Kur’an-ı Kerim bir hayat- yaşama kitabıdır. Yüce Allah’ın emirlerini, yasaklarını, öğütlerini, bilgisini, sözlerini içerir.

Peygamberimiz sav. De bize Allah’ın hak dinini; inançta, ibadette, güzel ahlakta, muamelatta nasıl yaşanacağını öğretir, eğitir, bilgilendirir, gösterir. Kur’an’ın eğitimci öğretmenliğini yapar. Hak dinimiz, İslam dinini kendimize rehber- kılavuz edinmeliyiz. Peygamberimiz Hazreti Muhammed’i de kendimize örnek, rol model, öğretici, eğitici, lider, önder, peygamber kabul etmeliyiz. Sapkın sapıklar gibi âlemlerin Rabbi Yüce Allah’ı inkâr etme, yalanlama, eş koşma gibi akılsızlığa düşmemeliyiz. Yüce Allah’ın hak dinine eşler bulmamalıyız. Peygamberine saygısızlık, sevgisizlik, itaatsizlik asla yapmamalıyız. Yapanlar; İslam dininden çıkar!

Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’ın hak dini, hak yolu; sevgi, saygı, itaat, ilim, akıl, fikir, iman, İslam, ümit, sabır, merhamet, rahmet, Kur’ân, sünnet, huzur, mutluluk, ibadet, güzel ahlak, edep, hayâ, ahiret, sınav, ibadet etme, dosdoğru, gerçek, insanlık, kurtuluş, kardeşlik, dostluk, adalet, hak, hukuk, hakkaniyet, teslimiyet, cennet yoludur.

İslam’ın binlerce değeri vardır. Bunları öğrenip, yaşam tarzı yapmalı. Müslüman bu güzelim Rabbani olan hak dine uymayıp da; batıl, küfür, sapkın, sapık düşüncesizliklere uymaz. İdeolojilere, sapkın düşünceleri İslam dini yerine koymaz. Koyarsa, uyarsa, ondan hak mümin ve Müslüman olmaz.

Nahl suresi 6/97. Ayetin meali: “ Erkek ve kadın, kim mümin olarak iyi iş işlerse, elbette ona hoş bir hayat yaşatacağız. Onların mükâfatını- ödülünü yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz.”

Talak suresi 65/2. Ayetin meali: “ Kim Allah’a gelmekten sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu açar.”

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Malayaniyi ( anlamsız, boş, saçma, yararsız söz) terk etmesi, kişinin iyi Müslüman olmasındandır.”

Müslüman, Kur’ân’ı hayat- yaşam- yaşama kitabı yapmalı. Kur’ân’ı peygamberimiz sav. Gibi yaşamalı.

Peygamberimizin sav. Hayatını yanı Siyer’i çok okuyup, anlamalı. Yaşamalı.

Peygamberimizin hadislerini öğrenip, ders çıkarmalı.

Peygamberimizin sünnetlerini öğrenip, yaşamalı.

İslam dinini yaşarken; İslam dininin yükümlülüklerini bilerek yaşamalı. İslam dinini bilmeden, İslam yaşanılmaz. Bilmeden olmaz. Anlamadan yapılmaz. Öğrenilmeden, gerekenler yerine getirilmez.

Müslüman şunları mutlaka öğrenmelidir:

1-      Farz nedir?

2-      Vacip nedir?

3-      Sünnet nedir?

4-      Müstehab nedir?

5-      Mubah nedir?

6-      Haram- günah nedir?

7-      Mekruh nedir?

8-      Müfsit nedir?

9-      İsraf nedir?

Âlemlerin Rabbi Yüce Allah cc. Kur’an’a ve peygamberimize sav. Uyulmasını, pek çok ayette tekrar tekrar söylüyor. Bunu defalarca uyararak söylemesi; çok yararlı, iyi, güzel, yararlı oluşundandır. Kur’ân’ı, peygamberimiz gibi yasayan dünya ve ahirette zarar etmez. Çok büyük faydaları, yararı, kârı, önemi, değeri olduğunu görür. Bugün İslam inancı ile yaşamayıp; anarşistlik, bozgunculuk, bölücülük, teröristlik, katillik, katliamcılık yapanlar mahkemeden ağır cezalar aldı. Oysa Allah’ın dediği, buyurduğu, söylediği şekilde yaşalardı; millete, insanlığa, kendilerine, ailelerine, sevdiklerine yararları olurdu. Huzurlu, mutlu, rahat yaşarlardı.

Hayat- yaşam, yaşamak hak değerlerle yaşanınca; değer, önem kazanır. Kuralsız hayat- yaşam olmaz. Ev kazaları, iş kazaları, insanların kavgaları, çatışmaları, savaşları sonucu milyonlarca insan telef olmakta, hiç yerine gitmektedir! Sadece trafik kazalarında her yıl 1,3 milyon insan yaşamını yitirmektedir.

