İnsan doğru duygu, niyet, düşünce, fikir, ilim sahibi olursa; hal, hareket, davranış, eylem ve yaşantısı, iyi, güzel, yararlı, değerli, önemli, olumlu olur. Haktan, hukuktan sapma göstermez. Sapkın, azgın olmaz. Sapkınlarla bir –beraber olup; vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük, değer yargısı düşmanı olmaz. Milli, manevi, dini, ilmi, insani, evrensel değerlere sahip olur. Böylece değerli, kıymetli, önemli, Hakk sevgilisi, halk sevgilisi, varlık seven, olgun insan olur. Sever ve sevilir.

Hak mümin, hakiki samimi bilge olgun takva Müslüman; Allah’ın nuru, peygamberimizin öğütleri ile sünnetleri ile yaşar. Allah’ın sözünü kendine yol edinir. Peygamberimizin sünnetlerini kendine yaşam tarzı yapar. İlhamını Allah’tan alır. Yolum, Hakk yoludur. Liderim, önderim, kılavuzum; Hazreti Muhammet Mustafa sav. Der.

“Benim dinin yücedir. Ben dinimi severim. Onu bütün inanışlardan üstün tutar, överim;” düşüncesi ile yolunu, Kur’ân, sünnet, ilim, akıl, zekâ üzerine çizer.” Bu çizdiği hak yolda durmaksızın ilerler. Bir milimetre sapma göstermez. Zira sapılırsa; batıla, küfre düşülür. İman sapma kabul etmez. Sapkın ideoloji, sapık felsefeleri reddeder. Bunları küfür ve batıl kabul eder.

Allah’a ve peygamberine kalp ile beyin ile söz ile eylem ile iman eder, kabul eder. Allah’ın varlığına, birliğine, eşi- benzeri olmadığına, Esma’ül Hüsna ile inanır. Amentü şerhini kabul eder. Amentü şerhi ayetlerden oluşmaktadır. Farz ve sünnet namazlarını kılar. Oruç tutar. Zekât verir. Gerektiğinde hac yapar. 6,236 ayeti, hadis ve sünnetleri yaşama azmi, gayreti ile hayatını devam ettirir.

Müslüman, dosdoğrudur. Adaletlidir. Tövbe edendir. İyi, güzel davranandır. İnsanlara ve varlıklara iyilik eden, yardım edendir. Merhametlidir. Şefkatlidir. Müşfiktir. Sabırlıdır. İlgilidir. Bilgilidir. Maddi, manevi anlamda tertemizdir.

Fitne, bozguncu, kibirli, bölücü, ayrımcı, nankör, hain, kahpe, katil, katliamcı, inkârcı, israfçı, zalimlerle işi olmaz. Onlar için de iyilik ister. Kötülüklerinden uzaklaştırmak, için mücadele eder. Tebliğ eder. Kötülüklerine makamı, mevkisi, görevi gereği engel olmaya çalışır.

Günümüzün acımasız, hain, kahpe, katil, alçaklık edenlerine karşı bilgilendirme, bilinçlendirme mücadelesi yapar. Acımasız, aç gözlü, alaycı, aldatıcı, arabozucu, bencil, cimri, emanete hainlik eden, hırsız, yolsuzlara karşı gereğini, gerektirdiği şekilde yapar. İlgisiz, bilgisiz kalmaz. Hileci, sahteci, sahtekâr, dolandırıcı, halka haksızlık edecilere karşı önlem alır. İkiyüzlüleri fark etmeye çalışır. İkiyüzlüler, zalim kâfir gâvurdan daha tehlikelidir. Zira onları fark etmek çok zordur. İnkârcı, inkârında inatçı, kaba, zillette, illette olanlara karşı bilgilendirme çalışması yürütür. Kin, nefret, intikam içinde olmaz. İnsan, insanlıktan vazgeçmez. İnsanlıktan vazgeçerse, zalim olur. Her durum ve ortamda haklılığını, hukuku korumaya çalışır. Korkak, ürkek, haktan dönek olmaz. Başkaları için hep iyilik düşünür. Zalimlik içinde gâvurluk yapanlar içinde iyilik düşünür. Onlar için düşündüğü iyilik; onları kötülükten alıkoymaktır. Öfkeli hareket etmez. Sabırsız asla hareket etmez. Gösteriş için asla iş yapmaz. Sövmez, küfretmez. Asla yalan söylemez. Yalancıdan Müslüman olmaz. Tüm İslam dışı olanlar; yalancıdır. Zalimdir. Zulmederler.

