İlahi bir din olan, Allah cc. Katında yegâne hak din olan, İslam dini, ilahi bir dindir. İnsan yaratılışına uygundur.

İlahi bir din olan, Allah cc. Katında yegâne hak din olan, İslam dini, ilahi bir dindir. İnsan yaratılışına uygundur. Aklın rahatlıkla anlayacağı; insaflı, vicdanlı bir dindir. İnsanlara kolaylık, iyilik, güzellik, yararlılık, doğruluk, dürüstlük, insanlık sunar. İslam dini sade, anlaşılır, yalın bir dindir. İman, ibadet, ahlak, muamelatta çok dosdoğru ve adil bir dindir. İslam dini; bireyi, aileyi, toplumu, insanları, doğayı, dünyayı, evreni; insanlarla bağ kurdurur. İslam dinin İlke ve kuralları ideal ve ilahidir. En son ve mükemmel- yetkin dindir. Allah’a teslim olayı, Kur’an ve peygambere sas. Uymayı emreder. Barış, esenlik, kurtuluş sağlar. İnsan, İslam dini yaşantısı ile huzur ve mutluluk bulur.

İslam dinini, Kur’ân’ı bizlere bildiren, peygamberimiz Hazreti Muhammet’tir. Kendine selam ve rahmet olsun. İslam en son ve en yetkin ilahi hak dindir. İslam dini, insan yaratılışına uygun bildirilmiştir. İslam dini bütünüyle yaşanırsa, dini bütün Müslüman olunur. İslam dininin yaşanması çok kolaydır. Rahatlık, kolaylık, esenlik, başarı sağlatır. İslam dini eksiksiz, yanlışsız, hatasız bir hak dindir.

İslam dininin; iman şartlarını, İslam şartlarını eksiksiz öğrenip, yaşam tarzı yapmalıyız. Farz, vacip, sünnet, müstehab, mubah, haram, günah, mekruh, israf, müfsit, sevap kavramlarını öğrenip; emredilen şekilde yapmalı veya yapmamalıyız.

Âlemlerin Rabbi Yüce Allah cc. ayet-i kerimede, Yüce Rabbimiz; akıl, zekâ sahibi müminleri şöyle tanıtıyor: “Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken Allah’ı zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılışını tefekkür eder, derinden düşünürler…”

Bir hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (sas) şöyle buyuruyor: “Rabbini zikreden ile zikretmeyenin durumu, diri ile ölünün durumu gibidir.” 

Zikir, Rabbimize kulluğumuzun ve Hakk’a bağlılığımızın ifadesidir. Manevî berekete açılan kapıdır. Gönüllerin huzur kaynağıdır. Kalbimizin gıdası, derdimizin devasıdır. Zikir, Rabbimizin her zaman ve her yerde bizi gördüğünü, işittiğini ve koruduğunu unutmamaktır. Bizler, Rabbimizin rahmet ve yardımına zikirle kavuşuruz. O’nun muhabbetine zikirle kavuşuruz. Gafletten zikirle uyanır, kuruntulardan zikirle kurtuluruz. Dünya ve ahiret esenliğine zikirle ulaşırız.

Mümin, kalbini zikirle Rabbine açar. Siz beni anın ki, ben de sizi anayım.”  ayetine bütün benliğiyle icabet eder. Zikirle Allah’ın varlığını, birliğini ve kudretini tefekkür- derinden düşünür. Rabbinin gözetiminde olduğu bilinciyle bir ömür sürer. Her daim iyiliklere ulaşmanın kötülüklerden uzaklaşmanın gayretinde olur.

Müminin gönlü zikirle ferahlar. “Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ı zikretmekle huzura kavuşur.”  ayeti gereğince müminin ruhu zikirle huzura erer. Yuvası zikirle huzura kavuşur.

Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Ey iman edenler! Allah’ı çokça zikredin. Ve O’nu sabah akşam tesbih edin.”  Bu ayeti kendine düstur edinen, Peygamber Efendimiz (sas), her işine Allah’ın adıyla başlardı. Elbisesini giyerken, evine girerken, evinden çıkarken, bineğine binerken, Allah’ı anardı. Yemeğe başlarken, besmele çeker, sonunda da elhamdülillah derdi. Uyumadan önce de uyandıktan sonra da Allah’ı zikrederdi.

