Peygamberimiz, vahiy kitabı olan Kur’ân’ı Kerim’e göre yaşamıştır. Peygamberimiz, Kur’ân’ı rehber- kılavuz edindi. Tek egemen güç olarak, Allah’ı kabul etti. Allah’ın emir ve yasaklarına uyarak yaşadı. Allah’a itaat etti. Allah’a uyarak, yaşayanlara sevgi ve saygı ile davrandı. İbadetin- kulluğun sadece Allah’a yapılacağını anlattı. Yasa koyucunun, Kur’ân’a uygun kanun koyması gerektiğini açıkladı. Kur’ân ve sünnete uymak; sapkınları, sapıkları, şaşırmışları, sapıklaşmışları reddetmektir.

Müslüman’ın örneği sadece peygamberimiz olmalı. Peygamberimiz sade, nezih, güzel, iyi, onurlu bir hayat yaşamıştır. Peygamberimiz; sevgi, şefkat, müşfik, merhamet, adalet, eşitlik, olgun insan örneğidir. O, âlemlere rahmettir. Peygamberimiz kimseye öfkelenmez, sert davranmazdı. Kimsenin ayıbını yüzüne vurmazdı. İnsanlara adil davranırdı. İnsanların en adil olanı, cömert olanı, alçak gönüllü insanı, ümmetine düşkün insanıydı.

Kur’ân’ı Kerimde, müminlerin özellikleri şöyle anlatılıyordu. Peygamberimiz de bu özelliklere sahipti. Biz müminlerde, bu özelliklere uygun sıfatlarda olmalıyız. Şöyle ki:

1-      Müminler, iman esaslarının bütününe inanır ve yaşarlar. İman esasları, Kur’ân’ın bütünüdür.

2-      Allah’ın adı anıldığında, müminin kalbi titrer.

3-      Mümin, Allah’ın ve peygamberinin hükmüne razı olur. Onlara başkalarını tercih edip; sapkın, sapık olma durumuna düşmezler.

4-      Hiçbir iş, işlem, mümini, Allah’a ve peygamberine kulluk etmekten alıkoymaz. Sapkın sapıklara teslim olmaz. Tağutu ilah edinmez.

5-      Namazı huşu içinde isteyerek ve samimiyetle kılarlar.

6-      Boş sözlerden, faydasız işlerden ve cahillerden yüz çevirirler. Allah’a saygılı olmayana saygı ve sevgi göstermezler.

7-      Müminler sözlerine uyarlar. Emanete hainlik etmezler. Hainlik, nankörlük etmezler. Kul hakkına girmezler. Vatana, millete, devlete, millet ve devlet malına zarar vermezler.

8-      Müminler namusludur. İffetlidir.

9-      Müminler, Allah’ın emirlerini tutar. Yasakladıklarından sakınırlar.

10-   Müminler, namaz kılarlar. Ramazan orucu tutarlar. Zekât verirler. Hac ve umre yaparlar. Kurban keserler. Allah’ın emirlerini tutarlar. Yasakladıklarından sakınıp, kaçınırlar.

11-   Müminler, gece namazı kılarlar. Seherde Allah’a dua ederler.

12-   Müminler alçakgönüllü, ağırbaşlıdırlar. Cahillere de iyi davranırlar.

13-   Müminler, Allah’ın azabından korkarlar.

14-   Müminler, cimri, pinti, israf eden, el açıp- savuran değildir.

15-   Müminler helal kazanır ve helal olan yerlere ölçülü harcar. Harcamasını öncelik sırasına göre yapar.

16-   Mümin, Allah’tan başkasına el avuç açıp, yalvarmaz. Kendi ayakları üzerinde durur. Dostları ile yardımlaşır, dayanışma içinde olur. Ekip çalışması yapar.

17-   Müslüman dosdoğru olan orta yolu seçer. Gerici ve aşırıcı değildir.

18-   Müslüman, cana kıymaz. İnsana şiddet uygulamaz. Zina yapmaz. Her haram olandan ve şüphelilerden sakınır.

19-   Mümin boş söz, kötü söz söylemez.

20-   Müslüman yalan söylemez. Yalan tanıklık etmez.

21-   Müslüman, hayırlı eş alır. Hayırlı evlatlar yetiştirir.

22-   Mümin, Allah’ın ayetlerine ve peygambere bağlanır. Sapkınlarla işi olmaz.