Müslüman, dosdoğru, iyi, güzel, yararlı, olumlu düşünüp, davranmalı. Dosdoğru ve adaletli olmalı. Ağırbaşlı, alçak gönüllü, iyilik yapan olmalı. İyiliği en yakından başlayarak yapmalı. Başkaları hakkında olumlu düşünmeli. Usulü ile uyarmalı. Cesaretli ve bilgi ile pedagojik davranmalı. Çok çalışkan, girişken, atılımcı, atılgan olmalı. Uyuşuk, pısırık, tembel, miskin olmamalı. Fedakâr, cefakâr, yılmaz, bıkmaz, usanmaz olmalı. Güven veren olmalı. Güvenilir olmalı. Hoşgörü esas olmalı. Dengeli, ölçülü, hassas olmalı. Kaba - saba, hanzo, moloz, küfürbaz olmamalı.

“Müslümanlar kardeştir. İnsanlar karındaştır. Varlıklar insana emanettir. Hiç kimseye haksızlık asla yapmamalı.” Haksızlık yapandan, olgun mümin takva Müslüman olmaz. Başkalarının kusur ve hatalarını araştırmamalı. İfşa etmemeli. Ama politikacıların insanları aldatmalarının önüne geçmeli. Yalancıya inanılmaması sağlanmalı. Doğru ve gerçeklerin üstünü örtmeye, yalan ile insanları saptırmaya çalışanların önü kesilmeli. İnsanlar harama, günaha, suça düşürülmemeli.

Bugün bir PKK- KCK, PYD, YPG, PJAK, BARZANİ, TALABANİ, FETÖ, DHKP-C, DAEŞ gibi terör örgütleri ve siyasi uzantıları halkları aldatarak, kandırarak, kötülüğe, pisliğe sürüklemektedirler. Bunu gerçek yüzlerini gizleyerek, yapmaktadırlar. Okumalı. Hakkı hakikati bilmeli. Bilgili, bilinçli, perde arkasını görücü olmalı. Öyle mal gibi ağzı açıp, bakanlardan olmamalı. Zalime, katile, katliamcılara direkt ve dolaylı destek olmamalı. Dünya üzerinde 10 binden fazla terör örgütü, siyasi uzantısı siyasi partiler, dernekleri, vakıfları, meslek odaları vardır. Bunlar halkı hak yoldan saptırmak için çalışmaktadır. Bunlar her bilgiyi insanları aldatmak için kullanmaktadırlar. Bu alçak kahpe hainler tek şer merkezden yönetilmektedir.

Biz hak mümin hakiki bilge takva, vera Müslümanlar; ülkemizi, dünyayı her an izlemeliyiz. Gaflette, habersiz, hazırlıksız yakalanmamalıyız. İnsanlara sevgi, saygı, kibarlık, nezaket, zarafet ile fazilet değerlerini, ilmi, Müslümanlığı anlatmalıyız. Özveri, fedakârlık ile davranmalıyız. Sorumluluk sahibi olarak, ödev ve görevlerimizi eksiksiz yerine getirmeliyiz. Yardımlaşma, ekip çalışması yapmalıyız. Örgütlü, ekip- takım çalışmaları ile hayırlı işler yapmalıyız.

Yazılı ve sosyal medyayı takıp ediyorum. Her gün takipteyim. Bakıyorum; kendi pislikte, fosseptikte, kanalizasyon içinde boğazına kadar batmış, boğuluyor! Ama kenarda olan Müslümanlara oradan hala pislik atmaya devam ediyor! Yahu geberip, gidiyorsun! Kendini kurtarma çabası vermen gerekirken; sağlıklı, sağlam, temiz olanların eksikliklerini dile getiriyor. Onları da bozup, kendine benzetmeye çalışıyorsun.

 İnsan beşerdir. Şaşar. Hata, yanlış yapar, yapabilir. Yapıyor da! Ama eğer Müslüman ise, her gün, her an gelişme, yükselme, düzelme, iyileşme isteği ile hareket etmektedir. Etmelidir. Müslüman’ın iki günü birbirine eşit olamaz. Gelişmelidir. İyileşme sürekli sürdürülmelidir.  İnsanın olgunlaşması öyle bir günde, on günde, on yılda olmaz. Yaşantısı sürecinde gelişme, olgunlaşma, iyileşme halindedir. İnsan bilgisi, ilgisi, gayreti, azmi, iradesinin sağlamlılığı kadar iyileşir.

 “Sen, insanları bozmaya, sapıttırmaya çalış. Sonra insanlar doğru, dürüst, iyi değil de! Münafıkları, kâfirleri- ateistleri- gâvurları, müşrikleri, sapkınları, zalimleri anlamak kolay olmamaktadır.” Hiç doğru dürüst davranmamaktadırlar.

Önemli olan; hak, hukuk, hakkaniyet, doğruluk, din- iman, Allah, peygamber yoluna girmektir. Bu hak yola giren insan, her gün daha ilerler. İlerledikçe Allah’a yaklaşır. Allah cc. ve peygamberini dost edinir. Allah cc. ve peygamberde, mümini dost kabul eder. Sever ve sevilir. Müslüman en idealist, ideal insandır.

