Cahilliğe, kültürsüzlüğe, sapkınlığa, sapıklığa, şaşırmışlığa, sapıtmışlığa, dinsizliğe, ölçüsüzlüğe, dengesizliğe, anormalliğe, bozukluğa karşı her türlü önleyici mücadeleyi veriniz. Dinimiz İslam, bizlere bilgili, kültürlü, doğru, dürüst, gerçekçi, sanatlı, medeni, aydın olmamızı emretmektedir. Batıl, küfür, sapkınlığa karşı amansız mücadele vermemizi istemektedir.

İslam dininin binlerce insani değeri, yargı değeri vardır. İnsanın medeni olması için bu değerler Allah cc. Tarafından konulmuştur. İnsana, dünya ve ahrette ne gerekiyorsa, eksiksiz iletilmiştir. İnsan bu değerleri içselleştirse, özümserse, ruhuna etki ettirirse, iki dünyada huzurlu, mutlu, rahat olur. Kur’ân ve peygamber ahlakını mutlaka dünya insanlığına tanıtmalıyız. “İnsanın kurtuluşu ancak ve sadece; ilim, Kur’ân, sünnet, İslâm, sanat, sanatkârlık, insanlık ile olmaktadır. Bu değerler insanın özüne işletilmelidir.”

İslam’ı ilimlerle birlikte akli ilimler, sanat ve meslekler hakkıyla ve laikiyle öğretilmelidir. İnsan olarak doğan; akıllı, zeki, yetenekli varlık, bu değerlerle donatılmalı. Kazanımları, değerler olmalı. “Aksi halde televizyonlarda, piyasada profesör diye konuşan, aptallar sürüsü piyasayı işgal eder. Hakkın ve hakikatin sesini bastırmaya çalışır! Dünya egemenliğini zalimlikle, zulümle ele geçirir. Bugün ki, olduğu gibi korkunç dehşet veren vahşetler, pislikler, kötülükler, çirkinlikler, yanlışlıklar artarak devam eder!”

“Müslüman, bilim insanı olmalıdır. Sosyal bilimlerde, sözel bilimlerde, fen bilimlerinde, sayısal bilimlerde, dini ilimlerde, sanatta, meslekte, teknikte, teknolojide, tarımda, hayvancılıkta, çiftçilikte, insanlıkta en önde, ileride, başarıda olmalıdır.” Bu meslekleri İslam ahlakı ile icra etmeli. İslam’ı yüzeysel değil, derinlemesine bir bütün olarak takva mümin şekilde yaşamalı. Farz, vacip, sünnet ibadetleri tam anlamı ile eksiksiz yaparken; haram, günah, mekruh işlerden her gün biraz daha uzaklaşmalı. “Hem güzellikte hem de pislikte yaşamaya çalışmamalı.”

İslam dininin bütün güzellik, iyilik, doğruluk, dürüstlük, sanat boyutuna sahip olmalı. “Sadece Kelime-i tevhit ile Müslüman olmak yetmez. İslam dinini bir bütün olarak yaşama, azim ve kararlılığı olmalı.” Pısırık, uyuşuk, tembel, boş işlerle uğraşma içinde olmamalı. Edilgen, pasif olmamalı. Aktif, etkin, çalışkan, azimli, gayretli, tutarlı, kararlı olmalı.

Yaşamanın amacı; para, mevki, makam, servet kazanmak olmamalı. Helal, harama dikkat ederek; insanlığa, varlığa, doğaya hizmet olmalıdır. Zarar veren; adi, alçak, kahpe, kalleş, hainlerden olmamalı. “Dün gece sözde mezhepçi bir televizyonun söyleşi programını izliyordum. Program yapımcısı, iki kişi ile söyleşi programı yapıyor. Bir tanesi kitap yazmış. Bir ayet başa koyduktan sonra Anadolu efsaneleri ile kitabı tamamlamış. Amacı; “Cehennem ve cenneti inkâr etmek olmuş!”

