“T.C. Danıştay Yüksek Mahkemesi 10. Dairesi’nin Kararı ile 24 Kasım 1934 Bakanlar Kurulu’nun Ayasofya Camisi’ni, müze yapma kararı iptal etti. Ayasofya’nın, vakfın amaçları doğrultusunda işlevini yürütmesi, gerekçeli kararı mahkemece onandı. T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hemen aynı gün, bugün kararı; 10.07.2020 günü imzalayarak, onayladı. Resmi gazetede yayınladı. Ayasofya, T.C.Diyanet Başkanlığına devredildi. Gerekli fiziki hazırlıklar yapılarak; 24 Temmuz 2020 Cuma günü, Cuma namazı ile fiili olarak ibadete açılacak. Ayasofya’yı ibadete açmada emeği geçenlere, dua ediyorum. Teşekkürlerimi, minnettarlığımı ifade ediyorum. Allah cc. Razı olsun, diye duada bulunuyorum.”

Nur süresi 22. Ayet: “ İçinizden fazilet ve mal sahipleri; akrabalara, fakirlere ve Allah yolunda göç edenlere, yapabildikleri yardımları esirgemesinler. Bağışlasınlar. Hoşgörülü davransınlar. Allah’ın sizi affetmesini sevmez misiniz? Allah, Gafur’dur, Rahim’dir. Bağışlaması ve merhameti boldur.”

Peygamberimiz buyuruyor: “ Sizden biriniz, kendi için istediğini, mümin kardeşi için de istemedikçe, gerçek mümin olamaz.”

Hadis-i şerif: “ Sizden biriniz, cehenneme uzak düşmeyi ve cennete konulmayı isterse, Allah’a ve Ahiret Günü’ne iman üzerinde ölmeye baksın. Birde kendine karşı yapılmasını sevdiği şeyleri, diğer insanlara karşı sevip, yapsın.”

Hadis-i şerif: “ Kendin için sevdiğini, bütün insanlar için sevmeni, kendin için istemediğini, başkaları içinde istememeni öneririm.”

Peygamberimiz buyuruyor: “ İslam Dini’nin yasakladıklarından kaçın. En çok ibadet edenlerden olursun.

Allah’ın sana verdiği, nimetlere razı ol. En zengin insanlardan olursun.

Komşularına iyilik yapıp, ikramda bulun. Gerçek mümin olursun.

Kendin için sevdiğini, insanlar içinde sev; tam bir Müslüman olursun.

Çok gülüp, eğlenme! Zira çok gülüp, eğlenme; kalbin maneviyatını öldürür!”

İnsanların ellerindekine göz dikme ki, insanlarda seni sevsin.

Genel olarak bütün insanlara merhametli olunuz.

İnsanlara acımayana, Allah merhamet etmez.

Küçüğümüze acımayan ve büyüğümüze saygı duymayan kişi bizden değildir!

Allah’ın, sana ihsan buyurduğu, bu hayvanın haklarını çiğnemekten, ötürü, Allah’tan korkmuyor musun?”

İslam dini; merhamet etmeye, acımaya çok önem ve değer vermektedir. Selâm vermek; “barış, esenlik, selamet, iyilik dilemek, başlıca görevdir. Yapılan davete katılmak, hastalıkta ziyaret etmek, ortak akıl kullanmak, sorup- öğrenmek, iyilik ve merhamet dilemek, ölüm halinde cenazeye katılmak, mümin görevidir. Müminlerin maddi sıkıntılarını gidermeye, problemlerini çözmeye çalışmak,  sevinç ve kederlerini paylaşmak, mümin görevidir. Müminleri korkutmamak, onlara dua etmek, asıl görevdir. Mümin, müminleri kardeş, dost bilir. Sadece tarikatında olanı, cemaatinde olanı, ekolünün mensubunu dost ve ihvan bilmek; Müslümanlık anlayışı değildir. Müslüman, genel olarak bütün Müslümanlara merhametli olur. “Ancak Müslümanlar kardeştir. Müslümanlar kardeştir.”

Peygamberimiz buyuruyor: “ Allah’ı, kullarına sevdiriniz ki; Allah’da sizi sevsin.”

İnsan hakkı yiyenin hasmı- düşmanı Allah’tır.