23-   Müslümanlar işlerini istişare- danışarak yapar.

24-   Müslümanlar zalime, haksızlığa karşı yardımlaşırlar.

25-   Müslümanlar birbirine nezaketle, merhametle, iyilikle davranırlar. Zalimleşmez, gâvurlar gibi hareket etmezler.

26-   Müslüman her zaman haksızlığa karşı amansız mücadele ederler. Birbirini destekleyerek, zalime ve zulme karşı mücadele ederler.

27-   Müslümanlar hayırda yarışırlar. Kötülüklere ise ortak karşı koyarlar.

28-   Müminler, Kur’ân ve sünneti bırakıp, zalimler ardına düşmezler. Sapık ideoloji ve bozuk felsefe edinmezler.

29-   Müminler, İslam ile aralarında mesafe koyan sapıklarla birlik, beraberlik yapmazlar. Yardımlaşma, dayanışma içinde olmazlar.

30-   Müminler, hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ, hakça mücadeleden ayrı kalmaz. Kâfirlere, müşriklere, münafıklara karşı hakça, hukukça mücadele ederler. Müminlerle ve mazlumlarla yardımlaşır, dayanışma ve paylaşma içinde olurlar.

Allah cc. Kur’ân’da kâfirleri şöyle anlatıyor: “ Kâfirler iman etmemişlerdir. Kâfirlerin kalpleri mühürlüdür. Kur’ân’dan rahatsız olurlar. Allah’ın ayetleri ile alay ederler. Kâfirlerin amelleri boşa gidecektir. Dirilişe de inanmazlar. Onlar lanetlenmiştir. Kâfirler, ahrette pişman olacaklardır. Kâfirler dost kabul edilmez. Kâfirlere asla itaat edilmez.”

Allah cc. Kur’an’da münafıkları şöyle tanımlamaktadır: “ Münafıklar iman etmemişlerdir. Kalplerinde hastalık vardır. Fitne, fesat- bozgunculuk, nifak- ayrılık çıkarırlar. İkiyüzlüdürler. Kibirlidirler. İbadetleri ciddiye almazlar. Dini değerleri alaya alırlar. Kötülüğü emrederler. İyiliği yasaklarlar. Cimridirler. Dünya zevklerine dalmışlardır. Şeytan tüm varlıklarını, bedenlerini kaplamıştır. Kâfirleri dost edinirler. Korku içindedirler. Onlarla oturulmaz. Namazları kılınmaz. Azaba- eziyete uğrayacaklardır. Tövbe ederlerse, kurtuluş kapısı açılır.”

Allah cc. Kur’ân’da müşrikleri şöyle anlatmaktadır: “ Müşrikler, Allah’tan başkasını ilah edinmişlerdir. Kalplerine korku salınmıştır. Allah’tan başkasına dua ederler. İnsanları, Allah yolundan saptırmak isterler. Hakkıyla doğru düşünmezler. Kız çocuklarına değer vermezler. Tutarsız isteklerde bulunurlar. Müşriklerden sakınmak gerekir.”

Peygamberleri dinlemeyenlerin sonu şöyle olmaktadır: “ Hak, hakikat, doğru ve gerçek düşünen müminlerle mücadeleyi insanlık tarihi boyunca sürdürmüşler. Kâfirler, müşrikler, münafıklar; müminlerle mücadeleyi, savaşı sürdürmüşler. Tüm sapkın kavimler- ırklar yok olmuşlardır.

Nuh kavmi yok olmuştur!

Hud kavmi yok olmuştur!

Semud kavmi yok olmuştur!

Lüt kavmi helak olmuştur!

Şuayıp kavmi yok olmuştur! Bunlarla beraber pek çok kavim helak olmuş, yok olmuş, yok edilmiştir!

Müslüman günahlardan, özellikle büyük günahlardan kendini korumalıdır. Hem büyük günah işleyip, hem Müslüman’ım demek yakışık almaz. Büyük günahlar şunlardır:

1-      Allah’a şirk- ortak koşmak.

2-      Anne ve baba hakkına riayet etmemek.

3-      Yalan yere tanıklık etmek ve de yalan söylemek.

4-      İnsan öldürmek.

5-      Sihir- büyü ile meşgul olmak.

6-      Yetim malı ve de başkalarının malını, hakkını yemek.

