Önce itikadımız, inancımız, imanımız bozuk, hurafe, küfür, batıl olmamalı. İmanımız zayıf, İslam yaşantımız eksik olmamalı. Günahta ısrarcı olmamalıyız. İslam dinine ilgisiz, bilgisiz, meraksız, düşman asla olmamalıyız. İslam nimetinden uzak kalmamalıyız. İmansız, İslamsız yaşamamalıyız. Hiçbir insana, varlığa, hayvana, doğaya, çevreye, kötülük etmemeli, zarar- ziyan asla vermemeliyiz. Allah’a, Kur’ân’a, peygamberlere sonsuz sevgi, saygı duymalıyız. İslam dinini, Kur’ân’ın bildirdiği, peygamberimizin sav. Yaşadığı gibi aynen yaşamalıyız. Anne, baba, akraba, komşu, arkadaş ve insanlara karşı sevgi dolu olmalıyız. Saygı ve muhabbetle davranmalıyız.

Önce doğru bilgiye, hak dine- imana, bilime, ilme, irfana, sanata, mesleğe ilgi duymalıyız. İlgi ile merak ile sabırla, sebat ederek; öğrenip, yaşamalıyız. Aklımızı, zekâmızı doğru işletmeliyiz. Bizi saptıracak; sapık, kötü, zararlı edecek, odaklar mutlaka olacaktır. Pislikten, kötülükten, çirkinlikten, sapkınlıktan beslenenler, kendimize anlatımlar yapacaklar. Onlara asla, kesinlikle, katiyen aldanıp, kanmamalı. Kanıp, inanmamalı. Mankutları, köleleri, aparatları olmamalı. Bizim yolumuz hak yoldur. İlim, bilim, doğru bilgi, irfan yoludur. Hak üzere, aklımıza, zekâmızla yaşamalıyız. Başkalarına da en azami şekilde katkılar sunmalıyız.

Zararlı olanlar; yalanın, yanlışın, batılın, küfrün, kötülüğün öğrenimini, deneyimini, uygulamasını gerçekleştirmektedirler, yapmaktadırlar. İnsanların aklına, zekâsına, ruhuna pislikler atıp, bozmaya çalışmaktadırlar. Nefsimize hoş laflar, vaatler etmektedirler. Yapmayacaklarını, yapacak gibi anlatmaktadırlar. Şeytanlık, yalancılık, fitne, bozgunculuk, hainlik yapmaktadırlar. Eksiklikleri istismar edip, gidereceklerini vaat etmektedirler. Bu sapkın zalim kişiler; insanlık, varlık düşmanıdır. Sadece kendi çıkarlarını düşünerek, çalışırlar. Kötülüğün yayıcısı, zalimlerin mankutları, köleleri, elemanlardırlar. Bunlara asla kanıp, inanmamalı. Maddi, manevi anlamda hiçbir yakınlık göstermemeli, destek vermemeli. Bunların güçlü, iktidar olmaları; tüm insanların zarar- ziyan, kötülük görmelerini oluşturmaktadır!

İnternete giriniz. Şu soruyu yazıp, yanıtını alınız: “ Dünyanın en zalim, katliamcı kişileri kimlerdir?”

Alacağınız yanıtın bugünde milyarlarca destekleyicisi, taraftarı, yanlısı; üzgünüm ki, ne yazık ki vardır!

Bu kişiler, hep zararlı, ziyan veren, kötü, çirkin, insanlık dışı niyete, duyguya, düşünceye, davranışa, harekete, eyleme sahiptirler! Vücut yapılarında ki, hücreleri, genleri de kötü; niyet, duygu, düşünce, davranışlarla bozmuşlardır. Sigara, alkol, içki, bağımlılık yapan madde kullanarak, bozmuşlardır. Beyin hücreleri zarar görmüş. Küçülmüş, büzülmüş. Pek kullanamadıklarından, derin ve doğru düşünceye de sahip değillerdir. Sigara, şarap, sarhoşluk evren içki, maddeler, esrar, eroin, tiner, bira, haplar bedeni, vücudu mahveder! Haram, mekruh olan bu maddeleri asla kullanmayı denememeli.