İnsanların, ahiret duygu, düşüncelerini yok ederek, her pisliği yapmasına olanak hazırlamaktadırlar. Ahret inancı olmayanlar; dün, bugün, yarın her pisliği yapmış, yapıyor, yapacaklardır!  Bu sapkın kapkara moloz cahillere inanıp, kanmamalı. Sonu çok acı, felaket, fecaat olur! Bizden söylemesi!

Bu sapkın, sapık, kapkara moloz cahillere karşı amansız bir hak, hukuk mücadelesi verilmeli. Susmamalı. Zalimin, batılın, küfrün karşısında asla susmamalı. Susarsan, sapkının sesi etrafa daha kolay yayılır. Hakkın sesinin anlaşılmasını önler!

Bizler, ilim, bilim, bilgi, din- iman, görgü, anlayış dolu olmalıyız. En güzel İslam ahlaklı, edepli, hayâ sahibi, görgülü, nazik, kibar, efendi olmalıyız. “Aydın mümin olmalıyız.” Geri zekâlı, sapkın, sapıkların bizleri aldatmasına, çocuklarımızı kandırmasına fırsat vermemeliyiz. “Kendimizi, çocuklarımızı siyasi sapıklıktan, cinsel sapıklıktan, holiganlıktan, militanlıktan korumalıyız. Sapkın, azgın, katil kişileri örnek aldırmamalıyız. Dini, milli, manevi, insani değerleri aşınmış, münafıklara asla inanmamalıyız. Onlar süslü sözlerle aldatırlar. İçleri, dışları, sözleri, eylemleri farklıdır. Aldatmak, kandırmak için her yolu mubah görürler. Helal, haram, günah bilmezler. Bilseler de inanmazlar. Bu sapkın hain kişilere kesinlikle kanmamalı.”

“Yine dün akşam solcu bir televizyonda, Küba’yı izliyorum. 1943 yılında Che Guevara ve Fidel Castro silahlı mücadeleyi zalimlere, diktatörlere karşı vermeye başlamış! Diktatörlüğü 1959 yılında devirmişler. Ama kendileri en kızıl gâvur diktatör olmuşlar. Ülkeyi geçen 60 yılda ilkel duruma sokmuşlar. İnsanların tüm özgürlüklerini kısıtlamışlar. Hiçbir sanat, meslek, uygarlık gelişmemiş. 200 bin yıllık insanlık tarihinde, komünizm kadar daha adi, vahşi, diktatör başka bir rejim gelmemiştir. Faşizmin bile pislikte ötesine geçmiştir.”

Müslüman, kendini İslam’a ve insanlığa, varlığa adamalı. İlme, iyilik yapmaya ve iyiliği yaymaya adamalı. İlim ve İslam ölçülerine göre bir yaşam tarzı edinmeli. “Bozuk felsefi akımlara, sapkın ideolojik rejimlere aldanıp, kanmamalı. Bunların amaçları; insanı kendilerine köle, esir, tutsak, mankut, mal yapmaktır. Sapkınlıkların milyarlarca taraftarı vardır. Okul öğretimi bile bunlarla yapılmaktadır. Basın, medya, sistem bunlar tarafından işletilmektedir. Tüm şer güçler; işbirliği, güç birliği içinde ortak çalışmaktadır.”

“Ülkemizde hep darbeler, ayaklanmalar, isyanlar; yabancıların destek, kurgu, düzenlemeleri ile olmaktadır. İnsanımız mankut molozu gibi onlara uyup, kullanılmaktadır. 1960 -1971-1980-1997 ve 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin arkasında hep şer güçler oldu. 2013 Gezi Olaylarının arkasında yine bu pislikler vardı. Terör olaylarının ve ayaklanmalarının arkasında yine bu hain alçaklar vardı. Kullanılanlarda alçaktı. Zira milli, manevi, dini, ilmi değerlere sahip basiretli olgun insan, bir eşek gibi kullanılmaz.”