Kur’ân ahlakında, Yüce Allah cc. Ahlakında, peygamberimiz ahlakında olmalı. Olunursa; barış, kardeşlik, dostluk içinde, huzur ve mutlulukla yaşanır.

Peygamberimiz ahlakında olmalı. Peygamberimiz sav. En güzel, iyi, Kur’ân ahlakındaydı. Şöyle ki:

“ Peygamberimiz sav. Güvenilir bir insandı.

Peygamberimiz çok çalışkandı.

Merhametli, sabırlı, hoşgörülü, yardım etmeyi sevendi.

Yardımlaşmayı, paylaşmayı, dayanışmayı tavsiye eder, önerirdi.

İnsanlara değer verirdi.

Çocukların okuması, eğitilmesi, güzel yetiştirilmesine çalışırdı.

İnsanların Suffe okullarında yetişmesini sağladı.

Peygamberimiz çok cesaretliydi. Düşmanların saldırılarında önderlik, liderlik, komutanlık ederdi.

Peygamberimiz ve Dört halife denilen kişiler varsıl- zengin kişilerdi. Ama zenginliğini fakir halka dağıtırdı. Kendileri fakir gibi yaşardı.

Peygamberimiz hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük adalet, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ ile en güzel şekilde davranırdı.

Peygamberimiz verdiği sözde dururdu. Güvenilirdi.

Peygamberimsimiz hoşgörülüydü.

Peygamberimiz ve eşi Hazreti Hatice Annemiz ile birlikte ticaret yaparlardı.

Peygamberimiz eşleri ve aile halkı ile iyi geçinir, onlara her konuda yardım ederdi.

Peygamberimiz büyüklere saygı gösterir, küçükleri severdi.

Peygamberimiz hiç kimseyi küçüksemezdi.

Peygamberimiz cömertti.

Peygamberimiz, Cebrail meleğinin bildirdiği, öğrettiği şekilde ibadet ederdi.”

Müslüman, insanların en hası, iyisi, güzeli, yararlısı, dürüstü, adaletlisi, hakka ve hukuka uyanı olmalı.  İslam ve bilimin değerlerini, verilerini üstünde taşımalı. İslam ve bilimle hareket etmeli, davranmalı, yaşamalı. Dünyadan, evrenden, uzaydan, yeraltından, yerüstünden, ahiretten haberi olmalı. Dosdoğru, dürüst, adaletli, hakka, hukuka, hakkaniyete, güzel ahlaka, edebe, hayâya, insanlığa uymalı. Olgun insan olmalı. Dost, kardeş olmasını becermeli. Cefakâr, fedakâr, özverili, diğerkâm olmalı. Allah’a kul olmasını becermeli. Kişilere kul, köle olmamalı. İslam içinde özgürlüğünü yaşamalı. Kendini, Rabbini, haddini, sınırlarını bilmeli. Serseri mayın gibi olmamalı. Sabırla yaşantısını sürdürmeli. Akıllı ve sabırlı olmalı. Hayvanlaşmamalı. Hayvandan daha aşağı yaratık durumuna düşmemeli. Sevgi, saygı içinde insan olmalı. Sorumluluk bilincinde olmalı. Allah’a teslim olmalı. Kula teslim olmamalı. Alçakgönüllü, ağırbaşlı olmalı. Yardımsever, paylaşan, dayanışma içinde olan olmalı.

Müslüman, öncelikle anne ve babasına her şart ve koşulda iyilik, yardım, hizmet etmeli. Of bile dedirtmemeli. Bu Yüce Allah’ın emridir. Allah cc. Ve peygamberinden sav.  Sonra en çok anne ve babaya sevgi, saygı duyulmalı.

Anne ve babadan sonra yakın ve uzak akrabaya, komşulara sevgi, saygı, iyilik etmeli.

Arkadaşlarla iyi geçinmeli. Asla tartışmamalı. Tartışmaya girmemeli. Müslüman tartışmaz. Dinleyen varsa anlatır, açıklama yapar.

Kul hakkına, helal ve haram kavramlarına azami dikkat etmeli. Öyle hacca gittim. Günahlarım af edildi, düşünmemeli. Kul hakkı varsa, ödenmeli.

Zamanı en iyi şekilde değerlendirmeli.

Şefkatli, merhametli, müşfik olmalı.

Söz verdiğinde, yerine getirmeli. Kaypak olmamalı.

Adil, dosdoğru, dürüst olmalı.

Kendin için istediğini dostlar, kardeşleri içinde istemeli.

Kötü, çirkin sözden kaçınmalı. Müslüman kötü, çirkin, sövgülü, küfürlü, argo konuşmaz, yazmaz.

Yüce yaratıcıya hamt etmeli, şükretmeli, ibadet etmeli.