Müslüman, insanlığa olsun, bir varlığa, hayvana olsun, asla zarar vermemeli. İnsanlık ve Müslümanlık bunu gerektirir. İster Müslüman olsun, ister olmasın; hiçbir varlığa, hak mümin, hakiki, samimi, bilgili, bilinçli Müslüman asla zarar vermez. Verirse, onun inancında, yaşantısında bozukluk vardır ki, zalimlik yapmaktadır. Allah cc. Bu gibi zarar vermeleri haram kılıp, yasaklamıştır.

Müslüman yalan söylemez. İftira atmaz. Başkalarına zarar- ziyan vermez. İkiyüzlü, 200 yüzlü, iki bin yüzlü davranmaz. Kendini beğenip, büyüklük taslamaz. İlmi ile davranışlarıyla, makamı, malı, mülkü, serveti ile gururlanmaz, kibirlenmez. Münafıklık, kâfirlik yapmaz. Anadolu insanın deyimi gâvurluk yapmaz. Başkalarını kıskanmaz, çekememezlik yapmaz. Sözünü tutar. Verdiği sözü tutmamazlık asla yapmaz. Kötü, zararlı, ziyan veren, hain, alçaklık ve hak değerlere düşmanlık yapanlara; iyi insan demez. Taraftarı, yanlısı, yoldaşı olmaz. Bu gibilere maddi, manevi anlamda destek vermez. Hiçbir şekilde taraftarı olmaz. Gönlüyle bile meyletmez. Yalancıya, kötülük edene kesinlikle yardımcı olmaz. Eğer olursa, işlediği günaha, harama, vebale ortak olur! Onunla haşrolunur.

Müslüman, aklını, zekâsını çok dosdoğru, düzgün işletir. İslam dinini peygamberimiz gibi yaşar. Hiç kimseye haksızlık etmez. Herkese yardımı, iyiliği olur. Müslüman olmayanlara da iyilik yapar. Ona hak ve hakikati öğretir. Hediye verir. Güzel davranır ki; güzel örnekliği ile kendini ve hak inancını beğendirir, benimsetmeye neden olur. Bir Müslümanın, bir başkasına kötülük etmesini, zarar- ziyan vermesini kabul etmek mümkün değildir. Onun yaptığı tüm ibadetlerde bu kötülüğü, zarar- ziyan, kul hakkı işlemesi nedeniyle eksiye düşer! Kötü örnek, rol model olduğu içinde, kendi ölümünden sonra bile günah alması devam eder!

Müslüman, Kur’an ve sünnet ile haram kılınan davranışları öğrenmeli. Ne demiştik? İslam dininde, âlimlerimizin belirlediği, derlediği 700 kadar haram davranış, yasaklanmış hareket vardır. Bunları öğrenip, sakınmalıyız. İslam dinine bir tümce- cümle söz ile girilir. Müslüman olunur. Ama bir sözle de çıkılır. Kâfir, müşrik, münafık olunur! Bunun içindir ki, Müslüman çok bilgili, bilinçli, samimi, tedbirli, dosdoğru yollu olmalı. İslam dışı niyet, duygu, düşünce eylem içinde asla olmamalı.

Yüce, Ulu, Büyük Allah’ımızı, Esma’ül Hüsna dediğimiz, Allah’ın güzel adları, zati ve Subûti sıfatları ile Kur’an anlatımı ile tanıyıp, kabul etmeliyiz. Allah cc. Kur’ân, peygamber, iman hakkında bilgisizliğimizle, olur- olmaz düşünüp, konuşmamalıyız. Hak temelleri öğrenip, öyle bilerek, derinden düşünerek, konuşup, yazmalıyız. Her sakallıyı, kaftanlıyı, cübbeliyi, sarıklıyı da Müslüman görmemeli. Dün olduğu gibi bugünde içimize pek çok casus, ajan, hain bulunmaktadır.