Hak yola giremeyen insan; batıl, küfür, sapkın, azgın, cehennem yoluna girer! Tövbe etmedikçe, bu yolda ilerler. İlerledikçe şeytanlaşır. Şeytanlaşmışları dost edinir. Sapıtmış, zalim, küfür ve batıl ehli olur. Helal, haram tanımaz. Haram, günah, suç işlemekte bir mahsur- özür görmez. Batıl, küfür dert edip, sakınmaz. Ahiret hayatına inanmadığı içinde, günah- haram işlemekte bir özür görmez. Böylece iki dünyasını mahveder. Bozuk insan, İslam düşmanlarına maddi, manevi her türlü desteği direkt, dolaylı verir. Yardım, yataklık ettiği içinde; Allah cc. katında olsun, devlet nezdinde olsun, suç, günah işlemiş olur.

Allah cc. Mümin süresi 60. Ayette buyuruyor: “ Bana dua edin. Sizlere icabet ( uyayım ) edeyim.”

Hadis: “ Dua, rahmet kapılarının anahtarıdır.”

Furkan süresi 77. Ayet: “ Duanız olmazsa, Rabbin, size ne diye değer versin?”

Hadis: “ Dua, ibadetin özü, hülasasıdır.”

Peygamberimiz mealen buyuruyor: “ Açıkta ve gizlide Allah’tan korkun. Adaletten ayrılmayın. Ekonomik ve orta yollu davranın. Akrabanız bile sizinle ilgiyi, ilişkiyi kesse, siz kesmeyin. Size haksızlık edene bile güzel davranın. Size haksızlık edenleri affedin. Sükût edin ve derinden düşünün. Zikredin. Dünyaya ibretle bakın.”

Zariyet süresi 56. Ayet: “ Ben, cini ve insanları sadece bana ibadet etsinler diye yarattım.”

“Bugün, 29.03.2019 Cuma günüdür. Gölcük Devlet Hastanesi’ne bir kardiyolog uzman doktora kontrole ve raporlu ilaçlarımın raporunu yenilemeye gittim. Hastaneye daha girmeden, bir kavganın, bağırmanın olduğunu işittim. Hastaneye girdim. Bağıran vatandaşı sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Özel güvenlikçilere neyin ne olduğunu sordum. Güvenlikçiler dedi ki: “Genç, annesini polikliniğe muayeneye getirmiş. Ancak yanlarına kimlik kartı olmadığı için, doktor muayene etmek istememiş. Genç de bağırmaya başlamış!”

Şimdi düşünelim: “ Hastaneye anne ve oğul kimliksiz geliyor. Muayene olmak istiyor. Doktor T.C. Numarasından girip, kimliğini tespit edebilirdi. Ama bu işlerde suiistimaller de çok olmaktadır. Başkasının T.C.’sini söyleyip, onun yerine muayene olanlar oluyor. Hastaneye gitmeden önce evde hazırlık yapılmalı. Poliklinikte kimlik bakılıyor. Ama acil bölümde, acil gelene kimlik yoksa tedavi yapılıyor.

Benim gibi doktorlara abone olmuş isen, kimlik sormaya gerek duyulmayabiliniyor. Sadece T.C numarası sorulabiliyor. Burada iletişimsizliğin, diyalogsuzluğun, hanzoluğun zırıltısı olmuş. Eğitim ve nezaket olmasa, işler soruna dönüşür. Çözülmez. Bağıran annesini aldı. Hastaneden ayrıldı. Pek acil durumları da yoktu.”

“Ben, muayene sıramı beklerken, hastane koridorlarında dolaşırken, bir öğrenci kız gördüm. Kitap okuyordu. Okuduğu kitabın adı: “ Adolf Hitler!” Çok kalın bir kitaptı. Sanırım 600- 700 sayfa vardı. Merhaba deyip, ne okuduğunu sordum. Adolf Hitler’in hayatını okuyorum, dedi. O kişiyi tanıyor musun? Dedim. Diktatördü, dedi. Ne yaptı, dedim. Yahudileri ve Çingeneleri astı, kesti, fırınlarda yaktı, dedi. İyi mi yaptı? Dedim. Ben diktatörleri seviyorum. Musolini’yi de seviyorum, dedi. Ya başka, dedim. Atatürk de diktatör olduğu için seviyorum, dedi.

 Allah, insanları diktatörler katletsin, öldürsün, yaksın, kessin, diye yaratmadığını anlattım. Ona diktatörlüğün iyi bir durum olmadığını söyledim. Diktatör demek; hakka, hukuka, doğruluğa, adalete, hakkaniyete, insan ve varlık haklarına saygısı olmayan, demektir. Adolf Hitler sadece Yahudi ve Çingeneleri değil, tüm dünya insanlığını katletmeyi hedeflemişti. Psikomanyak bir ruh hastası manyaktı. İntihar etti. İnsan, İslam, Müslüman olmalı. Peygamberimiz gibi herkesin hak hukukuna saygı göstermeli, dedim.