15 Temmuz 2016 Fetö darbe girişimine 10 binden fazla Fetö haini katıldı. Devlete girenler; devleti, milleti alçak hain şer gülere peşkeş çekmeye çalıştı. Arkalarında her zaman olduğu gibi batıl Batı, ABD, AB vardı.

“Darbe girişiminde 10 binden fazla asker, subay; 37 askeri helikopter, 35 uçak, 74 tank, 246 zırhlı araç, 3 askeri gemi, 3,992 silah ile darbe girişiminde bulunuldu! Saat: 22.00’da başlayan darbe girişimi, sabah olmadan bastırıldı. Darbenin üstünden tam 3 yıl geçti. Fetö yanlısı 125,678 kişi kamudan atıldı. General, subay, asker, sivillerin yargılanması devam ediyor. 251 şehidimiz oldu. 2,193 tane gazimiz oldu. 50 - 100 kez ameliyat olanlar oldu. Hala iyileşemeyip, hastanelerde yatanlar var. Mutlaka bu gibi kahpeliklerin hesabı eksiksiz sorulmalı. Henüz 77,900 dosya karara bağlandı. 48,300 dosya incelemeyi bekliyor.

Darbe girişimine 8,651 askeri personel katıldı. 1,676 kişisi erbaş ve erler,1,214 tanesi askeri öğrenciler oldu. 150 tane general, amiral ordudan ihraç edildi. 326 olan general ve amiral sayısı 176 taneye düşürüldü. Sanırım şimdide de 127 oldu. Yanı orduda temizlik yapıldı. “Ordumuz çok daha güçlü ve başarılı hale geldi.  “Bu hainler, PKK terörünün, 10 binden fazla asker ve polisimizin şehit olmasını oluşturmuştu! 50 bin insanımızın acımasızca pusu ile ve kalleşçe, PKK tarafından katledilmesini sağladı! Askerin mücadelesinin önüne geçtiler. Askerlerimizin şehit olmalarına neden oldular!”

Darbenin üstünden 3 tam yıl geçtikten sonra, ordudan 17,164 ihraç gerçekleşti. En çok ihraç Kara Kuvvetleri’nden oldu. 9,323 kişi Kara ordusundan atıldı. Kara Kuvvetleri’nden 87 general, 4,179 subay, 2,677 astsubay, 1,165 uzman erbaş atıldı.

Deniz Kuvvetleri’nden 3,131 subay atıldı. 31 amiral, 1,364 subay, 1,074 astsubay, 30 uzman erbaş atıldı.

Hava Kuvvetleri’nden 32 general, 2,059 subay, 1,993 astsubay, 73 uzman erbaş, 58 er ve memur atıldı. Toplamda Hava Kuvvetleri’nden 4,710 personel atıldı. Tutuklamalar devam ediyor. “Bu işlem yapılanların, 10 katı atılsa bile; ordu, devlet temizlenemez. Zira devleti hainler örgütlenerek ele geçirmişler!”

Devlet içindeki tüm Fetö örgüt mal varlığı, kurumlar devletin eline geçirildi. 18 ülkede bulunan 210 Fetö Okulu da devlete geçti. Ama Fetö’nün 170 ülkede 2 bin kadar okulu bulunmaktadır.

Fetö, dini cemaat olarak örgütlendi. Yayınlarını dini cemaat, yumuşak dini cemaat olarak yaptı. Müslümanları sömürdü. Dershane ve okullarına, dini duyarlılığı olanlar gitti.  Kendine güven duyunca da, şer güçlerle beraber hareket etti. Amerika, Avrupa ve ülkemizdeki solcular, komünistler, bozguncular destekledi. Şimdi bu bozuk olanlarla beraber hareket ediyorlar.