Müslüman, mutlaka ama muhakkak iyiliği emredip, kötülüğü men etmeli. Allah’ın dinini, ilimle, irfanla, bilimle, düzgün, sağduyu akılla anlatmalı. Yakın akrabalarından başlayarak anlatmaya, açıklamaya devam etmeli. Ama önce anlattıkları doğrulukları, kendi yaşantısında gerçekleştirmiş olmalı. Âlim dediğin kişi; ilmi ile amel edendir. Öyle şarlatanlık yapmamalı. Öncelikle Allah’ın emir ve yasaklarına kendi uymalı. Sonra başkalarını bilgilendirmeli, bilinçlendirmeli, duyurmalı, anlatmalı.

Lütfen! Lütfen, diyorum. Öncelikle bakabileceğimiz kadar çocuk, evlat sahibi olalım. Bakıp, eğiteceğimiz, yetiştirebileceğimiz, en iyi öğrenim gördürebileceğimiz kadar çocuk sahibi olalım. İyi bir eğitim, güzel bir öğrenim ve ilgi gösteremeyeceğimiz çocuk yapmayalım. Çocuklarımızı zorluklar içinde eziyet çeken; giyinme, yeme, içme, barınma, öğrenim görememe acı durumuna sokmayalım. Bugün, dünyada 85 milyon mülteci, sığınmacı, vatanından kaçmış, kaçkın insan var. Çok perişan, rezil, zor durumda, kepaze haldedirler! Elin gâvurlarının kışkırtmaları ile ülkesinde isyan etmiş, başkaldırmış. İç savaşa düşürülmüş. Yabancı güçlerin saldırısına uğramışlar. Kendi güzelim öz vatanlarını cehenneme dönüştürmüşler. Onlarda başka ülkelere göç etme durumunda kalmış. Ama hiçbir ülke isteyerek onlara kucak açmamaktadır. Askeri ile polisi ile sınır kapılarında dayak, kötek, mermi yemektedirler. Ege ve Akdeniz’de boğulmaktadırlar! Elin Yunan gâvuru, lastik botlarını mızrak ile delmekte, kendilerini dövmektedirler. Ellerindeki, paraları, eşyaları almakta, çıplak ülkemize göndermektedirler. Yüzbinlerce göçmen Ege ve Akdeniz’de çocukları, eşleri ile ölmekte, itilip, kakılmaktadır. Böyle bir Müslüman olmamalı. Bunun vebalı; anne ve babadır. O ülkeyi adam gibi yönetemeyen yöneticilerdir, liderlerdedir.

Amerika, göçü engellemek için Meksika sınırına 3,250 km’yi aşan beton- çelik duvar yapmaya başlamıştır.

Ülkemizde, terörist geçişlerini önlemek için güney ve doğu sınırlarımıza çelik beton duvar, kamera, ışıklandırma, kuleler yapmayı bitirmek üzeredir. Bütün bu harcama ve zahmetler, zahmet etmeyen ailelerin yükünü çekmemek içindir. Müslüman, başkasına yük olmamalı. Başını belaya sokmamalı. Başkasına el- avuç açmamalı. Kendi ayakları üzerinde duracak şekilde kendini yetiştirmeli, donatmalı, yapılandırmalı.

Avrupa da, Bulgaristan, Yunanistan sınırına farklı biçimlerde duvar ve dikenli tellerle ördü! Şu anda soğukta, 15 bini aşkın göçmen, Belarus ’ten Polonya’ya geçip, oradan Avrupa’ya geçmek isteyen göçmenler için 180 km. dikenli tel örgü örülmüş. Avrupa desteği ile engeller çıkarılmaktadır. Avrupa ülkeleri birbirini parasal ve askeri önlemlerle destekleyip, sınırlarını kapatmaktadır.

Belarus Devlet Başkanı da şöyle diyor: “ Ben bu göçmenleri istemiyorum. Biz küçük ve parasız bir devletiz. Halkıma bakamıyorum. Bunlara da bakamam. Savaşı kim çıkarmış ise onların ülkesine gitsinler.”

