Nisa Suresi 91. Ayet: “ Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası; içinde sonsuza dek kalmak üzere cehennemdir. Allah, ona azap etmiştir, lanet etmiştir ve çok büyük bir azap hazırlanmıştır.”

Maide Suresi 32. Ayet: “ … Bir cana kıymaya, yeryüzünde bozgunculuk çıkarma dışında, kimler bir bireyi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur! Kim bir canı kurtarırsa, bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur…”

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Kim zarar verirse, Allah da ona zarar verir. Kim insanlara zorluk çıkarırsa, Allah da ona güçlük çıkarır.”

Peygamberimiz Hazreti Muhammed sas. Buyuruyor: “ Kıyamet günü en şiddetli azap görecek kimseler, dünyada insanlara en çok işkence edenlerdir.”

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Güçlü kimse, insanları güreşte yenen değildir. Bilakis güçlü kimse, öfke anında kendisine hâkim olandır.”

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Zarar vermekte yok! Zarara uğramakta yok”

Hud Suresi 112. Ayet: “ Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.”

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Birbirinizden nefret etmeyin. Birbirinizi kıskanmayın- çekememezlik yapmayın. Birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları; kardeş olun.”

Al-i İmran Suresi 102. Ayet: “ Ey iman edenler! Allah’a karşı hakkıyla takva sahibi olun. Ancak Müslüman olarak can verin.

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Müslüman, elinden ve dilinden insanların zarar görmediği kimsedir. Müminde, insanların malları ve canları konusunda, kendisine karşı güven hissettikleri kimsedir.”

Peygamberimiz sas. Buyuruyor:” Müminlerin iman bakımından en olgunu, ahlak bakımından en güzel olanıdır.”

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Bir kişinin bakmakla yükümlü olduğu kimseleri ihmal etmesi, kişiye günah olarak yeter!”

Hucurat Suresi 13. Ayet: “ Ey iman edenler! Eğer bir fasık- günahkâr size bir haber getirirse, onun doğruluğunu araştırın…”

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Kişinin her duyduğunu söylemesi, kişiye yalan olarak yeter!”

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Allah, sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz. Ancak kalplerinize ve amellerinize bakar.”

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Biliniz ki, sizin, hanımlarınız üzerine haklarınız olduğu gibi, hanımlarınızın da sizin üzerinde hakları vardır.”

Maide Suresi 90. Ayet: “ Ey iman edenler! İçki ve benzeri şeyler, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak birer şeytan işi pisliktir. Onlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz.”

İslam dinini, Kur’an ve sünnete, bilime, irfana, hikmete uygun anlamalı. Kur’an ve sünnetten, bilimden uzak bir İslam anlayışı, doğru anlayış değildir. Böyle anlayanlar, sapkınlığa, bozukluğa, perişanlığa düşmektedir. İslam dini ile bilim bir bütündür. Bilim olmadan, İslam dini tam, düzgün, aslına uygun anlaşılamaz. Bilimde, İslam dini olmadan doğru anlaşılamaz.  Bilimde, İslam dini olmadan,  rahatlık, kolaylık, huzur, mutluluk oluşturmaz. Bilim ve din âlemlerin Rabbi Yüce Allah’tandır.

Gerçek hak din İslam dinini, bilimle anlayıp, yaşam tarzı yapan, samimi, bilgili, bilinçli Müslümanın pek çok güzel hasletleri, sıfatları bulunmaktadır. Kısaca anlatırsak; Müslüman, İnsan-ı Kâmil insandır. En yüksek İslam ahlaklıdır. Edeplidir. Hayâ sahibidir. Hikmetlidir. En güzel ahlak sahibidir. Kazanım yolu; İslam’dır. Müslüman, eğitimli- öğretimli, sanatlı, mesleklidir. Aşamalı örgün eğitim ve öğretim yapmıştır, yapmalıdır. Cahil cühela çapulcu, anlamaz, bilmez, iş yapamaz, yapmamalıdır. Biz ömrümüz boyunca bu cahil cühela çapulcuların zorunu çekmekteyiz.

 Müslüman, aklını, zekâsını en iyi şekilde çalıştırabilecek, düzeyde olmalı. Aklını bilimle, teknikle, din -iman ile işletmeli, işletebilmeli. Kendini her an değiştirip, iyi istikamette yenilemeli. Boşa zaman geçirmemeli. Boş işlerle, zararlı işlerle ilgilenmemeli. Zamanını boşa harcamamalı.