“Fetö= Lavrens gibi davranarak, Müslümanları aldattı ve de kullandı.” Şimdi PKK, Komünist terör örgütleri ve solcu siyasilerle beraber hareket etmektedirler. Ama devlet, azda olsa enselerindedir. Hainler bir, iki sıçrıyor ama bu devam etmiyor. İşi azıttıklarında, devlet enseye ya şamarı vuruyor. Ya da etkisizleştiriyor!

 Şu anda ordumuz, ülkemiz içinde, Irak içlerinde, Suriye’de katil katliamcı PKK avındadır. Bu aziz milletimiz, ordumuz, polisimiz; öyle birkaç bin adi, alçak, katil, kahpe, kalleş mankutlara pabuç bırakmaz. Bu millet, üç eski kıtada at koşturmuş. Vahşileri yok etmiş, ediyor, edecektir, inşallah. Şu anda hiçbir zaman olmadığımız kadar her yönü ile güçlüyüz elhamdülillah.

“Ülkemizde kim kiminle, kimlerle beraberdir,” diye iyi düşünüp, doğru karar veriniz. Asla adi, alçak, kahpe, katillerden yana olanlarla beraber katiyen olmayınız. “Şu anda sahte milliyetçisi, sahte dindarı, solcusu, Atatürkçüsü, bölücü komünisti bir ve beraber hareket etmektedir. Görmeyen gözler görsün. Duymayan kulaklar işitsin.”

Gerçek anlamda dosdoğru takva hak mümin ve Müslüman olan kişiler, bu adilerle beraber hareket etmez. Vatanı, milleti, devleti, bayrağı, bağımsızlığı, bütünlüğü karşısında olanlarla, bir ve beraber olmaz. Siyonizm’in, emperyalizmin, faşizmin, sapkın ideolojilerin birlikteliği içinde yer almaz.

Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’a gerçek anlamda kul olan Salih müminler, bu sapıklarla beraber hareket etmez. Kur’ân’a, Allah’a, Allah’ın peygamberine, Eshab-ı kirama (seçkin sahabe,) hak mezhep imamlarına, müctehid imamlara, âlimlere, şehitlere, mutasavvıflara, müceddidlere uyar. Gidip de zalim, katil, katliamcı, sapkın, sapıklara uymaz.

Allah’ın kullarından olmalı. İtin, köpeğin uşağı olmamalı. Mübarek kişilerin sıfatlarını taşımalı. Elin Siyonist Yahudilerine uymamalı. Bugün sol yayın yapan televizyonlara bakınız. Nerede bir sapkın, Darvinci, zalim, katil kişi varsa, onun yayınını yapmaktadır. Kitaplarını tanıtmaktadır.

Hurafe, bidat, dalalet- sapkınlık, sapıklık içine düşmemeli. İhlâslı kul olmalı. “Ben gerçekten Allah’ın kuluyum. Beni, O’na ibadet etmekten hiçbir şey alıkoyamaz, demeli.” Sapık, sapıtmış, sapkın olanlar, bir an önce tövbe edip, Allah’a yönelmeli. Bir daha Allah’ın önüne kimseyi geçirmemeli. Allah’a eş- ortak koşmamalı. Sadece Allah’ın yolundan yürümeli. Başka yollar edinmemeli.

Müslüman, doğru bilgili ve samimi olmalıdır. Şunu görmeli ve anlamalı: “ Dünün Ebrehe’si, Miladi 571yılında Kâbe’ye, bugünün Ebrehe’si, Kur’ân’a, peygambere, mümine saldırmaktadır! Bugün ideolojisi olanlar, tüm medya gücünü İslam ve Müslümanlar aleyhinde kullanmaktadır. Politikanın her hilesini uzmanca yapmaktadır. Buna milyonlarca Müslüman da alet, malzeme olmaktadır. Müslümanlar kullanılmaktadır!