 Dünyada savaşları çıkaran; ABD, Avrupa’nın emperyalist ülkeleri, kuzey ülkesi Rusya, Çin ve benzeri zalim kâfirlerdir. Bunlara mankut olan, İslam ülkesi mankut yöneticilerde vardır. Dünyayı ve insanlığı mahvetmektedirler! Terör örgütü oluşturup, savaş ve çatışma için kullanmaktadırlar. Yeterli görmeseler, kendileri ortak olarak müdahale etmektedirler. Hepsinin canı cehenneme diyelim. Bu mazlumların haklarını hiç ödeyemeyecekler. Cehennemi boylayacaklar. Bu dünyada da yaptıkları zalimliklerin karşılığını mutlaka görecekler.

Bir çocuğun, evladın en büyük düşmanı; hak dini, imanı, devleti, milleti, vatanı, bayrağı sevdirmeyen, saygıyı öğretmeyen, başta anne, baba, öğretmen, imamdır. Evlatlara, sevgiyi, saygıyı, merhameti değil de, düşmanlığı öğreten; başta günah anne, baba, öğretmen ve imamındır. Bu kişiler çocukların, evlatların en büyük düşmanı olmuş. Düşmanlık öğretmişlerdir. Sevgi, saygıyı öğretmemişlerdir. Benimsetmemişlerdir. Sevgi, saygı dolu bilinçli, bilgili mümin evlatlar yetiştirmemişlerdir. Merhameti, şefkati, müşfik olmayı, acımayı, korumayı, esirgemeyi benimsetmemişlerdir.

Müslümanlar, vatanı, devleti, milleti, dini- imanı, canı, namusu, izzeti, iffeti, nesli, malı, mülkü, kutsal değerleri için var gücü ile mücadele edip; gazi, şehit olurken, iyi yetişmeyenler bu değerlere alabildiğine düşmanlık yapmaktadır. İmanlı, Müslüman kutsal değerlere asla düşmanlık, hainlik etmez. Müslümanlar, cehennemlik iş yapmaz. Cehennemlik iş yapanlar, İslam dinini içselleştirmeyen, özümsemeyen, benimsemeyen cahil kimselerdir. Müslüman, en doğru olanı tercih eder. Zalimlere azap vardır. Onlar batıldadır, küfürdedir. Müslüman çok yüksek ahlaklı, edepli, hayâ sahibi, ibadet sahibidir. Çok merhametlidir. Sabırla dosdoğru iş, işlem, görev, ödev yapar.

İyilik yapanlar, cömert olanlar, yalancı olmayanlar, hidayete erişebilir. Doğru yolu arayanlar, hidayete- doğruya kavuşabilir. Başkalarının hayır ve iyilik duasını alanlar, hidayete erişebilir. Hakka, hakikate ilgi duyup, öğrenenler, hakka yönelenler, hidayete erişebilir. Bir insanın hidayetine sebep olan, cennete girer. Sapkınlığına neden olan da cehenneme girer! Hakkı, hakikati, dini- imanı öğrenmek için yola çıkan kimse, 40 yıl ibadet eden kişi gibi olur.

İslamiyet, bütün karanlık, sapkın, çarpık, günahkâr dünyayı aydınlatıp, hakka, hakikate çevirir. Barbarlar, bağnazlar, batıllar, küfür içindekiler, katiller, katliamcılar, zalimler imana gelip, mümin olabilir. Yeter ki iyi, doğru olarak İslam anlatılsın. İnsanlar istek, ilgi, arzu duysun. Kur’an ve peygamberimiz, ilimle, irfanla anlatılabilirse, mümin olanlar çok olur, çoğalır.

Allah cc. İnsanlar iki âlemde huzurlu, mutlu, rahat olsunlar diye vahiy gönderdi. Peygamberimizi de âlemlere rahmet olarak gönderdi. Peygamberimize uyulmasını emretti. İslam dini, insanlardan inanların can simididir.

Müslüman, bilge, bilgin, âlim, dengeli, ölçülü, en güzel örnek, rol model olmalı. İşini, görevini severek yapmalı. Sıkıntılara büyük bir sabır ile katlanmalı. İşinde sebat etmeli. Bilgili olmalı. Aynı zamanda sanat, kültür, meslek sahibi olmalı. Mesleğinin yanında hobileri de mutlaka olmalı.

