Doğayı, çevreyi, kendimizi, evimizi, sokağımızı, caddemizi, akarsularımızı, göllerimizi, denizlerimizi, karaları, yeşili, maviyi, havayı koruyalım, güzelleştirelim, tertemiz tutalım. Olgun, yetkin, etkin insan olalım. Hiçbir varlığa zerre kadar zarar- ziyan vermeyelim. Doğayı, çevreyi, tabiatı kirletmeyelim. “ Yaratılana merhamet etmeyene, varlıklar ve Yüce yaratıcı Allah cc. Merhamet etmez.”

Allah cc. Dünyanın düzenin, ekinlerin yapısının bozulmamasını emrediyor. Tertemiz olmamız emrediyor. Her türlü kirlilikten, pislikten korunmamızı istiyor. Üst, baş, mekân, çevre, doğayı korumamızı, temiz tutmamızı emrediyor.  

Allah cc. Merhamet etmeyi, şefkatte bulunmayı, müşfik olmayı 10 taneden fazla ayette buyuruyor. Allah cc. Müminlere karşı şefkatli, alçak gönüllü, esirgeyici, bağışlayıcı, sabırlı olmayı 10 taneden fazla ayette emrediyor.

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Merhamet etmeyene, merhamet olunmaz. Allah, insanlara merhamet etmeyene, rahmette- merhamette bulunmaz. Küçüklerine merhamet, büyüklerine saygı göstermeyen, bizden değildir.”

Günümüzde Bilgi çağındayız. Ülkemiz bilgi teknolojileri toplum olarak yaygın kullanıyor. Toplumun %84’ü akıllı bilgisayarlı telefonu cebinde taşıyor. Bir yazılı soru sorduğumuzda; yazılı olarak hemen cevap veriyor. Yine telefona sözlü olarak, bir soru sorduğumuzda, sesli olarak yanıtlıyor. Yine bilgisayarlarımız, tabletlerimiz var. Bunlardan da istediğimiz bilgiyi öğrenebiliyoruz. Kitap, dergi, gazeteler, bizim kültürümüze katkı sağlıyor. Sinemalar, filimler, radyolarımız var. Yararlı bilgi sunanlar var. Kütüphanelerimiz, kitaplıklarımız var. Ama biz bunlardan yararlanamıyoruz. Okullarımız, camilerimiz bile, bizi; olgun, etkin, yetkin, güzel insan etmiyor! Çünkü biz bilgili olmayı toplum olarak istemiyoruz. Bilgiye “ İLGİ” duymuyoruz. “ İLGİ” olmadan da “BİLGİ” edinmek olmuyor. Hiçbir bilgi araç gerecini, bilgi teknolojilerini iyi yolda, bilgi edinmekte yeterince kullanamadık. İslam dünyası ve diğer dünyalarda kullanamadı. Bunun için çevreci, doğa korucu, insanlıklı, medeni olamadık.

Her ne kötülük yaparsak, kendimize dönüyor! İnsanlara kötülük yaparsak, kötülük kendimize dönüyor. Doğaya, çevreye kötülük yaparsak, kendimize dönüyor. 1970- 1980’lı yıllardan beri dünya daha hızlı bir şekilde kirletildi. Yaşanılmaz durum aldı! Kirletme, 1750 yılı Sanayi Devrimi ile başladı. Artarak devam etti. Sanayide hangi ülkeler daha çok gelişmiş ise, o ülkeler dünyayı daha çok kirletti. Ama üretilen ürünlerin çevreye atılması ile kirletmeye herkes katkı yaptı!

İnsanlar kişi başı günde 1 ( bir) kilogramdan fazla çöp, atık üretiyor. Bu çöplerin geri dönüşümde ancak %10 kadarı işlenerek, kullanılıyor. Diğerleri dere kenarlarına, deniz kıyılarına, dağlara, ovalara, kırlara, doğaya atılıyor. Bunu devletin, kamunun görevlileri, belediyeler yapıyor. Yanı bunu devlet yapıyor.