Bugün İslam ilahiyatçıları, profesör kafasızları, Oryantalistlerin ortaya attıkları hileleri, misyonerlerden daha etkili kullanmaktadırlar. Bugün bu İlahiyatçılar, misyoner ve oryantalistlerden çok daha fazla zarar vermektedir. Çok dikkatli olunuz. Bugün üniversitelerimizde olan İlahiyatçı akademisyenlerden tutunda; tarikat, cemaatlere kadar büyük çoğunluk sapkındır. Dini ve Müslümanları bozma hedefli hareket etmektedirler. Şer güçler bunları malzeme olarak kullanmaktadır.

Sol yayın yapan, görsel ve yazılı medya tamamen din düşmanlığı yapmaktadır. Kur’ân, peygamber inkârı ve de yergisi içindedir. Milli, manevi, dini, ilmi, vatan, millet, devlet, bayrak sevgisi yoktur. Terör örgütleri, CIA, mason, şer güçler tarafından yönetilmektedirler.

Dini duyarlılığı olan, Ak Parti taraftarı yayın yapan medya ise; bozuk, fitne, fesat, nifak içinde olan, bozuk İlahiyatçıları kullanmaktadır. Zaten sağ ve sol medya arasında program farkı yoktur. İkisi de sapıtmış. İnsanları da sapıttırma hedefi gütmektedir. Materyalisttirler.

Dikkat ediniz! Dikkatli ve uyanık olunuz! Elin zalim gâvuru hiç durmamaktadır. Bizden ve kendinden ajanlarını içimize sokmaktadır. Tüm dünyayı ve özellikle İslam dünyasını paçavraya dönüştürdü! Bu konuda pek çok bilimsel makale yayımladım.

“ 2011 Mart ayından itibaren Suriye de perişan durumdadır. 24 veya 22 milyon nüfuslu Suriye perişan haldedir. 8 yılda 16 şehir ve kasaba tamamen yok edildi! 131,651 bina tamamen yıkıldı. 1,2 milyon konut yok edildi. 400 milyar dolarlık zarar verildi. Halep, Afrin, İdlib, Hama, Humus, Al- Zahadani, Dara, Menbiç, Guta, Yermuk, Kobani ( Aynel arap), Rakka, Tabka, Deyrez- Zor, Palmira, Al- Qaryatayn tamamen mahvedildi. Bir milyon insan katledildi! 11 milyon mülteci oluştu. 4,718 okul,1,916 cami, 101 kilise, 314 tarihi alan, hastaneler, 3 milyon ev kullanılmaz halde, 9 bin sanayi tesisi tamamen tahrip edildi. Yok, edilmeyenlerde, yok edilince savaş bitecek. 72 ülke burasını harabeye çevirmekte, işgal etmektedir!

 Amerika, Petrolu çıkarıp, satıyor. Rusya, İran, Suriye rejimi ile birlikte yok ediyor. Türkiye de onların yıktıklarını onarmaya çalışıyor. Tüm emperyalistlerin yok ettikleri, Türkiye’nin başına bela oluyor!”

“ 1991 yılında Amerika 34 ülke ile 1991- 2012 yıllarında aynı şekilde Irak’ı perişan etmişti. Petrolunu almıştı. 34 ülke arasında en büyük ortağı İngiltere idi. Suriye’de Amerika yanında 67 ülke var. En büyük ortağı ise şimdi Fransa’dır. Sömürmenin, işgalin 1492 yılından beri aslı aynıdır. Sadece şekli kısmen değişmiştir.”

İzlediğim, gördüğüm, işittiğim, gözlemlediğim, okuduğum her olaydan ders çıkarıyor, ibret alıyorum. Hiçbir olaya, olguya ilgisiz değilim.

“Belgesel film izliyorum.” “Biraz öncede hayvanlar âlemini tanıtan film izledim. Kuşların olsun, diğer kara hayvanlarının olsun; kullanılan insanlardan çok daha akıllı, zeki olduklarını gördüm.” Allah cc. Diyor ya: “Onlar, hayvanlardan da daha bayağıdır.”