Müslüman asla yalan söylememeli. İftira yapmamalı. Yalanı hem söylememeli. Hem yazmamalı. Yalanla, iftira ile işi olmamalı. Yalan en büyük haram, en büyük günahtır. Müslüman, hurafe, bidat, batıl, küfür ile ilgilenmemeli. İşi olmamalı.

İslam dininde her varlığın hakkı, hukuku vardır. Hiçbir canlıya asla zalimlik yapılamaz, zulüm yapılamaz. Hayvanlara hiçbir nedenle eziyet edilemez. Hayvanlarda Allah’ın dilsiz kuludur. Onlarında hakkı, hukuku vardır. Hiçbir canlı eğlence, spor için kullanılamaz. Hayvanlara eziyet edilemez. Hançer saplanamaz. Dövüştürülemez. Ağır yük vurulamaz. Dövülemez. Aç, susuz bırakılamaz. Hayvanlara haksızlık yapan, cennete giremez, gidemez.

İnsanlara, akraba, komşu, arkadaşlara, lütfen; kibar, centilmen, efendice, latif, zarif, ince davranınız. Ülkemizde kadınlar öldürülüyor! Erkekler, kadınlardan 10 kat daha fazla öldürülüyor. Teröristler öldürülüyor. Teröristler, insanları öldürüyor. Bunun başlıca nedeni; işte bu şekilde davranamamalarından kaynaklanmaktadır. Hak, hukuk, merhamet li davranamamaktadırlar. İşin dini, psikolojik, sosyolojik yönünü bilip, uygulayamamaktadır. Kaba- saba, kötü, çirkin, hakaret ederek, yalan, yanlış davranmanın sonucu; kötü olur! Dinin, ilmin, görgü kurallarının gerektirdiklerini yaşam tarzı yapmalı. Görgü kuralları, trafik kuralları, iş sağlığı ve güvenliği kuralları, devletin hukuksal yasaları, devletin ceza yasaları da dindendir. Hayatın- yaşamın iyi sürdürülmesi içindir. Bu yasalara, kurallara da din gibi uymamız gerekir. İnsanlar bizden güvende olmalı, emin olmalı. İslam’ın 5 temel şartını, ibadetleri yapıp da, insanlara iyi davranmayanın gideceği yer cehennemdir. Hayvanlar, doğa da bunun içindedir. Kötülükleri yaymamalı. İyilikleri yaymalı.

İnsanların, komşuların kendinden güvende olmadığı kimse ibadette yapsa cennete giremez, diyen, peygamberimizdir.

Günümüzde ülkemiz ve dünyadaki insanlar, yaban hayvanlar âleminden çok daha kötü bir şekilde birbirine saldırmakta, birbirine zarar vermektedir. Aslanların, kaplanların, yılanların, çıyanların, haşeratın öldürdüğü insan sayısı; insanların öldürdüğü insan sayısının binde biri bile değildir. Bu ne biçim insanlık anlayamadım!

İnsanın kendi, ben iyiyim, dememeli. İyi olup, olmadığını tanıyanlara sormalı.

İnsanları, hayvanları, bitkileri incitiyorsan, Allah’a ve varlıklara karşı görev, ödev, yükümlülük, sorumluluklarını yapmıyorsan, iyi değilsin. Kul hakkı tanımıyorsan, Allah’a saygılı, itaatkâr değilsen, iyi değilsin. Öyle laf ile de iyi olunmamaktadır.

Hak, hukuk tanıma; istediğin kadar ye! Sonra hakkını söz ile helal et, de! Ülkemizin en büyük yalancısı, zalimi, zulmedeni de; milletle helallaşacağım, diyor. Önce hesaplaş! Önce muhasebeni yap. Borcunu öde! İnsanlara hayat hakkı tanımadın! Okula sokmadın. İşe almadın. Görev vermedin. Kılık kıyafeti dolayısıyla her türlü ahlaksızlığı, zulmü yaptın. Ülkeyi dar ettiğin gibi dünyayı dar hale getirdin. Şimdi kendi çıkarın için helallaşacağım, demekle, helal olmaz. Zayi ettiğin hakkın bedelini ödemelisin. Öyle laf ile helallik alınmaz. Bu halkı yine kandırmak için yapılmış olur.