Adını sordum. Adım; “Marıya” dedi. Ama göbek adım, dedi. Resmi adım; “Hatice” dedi. Türk olup, olmadığını sordum. Türk’üm, Müslüman’ım dedi. Ama adını yabancı vermişlerdi. Annem verdi ama Nüfusta yabancı ad diye yazmadılar. Teyzemde “Hatice” yazdırdı, dedi. Okulunu sordum. Meslek lisesi son sınıf okuduğunu, üniversite sınavlarına hazırlandığını, iki yıllık spor okulunu bitirdikten sonra polis olmak istediğini söyledi.

Hatice,  dini kitap okur musunuz, dedim. Tabii ben Müslüman’ım. Allah’ı ve peygamberimi çok seviyorum. Okurum, dedi. Bende kitaplığımdan 10 tane, dini temel bilgiler kitaplarından 10 tane seçtim. Kargo ile 10 liraya Gölcük’e gönderdim. Ben hiçbir olumsuza kayıtsız, ilgisiz kalmam. Gereğini böylece yaptım. İnşallah devamı da gelir.”

 ( Altı ay önce İlçemiz kültür merkezinde bir meslek lisesi, “bilim ve teknik sergisi” açmıştı. Orada bir sergide, Oğuz Türk Boylarından 24 tanesinin adı yazılmıştı. Bir soy adı yanlış harf ile yazılmıştı. Söyledim. Söyleyince, Bayan Tarih Öğretmeni ile muhatap olduk. Söz ilerleyince, şöyle dedi: “ Ben, Atatürk faşist, İsmet İnönü komünist olduğu için çok seviyorum.” Bende; faşist ve komünistler, diktatör olduğu için sevmem, demiştim.)

Bilgiyi, ilmi, bilimi, sanatı, kültürü, dini- imanı, yararlı olan değerleri bırakıp; saçma sapan, abuk sabuk, sersemce felsefe laflarını yol, yöntem edinmek, doğru bir davranış değildir. İmanın esaslarını, İslam’ın hükümlerini öğrenmeden, saçma sapan, bozuk felsefi akımları, insan yaratılışına zıt ideolojik akımları beyne doldurmak, akıl işi değildir. Saçmalığı yaşam tarzı edinmek; akıllı, bilgili insanın işlerinden olmamaktadır. Elli taneden fazla felsefi akımı bilirim. Var olan ideolojileri bilirim. Zaten insanlara uygulanmaktadır. İnsanlara iç huzuru, insan rahatlığı, kolaylığı, mutluluğu getirmemiştir. Çünkü bunlar insan doğasına aykırı düşüncesizliklerdir. Saçmalıklardır. Sapkın, azgınların uydurmalarıdır.

Akıllı, zeki, ileri görüşlü insan hiç Allah’ın sözünü, iradesinin tecellisini bırakıp da, o sefih, zavallı, aklı kıt insanların hak hakikat düşmanı görüşlerini kendine yol, yöntem edinir mi? En doğruyu sadece ve ancak Allah cc. söylüyor. En iyiyi, güzeli, doğruyu ancak tam anlamı ile peygamberimiz yaşıyor.

Müslüman kişiler felsefe yapmışlar. Ama daha çok batılıların felsefi görüşlerine yanıt vermişler. Felsefe içinde sosyal, siyasi, kültürel, matematik, mantık, fen, doğa ilimlerini de işlemişler. Öyle felsefeyi batılılar gibi saçma sapan, hak hakikat inkârı amaçlı kullanmamışlar.

Batılılar, İslam dünyasındaki tasavvuf âlimlerini, söz ve yazılarını felsefe sanmış. Feylesof = filozof diye anlatıp, yorumlamış. Bu görüşlere İslam felsefesi adını verenler olmuş. Bazı kişilerde felsefe yapmışlar. Ama bunların çoğu İslam dini inancı dışına da çıkmıştır. Kur’an, sünnet = İslam dini dışına çıkıp, doğru bilgi sunacağını düşünenler, aldanmıştır. İslam dinini merkeze almadan, doğru bilgi sunmak mümkün değildir. Günümüzde böyle yapanların hep saçmaladığını, saçma sapan, abuk sabuk laflar ettiğini görüyoruz. Kur’ân ve sünneti esas almadan, sadece Kur’ân merkezli konuştuğunu düşünenlerde, aptal manyak serseri sersemler gibi saçmalamaktadır. İşte buradan 72 sapkın fırka çıkmaktadır.