Sadece katı atıkları doğaya atmıyorlar! Evlerin kanalizasyon ile topladıkları sıvı atıkları da; denizlere, akarsulara, göllere, barajlara akıtıyorlar! Artık insanlar, hayvanlar, bitkilerin sağlıkları bozuldu! O kirli, kimyasalı, pis, zehirli; akarsu, göl, göletlerden, bağ, bahçe, tarla, ovalar sulanıyor. Hayvanlar su içiyor! Toprağından, havasına kadar her şey zehirleniyor. Su içen hayvanlar ölüyor! Sadece evcil hayvanlar ölmüyor. Yaban hayvanları, kuşlar, diğer canlılar, deniz ve su canlıları da ölüyor! Sadece kirletmeyle ölmüyorlar! Askeri silahlar, nükleer silahlar, bombalar, füzeler, denizlerde, okyanuslarda deneniyor. Tatbikatlar yapılıyor. Kentilyonlarca canlı, denizde, karada öldürülüyor. Biyolojik ve kimyasal silahlar, mühimmatlar doğada deneniyor. İnsan, aptalca, manyakça, kötü niyet ve davranışça; kendi sonunu ve diğer canlıların sonunu düşüncesizce, ihtiraslarıyla hazırlıyor! Bunlar hiç olmuyormuş gibi bizlere de; yere tükürme, çöp atma gibi sözler öğretilmeye çalışılarak, kendi pisliklerini, kirletmelerini görmezden, getirmeye çalışıyorlar.

Eskiden betonarme bina yapılmıyordu. Şimdi betonarme binaları dayanıksız yapıyorlar. Aradan 50 yıl geçmeden, bu bina enkazlarını da doğaya döküyorlar. “Oysa bina atıkları, çöpler, kanalizasyon atıkları yeniden işlenip, kullanılabilir.” “Bina atıklarından kâğıt bile yapılabilir.” “Katı atıklar yeniden dönüştürülüp, kullanılabilir.” “ Sıvı – kanalizasyon atıkları arıtılıp, kullanılabilir.” Ama eğlenceye, zevke, keyfe, boş işlere para harcayan belediyeler, devlet; bu çevreci işleri yapmak için yeterince yatırım yapmıyor. Bazı ülkeler hiç yapmıyor. Kanalizasyonların bile sokaklardan aktığı ülkeler var. Tuvaletin, banyonun olmadığı ülkeler, bölgeler var.

2015 yılında Paris İklim Antlaşması toplantısı yapıldı. ABD Devlet Başkanı Trump anlaşmayı imzalamadı. Bu anlaşma ülkemize büyük maddi yük, gider getirir dedi. Çin ve Hindistan da fosil enerji kullanması yüzünden dünyayı çok kirletiyor. Sanayileşmiş ülkeler, Avrupa ülkeleri dünyayı; hava, kara, akarsu, deniz olarak çok kirletiyor. 2021 yılında Kovid 19 pandemisi yüzünden, tüm dünyada enerji krizi çıktı. Avrupa’da enerji fiyatları 6 kat arttı. Rusya’ya düşmanlık ediyorlardı. Şimdi enerjisine, akaryakıt ve doğalgaz enerjisine muhtaç ve mahkûm hale geldiler. Çin, 2030 yılına kadar fosil yakıt kullanmayı %50 azaltacağım, demesine rağmen; kömür yataklarını daha çok, yoğun kullanma talimatı verdi. Dünyada en kirli hava; Çin ve Hindistan’da bulunmaktadır. İnsanlar kışın maske takmakta, poşet içinde temiz hava satın almaktadır. Göz gözü görmemektedir. Yenilenebilir enerji kullanma oranı çok azdır.

Dünyada ve ülkemizde sadece ülkemiz çevreci olmayıp, dünyada çevreci anlayış yoktur. Devletlerde, bireylerde çevreci değildir. Ülkemizde bir kır toplantısı yapılmaktadır. Orada 30 ton çöp bırakıp, ayrılmaktadırlar! Kırlar, mesire yerleri, ören yerleri, eğlence yerleri, denizler, ırmak kenarları hep çöp atılarak gidilmektedir. Çöp dediğin kâğıt cinsinden değildir. Bin yıl doğada kaybolmayacak, çöpler, atıklar, eşyalar, cisimler bulunmaktadır. Deniz kıyılarına çöplük alanları gibidir. Ne bulurlarsa a, atmışlar! Demek ki, bizler önce bireyi, aileyi, toplumu, devleti düzene, iyiliğe, temizliğe, terbiyeye, güzel ahlaka, edebe, adaba çekmemiz gerekir. Bunu yeterince dünyada henüz yapan tek bir ülke, devlet, millet henüz yoktur. Yapmaya karar verdiğinde de sanırım çok geç kalacaktır.