Zikir, Allah’ı zihinde tutmak, dil ile belirli kelimeleri tekrar etmekle birlikte; söz, tutum ve davranışlarımızla Allah’ın rızasını kazanma çabasıdır. Nefsimizi ıslah etme, iyilik ve hayır yolunda olma, huzur ve mutluluğa ulaşma gayretidir. Zikrin gerçek anlamını idrak eden bir mümin, Kur’an ve sünnete uygun bir hayat sürer. Kardeşlik hukukunu korur. Toplumda birlik ve beraberliği pekiştirmek için çaba gösterir. Zikri kendine şiar edinen bir mümin, yaratılış gayesini unutmaz. Hak duyarlılığını kaybetmez.

Yüce Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de bizleri şöyle uyarmaktadır: “Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız sizi, Allah’ı zikretmekten alıkoymasın.” 

Bu ayet-i kerime rızkımızı kazanırken, işimizi yaparken, sorumluluklarımızı yerine getirirken, her an Allah’ı hatırlamamız gerektiğini bizlere emrediyor. Varlıkta ve yoklukta, rahatlıkta ve zorlukta Rabbimize kulluk etmeye,  O’nu anmaya ve O’ndan yardım istemeye bizleri çağırıyor.

Yüce Rabbimizin rızasını, yardımını ve affını umarak her daim O’nu zikredelim. Esmâ-i Hüsna’sından, güzel isimlerinden olan ya Allah, ya Rahman, ya Rahîm, ya Selâm isimlerini dilimize tesbih ederek zikrimizi yapalım. Zikrin en büyüğü olan namazlarımızı ihmal etmeyelim. Bir ismi de “Zikir” olan Kur’an-ı Kerim’i okuyalım, anlayalım ve yaşayalım.

Peygamberimiz Hazreti Muhammed sas. Şöyle buyuruyor:  “Allah’ım! Sana şükretmek, seni zikretmek ve sana güzelce ibadet etmekte bize yardım et.”

Bir insan iman etmekle Müslüman olur. İman etmekle Salih amel, Kur’ân ’da birlikte kullanılır. Yanı iman etmiş Müslüman, Salih amel etmek durumunda olmalıdır. Salih amel- Ameli salih demek; “iyi, güzel, doğru, dürüst davranış,” demektir.

Allah cc. Asr Suresi 1-3. Ayetlerde salih amel işleyenlerin; zarar- ziyan içinde olmayacağını buyurmaktadır.

Müslüman, maddi, manevi anlamda temiz, tertemiz olmalıdır. İslam dinin özü; temizliktir. Kendini tüm kirden, kötülüklerden, çirkinliklerden, yalan ve yanlıştan arındırmalıdır.

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Temizlik imandandır.”

Kalp ve akıl temizliği, beden- vücut temizliği, yiyecek, içecek, giyecek temizliği, çevre temizliği mutlaka ama muhakkak olmalı. Doğruluktan ayrılmamalı. Dürüst olmalı. Sözünde durmalı. Allah cc. Çok temizlenenleri sever. Bunu Bakara suresi, 222. Ayette anlatmakta, söylemektedir.

Müslüman çok tövbe etmeli. Dua etmeli. Zikretmeli. Hakça ibadet yapmalı. Şükretmeli. Hamt etmeli. İyilik yapmalı. Yardım etmeli. Hizmet etmeli. Güzel davranmalı. Kötülükten, haramdan sakınmalı. Sabretmeli. Sabırlı olmalı. Derinden hakça düşünmeli. Bozguncu olmamalı. Bozuk olmamalı. Kibirli, böbürlenen olmamalı. Nankör olmamalı. Aç göz olmamalı. Haddi, sınırları aşmamalı. Hain olmamalı. Hakkı hakikati inkâr etmemeli. Savurgan olmamalı. Zalim olmamalı.

Müslüman insan; olgun, yararlı, iyi, güzel, dürüst, iyilik eden ve binlerce güzel sıfatı bulunan, harika ve de harikulade insandır. Ülkemizde de daha çok yararlı olanlar, bu tip insanlardır. Diğerleri 200 yıldan beri çok büyük zararlar, ziyanlar vermektedir.