Ak Parti Hükümeti döneminde; devlet, hükümetin başarılı çalışmaları ile zenginleşti. İki yüz milyon insan milyoner oldu. Tabii bu milyoner olmada sömürü had safhadadır. Ak Parti muhafazakâr bir siyasi partidir ama muhafazakâr gibi yönetim kuramadı. İstanbul, Ankara gibi İllerde belediye ve hükümet olarak çok büyük hizmetler yaptı. Ama 25 yıl sonra bu belediye başkanlıklarını CHP aldı. Çünkü uyguladığı siyasi, kültürel politikalar, CHP’ye hizmet etti. “Okul, medya, basın; milli, dini değildi. Sapkın yetiştirdi. Sapkınlarda Ak Parti’yi desteklemedi.”

Ak Parti’nin; ücret, aylık- maaş politikasında; hak, hukuk, adalet, doğruluk, hakkaniyet yok! Biri alır 80 bin lira, diğeri alır 2,020 lira aylık! Yüksek aylık alanlara yüksek oranda, %26- 40 oranında zam yapılır. Düşük aylık alanlara yıllık 4+4 ve 3+3 oranında zam yapılır. Sendikalarla, devlet ücret konusunda anlaşamaz. Konu, Hakem Heyetine taşınır. Nasıl Hakem Heyeti ise tam hükümetin dediği oranı kabul eder. “Enflasyonu devlete bağlı TÜİK belirler.” Hiçbir zaman gerçekçi hareket etmez. Piyasaya %100- 200 zam yapılır. Ama TÜİK %26- 10 der. Tüik’e göre ücretler belirlenir.

2019 yılında enflasyon %16 oranındadır. 3,2 milyon memura ve 2 milyon memur emeklisine, işçi emeklisine devlet 2019 yılı için yıllık 4+4, 2020 yılı için %3+3 oranında zam verdi. Ama enerjiye şimdiden %30 zam yapıldı. Taşıtlar %25 zam yaptı. Okul araç- gereçleri %55 zamlandı. Gıdada zam oranı %60’a ulaştı. İşte Ak Parti bu nedenlerle de gözden düşmektedir. Yönetimde adalet, eşitlik, hakkaniyet, doğruluk, dürüstlük olmadı mı, iş biter!

Ak Parti içinde pek çok belediye başkanı halktan ve haktan, hukuktan kopuktur. CHP gibi hareket etmektedir. Bunun için %54 oy ile İstanbul, Ankara CHP’ye geçmiştir. Ama Ak Parti Hükümeti bunu hala görmek istememektedir.

Ak Parti Hükümeti, çalışanların hak, hukuklarını yeterince gözetmiyor. Ama çalışmayanlara daha bonkör davranıyor. 17 milyon insan devletten, çalışmadan, 16 çeşit yardım parası alıyor! 16 farklı karşılıksız ödeme yapılıyor. “ Dedemin dedesinin köylüsü olan, sevdiğim Devlet Başkanımız Erdoğan’a, sevgi, saygılarımla arz ediyorum. Karşılıksız, hak etmeden aylık, yardım alınıyor. Bunlar, 65 yaşlılık aylığı, %40-69 engelli aylığı, %70 ve üzeri engelli aylığı, 18 yaş altı engelli aylığı, hastalıklı olana aylık, muhtaç aylığı verilmektedir.

Zenginlere devlet yılda birkaç defa düşük faizli kredi veriyor. Onlarda nefislerince, şeytanlarının emrinde; zevkince, keyfince savuruyorlar! Ama sade vatandaş ihtiyacını aynı koşullarda karşılayamıyor.

1-      23294 sayılı yasa ile eğitim yardımı, burs alınıyor. Eğitim yardımı ilkokuldan, üniversite sonuna kadar veriliyor.

