır. Yanlışı çocuklara, gençlere söyleyeceğine; doğruyu, gerçeği, iyiyi, güzeli, yararlıyı, ilmi- bilimsel ve dinsel olanı öğretmeli. Eğitimi bu yolda yapmalı. Çocuklar ve gençler yanlış ise; yetişkinler yanlıştır. Çocuklar, gençler, büyüklerinden ne öğrenirse, görürse, almış ise, onu yapar. Ülkemizde ve dünyada yalanı, yanlışı, zararlıyı, kötülüğü, çirkinliği, olumsuzluğu, onursuzluğu büyük yaşata olanlar yapmaktadır. Yetişkinler, yaşlılar yapmaktadır. Zira dünyayı ve ülkemizi yetişkinler ve yaşlılar yönetmektedir. Etkili olanlar daha çok yetişkinler, yaşlılardır.

Amerika, Rusya, Çin’de daha çok yaşlılar devlet başkanıdır. Diğer ülkelerde daha çok yetişkinler başkandır. Dünya ve ülke politikalarını ellerinde bu yaşlarda olanlar ellerinde tutmaktadır. Sadece kötü örnek olmamaktadırlar. Kötülüğü empoze etmekte, dayatmaktadırlar. Bunu eğitim- öğretim, kültür, sanat, edebiyat, filim, sınama, dizi filim, yazılarla, anlatımlarla, hareketleri ile yapmaktadırlar. Hatta iyiliği emredenleri, kötülükten alıkoyanları cezalandırmaktadırlar.

Dünyada hiçbir hükumet iyiliği emretmekte, kötülükten alıkoymamaktadır. Hatta desteklemektedir.

Ülkemizde de böyledir. Bu materyalist, ideolojik politikanın gereği olarak yapılmaktadır.

Ülkemiz bir Müslüman halkı olan bir ülkedir. Tarihsel geçmişi vardır. Buna rağmen laik, seküler, din dışı, dinden ayrı bir siyaset uygulama, Anayasa gereğidir. Yanı ha komünizm, ateizm ha laiklik, seküler olmak; hiçbir fark yoktur. Böyle bir sistemde, düzende, rejimde, İslam ahlaklı insan, birey, aile, toplum yetiştirmek mümkün değildir.

Böyle olunca da halkın çoğu şuursuz- bilinçsiz, öngörüsüz, yapılanın arka planındaki kirli plandan habersiz olmaktadır. Halkın çoğu kötü amaçlar, hedefler için kullanılmaktadır. Gençler daha tecrübesiz- deneyimsiz, donanımsız olduklarından, kötülüklerde daha çok gençler, yetişkinler tarafından kullanılmaktadır. Anarşide, bozgunculukta, bozmakta, yıkmakta, anarşide, şiddette, terörde, savaşta daha çok gençler kullanılmaktadır. Kullanan şer- kötü merkez, karşıt tarafları kullanmaktadır. Her iki tarafa şiddet, anarşi, terör yapsın, diye, silah verip, birbiri ile çatıştırmaktadır. Bu ülkemizde böyle oldu, oluyor. Dünyada da böyle oldu, olmaktadır.

En çokta anarşide, şiddette, terörde, savaşta kullanılan şuursuz- bilinçsiz, birikimsiz, donanımsız, ideolojik düşmanlık üzere yetiştirilen materyalist solcular- komünistler oldu, hala olmaktadır. Çünkü başkaları dedikleri, karşıt taraflara düşmanlık üzere yetiştirilmektedir. Devrim ancak kanlı olur, deyip; anarşi, şiddet, teröre eğilimli yetiştirilmektedir. Bu tüm dünyada örgütler eli ile yapılmaktadır. Hainlik ile yapılmaktadır. Ama gençleri kullanmak için onlara vatan, millet, Sakarya edebiyatı ile tuzağa düşürülmektedir.