İnsan ihtiyaçlarını karşılarken, çöp, atık, pislik, kirlilik, bozukluk üretmemeli. Fizyolojik ihtiyaçları olan nefesi, besini, suyu, çalışmayı, uykuyu olması gereken en iyi şekilde yapmalı.

İhtiyaçlarını karşılarken, kendinin, başkalarının, varlıkların, doğanın, çevrenin güvenliğini bozmamalı.

Çevreye, doğaya, varlıklara sevgi, saygı ile yaklaşmalı. Zevk, keyif için canlı öldürmemeli. Canlı katletmemeli. Zevk, keyif için avcılık yapmamalı. Cana, canlılara keyif için kıymamalı. Buna devlette fırsat vermektedir. Devlet, av hayvanlarını para karşılığı, turizm için öldürtmektedir. Canlılar ihtiyaç, zorunluluk olmadıkça katledilmemeli.

Tüm canlıları korumakla insan görevlidir. Sevgi, saygı duymalı. İhtiyaçları karşılanmalı. Sevecenlikle bakılıp, yaşamalarına katkı sunulmalı. İnsan nüfusu arttıkça, hayvanların nesilleri bile yok olmaktadır. Son 50 yılda binlerce hayvanın, bitkinin nesli kayboldu, yok edildi.

Kendine, Allah’a, yaratana saygısı olan bu güzelim canlılara kıymaz. Zevk, keyif, hobi için canlı öldürülmez, katledilmez. İnsan, olgun, yapıcı, eğitimli, sorun çözen olmalı. Sorun, problem oluşturmamalı. Bencil, hodkâm, sadist, narsis, egoist olmamalı.

İnsanlar artık kendi zevki için, keyfi için olmadık saçma sapan işler yapmaktadır. Teknolojiyi kullanarak karada, denizde varlıkları toplu halde yok etmektedir. Bunu ihtiyaçtan yapmamaktadır. Denizde büyük hayvanlar toplu halde katledilip, ticari amaçla kullanılmaktadır. Yaban hayvanları da karada aynı saldırı altındadır. Teknoloji yarardan çok zarar, öldürme, yok etme için kullanılmaktadır. Hayvanların, bitkilerin, insanüstünde hak, hukukları vardır. Bu hak, hukuk hakkını insan çok acı şekilde ödeyecektir. İnsanlar eskiye, geçmişe göre daha bilgilidir ama bu bilgiyi yerinde, doğru, yararlı şekilde kullanamamaktadır. Eğitim bozuk, öğrenim kötü olunca, insan; insanlığından çıkmaktadır. İletişim, bilişim, teknolojik bilgi araçları; iyilikten çok kötülüğü öğretmektedir. Sinema, filimler, radyo, yazılı basın, sözü basın, görsel basın, tiyatro, kitaplar, dergiler, gazeteler herkese ulaşıyor ama herkes iyi olmuyor. Bunları toplumlara ulaştıran daha çok kötü niyetli, kötü davranışlı kişilerdir. Bunu örgütlü yapmaktadırlar. Kötülükten, pislikten para kazanmakta, insanlar bu yolla istedikleri şekilde kullanılmaktadır.

Su çok önemlidir. Dünyanın sularının sadece %3 kadarı tatlı sudur. Onunda anasını ağlattılar. Kirlettiler. Kullanılmaz hele soktular. Bugün yeraltı ve yerüstü suya ulaşamayan bir milyardan fazla insan vardır. 810 milyon insan açtır. 46 milyonu açlıktan ölmek üzeredir. 20 ay önce dünyanın en zenginlerinin serveti 120 milyar dolar kadardı. Kovid 19 pandemisi nedeniyle, salgını hastalık bildiler. Fiyatları yükselttiler. Şimdi bir kişinin mal varlığı 289 milyar dolar oldu. Türkiye’mizin gelecek yol devlet bütçesi hazırlandı. TBMM’ye sunuldu. 1 trilyon 750 milyar dolar olarak belirlendi. Bir dolar= 9,5 TL. Olduğuna göre, devlet bütçemiz 200 milyar dolar etmiyor. Hem de dünyanın en çok gelişen ve dünyanın en büyük 17. Ekonomisiyiz. Lanet kapitalizm işte bunun gibi lanettir.