Müslüman kimse, başkalarına haksızlık etmez. İnsanları kırmaz, incitmez. İnsanlara ihsanda, ikramda bulunur. İnsanların malına, mülküne, eşyasına da zarar vermemeli.

Gerçek anlamda, samimiyetle, bilgiyle, bilinçle, sahiden gerçek mümin ve dosdoğru Müslüman olan kimse; sevgi, saygı doludur. Hiçbir varlığa zarar vermez. Dinimizin ve devletin koyduğu yasalara, kurallara uyar. Hayatta olan kurallara, ilkelere uyulmazsa, hayat karmaşa olur. Hayat devam etmez. İnsanlar huzur ve mutluluk bulmaz. İmamın, öğretmenin, valinin, kaymakamın, belediye başkanının, işverenin,  devlet yöneticilerin, amirin, işçinin, memurun uyacağı kurallar bellidir. Anne ve babanın görevleri belirlenmiştir. Hukuk merkezlidir. Hukuk merkezli olmalıdır. Haksızlık oluşturmamalı. Bu kişilerin uyacağı kurallar, kaideler de din alanındadır. Din dışı, anormal, bozuk bir yapı varsa, iyileştirip, düzeltilmeli. Çünkü bozuk, kötü, çirkin, olumsuz, din dışı, ilim, bilim, ahlak dışı bir yapı varsa; iyileştirip, düzeltilmeli. Öyle bir yapı ile işler iyi, yolunda, güzel, düzenli, ideal şekilde yürümez. Din ve bilim, ortak akıl ve üstün zekâ ile işletilmeli.

Devlet, Millet olarak çok zengin- varsıl olmamız gerekir. Parasız gelişme, kalkınma, büyüme, refaha, rahata ulaşma, güçlenme, huzur, mutluluk sağlama, hayatı devam ettirme hele bu adaletsiz dünyada olmuyor. Her zorluğu, güçlüğü aşmalıyız. Hiçbir zorluk karşısında pes etmemeliyiz. Her alanda başaracağımıza inanmalıyız. Bizler bazı konularda, alanlarda hiçbir gelişme içinde değilken, sanayii, savunma, eğitim- öğretim, ulaşım, iletişim, bilişim alanlarında son 20 yılda, savunma alanında son 5 yılda dünya ülkeleri arasına girdik. Bazı alanlarda 4- 5. Sıralarda, hatta birinci sıraya yükseldik. Bunu başka ülkelerin deneyimli, yüksek uzman kişileri çalıştırmamızda etken oldu.

Verileri, olanakları çok iyi değerlendirmeli. Başarabileceğimize inanmalı. Her alanda hazırlık yapmalı. Analiz, sentez yapmalı. Analitik düşünmeli. Gruplandırma, sonuçları değerlendirme,, en modern olana erişme çalışmaları yürütmeli. Arındırılmış analitik yapmalı. Dijital çalışılmalı. Teknik, teknoloji, yapay zekâ alanında gelişmeli. Akıllı makineler yapmalı. Küresel güç olmalı. Bunu ekip, takım, ittifak halinde becermeli. İyilikleri karşılıksız yapmalı. Her türlü materyali kullanmalı. Hipnotize olmamalı. Düşmanların oyun ve hilelerine gelmemeli. İnsanların isteklerine yanıt vermeli. Modern çalışmalar yapmalı. Gücümüzü dostlarımızla birlikte artırmalı. Dengeli, ölçülü hareket etmeli. Kondisyon yüksek, performans yüksek olmalı. Fırsatları değerlendirmeli. Baskıya, dayatmaya asla boyun eğmemeli. Küresel ve bölgesel tezgâha gelmemeli.

Kalkınmamızı, gelişmemizi önlemek, engellemek için her türlü ambargo, dost ve müttefik dediğimiz ülkelerce uygulanmaktadır. Ama dirayetli, cesaretli, becerikli, yetenekli hükümetimizin başarılı mücadelesi ile engeller aşılmaktadır.