Peygamberimiz buyuruyor; “Zulme sapanın, hür- özgür insani köle diye satıp, parasını yiyenin, işçinin hakkını, emeğini tam olarak vermeyenin, düşmanı olduğunu açıklamaktadır.

Peygamberimiz buyuruyor: “İnsanlarla akıl, bilgi seviyelerine- düzeylerine göre konuşunuz. İnsanların anlayacağı şekilde konuşunuz.”

Allah cc. Al-i İmran süresi, 134. ayette buyuruyor: “  Takva sahibi olan müminler, bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcarlar. Öfkelerini yenerler. İnsanların kusurlarını bağışlarlar. Allah iyilik yapanları sever.”

Araf süresi 199. Ayet: “Affa yapış. İyiliği emret, cahillerden yüz çevir.”

İslam ahlakı: “ Haksızlık edeni affetmek, vermeyene vermek, ilgiyi kesene, ilgi göstermektir.”

“Lütfen! Şura süresi 36- 39. Ayeti okuyup, öğreniniz.”

Peygamberimiz buyuruyor: “ Takva sahibi, bilgili ve deneyimli kişilerle istişare ediniz- danışınız. Sonrada onların görüşlerine uyunuz. İstişare eden, pişman olmaz. Hayra yol gösteren, aracılık yapan kişi eşit olmazsa da, yapan gibi sevap alır. Her kim, mümin kardeşine, doğruyu bildiği halde, hayırlı olmayanı önerirse, ona hainlik yapmış olur.”

“… Sabrediniz. Gerçekten Allah sabredenlerle beraberdir.”

“ ... Allah sabredenleri sever.”

Peygamberimiz buyuruyor: “ İslam cemaati birliği ve beraberliğinde olun.

Allah’ın ve peygamberinin emir, yasak ve önerilerini dinleyip, uyun.

Hak üzere olan yöneticilere itaat ediniz.

Gerektiğinde hicret- göç ediniz.

Allah cc. Yolunda mal ve canlarınızla cihat ediniz.

Birlik ve beraberlik hususunda dikkat edin.

Birlik; Kur’ân ve sünnet çerçevesinde sağlanabilir.

Nisa süresi 58. Ayet: “ Allah, size emanetleri( görevleri) başarabileceklere vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah, size ne güzel öğüt veriyor. Kuşkusuz Allah işiten ve görendir.”

Peygamberimiz buyuruyor: “ Allah’a yemin olsun. Yöneticilik isteyen kişiyi, yöneticilik için istek duyan kişiyi, yöneticiliğe getirmeyin. Allah hakkı bilmez ve tanımaz cahil adamların yönetiminden, Allah cc. Sizleri korusun.”

“Layık olmayanı görevlendirmek hainliktir.”

Bakara süresi 280. Ayet: “ Eğer borçlu darda ise, ona genişliğe çıkıncaya kadar süre verin. Bağışlamanız ise; bilirseniz, sizin için daha hayırlıdır.”

“… Araf süresi 31. Ayet: “ Yiyiniz, içiniz. Fakat israf- savurganlık yapmayınız. Allah israf edenleri sevmez.”

“Lütfen! Bakara süresi 223. Ayeti de okuyup, ders alınız.”

“Lütfen! Sağlıklı olmak için gereken her bilgiye, yeteneğe, beceriye, donanıma, gereğini yapmaya hazır olun ve de yapın. Sağlıklı olmaya istekli olun. İslam dininin ve tıbbın gereklerini eksiksiz yerine getirin. Sağlıklı, dengeli, yeterli, ölçülü, helal, doğal, teze beslenin. Bilinçli ve sürekli spor yapın. Temizliğe, hijyene dikkat ederek, uyun. Alkollü içki, sigara, uyuşturucu, bağımlılık yapan madde asla kullanmayınız. Zinadan, adet halinde cinci ilişkiden, haram, günah işlerden kesinlikle uzak durun. Farz ve sünnet ibadetleri mutlaka yapın. Aşırı çalışarak, spor yaparak, vücudu yıpratmayın. Gezin, dolaşın, yurt içi ve dışı turizm hareketlerinde bulunun. Üst, baş, giysi, ev- konut, çevre, sokak, cadde, şehir, ülke, dünya temizliğini sağlayınız.