2-      “Çoklu doğum yardımı” veriliyor. Doğum yapana da yardım veriliyor. Eşlerin ikisi çalışıyorsa, kreş ve anaokulu yardımı veriliyor. Zaten eşlerin ikisi çalışıyor. Yardım vermeye gerek mi var?

3-      Memura doğum yardımı yapılıyor. Zaten karı - koca 10 bin lira devletten alıyor. Paraya mı gereksinimimi var?

4-      Dul kadınlara yardım yapılıyor.

5-      Evde bakım yardımı yapılıyor. Hem de asgari ücrete yakın bir ücret karşılıksız veriliyor.

6-      Gelir getirici projelere hibe yardım yapılıyor.

7-      Genel Sağlık Sigortasını devlet ödüyor. Ebeveyn yapmış 10 çocuk! Devlet onlara yardım yapıyor. Sigortalarını ödüyor.

8-      Geliri düşük olanların, sağlık giderlerini devlet karşılıyor.

9-      İstihdam yardımı yapıyor.

10-   Elektrik desteği veriyor.

11-   Muhtaç asker ailelerine yardım veriyor.

12-   Muhtaç asker çocuğu yardımı veriyor.

13-   Öksüz yetim aylığı veriyor. Şartlı sağlık yardımı yapıyor.

14-   Bulaşıcı hastalıkta olanlara yardım veriliyor.

15-   Burslar veriliyor.

16-   Karşılıksız teşvikler veriliyor.

17-   “Bir kadının kocası öldü, ise kocasından kalan emekli aylığını alıyor. Bu normaldir. Ama aynı zamanda anne ve babasından kalan emekli aylığını da alıyor. Bir de kendi aylığını alanlar var. Üç aylık alanları biliyorum. Bu nasıl oluyor? Nasıl yapılıyor? Pek de anlamış değilim. Çünkü bu işlerde hak, hukuk, adalet, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ, değer yargısı, insanlık, insaf, vicdan hiç yok!”

18-   Yeni doğan her bebeğe altın veriliyor.

19-   Zengin, çocuğunu özel okula- koleje gönderiyor. Ona da eğitim yardımı 5 bin liraya kadar yapılıyor! Adam zengin! Senin 5 bin lirana ihtiyacı yok. Yardım yapacaksan, asgari ücret alanın çocuğuna 5 bin lira yardım yap. Asgari ücret bile alamayana 35 Lira ve 40 Lira eğitim yardımı yapıyor. Zengine 5 bin lira yardım yapıyor! Bu yasalar TBMM’den çıkmış. Ne kadar akıllıca, zekice, bilimsel, adil ve eşitlikçi değil mi?

20-   Suriyeli mültecilere 8 yıl içinde T.C. Devleti olarak 40 milyar dolar= 240 milyar TL. Harcadık. “Yardım kurum ve derneklerimizin harcamaları buna dâhil değildir.” Ayrıca Suriye için harcamalarımızda bunun dışındadır.

21-   Değişik, farklı yıllarda aynı gün sayısı SGK primi ödeyip, farklı emekli aylığı alan, işçi ve esnaf emeklileri var. Ödediği prim yıl ve değer aynı olmasına rağmen, emekli aylıkları arasında %100-200- 250 fark var! Bu haksızlık giderilmelidir.

22-   PKK ve PKK yandaşı terör ile mücadelede 1984 yılından beri 1,5 trilyon lira harcama yaptık. PKK ve diğer terör örgütlerini, dolaylı- dolaysız destekçilerini eleştiriyorum. Kınıyorum. Lanetliyorum. Bunlar bu vatanı kana boğdu! Enerjisini boşa harcadı. Milletimizin canını yaktı! Kanını döktü! Kim bu terör örgütleri ve destekçileri?

23-   Devlet, terör destekçileri, terörden zarar gördüğünde, zararlarını karşılıksız gideriyor.