Ülkemizde daha önce kuru tarım yapılıyordu. Baklagiller ürünleri çok pahalı değildir. Yeraltı sularını 150 metre derinden çıkarıp, sulu tarıma geçince, devlet sulama hizmeti verince, bu ürünler çok pahalandı. Kuru fasulye, nohut, yeşil ve kırmızı mercimeğin kilosu 30 liraya yükseldi.  Yeraltı sularını çektiklerinden, obruklar oluşmaktadır. Sulamada ırmaklar, göller, göletler kurutuldu. İklime uygun ürün yetiştirilmiyor. Salma sulama daha çok yapılıyor. Yağmurlama, damlama sulama az yapılıyor. Su kanalları kapalı getirilmiyor. Su israf ediliyor.

İklimlerin değişmemesi için gereken yapılmalı. Taşkın suları depolanmalı. Sanayide çok su kullanılıyor. Ülkemizde fabrika sayısı 67 bin taneyi aştı. Kullandığımız ürünlere tonlarca litre su harcanıyor. İsraf etmeden eşya kullanmalı. Kullanılmış sular tekrar kullanılmalı. Baraj ve göletler yer altında kapalı yapılmalı ki, buharlaşma olmasın. Kapalı borular içinde taşınmalı. Kuraklık için tüm tedbirler alınmalı. Halk eğitilmeli. Halkın eğitimi yeterince yapılmıyor.

Şehirlerde yağmur suları hiçbir yerde biriktirilmiyor. Oysa bu sular arıtılarak, kullanılabilir. Bu konuda AR-GE çalışmaları yapılmalı. Evde, okulda, dışarıda ekonomik, israfsız su kullanılmalı. Sular düşük akımla akıtılmalı. Böyle musluklar yapılmalı. Sensörlü musluklar kullanılmalı. Bu işlerde eğitim- öğretim ve halka sunulan malzemelerle olur.

Ormanlar yok edilmemeli. Ormanlar hainler tarafından bilerek yakılmaktadır. İzlediğim akdarı ile Rusya, Amerika, Brezilya, Avustralya’da orman yangınları her yıl oluyor ve 3 aydan az sürmüyor. Söndürme yardımı da istemiyorlar. Bu arazi açmak için yapılıyor. Bu ülkelerde çok orman var. Nüfus artıyor. Orman tarıma açılıyor ve ya kentleştiriliyor.

Ormanlar korunmalı. Tarım ve sanayide ekonomik su kullanılmalı. Çiftçi eğitilmeli ve desteklenmeli. Yönlendirilmeli. Devlet planlama yapılmalı. Yalova İli Altınova İlçesi, iklime uygun olmayan kivi yetiştirmektedir. Bir gün arayla sulama yapmaktadır. Yeraltı suyu kullanmaktadır. Bu böyle yapılmamalı, yaptırılmamalı. Herkes bildiğine ürün yetiştiriyor. Sonrada para etmiyor, deyip, yakınıyor. Suya talep azaltılmalı.

Şehirlerde su taşıma boruları eskimiş. Halkın kullandığı kadar su, borulardan toprağa kaçmakta, akmaktadır. Tüm belediyede az, çok, aşırı israf vardır. Öncelikli, zorunlu yapması gerekenleri bırakıp, göz boyamaya para harcamaktadırlar. Su boru tesisatları eskimiştir. Sistemin kayıpları mutlaka önlenmeli. Şehir park bahçeler için arıtılmış su kullanılmalı. Katı atık maddeler fabrikalarda işlenmeli. Kanalizasyon suları mutlaka arıtılmalı. Yağmur suları mutlaka toplanarak, kullanılmalı. Bu işler için teknik heyetler kurulmalı. Bilim heyetleri, kurulları oluşturulmalı. Halka danışılmalı. Öyle icraat yapılmalı. Kimse kendi bildiğine, dik kafalılıkla iş, işlem, uygulama, yatırım yapmamalı. Günü en iyi şekilde yaşarken, geleceği bugünden kurmalı.