Furkan Süresi 2. Ayet: “ … Her şeyi yaratan ve bir ölçüye göre düzenleyen, Allah’tır.”

                Rad Süresi 8. Ayet: “ … Allah katında her şey bir ölçü ( miktar) iledir.”

                Kamer Süresi 49. Ayet: “ Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık.”

                İnsan, fesatlık (bozukluk) üretmektedir. İnsanın fesadı, denge, ölçü bozukluğunun nedeni de insandır. Din, iman, akıl, zekâ, doğru bilgi kullanmadığından; bozukluk- fesatlık yapmaktadır. Dünyanın ölçüsünü, dengesini, ahengini, yaşanabilir bir dünya olmayışını, olumsuzluklarını yapan; insanın kendidir. Kendi akılsızlığı, dengesizliği, ölçüsüzlüğü ile eliyle; ölçüyü, dengeyi, işleyen ahenkli düzeni bozmaktadır. Kendi küçük çıkar hesapları ile insanlığa ve tüm varlığa zarar vermektedirler! Dünyayı yaşanılmaz kılmaktadırlar.

                Fesat ve zulüm ile dünyanın ölçüsü, dengesi, ahengi bozulmaktadır. Allah cc. 2/30. ayet, 40/26. ayetlerinde bu bozukluğu anlatmaktadır. Fesadı, fitneyi yapanları da; kötü, zararlı insan olarak nitelemektedir.

                Mümin un Süresi 71. Ayetinde, mealen; insanın kendi kişisel dürtüler ile doymak bilmez, diyor. Doğayı, çevreyi, dünyayı altüst eder, buyurmaktadır.

                Bakara süresi 30. Ayetinde de; insan fesatlık yanı bozukluk üretiyor, buyurmaktadır.

                Neml 14 -34, Kasas 4, Fecr 12, Gafir 26. Ayetlerde de; insan güç sağlama uğruna fesatlık- bozukluk, zulüm üretmektedir, buyurulmaktadır.

                İnsan, aklını, zekâsını doğru bilgilerle kullanmadıklarından, kişisel küçük çıkarlarından ötürü; doğayı- tabiatı yaşanmaz hale getirmektedir.

                Ankebut 30. Ayet, Nahl 88, Rad 25. Sürelerde; dünyanın ölçü, denge, ahenginin, düzenin bozulmasından, söz edilmektedir.

                Öldürmek, yok etmek, bozmak, yıkmak, katletmek, kan dökmek, doğayı bozmak, kirletmek, yaşanılmaz kılmak; bir fesat işidir. Allah’ın yarattığı hiçbir canlıyı, cansızı bozmamalıyız. Ölçü ve dengeye asla zarar vermemeyiz. Eğer zarar verirsek, bu kendimize verilen zarar olur. Dünya yaşanılmaz olur! Yaptığımız he işi; dinimize, imanımıza, bilime, akla, mantığa, sağduyuya, hakkaniyete uygun yapmalıyız.

                Allah cc. Rahman Süresi 7- 9. Ayetlerinde; dünyanın, evrenin düzeninin ve dengesinin korunmasını istemektedir. Evrenin hassas bir ölçü, denge üzerine yaratıldığı anlatılmaktadır. Kozmik dengede korunmalıdır. Her yaratılanın aslı, esas özelliği korunmalı, gözetilmeli. Bu hususa dikkat edilmediğinde; hüsrana uğranılacağı bildirilmektedir.

                Allah cc. Ayetinde; “Allah cc. Yeri, göğü yarattı. Dengeyi koydu. Sakın, o dengeyi bozmayın,” buyurmaktadır.

                Rahman Süresi 55/ 1- 9. Ayetlerini de anlayalım. Allah’ın yarattıklarının düzen, nizam, intizam, ölçü, dengesini bozmama konusunda onlarca ayette, uyarı vardır. “Haddi aşmayın. Sınırları- hudutları aşmayın,” buyurmaktadır.

                Rum Süresi 41. Ayette de; “insanların kendi elleriyle yapıp, ettikleri yüzünden, karada ve denizde düzen bozuldu,” buyurulmaktadır.