Batıda Hıristiyan kültürü almamış pek çok felsefeci, ateist- dinsiz imansız materyalist komünist, solcu olmuştur. Materyalistler, İslam dini dâhil hiçbir dine, inanışa inanmazlar. Kendi dinsizliklerini din- inanış olarak kabul etmektedirler. Karl Marks ve Hegel’in ve de yoldaşlarının dini anlayışları yoktur. Dini inkâr ederler. Kendi dinsizliklerini zorla, baskı ile yıkım ile dayatırlar.

Materyalizm- maddeciler, din kabul etmezler. Komünist olan 50 taneden fazla ülkede dini mabetler yıkılmıştır. Büyük ölçüde yıkılmıştır. Yıkılmayanların halka dini hizmet vermeleri engellenmiştir. Yıkılmayanlar, başka amaçlar için kullanılmıştır. “Bunlar dünyanın, insanın, varlığın yaratıcısı olan Allah’ı kabul etmezler.” Her varlık çok önceden beri vardı, derler. Tabiat- doğa kendi kendini yarattı, derler. 5 N1 K olarak derinlemesine sorgulamazlar. Her dedikleri ile düşüncesiz, akılsız, geri zekâlı, derinlemesine düşünmeyen, gerçek ve doğruları saptıran, çarpıtandırlar.

Materyalistler, evrimcidir. Devrimcidir. Yıkıcıdır. Kan ile ihtilal yapmayı hedeflemişlerdir. Evrim ile varlıklar oluşmuştur, derler!

Şempanze maymunundan insanın evrim geçirerek olduğunu söylerler.

Sürüngenlerin evrim geçirerek, kuşların olduğunu söylerler. Oysa varlıkta gen, DNA değişimi olmaz. Olursa, ortaya ölçülü, dengeli, tartılı, hassas, güzel, iyi bir varlık çıkmaz. Gen, DNA değişimi bir hastalıktır.

Diyalektik materyalizm ve uzantısı saçma sapan görüşler daha çok Siyonist sapkın azgın Yahudilerin, insanlığı bozmak için uydurdukları, kurguladıkları saçmalıklardır. Çelişkilerle doludur. Yalan, yanlış, hata bilerek yapılmaktadır. Bir hain, düşmanca tutumun sonucudur. İçinde ilim, bilim, bilgi, dini gerçekler yoktur.

Bendeniz, komünizmin 50’den fazla ülkede rejim olarak uygulanışını gördüm. O ülkelerin bazılarında yaşadım. İnsanları, insanlıklarından geçirmişler! Tıp, ilim, bilim, sanat, teknik, teknoloji daha da ilerleyince, bunların ne aptal sersem manyak hain oldukları daha iyi akıllı insanlar tarafından anlaşılmaktadır.

“Kuantum fiziği” ve “İzafiyet- Relativite” alanındaki gelişmeler, materyalist felsefenin manyakça olduğunu daha açık ortaya koymaktadır. Hala materyalizme, ideolojik sapık akımlara, sapkın ideolojik rejimlere inanan birçok aklı ve ilmi kıt insan vardır. Var olacaktır!

Bizler, birey, anne, baba, dede, nine, büyükbaba, büyükanne, ağabey, akraba, mümin olarak; görev, ödev, yükümlülük, sorumluluklarımızı eksiksiz öğrenip, harfiyen yerine getirmeliyiz. Anarşi, şiddet, terör, fitne, fesat- bozgunculuk, nifak- ayrımcılık, bölücülük, haram, günah, suç içinde olup; insanlıktan çıkmamalıyız. İnsanlıktan çıkmama sadece ve ancak İslam ve ilim içinde bilgi ve bilinçle yaşama ile olur. Bugün İslam yaşantısı olmayanlar, insanlıklarını kökten kaybetmişlerdir. Hak yolda, Allah cc. ve peygamberinin yolunda, ilim yolunda değillerdir. Kör ve azgın nefislerine uyarak, şeytanca yaşamaktadırlar. Doğru ve gerçek düşmanlığı yapmaktadırlar. Değer yargılarının düşmanıdırlar.

İslam olmayanlar, bencildir, egoisttir, sadisttir, hodkâmdır, zalimdir, sapkındır, batıl ve küfür içinde iki dünyalarını perişan etmektedirler! Kendi için istediği iyiliği başkaları için istememektedirler. Kötülüğü teşvik etmekte, iyilikleri, iyileri, iyi insanları yok etme çalışması yürütmektedirler. Çıkarcıdırlar. Menfaatçidirler. Hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, hakkaniyet, hayâ, edep, güzel ahlakı yok etmeyi hedeflemektedirler. Müslümanlar yapar, o alçak hainler bozar ve yıkarlar.