Allah cc. Ve peygamberi sağlıklı olmayı sever. Salgın hastalık dönemlerinde de kendinizi ve başkalarını koruyunuz. Kendinizi büyük bir dikkatle, özenle koruyunuz. Allah’tan sıhhat- sağlık dileyin ve gerekeni muhakkak yerine getiriniz. Boy abdesti ve namaz abdesti, taharet ve pislikten- necasetten temizlenmeyi mümin gibi yerine getiriniz. İmandan sonra insana verilmiş en büyük nimet; sağlıktır, sağlıklı olmaktır. Hasta olunduğu zaman en iyi şekilde tıbbı tedavi- iyileşme yapılmalı. İlkel, işe yaramayan, şarlatanların sözlerine asla aldanmamalı. Bugün sahteci, şarlatan, sahteciler, özellikle müminleri kandırmak, aldatmak için her türlü yalanı söylemektedirler. Sahte, işe yaramayan ürünler satarak, Kâr sağlamaktadır. Devlette buna göz yummaktadır. Aldanmamalı. Kanmamalı. Aldatmamalı. Kandırmamalı. Bu kötü, çirkin, yalan, yanlış işler; Müslüman işi değildir.

Peygamberimiz buyuruyor: “ Allah’tan af ve sağlık isteyiniz. İnsanın kendi için iman, İslam sağlıktan daha sevimli bir nimet yoktur.”

= ( Sizlere Büyük Ayasofya Camisi’nin ibadete açılmasından; sevinçle, güzellikle, huzurla, mutlulukla, barışla söz edeceğim. Ayasofya Camisi 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile müze yapılmıştı. İbadete ise 1931 yılında kapatılmıştı. Çıkarılan yasa ile “aralarında 500 metre uzaklık bulunan camiler kapatılıyordu.” Ayasofya bu yasaya uydurularak, 1931 yılında yasa ile ibadete kapatıldı. 1934 yılında da müze yapıldı. Sultan Ahmet Camisi de at ahırı yapıldı. Başbakanlık resmi kayıtlarına göre; bu şekilde 9,800 camii; mescit- mabet dışında kullanılmaya başlandı. 1932 yılında ezan okunması yasaklandı. 1928 yılında Kur’ân alfabesi yasaklandı. Okuma, öğrenme yasaklandı. Kumar oynanması serbest yapıldı. Kerhaneler- genelevler yasa ile açıldı. İçki içmek, üretmek yasaktı. Onlarca içki, alkol, eroin fabrikası kuruldu. Sigara fabrikaları kuruldu. Alkol ve sigara içilmesi reklam edildi, teşvik edildi! Kılık- kıyafet dayatması ile insanlar hapsedildi. Başörtülüler, okullara alınmadı. Devlet memuru, amiri, işçi yapılmadı. Şehirlere sokulmadı. Bu nasıl Cumhuriyet diye hala derinden düşünüyorum.

Ayasofya, yeni adı ile “Büyük Ayasofya” 1934 yılına kadar İslam âleminin en büyük camisi idi. Ayasofya Miladi takvim ile 1935 yılında Büyük Konstantin tarafından ahşap olarak yapıldı. Pagan tapınağı olarak yapıldı. Daha sonra kiliseye- katedrale dönüştürüldü. Ahşap olduğu için 3 kez yandı. Depremde kubbesi yıkıldı. 1204 yılında yapılan Haçlı Seferleri esnasında yağmalandı. Tahrip edildi. Yakınındaki 2 kilisede tamamen yakıldı. Bu yıkımlar, mezhep düşmanlıkları nedeni ile yapıldı.

Fatih Sultan Mehmet Han, 29 Mayıs 1453 yılında 21 yaşındadır. İnsanlığın başına 1,000 (bin) yıldır bela olan Roma İmparatorluğu’nu coğrafyadan sildi. Tarihe gömdü! Ayasofya, bugün ki, gibi beton bina değildi. Harabe, yıkık, perişan durumda idi. Mimar Sinan ve diğer Osmanlı sultanları Ayasofya’yı onardı. Minarelerle ana gövdeyi destekledi. Payanda yaptı. Bugüne gelmesini sağladı.