                Dünya sözcüğü; “yakın olmak,” anlamında olan, “dünüv” kökünden türemiş, en yakın anlamındaki, “edna” kelimesinin oluşumudur. Dünya hayatından sonraki hayata da; “sonraki hayat,” anlamında; “ahiret” denilmektedir.

                Sanayi devrimi, 1750 yılında İngiltere’de başladı. Zaman içinde diğer bazı ülkelere yayıldı. Sanayi devriminin başlaması ile sanayide ve konutlarda kömür, petrol, doğalgaz, odun kullanılmaya başlandı. Bu enerji materyalleri; çevrenin, doğanın, dünyanın kirlenmesine, havanın karbon dioksit ve zehirli gazlarla kirlenmesine neden oldu. Bu olumsuz durum; tarımı, hayvancılığı, insanları, dünyayı olumsuz etkiledi. Şehirler bu tarihten sonra büyümeye, çevreyi kirleten maddelerin çevreye atılmaya başlanması, kanalizasyonların çevreye akıtılması; dünyayı yaşanılmaz hale getirdi. Bu kötü durum, iklim değişikliğine neden oldu. Dünyanın her yerinde, çöllerde ve kutuplarda bile sel, heyelan, yangın, hortum, kasırga afetler tüm hızıyla, 1980 yılından beri artarak devam ediyor.

                Türkiye’mizin en çok yağış alan İli, Rize’dir. Yıllık metrekareye 2,5 metre yağmur yağdığını, ders kitaplarından, öğrencilerimize öğretiyorduk. Ama 14 Temmuz 2021 günü sadece 4 saatte Rize’ye 226 cm. yağmur yağdı. Aradan 9 gün geçtikten sonra tekrar bu ölçüde yağmur yağdı. Yine aradan 4 gün geçtikten sonra bu ölçüde kuvvetli, şiddetli sağanak yağış yağacağını, bugün meteoroloji açıkladı.

                Kuzey Kutbunda, Kanada’da sıcaklık 49,7 dereceye ulaştı. Yemen ve Suudi Arabistan’da seller oldu. Yağışlar Rize ile Arhavi, Hopa arasında kuvvetli yağmaya devam etmektedir.

Çin, Hindistan’da Muson yağmurları devam ederken, seller oldu.  Avrupa sele teslim oldu. On binlerce insan ve bina zarar gördü. Bu akılsız, bilimsiz, sorumsuz hareketlerle, insanoğlu sonunu hazırlamaktadır.

                Madagaskar gibi yağışlı iklime sahip olan yeşil ada, kuraklıkla pençeleşiyor. Halkın %27’si ölümle pençeleşiyor!

                Kanada da tarım felaketi yaşanıyor.

Kaliforniya’da 20 gündür orman yangını devam ediyor. Her yıl 7,500 kadar orman yangını çıkar. Bu orman yangınları 3 ay sürer!

Bir yıl önce Avustralya kıtasında orman yangınları çıktı. Orman yangınları 243 gün sürdü. Kuala ve Kanguru hayvanlarından, milyonlarca hayvan yanarak öldü!  Bu zavallı ülke daha öncede tavşanları zehirleyerek öldürmüştü. Hatta develeri bile çok su içiyorlar diye öldürmüşlerdi. Aborjin katleden zalim, barbar, vahşi halk; acımasızlığı ile hayvanları da tüm tepkilere rağmen katlediyor.

Sibirya ormanları, Afrika, Amazon ormanların da 1- 2 yıl önce 3 ay yangınlar sürdü. Bu ormanlar yanarken, Amazon’da 9 ülkede yangınlar devam ederken, yanan ülkeler, diğer ülkelerden söndürme yardımı istememektedir.

Artık, insan dünyayı yaşanılmaz hale sokmaktadır! Hala aklı başına gelmemiş; katı atık çöp, kanalizasyonlar, sanayi atıkları, kimyasal ve biyolojik atıklar çevreye dökülmeye devam etmektedirler.

 Son 10 yıl içinde ülkemizde yıllık ortalama 3,200 orman yangını çıkarılmaktadır!