“Müslümanlar bu kötülükler karşısında, bir binanın tuğlaları, betonu gibi birbirine bağlı, sımsıkı bağlı olmalı. Toprak gibi ufalanıp, dağılmamalı. Batıla, küfre, sapıklığa, sapkınlığa direkt ve dolaylı destek olanlar; onlar gibi suçlu, haram işlemiş, günahkârdır. İnsanlar şer odaklarına destek olmazsa, onlar kötülük, çirkinlik, yanlış, suç işleyemezler.”

Müslüman; batıl, küfür olan sapkın felsefe, dinsiz imansız ideoloji, ırkçılık yapan adi olamaz. Müslüman, akıllı, zeki, bilgili, bilgin, bilgedir. Böyle olmalıdır. Müslüman sağlığına dikkat eder. Hastalandığında en iyi şekilde iyileşme çalışması yapar. Boz zamanı çok iyi en iyi şekilde değerlendirir. Yaşlanmadan önce tüm görevlerini yapar. Hasta olmadan önce her ödevini bitirir. Dünyaya hayırlı eser- yapıt bırakmak için çalışır. Zamanını insanlık ve İslam için en doğru şekilde kullanır. Ölüm gelmeden önce dini ve dünyevi tüm görevini tamamlamış olur. Ölüm geldiğinde pişmanlık beş para etmez.

Müslüman ya hakkı söyler. Ya da haksız asla konuşmaz. Yalan söylemez. Yalancılar Müslüman olmaz, olamaz. Çünkü tüm hakkı, hakikati, doğru ve gerçekleri yalanlarlar. Müslüman batıl, küfür karşısında ilgisiz kalmaz. En olumlu şekilde engellemeye çalışır. Her şeyin en güzel, iyi, yararlı olmasına çalışır. Bendeniz, her şeyde eksik gördüğüme usulünce müdahale ediyorum. Tepki gördüğümde pek olmuyor. İşi bilmeli. Bilgili, ilgili olmalı. Nazik, nezaketli, kibar, zarif, ince, narin, naif olmalı. İncitmeden, kırmadan, gereğini yapmalı. Her işin edebini, adabını, usulünü, kaide ve kuralını bilerek yapmalı. Dünya ve ahiret huzur ve mutluluğu için ne gerekiyorsa, öğrenip, eksiksiz yapar.

“Müslüman, ideal ve idealist en mükemmel insandır. Allah’a karşı görev ve sorumluluklarını samimiyetle büyük bir gayretle yerine getirirken, Allah’ın yarattığı kullara karşı ödev ve yükümlülüklerini de harfiyen yerine getirir. Başıboş, sallabaş asla olmaz. İnsan, kul hakkına özenle azami ölçütlerde dikkat eder. Kul hak ve hukukuna girmez.

Müslüman, İslam ahlakı ve etik değerlere uyar. Hiçbir konuda sorumsuz, duyarsız, ilgisiz olmaz. Bireyin, toplumun, devletin- kamunun hak ve hukukunu yemez. Bir düşünelim. Bir insan kamu malına zarar verse, çalsa, hırsızlık etse, gelmiş geçmiş kaç kişinin hak ve hukukunu yemiş olur, bir düşünelim!  Haram yemiş. Günaha girmiş. Toplum bireylerine karşı borçlu olmuştur? Hele dünyayı kirletenler tüm gelecek olan varlıklarında hakkına girmiştir! Bunu dünya ve ahirette nasıl ödeyecek?

Çin’de, Hindistan’da, Türkiye’de hak yiyen insanı düşünün. Kurala uymayanı, hakka hukuku tecavüz edeni bir düşünün! Bu hakkı ödemeden cennete giremez. Hakkı ödese, kendinde sevap, ecir kalmaz! Kamu malına hainlik etmek çok büyük günahtır. Allah cc. helal, temiz, tayyip, meşru, mubah olanları helal, diğerlerini haram kılmıştır. Haksızlık etmemeli. Haram ve günaha girmemeli. Akıllı insan; haram, günah, suç işlemez. Aklımızı başımıza alıp, doğru dürüst helal davranmalı ve de yaşamalı. Harama, günaha düşmemeli.

Çevreye, doğaya zarar vermek, kirletmek, tahrip etmek tüm var olan varlıkları ilgilendirdiği gibi gelecek varlıklarında hak hukukları çiğnenmiş olmaktadır. Bu hak hukukun altından kalkınamaz. Bunun için akıllı insan düşüncesiz, anormal, dengesiz, ölçüsüz iş yapmamalı. Akıllı, zekice, ilmi yaşama azmi mutlaka sürdürülmelidir. Başka kurtuluş yolu yoktur.

Avrupa’da 44 milyon Müslüman vardır. ABD’DE ise 5 milyon Müslüman vardır. İngiltere halkının %7’sinin Müslüman olduğunu biliyoruz. Ama bu Müslümanların bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi gerekir. İslam dinini bir bütün olarak en güzel ahlak ile yaşaması düzeyine çıkarılmalı. En güzel örnek olarak, çevresine etkili olmasını sağlanmalı. Ölçülü, bilgili, ahlaklı davranış sergilemesine çalışmalı.