Başkalarına en güzel şekilde iyi, güzel örnek olmalı.

Selam vermeli. Dua etmeli.

Cömert, ikram edici, hediye verici olmalı.

Helal kazanmalı, ekonomik harcamalı.

İsraf haramdır.

Gösteriş için yapılanlarda hayır, sevap yoktur.

Yardımsever, iyiliksever olmalı. İnfak etmeli.

Kötülüklerden uzak durmalı.

İyiliği emretmeli. Kötülükleri önlemeli. İyilikleri yaymalı.

Hedef ve ideal sahibi olmalı.

İleri görüşlü, öngörülü olmalı.

Kur’ân’a ve peygambere sav. Uymalı.

İnsan akıllı, doğru bilgili, doğru bilgiyle işlerini planlayan, programlayan, projelendiren olmalı. bu işlerde deneyimli yüksek uzmanları ekip halinde çalıştırmalı. İşleri denetlemeli. Kontrol etmeli. Boş bırakmamalı. Her gün denetim ve kontrol olmalı. Denetleyici olarak baş denetleyici, yardımcıları olmalı. Ama onlarda kontrol edilmeli. Beşerdir, şaşar, aldatır, yanıltır. Bunu disiplin ile önlemeli. Her hafta sonu rapor almalı. Denetlenecek alanlar saptanmalı. Dokumanlar incelenmeli. Bugün ülkemizde kamu ve özel sektörün zararda, faiz batağında, borç batağında olmasının başlıca nedeni; denetim, kontrol, disiplin, planlama olmadığındandır. Yol ve yöntemler yanlıştır. Kamu ve özel sektörde ahbap çavuş, akraba, tanıdık ilişkisi yoğundur.

Personel ve elemanların çalışma alanları belli olmalı. Gerektiğinde değişiklikler yapılmalı. Kalitesiz ve verimsizler arka plana bırakılmalı. Gerçek ve uygulama yapabilenler öne çıkarılmalı. İsraf- savurganlıklar sıfırlanmalı. Gösterişe yer verilmemeli. Sürekli denetim, kontrol yapılmalı. Toplam kalite yönetimi ve verimlilik esas olmalı. Yapılan, üretilen işler dünya standartlarına uygun olmalı.

Sorunlara, problemlere çözüm, çare bulmak için şu soruları sormalı ve yanıt bulmalı. Şöyle ki:

Kim?

Ne?

Nasıl?

Niçin?

Neden?

Niye?

Ne ile?

Nereden?

Ne zaman?

Ne şıklıkla?

Kayıtları, dokümanları görebilir miyim?

Açık uçlu, kapalı uçlu, hedefe yönelik sorular sorulup, cevaplarını bulmalı.

Sorular, sorunlar, problemlerin çözümleri araştırılıp, bulunmalı.

Bazı sorulara kısa, öz, evet veya hayır şeklinde yanıtlar alınmalı.

Yeniliklere açık olmalı. Değişimlere açık olmalı.

Geleceğe ve halkın istekleri dikkate alınmalı.

Geçmişe olumlu bakmalı.

Gelecek hayata da olumlu bakıp, değerlendirmeler yapmalı.

İnsanların iç seslerine de yanıt bulmalı.

Aklı, zekâyı dosdoğru, gerçekçi bilgilerle kullanmalı. Bilemediğimiz dürüst deneyimli uzman kişilere danışmalı.

Akıl; düşünme, anlama, kavrama yetisidir. Aklın başka bir eşanlamlı sözcüğüne; us denmektedir. Akıl soyut bir kavramdır.

Zekâ ise daha farklı bir kavramdır. Zekâ; insanın düşünme, akıl yürütme, nesnel gerçekleri algılama, kavrama, sorunları ve problemleri çözme, yetenek gibi anlamlara gelir. Zekâ türleri vardır. Çoklu zekâ kuramını da öğrenmeli. Zekâ soyut bir kavramdır.

Aklı, zekâyı çok doğru kullanmalı. Dünyada yaşarken, ahireti kazanmalı. Cennete götürecek ibadetler, iyilikler yapmalı. İyilik yapmalı. Eser- yapıt bırakmalı. Seni güzelliklerle, dualarla anacak eserler bırakmalı. İlminden ölümünden sonra da yararlanmalı. Sadaka, eser bırakmalı. Size dua edecek kuşaklar, insanlar yetiştirmeli. Dünyaya insanların ne zamandan beri var olduğunu bilemiyoruz. Ama dünyada 3 milyar yıldan beri canlıların olduğunu tahmin ediyoruz. Ama insanların ne zamandan beri var olduğunu bilemiyoruz. Bulunan en eski insan kemiği 200 bin yıllıktır. Ama dünyada jeolojik devirler olmuş. Dünya altüst olmuştur. Bu jeolojik devirlerle yeryüzü şekilleri oluşmuştur. Dünyanın, evrenin ne kadar daha yaşayabileceği bilinmiyor.