7-       Faiz- rıba almak ve vermek.

8-      Düşmanla savaşmaktan kaçmak, büyük günahtır.

9-      Bir insanın anne ve babasını sövmesi, küretmesi, hakaret etmesi büyük günahlardandır.

10-   Açlık korkusuyla çocukları öldürmek, büyük günahtır.

11-   Komşunun hanımıyla zina etmek, büyük günahların bazılarıdır.

Haram olan iş ve eylemlerin bazıları şunlardır:

1-      Haram olan maddelerin, cisimlerin, şeylerin ticareti de haramdır.

2-      Karaborsacılık, stokçuluk haramdır.

3-      Malın kusurunu saklamak haramdır.

4-      Fazla yemin etmek haramdır.

5-      Ölçüde ve tartıda hile yapmak haramdır.

6-      Çalınan ve gasp edilen malı almak haramdır.

7-      Zora düşenin malını fiyat kırarak almak haramdır.

8-      Başkasının alışverişi üzerine alışveriş yapmak yasaklanmıştır.

9-      Fiyatları dondurmak yasaklanmıştır.

10-   Rüşvet almak ve vermek yasaklanmıştır.

11-   Faiz yolu ile kazanç haramdır.

12-   Aşırı- fahiş fiyatla mal satmak yasaklanmıştır.

13-   Vade farkı alışveriş helaldir.

14-   Selem alışverişi caizdir.

15-   Komisyonculuk, simsarlık, kabz-ı mallık caizdir.

16-   Şirketleşmek caizdir.

17-   Üyelik sigortası caizdir.

Müslüman’ı olgunlaştıran güzel huylar şunlardır:

1-      Müslüman yumuşak huylu, güzel ahlaklıdır.

2-      Müslüman alçak gönüllü, ağırbaşlıdır.

3-      Müslüman hoşgörülüdür.

4-      Müslüman diline sahiptir.

5-      Müslüman öfkesini yener, sabırlıdır.

6-      Müslüman samimidir, ihlâslıdır.

7-      Müslüman adalet sahibidir.

8-      Müslüman sorumluluk sahibidir.

9-      Müslüman herkesin hakkına, hukukuna saygılıdır.

10-   Müslüman cömerttir.

“Allah’a ve resulüne sırt çevirenler, hakka muhalefet edenlerin; zillete düşüp, ezileceklerini Allah cc. Mücadele süresi 5. Ayette mealen buyurmaktadır.”

“Al-i İmran süresi 85. Ayette; İslam’dan başka din arayanlarında, ahrette ziyana uğrayacakları anlatılmaktadır.”

“Enam süresi 157. Ayette de mealen; Allah’ın ayetlerini yalanlayanların, sırt dönenlerin, yüz çevirenlerin; dünya ve ahrette azabın en kötüsü ile cezalandırılacağı anlatılmaktadır.”

“Enam süresi 159. Ayette de; dinin bir kısmına inanıp, bir kısmını yalanlayanların, zelil olacağı anlatılmaktadır.”

“Peygamberimiz buyuruyor: “ Allah cc. bu Kur’ân ile amel eden kavimleri yüceltir. Kur’ân’ın izinden gitmeyenleri de alçaltır, zelil eder.”

“Maide süresi 51. Ayeti aklınızda tutun ki, size düşmanlık edenleri; dost sanıp, arkadan hançerlenmeyesiniz.”

“Bakara süresi 120. Ayeti de aklınızdan çıkarmayınız. Sonra gafil avlanırsınız. Son pişmanlıkta yarar sağlamaz.”

Müslümanların yeniden güçlü olmaları için şunları yapmalarında fayda vardır:

“İslam’ı ölçülerde birbirini sevmeliler. Yardımlaşma, dayanışma, işbirliği yapmalıdırlar. 

Birbirlerine sevgi, saygı duymalıdırlar.

Barış içinde yaşamalıdırlar.

Birbirine muhalefet etmemelidirler.

Meşru olan durumlarda yardımlaşmalıdırlar.

Kenetlenmiş çelik bir duvar gibi olmalıdırlar.

Bütün Servetlerini orta yere koyup, güçlenmelidirler.

Adalet, eşitlik, hakkaniyet, güzel ahlak, kahramanlık, bilgelik olmalıdır.”