Kur’an ve peygambere sas. Uygun yaşantı içinde olmalı. Başka tanrılar, önderler, liderler aramamalı. İdeolojik sapıklık sapkınlık içine düşmemeli. İnsanların ihtiyaçlarına yanıt vermeli. Başkalarına her türlü yardımı yapmalı. Sadece insanlara değil, hayvanlara, doğadaki canlılara da katkı sunmalı. İnsanlara bilim ve hak din İslam’ı anlatmalı. Bunun öğretimini, eğitimini yapmalı. Bugün insanların çektiği her kötülük, güçlük, zorluk; doğru dürüst Müslüman gibi davranmadığının sonucudur.

Müslüman gibi davrananlar; doğal, beşeri, jeolojik, meteorolojik afetlerden çok zarar görmezler. Bilim, tekniği; akılla, bilgiyle yerinde kullansalardı, onarılamaz yaralar olmazdı. Aklımızı başımıza almalı. Allah’ın hoşuna gidecek işler yapmalı.

Bilginin her çeşidini, bilim ve teknik ile kullanmalı. İslam dini gibi sağlam işler, eserler- yapıtlar yapmalı. Sakat insanlar; sakat, bozuk, kendileri gibi işler yaparlar. Bugün en çok bunu görüyoruz.

Takva, muttaki mümin ve Müslümanlar, tatlı dille, güler yüzle, merhametle, sevgiyle, saygıyla bilimi ve dinimizi anlatmalı. Dürüst insanlar yetiştirmeliyiz. Bugün çektiğimiz zorluklar, güçlükler; sahtekârlığın, hilenin, sahtenin, bozukluğun acı sonuçlarıdır. Ama hala bunu anlayamayanlar var!

Beyini, aklı, zekâsını yeterince işlemeyenler, çalıştırmayanlar; anlamazlar, anlamıyorlar. Olgunlaşmıyorlar. Bir düşünelim. 06 Şubat 2023 günü 11 İlde 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde çok büyük yıkıcı bir deprem 9 saat ara ile oldu. Ardından, 15 Mart 2023 günü ve devamı günlerde deprem bölgesinde yıkıcı seller oldu. Deprem bölgemizdeki, insanlar için milletimizin inançlı insanları bir bütün oldu. Yardımı fedakârca, özverice yaptı, hala yapıyor. Ama bölgede güvenliği sağlamak için 75 binden fazla silahlı polis, jandarma, bekçi, güvenlik korucusu görev yapıyor. Oysa 1999 Marmara depreminde tek bir silahlı polis, asker yoktu. Bu bölgede artçı depremlerin sayısı 23 bini geçti. Bazı artçı depremler yıkıcı olmaktadır. Maliyet olarak, 1999 Marmara depreminden 6 kat daha fazla masraf oluştu. Marmara depremi sonucunda 42 bin konut yapılmıştı. Burada 653 bin konut yapılacak. Bu zayiat, aklın ve bilgi uygulamanın zayıf olduğundan olmaktadır.

İyi bir eğitim- öğretim almayan insanlardan; doğruluk, dürüstlük, adalet, güzel ve yetkin iş yapma beklenemez. İyi bir mümin ve Müslüman; doğru, dürüst, adil, merhametli, affedici, bağışlayıcı, vefalı, alçak gönüllü, beyefendi, hanımefendi, din imanla, bilimle, teknikle davranan olur. Kutsallara saygı duyar. Başkalarının kutsallarına da saygı duyar. Hiç kimsenin kutsalına hakaret etmez. “Allah cc. Başkalarının kutsallarına hakaret etmeyiniz, buyuruyor.” Herkesin kutsalı kendinedir, kendinindir, buyuruyor. Saygılı olmalı. Sevmezsen de, saygılı olmak durumundayız.

Kurtuluşa ermek için, İslam dini, bilimle akıl işletmeli. Dili, aklı, beyni güzelleştirmeli. Ruhu güzelleştirmeli. Kur’ân’ı peygamberimiz gibi aynen yaşamalı. Sapkın ilahiyatçılardan, sapık materyalist ideolojik sapkınlardan asla olmamalı. Bir milimetre onlara kayma olduğunda; batıla, küfre düşülür. Bu da kesinlikle unutulmamalı.

Müslüman, barışçıdır. Tevhit inancındadır. Tevhit; Allah’ın zatında, sıfatında, mabut oluşunda bir ve tektir. Bunu zatında, sıfatında böyle kabul eder. Kabul eder, söyler, yazar, açıklar, anlatır. Tevhit; vahd, vahdet, vühüd anlamlarındadır.

İslam dini, ayırmaya, bölmeye, parçalama, birbirine düşürmeye, tefrika oluşturmayı ayetlerle yasaklar.