24-    Doktorlardan alınan engelli raporu da çoğunca zırvadır. Çok zırva olanını gördüm. Bu doktor raporları ile “engelli aylığı” alınıyor! Kadının diz kapağında biraz hareket etme zorluğu var. Engelli raporu almış. Beyi de almış. Çalışmadan geçiniyorlar!

25-   Devlet, orduda olan israf ve yolsuzlukları yok etmeli.

26-   Devlet, belediyelerde olan yolsuzluğu, haksızlığı, rüşveti, hırsızlığı, yap- boz yapmayı, parayı örgütlere göndermeyi, talanı, yağmayı, adam kayırmacılığı, ideolojik sapkın hareket etmeyi, saltanatı yok etmelidir. “Bu haksızlıklar, hukuksuzluklar her siyasi parti belediyelerinde vardır.” ( Bir kişi, belediyeden kamu yararına çok küçük bir hizmet almak için 15 defa başvuruyor! Hizmet alamıyor! Aynı hizmet için 10 kişi başvuruyor. Ama yinede hizmet alamıyor! Kısacası tehlike arz eden, bir çürük ağacı kestiremiyor! Sokaktaki 2 çukuru, bir kanalı doldurtamıyor!)

27-   Belediyeler, topluma, halka hizmet etme yerine özel kişilere özel hizmet veriyor! Binaları yalıtım yapıyor! Öte yandan sokaktaki çukuru doldurmuyor.

28-   Belediyeler, kültürel etkinlik adı altında; taraftarlarını gezi, tatil, 5 yıldızlı otelde kalma yaptırıyor. Seçim dönemlerinde yedirip, içiriyor.

29-   Merkezi hükümet, devleti yönetiyor. Devlet, büyüktür. Devdir. Hükümette hükmetmelidir. Tüm yanlışları düzeltmeli, kaldırmalıdır.

30-   Yargı; hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, insan hakları, ilim, din üzerine kurumsallaşmalıdır. Şu anda yargı çok berbat durumdadır.

31-   Milli Eğitim Bakanlığı ve Yüksek Öğretim kötü durumdadır. Vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık düşmanları daha çok buralarda yetişmektedir. İyileştirilmeli. Ehil olmayanlar devletten atılmalı. Yararlı olmayanlar, devlete sokulmamalı. Zararlı habisler def edilmeli.

32-   “Ak Parti kadroları yanlış yapmamalı. Milleti, memleketimizi; milli, manevi, dini, ilmi, evrensel hiçbir değeri olmayanların eline düşürmemeli.” Canım benim Türkiye’mizi, 600 km x 1,600 km. boyutunda olan canım vatanımızı, hainlerin eline düşürmemeli. İzdüşümü yüzölçümü 783,562 km2 aziz vatanımızı düşmanların, adilerin, kahpelerin, kalleşlerin eline geçirtecek, yanlış yönetimlerde bulunmamalı. Ülkemin gerçek yüzölçümü 814,578 km2 olan, Anadolu’muzu, insanlık düşmanlarının eline geçecek şekilde yönetmemeli. Kara sınırlarımız 2,753 km. deniz sınırlarımız 6,016 km. olan, her karış toprağında şehit kanı olan, bu aziz vatanı, her türlü şer güçle işbirliği yapan, kalleşlerin eline bırakmamalı. Helal, haram, günah bilerek yönetim yapmalı. Sahteci sahtekârları devlet, hükümet yönetiminden uzaklaştırmalı. Haine fırsat, imkân vermemeli.

33-   Lütfen! Yazdıklarım ilmidir. Bilimseldir. Doğru, objektif bilgidir. Yazdıklarıma kızacağınıza, yazdıklarımı anlamaya çalışınız. Yazdıklarım politik değildir. Siyasi olabilir. Siyasette ; “insan yönetme sanatıdır.”Tüm dünya siyasetle yönetilir. Siyaset yapmayanlar, sürü gibi güdülür!