Bugün, hiçbir İslam ülkesi; diğerini, Türkiye’den başkası, desteklememektedir. Yunanistan’ı, Akdeniz’de; Fransa, İtalya, Kuzey Kıbrıs Rum Devleti, Birleşik Arap Emirliği, Amerika ve Avrupa Birliği ülkelerinin (27 ülke) tümü desteklemektedir. Bize karşı Akdeniz’de ortak askeri tatbikat yapmaktadırlar. Bizim egemenlik sahamızda, onlarda egemenlik ilan etmişler. Hani 57 İslam ülkesi denilen devletler? Her yıl, her zaman 150 ülkenin halklarına ve devletlerine maddi yardım yapıyoruz. Anadolu’nun fakir halklarından toplanan maddi yardımı götürüp; bize sevgi, saygı duymayan, sahip çıkmayan, ülkelere teslim ediyoruz. Herhalde bu yaptığımız yardımları iyiliksever ve kardeşlikten sanmayıp; ahmak Türkiye’den geliyor, diye sanırım düşünüyorlar!

Ülkemizdeki, Türk Kızılay, TIKA, Diyanet Vakfı, Diyanet İşleri Başkanlığı, İHH ve 28 yardım kuruluşu, halkımızdan topladığı her türlü yardımı, kendi eli ile 150 ülke halkına ulaştırmaktadır. Sömürgeciler sömürmekte, fakirleştirmektedir. Ülkemiz, oraların halkını uyandırmak yerine hazır beslemektedir. Oysa her ülke hakkıyla yönetilse, kendine yeterlidir. Önce bilgilendirip, bilinçlendirmeli. Üretip, beslenmelerini sağlamaları için gereken eğitim- öğretim kazandırmalı. Hep hazır vermekle sonuç alınmaz. Onlarca yıl yediriyoruz ama bunun sonu hiç gelmiyor. Nede bizleri o ülkelerin yöneticileri dost biliyor. Artık halkımızı, duygu sömürüsü yaparak, soyup, dışarı taşımayı azaltmak gerekir.

Devletinde edindiği kaynağı, Korona virüs nedeni ile 126 ülkeye taşıması yanlıştır. Bizden 10 kat zengin ülkelere yardım etme bizim haddimiz, hakkımız olmamalı. Bu durumlar halkımıza haksızlıktır. Biz hem onlara yardım ediyoruz. Hem de 190 ülkeden, ülkemize gelen sığınmacılara bakıyoruz. 72 milyon mülteciden en çok sığınmacı ülkemizde vardır. Aynı zamanda dış ülke halklarına en çok biz hibe yardım yapıyoruz. Bu pek övünecek durum değildir. Benim ülkemde 17 milyon kişi fakirdir. Devletten 16 çeşit yetersiz yardım almaktadır.

Korona virüs nedeni ile 2020 yılında Amerika’ya kendi kargo uçağımızla 2 kez, İtalya, Fransa, İngiltere ve bazı ülkelere, toplamda 126 ülkeye kendi kargo uçağımızla hibe yardım götürdük. Şimdi onlar savaş uçaklarıyla, savaş gemileri ile bize karşı engelleme ortak tatbikatı yapıyorlar. Akdeniz’de doğalgaz ve petrol olunca, leş kargası sömürgeciler, 100 yıl önce ortak harekete geçtikleri gibi yine ortak harekete geçtiler.

Allah cc. Al-i İmran süresi 139. Ayette şöyle buyuruyor: “ Gevşemeyin, üzülmeyin. Eğer mümin iseniz, mutlaka en üstün sizlersiniz.”

Hadis: “ Namaz dinin direğidir.

Zekât, İslam’ın köprüsüdür.

İslam dini beş değer üzerine bina edilmiştir. Kelime-i tevhit, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek, Ramazan orucu tutmaktır.”

Namaz, müminin miracıdır.

Namaz, benim gözümün nuru kılındı.

Namaz her hayrın anahtarıdır.

Namaz dinin direğidir. Kim namazı terk ederse, dinini yıkmış olur.”

Taha süresi 132. Ayet: “ Aile bireylerine namazı emret. Kendinde ona sabırla devam et.”

Nisa süresi 103. Ayet: “ Şüphesiz namaz, müminler üzerine vakitleri belli bir namazdır.”

Hadis: “ Şarap içmekten sakının. Çünkü o, kötülüklerin anasıdır.”