Ayasofya, 916 yıl kilise, 481 yıl camii, 86 yılda müze olarak kullanıldı. 2020 yılında müzeye girişler 72 liradır. Çok pahalıdır. Halkımız ziyaret edememektedir. Zira ülkemizde 2020 yılında asgari ücret aylığı; 2,500 liradır.

Ayasofya Camisi, Fatih’in özel mülküdür. Vakfetmiştir. Başka amaçlı kullananlara da beddua etmiştir. Amerika, Rusya, Almanya, Fransa, Yunanistan; “Türkiye cüret edemez, cesaret edemez. Camiye dönüştüremez, demişti.” Fatih Vakfı, Ayasofya’nın, camiye dönüştürülmesi için 1916 yılında mahkemeye başvurmuştu. “Danıştay Yüksek Mahkemesi 10.07.2020 günü kararını, gerekçeli karar ile bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı gün kararı onaylayıp, aynı gün Diyanet Başkanlığı’na devretti. Ezanlar okunmaya, bahçesinde namaz kılınmaya hemen başlandı. Şükür namazları kılındı. Vakit namazları kılındı. Cami içinde düzenlemelere hemen başlandı.  24 Temmuz 2020 Cuma günü, Cuma namazı ile ibadete açılacak. Sanırım halılarını da Cumhurbaşkanımız bizzat kendi alacak.

Yunan Piskoposu; Türkler, Ayasofya’yı ibadete açmaya cüret edemez, demişti. Açıldığında da çok üzüldüğünü söyledi. Ne de düşmanlık derlerler.

Şunu unutmayınız! Batıl dünyası sadece İslam düşmanıdır. Birbirine de çıkar yüzünden düşmanlık ederler. Ayasofya aslında “Ortodoks Kilisesi idi.” Onu zorla “Katolik Kilisesi etmişlerdi.” e Batıl Hıristiyanlar, işgal ettikleri yerlerdeki tüm büyük camileri, kiliseye çevirmişlerdir. Hatta küçüklerini bile başka amaçla kullanmaktadırlar. Katolik dünyasının papası, Ayasofya’nın ibadete açılmasından çok acı çekiyormuş! Zaten 1453 yılından beri kilise değildir. 1935 yılından beride müzedir. Demek ki, müze oluşu acı vermiyor muştu. Camii oluşu acı veriyormuş. Haçlıların yaptığı zalimlikler, zulümler, katliamlar, vahşetler, barbarlıklar yüzünden hiç acı çektiğini görmedik.

Türkiye, Batıl Batı dünyasından 5 kat daha fazla farklı dinlere özgürlük, rahatlık, hizmet vermektedir. Türkiye’mizde 180 bin Hıristiyan yaşamaktadır. 20 bin kişide Yahudi yaşamaktadır. Toplam 200 bin kişi yapmaktadır. Bu 200,000 kişinin 435 tane kilise, havra, sinagogları şu anda etkin hizmet vermektedir. İbadete açıktırlar. Onarımlarını Türkiye yapmaktadır. Avrupa’daki gibi saldırılmamaktadır. Avrupa’da sadece Almanya’da her yıl 500 camiye fiili saldırı yapılmaktadır. Beş kat daha fazla mümin olmayan bu kişilere, kişi başı ibadethane düşmektedir. Çanları çalmaktadır. Ama bizim o ülkelerde, ezanlarımız okunamamaktadır. İç ezanla namaz kılınmaktadır.

Ülkemiz yöneticileri ise; bu bizim egemenlik hakkımızdır. Kimse karışamaz, dedi. Herkesin kendi yaptıklarına bakması gerektiği açıklandı.

Bizdeki, Batı uşakları, Batılıları memnun etmek için her uygunsuzluğu yaptılar. Ama Batı, bizi yine sevmedi. Kuyumuzu kazdı. Düşmanlık etti. Ülkemizi işgal etmeye kalkıştılar. Milletimizi yok etmek, ülkemizi almak için her pisliği hemen her gün sürdürmektedirler. Düşmana karşı kuyruk sallayarak, boyun eğerek, ayakta kalınamaz. Güçlü olup, hak- hukuk savunarak, onurla ayakta kalınabilir.  