Ülkemizde kanalizasyon arıtma tesisleri, katı çöp atıkları fabrikaları çok yetersizdir. Atıkların her çeşidi çevreye akıtılmakta, dökülmektedir.

 Müslüman dediğin; üst -baş, evi, avlusu, bahçesi, sokağı, caddesi, beldesi, şehri, ülkesi, dünyası tertemiz olmalıdır. Pasaklı, pis, kirli, hanzo, kişiden ideal Müslüman olmaz. Müslüman, ideal ölçütlerde temiz olmalıdır.

Karadeniz Bölgesindeki kuvvetli, şiddetli sağanak yağış, sellerden söz ettik. Rize, Artvin, Düzce İlleri, afet bölgesi, hükümet tarafından ilan edildi. Zararlar karşılanacak.

Kuvvetli yağışlar, seller bitti derken; orman, köy, mahalle yangınları 22 İlimizde, 82 ayrı yerde başlatıldı. Üç gün içinde 22 ilimizde, 82 ayrı, farklı noktada, daha çok, eş zamanlı veya aynı saat içinde başlatıldı. 28-29-30 Temmuz 2021 günlerinde, ülkemizin daha çok Ege ve Akdeniz Bölgesinde orman yangınları başlatıldı. Tutuklananlar az da olsa oldu. Şu anda soruşturmalar devam ediyor. Hükümet yetkilileri henüz bir açıklama yapmadı. Zira kesin, somut sonuç alınana kadar açıklama yapılmaz.

Ama herkes biliyor ki, Manavgat’ta eş zamanlı 4 yangın, Adana da eş zamanlı 20 yangın öyle kendiliğinden çıkmaz. 2019 yılında, ormanları yakın! Emrini Kandil Dağındaki, PKK elebaşı Murat Karayılan vermişti. 27 farklı yerde orman yangını çıkarmışlardı.

Ülkemizde, Irak’ta, Suriye’de askerlerimiz, insansız ve insanlı uçaklarımız, roket, top, füzelerimiz, PKK terör örgütüne kan kusturmaktadır. Artık eski katliam yaptıkları gibi katliam yapamamaktadırlar. 40 bin insanımızı katleden, bu emperyalist zalim gavur mankutları, artık mağaralardan çıkamamaktadır. Mağaralardan çıktıklarında, İHA denen, insansız uçaklarımız onları tespit ediyor ve vuruyor.

Terörist başı Murat Karayılan şöyle talimat veriyor: “ 2- 3 genç bir araya gelin. Eylem yapın. Silahlarınız çakmak ve kibrit olsun, diyerek; ormanlarımızı hedef gösteriyor.”

2019 yılında bu talimatla 27 orman yangını çıkardılar. Bu yangınları, PKK uzantısı “Ateşin Çocukları,” çevre terörizmine yönelerek, orman yangınlarını çıkardı. Daha öncede orman yangını çıkaranlar bunlardı. Bu orman yangını çıkarmayı, Yunanistan da yaptı.

Orman yangınları, iki coğrafi bölgemizi tamamı ile kuşattı. Aydın, Muğla, Antalya, Mersin, Adana, Osmaniye, Kahramanmaraş, Kayseri de ve İlçelerinde orman yangınları, 82 ayrı yerde devam ediyor. Üçüncü gün sonunda bu 82 noktada çıkarılan orman yangınlarının sadece, 11 tanesi kontrol altına alınamamıştı.

İlk defa Manavgat’ta eş zamanlı 4 yerde yangın başlatılmıştı. Manavgat’ta köyler, mahalleler, İlçe merkezi yandı. Yangınlar; Bodrum, Alanya, Marmaris, Kozan, Didim, Kütahya, Kocaeli İllerinde de çıkarıldı. Hava sıcaklığı 43 santigrat derece, nem yok, rüzgâr 70- 80 km. hızla farklı yönlerden esiyor. Yangınlar bu yüzden hızla ilerliyor. İnsanlarımız, evcil hayvanlarımız, yaban hayvanlarımız, ağaçlarımız, doğamız- tabiatımız yok oldu!