“Her sarhoş eden, içkinin azı da haramdır.”

Müslüman, peygamberler gibi doğru, dürüst, güvenilir, günah işlemeyen, akıllı, zeki, bilgili, hakkı ve hakikati tebliğ eden, olmalıdır. Allah’ı dinlemeli. Peygambere uymalı. Allah’a karşı gelmemeli. Emir ve yasaklarına uymalı. Kâfirlere ve münafıklara itaat etmemeli. Onları dinlememeli. Onların peşine takılıp, cehennemi boylamamalı. Vahye uymalı. Allah’a güvenmeli.

Allah cc. tek yaratıcıdır. Hâkimdir. İdare edendir. Her şeyi bilendir. Dilediğini yapandır. Her şeye gücü yeter. Hâkimiyet- egemenlik Allah’a aittir. Her an yaratma halindedir. Allah’a, Kur’ân’a ve peygamberine; akıl, zekâ, doğru bilgi ile uyarak yaşamalı. Cehaletten uzaklaşmalı. İlmi öğrenim görmeli. Mutlaka ama muhakkak ilim ve meslek sahibi olmalı. Yetiştireceğimiz kadar çocuk sahibi olmalı. Çok çocuk sahibi olup, hem kendimizi hem de çocuklarımızı perişan, rezil, zelil, rezil, rüsva etmemeli. Bugün çocuklarını eğitemeyenlerle, ülkemiz ve dünyanın başı beladadır. İnsanlığa, doğaya çok büyük zararlar vermektedirler. Her yasa dışılığı, kötülüğü, pisliği, çirkinliği, hainliği, katilliği yapmaktadırlar.

İnsan nefsi arzularına – isteklerine teslim olursa, onun kurtulması zor olur. Nefsin isteklerine değil İslam’ın değerlerine ve ilmin gerçeklerine bağlanmalı. İrade, akıl, terbiye edilmeli. Akıl sağlığı doğru bilgilerle korunmalı. Dinimiz, irade terbiyesini emreder. Sağlık her konuda olmalı. Akıl sağlığı, bilgi sağlığı, düşünce sağlığı olmalı, sağlanmalı. Terbiye edilmemiş bir irade, insanı kötülüğe sevk etmektedir. İnsan bunalıma, batıla, küfre, sapkınlığa düşmektedir.

Bugün, psikoloji danışmanları, kişisel gelişim uzmanları, rehber ve danışmanlar ya da yaşam koçları çıkıyor. Dinden, imandan, güzel ahlaktan yoksun; boş anlatıyor. Güzel sözcükler kullanıyor. Ama bireyde, ailede, toplumda etkili olamıyorlar. Zira dinsiz insan, düzelmez, iyileşmez. “Dinin muamelatı, yaşanması anlatılmalı. Dinin muamelatını birey, aile, toplumlar, devletler yerine getirmezse; insanda ve yönetimde düzelme olmaz. Dinin bireye, aileye, topluma, devlete olan hükümleri hiç uygulanmamakta, gerçekleştirilmemektedir. Bunun içinde yargıda adalet olmamaktadır. Devlet, düzeni sağlayamamaktadır. Toplumlar barış içinde yaşayamamaktadır.”

İslam dini sadece ibadetlerden oluşmamaktadır. İslam dininin “muamelat” kısmı da yaşanmalıdır.  Ama laik devletlerde din işlevine izin verilmediği için; boş sözlerle kandırma, aldatma devam etmektedir. Dinin anlatımı ve gerçekleştirilmesi tam anlamı ile yapılmamaktadır.

İnsan olabilmek için İslam olmak gerekir. İslam’ın her değeri herkes tarafından yaşanmalıdır. Birey, aile, toplumlar, devletler yaşamalıdır. İnsan; akıllı, zeki, ileri ve geri zaman için düşünebilen, sorgulayan, sınırsız öğrenebilen, konuşan ve pek çok yeteneği, becerisi olan; onurlu, güzel, üstün varlıktır. Mükemmel yaratılmış. Mükemmelliği her öğreti ile gelişebilmektedir. İnsanın önce kendini, Rabbini, haddini, hudutlarını bilmesi gerekir. Bu da ilimle, bilimle olmaktadır. İnsan önce kendinin ne olduğunu, ne olması gerektiğini bilmeli. Nasıl düşüneceğini, ne yapacağını, nasıl insan olması gerektiğini, nasıl yaşayacağını, nasıl mutlu olacağını bilmeli. Eğer hayvanlaşırsa, bunların hiç birini yapamaz. Vahşi yaban hayvanlarından çok daha kötü duruma düşer. Günün olay haberlerini izleyip, doğru değerlendirmeler yaparsanız; İslam olamayanların insanlıklı da olamadıklarını fark edebilirsiniz.