Ben 1968 yılında 12 yaşındaydım. Ülkemizde 1950 yılı öncesinde devlet terörü olduğunu biliyordum. DP Başbakan Adnan Menderes hükumeti sol- komünist terör ile düşürüldüğünü, idam edildiğini biliyordum. Kim anlatırdı derseniz; büyük babam, anam, babam ve dinlediğim yetişkin insanlar anlatırdı. Bende dinlerdim. O zaman televizyon yayınları yoktu. Ama radyomuz vardı. İlkokulda bile öğretmenlerimizin arasındaki, farkı fark ederdim. Bu vatan, millet, devlet için zararlıdır. Bunlarda yararlıdır, kanaatini- kanısını doğru verebilirdim.

1968 yılında başlayan terör olayları, 1969 da hızlandı. Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Yusuf İnan gibilerin, bir vatan haini olduklarını, Halk Kurtuluş Örgütü yasa dışı örgütü kurucusu olduğunu, banka soyduklarını, terör yaptıklarını bilirdim. Onların yaptığı yoğun aldatıcı tanıtım propagandasına inanmazdım. Dinsiz imansızdan hayır gelmeyeceğini bilirdim. Ama onlar milyonlarca kişiyi sokaklara döküp, terör yapabilmekteydiler.

Bu solcu komünistler terör yapardı. Onların terör yaptığını bahane eden darbeci ordu da, terörü bahane edip, cunta darbesi yapardı. Oysa asker, polis terör yapanlara destek olurdu. Darbe yapıldığında bir günde terör bitirilirdi.

Kullanılan, kesim; daha çok gençler olurdu.

Kullananlar, daha çok; yetişkinler, yaşlılar olurdu.

Ama ben daha 12 yaşında iken, olayların arka planını bilirdim. Ben öğretmen olduktan sonra ilkokul 3. Sınıf öğrencilerimin bilinçli olanları da bu gibi olayların hain, alçak, kahpe, kalleş, insanlık düşmanları tarafından yapıldığını bilirdi. Ama solcuların çocuklarının dünyadan haberi olmazdı. Bu işler eğitim- öğretim, anlatma, açıklama, bildirme, doğruyu kazandırma ile fark edilmektedir.

1968- 1980 askeri cunta darbesi arasındaki, 12 yılda 10 bin insan, genellikle gençler, öğrenciler terör ile katledildi. Bu kışkırtmada ve teröristlere silah verme olayını daha çok SSCB Rusya yaptı. 1991 yılına kadar dünyada 50 taneden fazla komünist rejimli ülke vardı. Bunların tümü dünyada terörü destekleyen, kurandı. Kendileri de terör ile komünist rejimli ülke olmuşlardı. 1991 yılında 50 tanesi de yıkıldı. Bazıları 2- 7- 15 parçaya bölündü.

12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında yine komünistler terör yapmaya devam etti. 1978 de kurulan PKK, terörü aralıksız sürdürdü. Ülkemize çok kan kaybettirdi. 63 binden fazla insan öldürüldü. Hala PKK terörü devam ediyor.

Komünistler hem ülkemizin yükselmesini engelledi. Hem de can- mal kaybına neden oldu, oluyor. Bu dinsiz imansız komünistlerin insanlığa beş kuruşluk yararı olmamıştır. Bu sapkın sapık adi kişiler sadece terörde kullanılmadı. Yaptıkları görevleri doğru, dürüst yapmadılar. Devleti, halkı soydular. Hiçbir kamu sektörü 2003 yılına kadar hiçbir kamu işletmesi kâr etmemiştir. Bunda helal- haram, günah nedir, bilmeyen, inanmayan, materyalistlerin payı çok büyüktür.

Her olumsuz işlerde hep daha çok gençler kullanıldı.

Kullananlarda yetişkin ve yaşlı insanlardır.

Dünya insanlarının %80’inin kötü, zararlı, doğru olmayan, yanlış üzere olduğunu düşünün. Bunların amaçları, hedefleri, gayeleri; yalanı, yanlışı, insanlık dışılığı, ahlaksızlığı yaymaktır.

Daha çok da kullanılan tecrübesiz, deneyimsiz, birikimsiz olan gençlerdir.