Al-i İmran Suresi 103. Ayette: “ Hep birlikte Allah’ın ipine- Kur’ân’a- İslam dinine sımsıkı sarılın. Parçalanıp, bölünmeyin,” diye emredilir. Bunu benzer şekilde, başka ayetlerde de farklı biçimde anlatır.

Birkaç gün önce, CNN TÜRK televizyonunda, Ahmet Hakan’ın programında, HÜDA PAR Genel Başkanı Z. Yapıcıoğlu ile Gazeteci İsmail Dükel’de katılmıştı. Yapıcıoğlu, teröre destek vermekle suçlandı. Yapıcıoğlu da; biz Müslüman insanlarız, deyip; Nisa Suresi 91. Ayet ile Maide Suresi 32. Ayetten söz etti. Teröre destek vermeyiz ve terör yapmayız, dedi. Materyalist olan Gazeteci Dükel’de ona karşı şöyle söyledi: “ O ayetler sorunludur!” İşte bilinçsiz kişiler böyle saçmalar. Sorunun kendinde, beyninde, aklında olduğunu bir türlü anlamaz. Yapıcıoğlu ’da konuşmasını sürdürürken, Müslümanların söylemeyeceği laflar etti. Birisi de şudur: “ Biz herkesin ana dilinde eğitim- öğretim yapmasını istiyoruz.”

Bu kişi siyasi parti genel başkanı olmuş ama ipe - sapa gelmeyen, gerçekliği olmayacak ve hiç olmamış laf söylüyor. Dünyada 8,000 (sekiz bin) kadar dil- lisan konuşulmaktadır. Bazı ülkelerde bu sayı bin kadar olmaktadır. Ülkemizde 190 ülkeden insanlar yerleşik olarak oturmaktadır. Bunlar T.C. vatandaşı olmuştur. Bir topluluğa ana dilde eğitim- öğretim, resmi dil olma hakkı verdiğimizde, diğer dillerde emsal oluşturur. Bir kişi olsa bile, ona da o hak kabul edilen verilmelidir. Eşitlik ilkesi bunu gerektirir. Ülkemizde de sekiz bin dilden sanırım 1,000’den fazla ana dili konuşan insan vardır. Bu olduğunda, millet olunur mu? Toplum birbirini anlar mı? İnsanda önce akıl, sonra doğru ve uygulanabilir bilgi olmalıdır. Ayrımcılık, bölücülük, parçalanma olan işlerde bulunmamalı. Bunu dinsiz imansız ateistler, emperyalist mankudu olduğundan, yapmaktadır. Ama Müslüman yapmamalıdır.

Benim yaşadığım apartmanda, 8 dairede oturan ailelerde ki, eşlerin- çiftlerin her birinin ana dili farklıydı. Biri Türkçe- Rusça, Türkçe- Kürtçe, Lazca- Hemşince, Boşnakça- Gürcüce, Lazca- Lazca, Türkçe- Lazca, Türkçe- Lazca, Kürtçe- Boşnakça ana dillerini konuşuyorlar. Bu ailelerin çocukları da farklı dillerdeki, insanlarla evlendi. Böyle bir toplumun birbirini anlayabilmesi için bir dile ihtiyaçları vardır. Bu da Türkçe olmuştur. Ama herkes anadilinde eğitim- öğretim, basın, yayın, medya, konuşma, yazma özgürlüğüne ve olanağına sahiptir. 2023 yılı itibarıyla hiçbir dile, etnik kimliğe baskı, yasaklama yoktur. Olmamalıdır da! Ama ana eğitim- öğretim, resmi dil Türkçe olmalı ki, toplum birbiriyle anlaşsın. Aksi halde dilsiz, sağır bireyler haline gelir. Bugün ayrılıkçılık Kürtçülük ve Kürtçe üzerinden yapılmaktadır. Yaptıranlar; emperyalistler, Siyonistler, ülkemiz düşmanlarıdır. Kullanılanlarda; akılsız, beyinsiz, kullanılan zayıf karakterlilerdir. Benim evde bile Türkçe, Kürtçe, Rusça konuşan bireyler bulunmaktadır. Bunlar geniş ailemiz bir parçasıdır. Sapkın sapıklar hep bozguncu bozuklardır. Fikirleri de bozuk ve bozguncudur. İşe yaramaz. Hayır, iyilik, güzellik getirmez.

Bilim ile İslam dini ile gerçeklik ile uygulanabilirlik ile ortak aklı birleştirip, istişare ile uygulama yapmalı. Öyle ben yaptım, oldu, dememeli. Senin her dediğin olmaz, olmuyor. Herkes bende derse, savaş olur. Savaşlar böyle ben, benim, ego, hodkâm, sadist, narsist olmakla oluyor. Dosdoğru orta yolu tercih etmeli.