(“Sağlıklı Olma ve Bağımlılıktan Kurtulmak İçin; Akıl, bilgi, vücut sağlığı, sağlıklı olmalı. Beden sağlığını korumalı. Hastalandığımızda bilgi ile bilinç ile en güzel şekilde tedavi olmalı. Kalp ve damar hastalıklarına yol açan davranışlardan sakınmalı. İnmeye neden olan durum içine girmemeli. Tansiyon ölçer aleti yanımızda olmalı. Şeker ölçer aleti yanımızda olmalı. Bu hastalıklara ait tüm ilaçları yanımızda, çantamızda tutmalı. Kronik böbrek hastası olmamak için ne yapacağımız bilmeli. Şeker hastalığı tüm organları bozar. Bu durumu unutmamalı.

Şeker hastalığı sağlıksız olmak için en büyük nedendir. Kan basıncını yükseltir. Organları, kalp, damar, göz ve diğer organları iflas ettirir! Kan yağlarını şeker artırır. Kalp ve damar hastalıklarına yol açar. Karaciğer yağlanmasına sebep olur. Kronik böbrek hastalığına neden olur.

Aşırı tuz kullanmamalı. Kalın tuz kullanmalı. Tuz tansiyonu yükseltir. Kalp ve damar hastalıklarına yol açar. Böbrekleri bozar, bazı kanser türlerini tetikler.

Sigara içmemeli. Sigara 26 çeşit kanser hastalığını ortaya çıkarır. Kalp ve damar hastalığı, akciğer hastalıkları, tansiyon hastalığı, böbrek bozma, erken yaşlanma, böbrek rahatsızlığı ve pek çok hastalığa neden olur. Ömrü kısaltır. Hayatı bozar. Sağlığı olumsuz etkiler.

Yeterli, ölçülü, dengeli, doğal, helal, sağlıklı, taze, zararsız besinler yemeli, içmeliyiz. Düzenli eksersiz yapmalıyız. Sağlıklı helal taze beslenmeliyiz. Bağımlılık yapan madde asla kullanmamalıyız. Kötü ve zararlı alışkanlıklar edinmemeliyiz. Alkol almamalıyız. Her konuda bilgili, bilinçli, irademize sahip olmalıyız.

Alkol tüm kötülüklerin anasıdır. Sigara içer, bira içer, alkol alır, bağımlılık yapan madde kullanır. Kumar, şans oyunu oynar. Hayatı artık zararlı hale getirir. Bu bağımlılık yapan maddeler; iradeyi, aklı, bedeni zayıflatır. Kontrol kaybı yaşar. “Birini kullanan insani, diğerlerini de kullanmaya açık olur.” Halk nezdinde kötü olarak tanınır. Güvenilmez, güven vermez. Beden ve ruh sağlığı bozuk olur. Toplum içinde saygınlığını yitirir.

Dünyada 2 milyar kişi alkol kullanmaktadır. Yanı 7,5 milyar insandan 2 milyarı, yaklaşık yetişkinlerin yarısı alkol kullanmaktadır. 76 milyon insan alkol bağımlısıdır. 2 milyon insan alkolün verdiği hastalıktan ölmektedir. Alkol ve bağımlılık yapan maddelerin akıl, zekâ, sağlık, ruh sağlığı açısından hiçbir yararı yoktur. Haramdır. Haramdan, zararlıdan yarar gelmez. İnsan kendini alkol, sigara, bağımlılık yapan madde ve alışkanlıklardan mutlaka korunmayı öğrenmeli. Aklına, iradesine sahip olmalı.

“Alkolikler, bağımlılık yapan maddeleri övebilir. Ancak bunların hepsi yalan, yanlış, uydurma, aldatmacadır. Kendilerine yandaş, yoldaş, yararlanacak arkadaş aramaktadırlar. Bağımlı olanlar hep başkalarını kandırmaya çalışırlar.” Bu maddeleri satanlar, daha çok mafya ve terör örgütleridir. Dünyada sadece sigaranın oluşturduğu hastalıklardan her yıl 4,9 milyon kişi ölmektedir. Yanı günde 13 bin kişi ölmektedir. Bağımlılık yapan maddelerin hepsinde bağımlılık yapan madde vardır. Başlayan kolay bırakamaz. Tedavi olmalı. Tedavi ile bile kurtulamayanlar vardır.

Bağımlılık yapan madde kullananların hepsi hastadır. Hasta adayıdır. Sağlıklı değildir. Vücut performansı, dayanıklılığı, gücü, kuvveti, kondisyonu düşüktür. Sporcu olmaz. Sporda başarılı olamaz.  Düşman kovalasa kaçamaz! Düşmanı kovalayamaz.