Batılıların yıktığı, yaktığı, yok ettiği İslam eserlerinin- yapıtlarının sayısını sadece camii, mescit olarak düşünmemeli. On binlerce İslam, Müslüman eserini yok ettiler! Kurtuba Camii 795 yılında yapıldı. 1236 yılına kadar camii görevi yaptı. 1236 yılından sonra katedral yapıldı. Sadece Hıristiyanlar böyle dönüştürmedi. Putperestlerde Taç Mahal’i dönüştürdü. Ya komünistler! Hala camii gördüklerinde kudurmuş yaratığa dönüşmektedirler.

10.07.2020 günü solcu, Batı uşağı kişiler, sol yayın yapan televizyonlara gruplar halinde çıkıp, 5- 6 saat Ayasofya’nın ibadete açılması aleyhinde konuştular. Milletvekilleri; kiliseler de işgal altındadır, dediler! Kararı TBMM’de ayağa kalkıp, alkışlamadılar.

Sizlerin izleme olanağı olur, diye CHP yayın organı ve taraftarı televizyon kanallarından HALK TV. Ve TELE1 televizyonlarının 10.07.2020 tarihli akşam yayınını izlemenizi öneririm. Her birinde 5 kişilik gruplar, 5-6 saat Ayasofya’nın ibadete açılışı konusunda aleyhte konuşma yaptılar. İnanın, Yunan Başkiposlarından çok üzülmüşler!

Bendeniz, ana doğum olarak 21 Kasım 1955 Rize doğumluyum. Nüfusta ise 01.05.1957 olarak yazılmıştır. Tam 50 yıldır dünyayı radyodan, medyadan, basından, yazılardan, gazetelerden, dergilerden, sosyal medyadan, televizyonlardan izliyorum. Öğrenci iken gazete alırdım. Dergi alırdım. Kitap alırdım. Kütüphanelere, kitaplıklara giderdim. Bir tane yabancının Türkler iyidir. Türkler iyi işlerde yaptı. Türkler insanlıklıdır, diyeni görmedim. Hep Türk ve Müslüman düşmanlığı yapmaktadırlar.

Bendeniz, 1979 yılından beri 30 kadar İslam ülkesinin düşmanlar tarafından işgal edilip, çok perişan yapıldığını, canlı yayınlarda izledim. Afganistan, Myanmar Arakan Müslümanları, Hindistan Müslümanları, Keşmir Müslümanları, Çin Uygur Müslümanları, Orta Asya Türk Müslümanları, Kafkasya Müslümanları, Balkan Müslümanları, Bosna- Hersek Boşnak Müslümanları, Çeçenler, Kırım Türkleri, Tatarlar, Irak, Suriye, Libya, Yemen, Cezayir, Sudan, Lübnan, Habeşistan, Orta Afrika Cumhuriyeti,  Kıbrıs ve onlarca İslam toplumu; mabetleri, tarihi- kültürel eserleri ile yok edildi! Gâvur saldırdı mı; önce camiye, okula, hastaneye, pazara, çarşıya, sivile saldırmaktadır! Sen hiç Afganistan, Irak, Suriye gördün mü?

Sekiz tane Haçlı Seferi ile 4 milyon halkımızı katlettiler! Balkan Savaşların ve Birinci Dünya Savaşı’nda da 4 milyon insanımızı katlettiler! Birinci ve İkinci Dünya Savaşları ile on milyonlarca insanı katlettiler! 1917 SSCB Komünist- Bolşevik ihtilalı ve sonrasında 30 bin camimizi yerle bir ettiler! Balkanlarda camii, Türk eseri bırakmadılar. Şimdi o zalimlerin, Ayasofya’dan söz etme hakları yok. Onların uzantıları, oralardan kaçıp, bize sığındılar. Şimdi zalim, katil, katliamcılar tarafında yer almaktadırlar. Zalimi eleştiriyorum. Kınıyorum. Yeriyorum. Önce insan olmalarını, insanca davranmalarını, lütfen diyerek, öneriyorum. Allah cc. Hidayet istemeyi nasip eder, inşallah.” ( Bu güzelim ilmi makaleyi sosyal medya yayınlamadı. Sansür uyguluyor!)