Gençlere yalan, yanlış öğretiliyor. Yalan, yanlışla kutsallar, vatanseverlikler anlatılıyor. Ama anlatıldığı gibi olmuyor. Milli, manevi, dini olmayan yerlerde alabildiğine kullanılıyor. En çok gençler ve varlıklar zarar görüyor.

Çok değerli, kıymetli, önemli gençler;! Sizleri İslam dini, cemaat, tarikat, Atatürk, Atatürkçülük, eşitlik, özgürlük, adalet, sosyalizm, komünizm, ırkçılık, özgürlük gibi kulağa hoş gelen süslü sözlerle aldatabilirler. Bu aldatanlar da başka şer güçlerin mankudu olabilir. Sizi elde edip, kirli amaçları için kullanır. Sizde vatan, millet, Sakarya deyip; kutsal görev sanıp, yakayı, paçayı kaptırabilirsiniz. Müslüman, İslam dinin evrensel anlayışını bunlar olmadan daha bağımsız yaşar. Kendini kullandırmadan, özgürce yaşar, yaşayabilir. Siz kendi yolunuzu, hak, hakikat daire içinde yaşayınız. Paçayı kaptırmayınız. Gençlerin kandırılması ile kirli, paslı, kötü, şer odakları para kazanıyor. Savaştırılıyor. Çatıştırılıyor. Kumar oynatılıyor. Alkole, uyuşturucuya, anarşiye, şiddete, teröre alıştırılıyor. Çetenin, terör örgütlerinin eline düşüyor.

Derdinden, kapsamlı, doğru olarak bir düşününüz! Terörde, kötü yolda, suç işlemekte harcanan gençleri, insanları! Onların bugün başkan, müdür, amir, şef, komutan, önder, lider, bakan, milletvekili, vali, kaymakam, bilim insanı, öğretmen, doktor, mimar, mühendis olup, insanlığa hizmet edebilirlerdi. Ama ya öldüler, öldürdüler, cezaevini veya mezarın içini boyladılar. Bugün Teknofest denilen buluş, keşif, icat etme yarışmasına bir milyon, 1 milyon genç katılıyor. Bugün 8 milyondan fazla gencimiz üniversite okuyor. Bugün yurt dışına bursla giden gençlerimiz var. Bugün 20 milyon öğrencimiz var. Ya teröre, çeteye, mafyaya, şiddete, adi yola bulaşan o zavallı, aciz, perişan gençleri, insanları düşünün!

Sevgili, canım ciğerim, dostum, kardeşim gençler, sakin ha! Yüce Allah’ın dininden başka sapkın inanç, peygamberin önderliğinden, liderliğinden başka yol edinmeyiniz. Sadece peygamberimiz örnek alınız. Önderiniz, lideriniz, örneğiniz olsun. Aksi halde sapıtırsınız. Kula kulluk edersiniz. 1970’li yıllara göre 2024 yılında gençlerimiz daha yararlı, daha bilinçlidir. Hala sapık hainler tarafından kullanılanlarda olsa, artık yurdumuzun kalkınmasına, milletimiz refahına daha çok katkı sunmaktadırlar.

Gençler, İslam dininin evrenselliği ile yaşayınız.

Dosdoğru, mutlak doğru ve gerçekçi olunuz.

Yüce Allah’ı Rab, peygamberini peygamber, önder, tek lider kabul ediniz.

Allah cc. Kur’ân, peygamber önüne hiçbir varlığı geçirmeyiniz.

Adaletli, adil, dosdoğru, hakkaniyetli, en güzel ahlaklı, edepli, terbiyeli, hayâ sahibi olunuz.

Vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük, vatan bütünlüğü hainliği yapmayınız. Yapandan, Müslüman olmaz. Alçak kahpe kalleş hain olur.

Ağırbaşlı, alçak gönüllü, cesaretli, cömert, çalışkan, bilge olunuz.

Bağışlayıcı, sabırlı, olumlu düşünen, olumlu işler yapan olunuz.

Dost, kardeş olunuz.

Fedakâr, cefakâr olunuz.

Hoşgörülü, mert, dengeli, ölçülü olunuz.

İyi niyetli, doğru düşünceli, kanaatkâr olunuz.