Tam hesaplanarak çıkarılmış yangınlardır. Yağış, nem yok! Rüzgar çok! Hem de farklı yönlerden, değişik zamanlarda farklı esiyor. Turistlerimiz var. ekonomimizi çökertmeyi tam hesaplayarak yapmışlar. 

Ormanlarımıza organize terör saldırıları yapıldı. Adi yaratıklar; kalleşlik, adilik, kahpelik, katillik, canilik, terör yapmayı amaç edinmişler. Emperyalizmin kuklaları; milletimize, insanlığa çok büyük zararlar vermektedirler. Manavgat, Akseki, Antalya, Osmaniye, Kayseri, Mersin, Adana, Bodrum, Milas, Didim, Kütahya, Kilis, Kocaeli yanarken, dördüncü gün üç ayrı yerde daha orman yangını çıkarıldı.

Manavgat’ta bütün köyler yandı. Binlerce dekar tarım alanı, binlerce küçük ve büyükbaş hayvan yanarak, telef oldu.

Ankara, Polatlı da, Topçu ve Füze Okulu Askeri Komutanlığa da yangın sabotajı yapıldı. Sabotajı, yangını çıkaran, tutuklandı.

Bölge, kozalaklı kızıl çam ormanları olduğundan, rüzgarda, poyraz şeklinde, 80 km. hızla estiğinden, yaz mevsiminde nem sıfır olduğundan; yangınlar çabuk yayıldı.

2020 yılında da Hatay, Belen de 15 ayrı yerde eş zamanlı çıkan yangınları; PKK’nın alt kolu “Ateşin Çocukları” çıkarmıştı. Yanı şeytanın çocukları anlamına geliyor.

Halk, devlet; insan yetiştirmeyip de hain yaratık yetiştirirse, sonuç böyle olur. Bu PKK terör örgütü, halkın yarıya yakınından, siyasi partilerin 100 yakınından destek görmektedir. İşbirliği, ittifak, müttefik olmaktadırlar.

Şunu unutmamalı. Hiç kimsenin yaptığı zalimlik, zulüm; yanında kâr olarak kalmaz, kalmayacak, kalmamıştır. Eden bulur. Eken, ektiğini biçer.

Bu yangınlar ve seller konusunu, başka makale yazılarımda, yine işleyeceğim, inşallah.

“ ( Sizlere varyantlı bir yazı yazmak istiyorum. Müslüman, her bilim dalından kendine yetesiye bilgi bilmelidir. Sizlere bunun için hukuki alandan bir konuyu işlemek istiyorum. Alzheimer, aklı kıt, zekâsı yetersiz, ruhsal olarak düşük kişilerin yaptığı her hukuki, resmi iş geçersizdir. Alzheimer hastaları vekâlet veremez. Tapu veremez. Resmi işlem yapamaz. Finans, tapu işleri yapamaz. Yapmış ise, bu yaptıkları hukuken geçersizdir. Akla uygun hareket etme yeteneği olmadığı için, akli ehliyete sahip olmadığından, vereceği kararlar doğru olmadığından, bu gibi işlemleri yapma yetkisi, becerisi, yeteneği olmadığından, fiil eylemleri geçersizdir. Bu kişiler taşınır, taşınmaz mal satamazlar. Yaptığı işler, kamu düzenini ilgilendirdiğinden, işleri yanlış olur. Bu da yoksunluklara ve sosyal kargaşaya neden olur. Hukuken hiçbir ehliyeti yoktur.

Alzheimer hastaları, şizofrenler, ruh hastaları, paranoya, manik- depresiflik de bu sınıfa girmektedir.  Bu hastalarında eylemleri geçersizdir. Bunların yaptığı resmi işler zaman aşımına uğramaz. Yaptığı işlemler mahkeme yolu ile düşürülür. Ehliyetsizlik, yapılan işlemin yok hükmünde sayılmasını gerektirir. Asliye Hukuk Mahkemesine başvurularak, yapılan işlemler durdurulur. Yapılan işlemlerde hile, sahtecilik, sahtekârlık olduğunda, Cumhuriyet Savcılığına da suç duyurusunda bulunulur. Sahtecilik, nitelikli sahtecilik, sahtekârlık, hile, dolandırıcılık yapıldığından, 3 ile 7 yıl arasında ceza alabilir.