Anadolu’da, orta Anadolu’da Kapadokya denilen bir bölge var. Günümüzden 4 bin yıl önce burada, yeraltında insanların tehlikelerden korunarak yaşaması için yeraltı mağaraları yapılmış. Kapadokya bölgesinde onlarca yeraltı mağarası var. Bunlar insan eli ile yapılmış.

Ben sadece Derinkuyu yeraltı mağarasından söz edeceğim. Derinkuyu yeraltı mağarası, günümüzden 4 bin yıl önce yapılmış. Yapımında demir araç- gereçler kullanılmış. Duvarlarda demir araç- gereçlerin izleri hala duruyor. Derinkuyu yeraltı mağarası yeryüzünden 55 m.- 85 metre derinliğe kadar uzanıyor. Oda şeklinde yapılmış. Odaların birbirine konuşmak için pencereleri de yapılmış. Havalandırma için 52 gizli havalandırma bacası da yapılmış. Burası bir şehir biçimindedir. Ama sürekli yeraltında insanlar kalmıyordu. O zamanda tarım yapıyorlardı. Korunma ve savunma amaçlı yapıldığı düşünülüyor. Bir labirent- dolambaç gibi yapılmış. Derin kuyu mağarasının bir kısmı ışıklandırılıp, turizme açılmış.

Ülkemizde yerüstü mağaraları çoktur. Ama bu yeraltı mağaraları daha ilginçtir. Hıristiyan olan insanlarda, Roma putperestliğinin zulmünden korunmak için buralarda kalmışlar. Roma putperest Devleti, 2 milyon Hristiyan’ı katletmiştir!  Haçlı Seferleri ile de 4 milyon Müslümanı katletmiştir! Zalim kâfir gâvurlar, binlerce yıl önce ne idi ise, nasılsa; bugünde aynen öyledir. Birinci Dünya Savaşında Müslüman halklardan da 4 milyon Müslümanı katlettiler! Katledilenler daha çok Müslümanlar olmaktadır. Katledenler de barbar, vahşi, saldırgan, canavar olan; haçlılar, Siyonistler, putperestler olmaktadır.

Yarım yüzyılı aşan süreçte, dünyayı bilgiyle, bilinçle izliyorum. Hep üzgün oluyorum. Her zaman omuzlarım düşük oluyor. Rahatlıkla ülkemiz ve dünyanın haberlerini izleyemiyorum. Zira hep mazlumlar, masumlar, güçsüzler, yoksullar, Müslümanlar, kafasını bilim ve İslam ile işletemeyenler; zarar- ziyan görmektedir.

Derinkuyu yeraltı mağaralarını Hattiler yaptı. Daha sonraki medeniyetlerde düzenlemeler yaparak kullandı. Hattilerden başka bölgede yeraltı mağarası yapan uygarlıklar oldu. Firigyalılar da yeraltı mağarası yapıp, barınak olarak kullandı. Dünyadan ne insanlar, ne uygarlıklar, medeniyetler geldi, yaşadı, geçti.

Millet olarak her bilim dalında okuyanlarımız, araştırma, inceleme, gezi, gözlem, irdeleme yapanlarımız olmalı. Teknoloji çağında, teknik alanında yeni gelişmeler yapmalıyız. Zira teknik, teknoloji geliştirenler, daha güçlüdür. Zalim kâfir olduklarından, güçsüzleri bir sinek, böcek gibi ezmektedirler. Temel Bilimlerde de okuyan zeki insanlarımız olmalı. Bilim insanları yetiştirmeliyiz. Fizik, kimya, biyoloji, matematik, inovasyon alanlarında ilerlemeliyiz. Bu ilerleme, okumakla, anlamakla, geliştirmekle olmaktadır.

Millet olarak gelişip, kalkınmamız gerekir. Millet olarak ilmi, insani, İslam’ı değerlerle buluşup, yaşam tarzı yapmamız gerekir. Millet evrensel değerlere bağlı olmazsa, yönetim de olmamaktadır. Yönetim millete, millet yönetime benzer. İyi insan yetiştirmeyi toplumun ve devletin her katmanı gerçekleştirmelidir. Milleti kurtardıktan sonra, insanlığı kurtarma mücadelesi verilmelidir. Bu mücadele pedagojik eğitim, öğretim, kültür politikaları ile dosdoğru yapılmalı. Yapılmazsa, hiçbir şeyde toplam kalite ve verim alınmaz. Hep olumlu, iyi, güzel, dosdoğru, gerçekçi, ilmi davranmalı. Yapıcı, olumlu olmalı. Beyini, kalbi, ruhu, genleri; bozuk duygu, düşüncelerle kirletmemeli.