İnsan görünüşlü olmak başka, insan olmak başkadır. İnsani güzel, iyi nitelikler, insan eder. İnsani ahlaken eğitmeyenler; insani, insanlığın başına bela etmektedirler. Bugün kötü insanları; ebeveynler, öğretmenler, din görevlileri, sapkın medya ve çevresinde olan kötü insanlar, kötü yapmaktadır. Bugün toplum kötü ise yöneticiler, eğitimciler, öğreticiler, etkili ve yetkili olanlarda kötü demektir.

İslamiyet’e uyan herkes rahat eder. Huzurlu, mutlu, refah içinde olur.

İnanmadığı halde Kur’ân hükümlerine uygun yaşayanlarda, kısmen rahat ederler. Ama ahretleri berbat, azap, eziyet, cehennem olur!

Kibirden, gururdan arınıp, tövbe etmeli. İslam dinine dönüp; hakça, peygamberimiz gibi İslam dinini yaşamalı. Bilim insani, ilim insani, meslek, sanat insanı, iyilik insani, vakıf insanı olmalı. Allah’a, insanlara, varlıklara hakkıyla görevimizi yapmalıyız. Akılsızca, bilgisizce, çıkarcı anlayışla, kanunsuz davranmamalıyız. İnsanların hak- hukuklarına girmemeliyiz.

Bu yıl Doğu Karadeniz İllerinde çok sel oldu. İnsanlar mallarını, canlarını kaybetti! Dere yataklarına binalar yapmışlar. Irmak suyu sel ile artınca, ırmak, yatağından çıkıp, İlçe merkezlerini basıyor. Çevresindekilere zarar veriyor. Nerede ev, konut, kent yapılacağını devlet iyi belirlemeli. Devletin yasalarına uygun işler yapmalı. Bu durum ülkemizin her yerinde vardır. İnsanlar hala, hala, hala izin almadan konutunu yapıyor. Zarar gördüğün de, akıllı insanların paralarından; bu yasa, devlet tanımayanların, zararları karşılanıyor. Böyle olunca da akılsız işlerin yapılması devam ediyor.

Giresun İli; Dereli, Yağlıdere, Doğankent, Espiye İlçeleri selden çok zarar gördü. Aynı eşzamanda Adana İli Kozan İlçesi’nde kasıtlı olarak, 4 kişi tarafından çıkarılan yangında; 100 ev yandı!  2,000 hektar orman yandı, bitti, kül oldu! Hain, alçak, kahpe, kalleş, hayvanlaşan bu dört kişi müebbet hapis cezası alması gerekir. Mal varlığından da zarar telafi edilmeli.  Yaptığı yanlış yanında maddi, manevi kâr kalmamalı. Ama insanları önce iyi, güzel, doğru şekilde eğitmeli, öğretmeli, terbiye etmeli. Güzel ahlak sahibi yapmalı. İnsanları hayvanlaştırmamalı.

 Bizdeki, eğitim sistemi hayvanlaştırma yapmaktadır. Pek çok ülkenin terör örgütü liderleri, yüksek öğrenimini ülkemizde görmüştür! Ülkemizde hiçbir ülkede olmadığı kadar vatan, millet, devlet haini, bağımsızlık ve bayrak düşmanı, ezan, din- iman hasmı vardır. Bunlar durduğu yerde yetişmedi. Kötü, bozuk, insan yetiştirmekten uzak; eğitim- öğretim, medya sayesinde oldu. İçimizdeki bu alçak, kahpe, adi, kalleş, mundar vatan ve millet düşmanları, dışarıdaki düşmanlarımızla da işbirliği içindedir. Düşmanlarımızla dostluk edip, maddi- manevi değerlerimizi yok etmeye çalışmaktadır. Hemen şimdi radikal önlemler alıp; milli, manevi değerlerimize düşman yetiştiren sistemi değiştirmeliyiz. Kurtuluşumuz bundadır, buradadır.