Her 18 yaşını bitiren kişi her türlü resmi işlemi yapar. Ama bu akıl sağlığı, zekâ sağlığı, ruh sağlığı yerinde olmayanlar, bu gibi işlemleri yapamaz. Bir insanın medeni haklarını kullanabilmesi için mümeyyiz yanı temyiz edebilme kabiliyeti olması gerekir. Zihinsel ve ruhsal sağlamlık içinde olması gerekir.

Alzheimer hastalığı ilerlemiş ise temyiz etme kabiliyeti kalmaz. Sağlıklı değerlendirme yapamaz. Telkine dayanıklılığı olmaz. Doğru bilgiyi kullanma yeteneğinden yoksundur. Bu olumsuz durumlar, hukuki işlem yapmasını engeller. Tapu ve finans konularında da istismar edilmeye açıktır. Bu durumu, başkalarını ciddi anlamlarda mağdur eder, haklarından yoksun bırakır. Evlenmede de benzer sorunlar yaşatır. Alzheimer hastalarının mahkeme kusurları da olur. Bu hastaların davranışları geçerli, doğru, bilimsel, akıllıca olmaz. Bu yönü ile başkalarına zarar verir. Bu gibi akıl, zekâ rahatsızlığı olanlar; doktor heyet raporu olmadan, hiçbir hukuki işlem yapamaz.

Kanun uygulayıcılarının, bu gibi kişilerin hukuki işlemleri doğru yapamayacağını unutmamalıdır. Tatsız sosyal olaylara neden olurlar. Düşünce bozukluğu olan bu gibi kişilere karşı tedbirli olunması gerekir.

MK. MD. 15 de belirtildiği üzere, temyiz kudreti olmayan kişilerin, geçerli bir iradesi bulunmadığından, yapacağı işlemlerden sonuç alamaz. İşlem yapan kişilerin iyi niyetli olması, işlemleri geçerli kılmaz. Bu konu, Yargıtay 1.HD- karar 2016/2135, 11.06.1941 tarih 4/ 21 sayılı Yargıtay İBK)

                4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 15. Maddesinde; 11.06.1941 tarih ve 4/21 sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme kararında; ayırtım( temyiz) gücü olmayanların, yapacağı işlemler, sonucu bağlamaz. Geçerli olmaz. Karşı tarafın iyi niyetli olması, resmi işlemleri geçerli yapmaz.

                Alzheimer hastası, ilerleyen hastalığı ile bilişsel yeteneğini kaybeder. Bu hastalık bir beyin hastalığıdır. İletişim kurma, karar verme yeteneği olmaz. Anormal davranışlarda bulunur. Kaygıları artar. Zihinsel ve bilgi yetenekleri yeterince doğru kullanamaz. Bu hastalık zihinsel ve ruhsal bir hastalıktır.

                Madde 15’de; ayırtım ( temyiz) gücü olmayan kişilerin, geçerli iradesi olmadığından, yapacağı işlemler sonucu bağlamaz. Yaptığı işlemler tamamen geçersizdir. Bu konuda Yargıtay’ın ilgili kararları vardır.”)

                Doğru bilgili, ilimli, İrfanlı, doğru kültürlü, anlayışlı, empatili, medeni insan olmalı. Hiç kimsenin hak, hukukuna girmemeli. Kul hakkına özenle dikkat edip, saygılı olmalı. Hak, hukuk, adalet, doğruluk, dürüstlük, düzgünlük, güzel İslam ahlakı, edep, hayâ sahibi olmalı. Allah’ın emirlerini tutmalı. Yasakladıklarından sakınmalı. İyilikleri artırarak çoğaltmalı. İyilik, hizmet, yardım, infak sahibi olup; kötülükleri azaltıp, yok etmeli. Olgun, faziletli, yarayışlı mümin ve Müslüman olma hedeflenmeli.