İnsanların düşüncelerine önem ve değer vermeli. Sapkınlıklardan ve aşırılıklardan uzaklaşmalı. Dili, bedeni en güzel şekilde kullanmalı. Ağzı bozuk olmamalı. Dini- imanı, bilimi, güzel ahlakı yaşam tarzı yapmalı. Emanete ve başkalarının malına, mülküne, canına, değerlerine hainlik etmemeli. Bozguncu, bozuk olmamalı. Fazilet değerlerini göz ardı yapmamalı. Sakin ve sabırlı olmalı. Bazı işleri zamana bırakmalı. Zaman en iyi ilaçtır, unutmamalı. Her zaman ilmi, irfanı, hikmeti, olgunluğu, fazileti, değer yargılarını tercih etmeli. İslam peygamberleri ve İslam âlimleri gibi davranmalı. Hak ve hukuktan bir milimetre bile ayrılmamalı. Devletin işleyen hukukunu da iyi bilip, hukuka aykırı davranmamalı. Suç işlememeli. Suç işlemediğimiz gibi haram, günah da işlememeli. Olgun bir mütedeyyin mümin ve Müslüman gibi yaşamalı.

Ülkemizde tabiat- doğal afetler nedeniyle çok büyük zararlar görmekteyiz. Doğal afet olmaz. Doğal yasalar- kanunlar olur. Afete dönüştüren; ahlak, etik, kural bilmeyen insanlardır. 2023 yılı Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem ve ardından gelen diğer depremler ve artçı depremler bölgeyi haşat etti! Oysa 510 yıl önce bu bölgede, aynı fay hattı üzerinde yine deprem olmuştu. Yanı 1510 yılında olan deprem, 2023 tarihinde tekrar etti. Ama bu depremlerden hiç ders alınmadı. Fay hattı üzerinde yine sakat, çürük binalar yapılırken, çürük zeminde, sıvılaşma olan zeminlerde, sakat binalar yapıldı. Aradan 40 gün geçmiş iken de, sel vurdu! Selde 18 kişi öldü. Kayıp olanlar var. Maddi zarar gören 3200 kişi oldu. Depremde ölenlerin sayısı; 49,600’ü buldu. Yararlılar 115 bini geçti. Ama yaralıların ne akdarı sakat- özürlü kaldı, diye bir bilgi tutulmadı.

Ülkemizdeki, insanlarda; iş ahlakı, meslek ahlakı, etik kurala uyma, sorumlulukları dürüstçe yerine getirme ahlakı yok. Kısacası ahlak yok! Ahlakı öğretende, öğretmeyenlerde de, devlet işleyişinde de, eğitim- öğretim, kültür, sanat işleyişinde de ahlak yok! Geri kalan her şey var! Sonuç; çok korkunç dehşet veren yıkım! Başka türlü olmasını beklemek sadece aptal ahmaklara düşmektedir.

Dünyada düzenli nizamlı intizamlı tertipli iyi güzel dosdoğru şahane harika harikulade muntazam bilimsel dinsel yaşayabilmek için hakkaniyetle her işi en ideal şekilde yapmak gerekir. Ortak dosdoğru uzman aklı kullanmalı. Danışıcı olmalı. Zamanı israf etmemeli. İstikamet; hak hakikat olmalı. Savurganlık hiçbir konuda, alanda asla yapmamalı. Her zaman kapsamlı danışan, sorgulayan, değerlendiren, ölçen biçen olmalı. Pişman olunacak işler asla yapmamalı. İslam dinin üstün yüksek atik anlayışını yaşam biçimi yapmalı. Çok ve gereksiz konuşmamalı. Her söyleyecek, yazılacak enine boyuna düşünülerek, açık, net, anlaşılır söylenmeli. Takva muttaki bilge bilinçli mümin ve Müslüman olmalı. Tefekkür etmeli. Doğru bilgilerle tefekkür etmeli. Allah’ın yapılmasını farz emrettiği davranışları yapmalı. Haramları da yapmamalı. Şüphelilerden sakınmalı. Mekruh işler yapmamalı. Tesettüre dikkat etmeli. Tesettür iki ayetle farzdır. Kesin emirdir. Peygamberimizin önerisi- tavsiyesidir. Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’ın haram- yasak kıldığı hiçbir duygu, niyet, düşünce, eylem içinde asla ve kata olmamalı. En iyi, güzel olanı yap. Ama unutma her en iyi güzel; doğru değildir. doğru, dürüst olup, olmadığına dikkatle bakınız.