Bağımlılık deyince sadece akla sigara gelmemeli. Alkol, uyuşturucu, haplar, bağımlılık yapan yüzlerce madde, teknoloji bağımlılığı, davranış bozukluğu derken; hepsi bağımlılıktır. İnsan bağımlı olunca kendini kontrol edemez. Zamanı yararsız, zararlı durumlarda kullanır. Beden sağlığı zarar görür. Dikkati bozulur. Fakirleşir. Yoksul olur. Haklarını kullanamaz. Psikolojisi bozuk olur. Yalan söyler. Duygu, düşünceleri bozulur. Ahlak, etik kurallara pek uymaz. Çatışma çıkarır. İşlevi bozulur. Uyku düzeni bozuk olur. Yemek düzeni bozulur.”)

31 Mart 2019 Pazar günü ülkemizde yerel Seçim yapıldı. Cumhur ittifakı yaklaşık %52 oy aldı. Millet ittifakı %37 oy aldı. Millet ittifakına diğerleri zillet, illet ittifakı diyordu. Öylede oldu. Çünkü seçimde sahtecilik, usulsüzlük, hile, oyları yazmama gibi pek çok yasa dışı, haksız, hukuksuz, kanunsuz işler yaptılar. Pek çok İlde ve ilçede seçime itiraz yapıldı. Bu konuda değerlendirme yazımı ancak 15 Nisan gününden sonra yazabilirim. Yazdıklarımın doğru olması için YSK kararları beklenilmeli.

Eğer doğru dürüst birey, akıllı, ahlaklı bir toplum yetiştirememiş iseniz, o ülkede doğru dürüst adil iş yapmak mümkün olmaz. “Şimdiye kadarda medyada oylar çalındı. Çöpe atıldı, denirdi. Bu da gösterdi ki; oyları çalanlar, hile yapanlar, çok bağırarak ön alıyor. Karşı tarafı yavuz hırsız örneği bastırıyorlardı. Ama şimdi hile çok açık, hırslı, kinli, nefretli, gözü kararmış şekilde yapıldığı için hemen açığa çıktı.

Müslüman kişi imanlı, İslam yaşantılı, en güzel ahlaklı olduğu için böyle alavere dalavere işlere başvurmaz. Başvurmamalı. Vurursa, yaptığı ibadetinde önemi, değeri, kıymeti, makbullüğü kalmaz. Zaten samimi, bilgili, bilinçli, doğru, dürüst, adil, güzel ahlak sahibi Müslüman; böyle sahteciliğin, sahtekârlığın içinde olmaz. Olmamalıdır. Her zaman emek ve alın teri karşılığına razı olmalı. Her haksızlığın dünyada karşılığı olduğu gibi; kıyamet, ahiret, hesap, mizan, cehennemde de karşılığı vardır. Bunu bilen Müslüman, Kur’ân ve sünnet merkezli, hak hukuklu görev yapar. Müslüman, Allah’ın ve peygamberinin hükümlerine uygun davranır. Çalışır, helalinden kazanır. Kazandığına kanı gelir.

Hak, hukuk, doğruluk, adalet; insana, özellikle Müslüman’a emanettir. Herkesin hak hukukunu korumakla görevlidir. Suça, kötülüğe, yanlışa yol vermez. Neden olmaz. Yol açmaz. İyiliği yayar. Kötülüğü önler. İnsanların ve toplumların güvende huzur ve mutluluk içinde yaşamasına çalışır. Herkesin her türlü hak, hukukunu korur. Düşmanına, en zalim gâvura bile asla haksızlık, zalimlik, adaletsizlik, yanlış yapmaz, yapmamalıdır.

Dünyadaki her türlü mazluma sahip çıkar. Dünyada 400 milyon yetim vardır. Bunları sahiplenir. Her türlü tehlikelerden korur. Mazlumların, masumların, kimsesizlerin sahibi olur. Allah’ın emir ve yasaklarını harfiyen uygular. Hayatı peygamberimiz gibi en güzel şekilde yaşar, yaşatır. Müslüman birey, toplum, devlet; bilgilidir. Bilinçlidir. Davasına bağlıdır. Samimidir. Sabırlıdır. Zekidir. Akıllıdır. Dolduruşa gelmez. Hakkını, hakla hukukla adaletle sabırla ilgi ile bilgili ile arar. Kimseye hak hukukunu çiğnetmez. Anarşi, şiddet, terör, aşırılık, gerilik, akılsızlık, kışkırtma, batıl ve küfür işleri yapmaz. İleri görüşlü, önlemli, tedbirli, hukuklu davranır. Zalimlere hiçbir konuda, alanda benzemez. O, Allah’ın iradesi, peygamberimizin hadis ve sünnetleri ile ilmi yaşar.