İki gün önce, 12.11.2021 günü İstanbul’da Türk Konseyi 7 ( yedi) Türk bağımsız devleti olarak toplandı. Türk Konseyi, 8. Toplantısını İstanbul’da yaptı. Türk Konseyini Cumhurbaşkanımız Erdoğan kurmuştu. Geliştirmesini de cumhurbaşkanımız Erdoğan yaptı. Türk Konseyi bu toplantıda adını da;    “ Türk Devletleri Teşkilatı” olarak değiştirdi. Bu Türk devleri birliği pek çok insanımızın hayâlıydı. Cumhurbaşkanımız ve de Başbakanımız Turgut Özal, Alpaslan Türkeş, Muhsin Yazıcıoğlu bu konuda çalıştı ama hep engellendi. Türk Birliği ile birlikte İnşallah, “İslam Devletleri Birliği” de kurulur. Mazlumlarda bu birliğe üye olur. Adil bir dünya kurarız. O zaman hayallerimizi daha kolay gerçekleştiririz, inşallah.

Bendeniz, vatanımı, milletimi, devletimi, bayrağı çok seviyorum.

Ülkemizin bağımsızlığı, özgürlüğü, sürekliliği için çok çalışıyorum.

Büyümemiz, gelişmemiz, kalkınmamız, refaha erişmemiz için azmediyorum.

Müslümanların, insanlığın huzur ve mutluluğunu sağlamaya çalışıyorum.

                Milletimin, devletimin hak hukukuna sahip çıkıyorum.

                Tüm düşmanlardan korumaya gayret ediyorum.

                Biliyorum ki, 16 Türk Devletini iç ve dış düşmanlar yıktı!

                Bunun için öngörülüyüm, hazırlığımı yapıyorum.

Türk ve Müslüman ülkelerin birleşmesine çalışıyorum.

İşbirliği, güç birliği, dayanışma, yardımlaşmasına hizmet ediyorum.

Mazlum ülkeleri de alıp, dünyaya adil nizam getirmeye çalışıyorum.

                Bizler, inancımız gereği; hak, hukuk, doğruluk, adalet istiyoruz.

                Güzel ahlakı, edebi, adabı yaymaya çalışıyoruz.

                Zalimliği, kötülüğü, çirkinliği, haksızlığı yok etmeliyiz.

                İnsanlığın hak ve hakikatle buluşmasını arzuluyoruz.

Bizler, Allah’ın yolunda, peygamberin kılavuzluğunda;

Akıl, zekâ, ilim, bilimle, dosdoğru yaşayanlarız.

Hiçbir insana, hayvana, varlığa asla zarar vermeyiz.

Severiz, seviliriz, Allah’ın hoşnutluğunu alır, yaşarız.

                Din ile iman ile bilim ile akıl ile derinlemesine düşünürüz.

                Her sorunu akıl, zekâ, doğru bilgi ile çözer, çare buluruz.

                Vatan, millet, devlet, bayrak, İslam, insanlık düşmanlarıyla;

                İşbirliği, güç birliği, dayanışma asla, kesinlikle yapmayız.

Ben zalim olmam, haksızlık katiyen yapmam; zira ben Müslümanım.

Milli, manevi, dini, ilmi, insani değerlere sahip çıkarım.

Kendimi, hak üzere, hakiki değerlere göre, en güzel şekilde yetiştiririm.

Yüce Allah’ın emir ve yasaklarına uyarak, onurlu, güzel şekilde yaşarım.

                Önemli olan, dünyaya güzel bir ses, yazı, eser bırakmaktır.

                Ahiretimin cennet olmasını sağlamaya çalışmaktır.

                Allah’ın yasakladıklarını yaşatmayıp, varlıkları mutlu etmektir.

                İyi, güzel, doğru, ahlaklı yaşayıp, hak ses bırakmaktır.

Katiyen, vatan, millet, devlet, bayrak, insanlık düşmanlarını sevmem.

Kesinlikle, zalimlere, zulme, haksızlığa prim vermem.

Asla, hak dine, imana düşmanlık edeni, dost olarak görmem.

Hak yolda azimle, kararlılıkla, gayretle çalışarak yaşarım.