Müslüman dosdoğru, dürüst, iyi, güzel, yararlı, adaletli, ağırbaşlı, alçak gönüllü, iyilik yapandır. Barışçıdır. Affedici, bağışlayıcıdır. Cesurdur, cesaretlidir. Akılla, zekâyla, doğru bilgilerle hareket eder. Sevgi, saygı, hoşgörü doludur. Müslüman cömerttir. Stratejik toplam kalite ile en verimli şekilde hareket eder. Dosttur, candır, canandır. Fedakâr, cefakâr, özverilidir. Başkalarına güven verir. Aldanmaz ve aldatmaz. Dengeli, ölçülü, dinimiz ve bilim ile davranır. Kardeşlik, dostluk ilkelerine bağlıdır. Konukseverdir. Nezaketli, zarafetli, ince, kibar, efendidir. Selamlaşmayı alışkanlık etmiştir. Sorumludur. Görevini, ödevini, yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirir. Şükreder, hamt eder, teşekkür eder. Yardımlaşma, dayanışma, paylaşma yapar.

Müslüman, Kur’an ve sünneti, bilimsel anlayışla yaşamayı hedefler, gaye eder, amaçlar. Öyle yarım yamalak, eksik, yarım, noksan bir gaye içinde asla olmaz. İslam dinini bir bütün olarak yaşamayı hedefler. Yapabildiğini yapar. Ama eksik yapma, yarım yapma amacı ile yola çıkmaz. Müslümanlık bir bütündür. Bir bütün olarak yaşama azminde olunur.

Müslüman, öncelikle yalan söylemez. İftira atmaz. Gerçekleri yalanlamaz. Doğruya yanlış demez. Böyle bir tip, Müslüman tipi hiç olamaz. Müslüman, aslı ile esası ile içeriği, özü, içi ve dışı ile İslam özellikli, nitelikli, nicelikli olmalıdır. Müslüman, öncelikle merhametli, acıyan, şefkatli, müşfik olmalı. Açgözlü, doymak bilmez, kanatsız olmamalı. Başkalarını anlamaz, bilmez görmemeli. Hor- hakir katiyen görmemeli. Aldatan, aldanan olmamalı. Uyanık, dikkatli, yasalara uygun davranmalı. İşlerini kayıtlı yapmalı. Resmi yapmalı. Kanunu işlem yapmalı. Noter ve avukat kullanmalı. Arabozucu, fitneci, fesatçı, nifakçı olmamalı. Bencil, cahil cühela, cimri, pinti gibi olumsuz, kötü sıfatlı kesinlikle olmamalı.

 Zararlı, kötü alışkanlıklar edinmemeli. Dedikodu, gıybet, emanete hainlik eden, hakaret eden, sabırsız davranan asla ve kat’a olmamalı. Hırsız, yolsuz, çalan, rüşvet alıp- veren olmamalı. Hileci, sahteci, sahtekâr, iki yüz yüzlü olmamalı. Haram, günah işlememeli. Devletin suç saydığı davranışlarda bulunmamalı. İnatçı, israfçı, kaba saba, moloz olmamalı. Kıskanç, çekemez, kibirli de olmamalı. Kin, nefret, intikam duygusu ile hareket etmemeli. Korkak, çekingen olmamalı. Cesur, cesaretli olmalı. Küskün, dargın durmamalı. Lakap takmamalı. Öfke ile kızgınlıkla hareket etmemeli. Böyle davrananlar, pişmanlığın fayda etmediği bir suç işlemiştir. Kendi ve başkaları zorda kalmıştır.

Allah’ın yapılmasını emrettiği farz olan ibadetleri, hal ve hareketleri eksiksiz yapmalı. Yapmamanın haram- günah olduğunu aklından bir dakika bile çıkarmamalı. Ayrıca Allah’ın haram kıldığı, yasakladığı davranışları da katiyen yapmamalı. Haram işlemek de, insanın iki âlemde mahvolmasına neden olur, sebep olur. Bunu da aklından bir dakika asla çıkarmamalı. Akılsız, beyinsiz hareket etmemeli. Aklı, zekâyı, kalbi, beyni, ruhu, duyu organlarını, vücut organ ve bölümlerini hak ve hakikat yolunda kullanmalı. Bu bir kurtuluş olur.