İyiliği farz ibadet diye sürekli yapınız.

Kusur, eksiklik, hataları sabırla bağışlayınız. Saldırgan serseri manyak olmaktan sakınınız.

Nezaketli, zarafetli, nazik, kibar, efendi olunuz.

Özverili olunuz.

Sevgi, saygı dolu olunuz.

Sorumluluk, ödev, görevlerinizi eksiksiz yapınız.

Şefkat ve merhametli olunuz. Şükrediniz, hamt ediniz, hakça ibadet ediniz.

Maddi, manevi anlamda çok temiz olunuz.

Yardımlaşma, dayanışma, paylaşma içinde olunuz.

Allah’a ve peygamberine samimiyetle iman edin.

Merhametli, tokgözlü, aldatmayan, ara yapan, cömert, bilinçli bilge olun.

Başkaları aleyhinde konuşmayan, kötülük yapmayan, çirkin davranmayan olun.

Emanete asla hainlik yapmayın.

Kimsenin hak hukukuna hainlik etmeyin.

Kul hakkına özen gösterin.

Asla hak hukuktan ayrılmayın.

Katiyen hile, sahtecilik, sahtekârlık, haram, günah işlemeyin.

Kesinlikle suç işlemeyin.

Dosdoğru, dürüst olmalıyız. Mert, cesur, aklı doğru kullanan, akıl ile kalbi birleştirerek, doğru bilgiyle hareket eden olmalıyız.

Batıla, küfür üzere gitmeye inat etmemeli. Yanlıştan dönüp, bir an önce tövbe etmeli.

İsraf- savurganlık haramdır. Haram işlememeli.

Çok nazik, kibar, beyefendi, centilmen olmalıyız.

Kibirli kesinlikle olmamalı. Kibirliler cennete giremezler.

Kin, nefret etmemeli. Sadece zalimlerden hoşlanmamalı.

Müslümanlara küs, dargın durmamalı.

Lakap takmamalı.

Öfkeyle, kızgınlıkla asla hareket etmemeli. Sabırlı olmalı.

Gösteriş için iş, işlem, görev yapmamalı.

Sövme, küfretme gibi adilikte, aşağılıkta bulunmamalı.

Tembel, miskin olmamalı. Çok çalışkan, sportif olmalı.

Asla yalan söylemeli. Müslüman yalancı olmaz. Müslüman olmayanlar çok yalancıdır.

Zalim olmamalı. Zulmetmemeli. Zalimler cehennemdedir, bunu asla unutmamalı.

Peygamberimiz sav. Gibi güvenilir, çalışkan, merhametli, sabırlı, hoşgörülü, yardım eden, insanlara değer veren, cesaretli, hak- hukuku gözeten, verdiği sözde duran, iyi geçimli, kendi ile barışçı, kimseyi küçümsemeyen, cömert, ibadete düşkün olmalı. Hakça ibadet etmeli.

İyi bir Müslüman olmadan, kâfirin, münafığın, müşrikin, dinsizin, zalimin hilelerini anlamak mümkün değildir. Önce bilinçli bir takva Müslüman olmalıyız.

Adil olmalıyız. Hiç kimsenin hak hukukuna girmemeliyiz.

Dosdoğru olmalıyız. Dürüst olmalıyız.

Kardeş, dost olmalıyız.

Fedakâr, özverili, kardeş olmalıyız.

Kulluk bilinci ile yaşamalıyız.

Sabırlı olmalıyız. Bugün sabretmesini bilmeyen milyonlarca insan dünyasını da, ahiretini de perişan etmektedir.

Sevgi, saygı, muhabbet, merhamet taşımalıyız.

Ödev, görev, sorumluluk, yükümlülüklerimizi hakça yerine getirmeliyiz.

Allah’a teslim olmalıyız. Zalime teslim olmamalıyız.

Alçak gönüllü, ağırbaşlı, efendi, yardımsever olmalıyız.

İyiliği emredip, kötülüklerden alıkoymalıyız.

Milli, manevi, dini, insani, ilmi değerlere samimiyetle sımsıkı bağlı olarak yaşamalıyız.