Bizler, müminler, insanlar; İslâm dinini ve Müslümanlığı samimi, dosdoğru, dürüst, takva, bilge Müslümanlardan öğrenmeliyiz. Müslümanları içten ve dışarıdan bozmaya çalışan; fitneci, bozguncu, kâfir, münafık ve şarlatanlara karşı çok uyanık ve dikkatli olmalıyız.  Her dönemde, devirde; fitneci, bozguncu olmuştur. Bugünlerde bu hainlerin etkinlikleri çok daha fazla arttı! Her şekile, kisveye, boyaya girerek; içten ve dıştan, fitne, fesat, nifak, düşmanlık, hainlik yapmaktadırlar! İçteki ve dıştakiler; işbirliği, ittifak halinde müttefik olmuşlar. Her kötülüğü, çirkinliği, yalanı, iftirayı, hainliği, düşmanlığı birlikte, beraber yapmaktadırlar! Anarşi, şiddet, terör, yıkıcılık, bölücülük ve katliamda da ortak hareket etmektedirler!

Bizler, gerçek ilim, bilim, bilgi, din- iman sahibi olarak, kendimizi çok iyi yetiştirmeliyiz. Kur’ân ve sünnete uyarak, hareket etmeliyiz. Bilgiyi, kötülükleri yaymak için kullanan şarlatanları, hainleri bilip, kendimizi ve diğer insanları korumalıyız.

En güzel şekilde “sağlıklı” olmak için, gereken ilmi, dini, tıbbi yaşayıp, tüm gerekenleri yapmalıyız. Hasta isek, en güzel şekilde tedavi olmalıyız. Sonrasında zamanımızı en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. “Sağlık ve zaman” konusunda asla aldanmamalıyız. Allah’ın nimetlerinden helal olanları; ölçülü, dengeli, yeterli şekilde kullanıp, yararlanmalıyız.

İlmi olanın, ilminden, işi olanın işinden, varlığından yararlanmalıyız. Biz insanlar birbirimizle yardımlaşma, paylaşma, dayanışma, iyilik yapma içinde olmalıyız. “Vakit- zaman nakittir, derler ya! Vakit, nakitten de çok önemli, değerlidir.” Bizler, bir günü yanı 24 saati, 1,440 dakikayı, 86,400 saniyeyi çok iyi değerlendirmeliyiz. Bir yılı, 4 mevsimi, 12 ayı, 52 haftayı, 365 günü, 8,760 saati ve de 525,600 dakikayı çok iyi değerlendirmeliyiz. Bir günde aldığımız yaklaşık 23 bin nefesi iyi değerlendirmeliyiz. Kısacası, ömrümüzü çok iyi değerlendirmeliyiz. Hesabını verebileceğimiz şekilde değerlendirmeliyiz.

Peygamberimiz buyuruyor: “ İki günü birbirine eşit olan aldanmıştır!”

“İki büyük nimet vardır ki, insanların çoğu bunlarda hep aldanmıştır! Bunlar; sağlık ve boş vakittir.”

“Yarın o işi yaparım; diyenler, helak oldular!”

İmam Gazali diyor ki: “ Bir Müslüman, her akşam yatağına girince, o günün muhasebesini yapmalıdır.”

“Anneden doğarken, günahsız doğan insanoğlu, toprağa günahsız girmeye çalışsın. Mutlak kaçınılmaz olan ölüme, hesap gününe, sorguya, yargılanmaya hazırlansın. Doğru ve gerçekler yalanlamakla yok olmaz. İster materyalist ol, ister mümin ol; gerçek olanlarla herkes karşılaşacaktır. Hayatın- yaşamın hesabı mutlaka sorulacaktır. İnsan öyle sığırların meraya salındığı gibi başıboş değildir. Görevleri, sorumlulukları, yükümlülükleri vardır. Bunları yerine getirmekle sorumludur.

Allah cc. Taha süresi 55. Ayette buyuruyor: “ Sizi topraktan yarattık. Tekrar toprağa döneceksiniz. İkinci bir defa daha sizi topraktan çıkaracağız.”

Akıllı, zeki, bilgili, bilinçli, samimi müminler olun. Sakin ha, sakin, sakin ha! Kâfirlere, müşriklere, münafıklara, zalimlere, yalancılara, iftiracılara aldanıp da; din- iman, vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük, insanlık, Müslümanlık, mümin düşmanlığı yapmayınız. Gafil olmayınız. “Şarlatanlar, bilgilerini hep kötülükte, insanları kullanmakta, kullanıyorlar. Bilimin her dalını; aldatma, kandırma, tuzağa düşürme için kullanmaktadırlar. İyi niyetli değillerdir. Ben, materyalistlerin değerlerle yaşadığını ve değerlere sahip olduğunu hiç görmedim.”

Peygamberimiz şöyle buyuruyor: “ Haram yiyenlerin, ne farzları ne de sünnetleri kabul olur!”

Müslüman olarak yaşayan, Müslüman olarak ölür, ölebilir. İslam dininin beş temel şartını mutlaka samimiyetle, bilgiyle, bilinçle, takvaca yapmalı. Bu Allah’a karşı olan kulluk görevlerimiz, hamdımız, şükrümüz, teşekkürümüz, vefa borcumuzdur. Tevhit tümlecine kalpten, beyinden, aklen, dil ile davranışlarla iman etmeli, samimice inanmalıyız. Açılımını detayı ile bilmeliyiz. Laf olsun, çuval dolsun, diye söylememeliyiz.

“Beş vakit namaz, Cuma namazı, farz ve sünnet namazları kılmalıyız.

Peygamberimiz buyuruyor: “ Namaz kılan, kıyamette kurtulur. Namaz kılmayan, perişan olur!”

Zekât vermeliyiz. Zekât vermek de farz ibadettir.

Peygamberimiz buyuruyor: “ Zekât vermeyene, Allahü Teâlâ lanet eder!”

Ramazan ayında bir ay oruç tutmak farzdır.

Hac yapmak da farz bir ibadettir. Bir kez uygun olan vatandaşlar hac yapmalıdır.

Sadece İslam dininin farzları bu 5 temel esas değildir. Bin taneye yakın farz vardır. Bunları öğrenip, yaşantımızda yapmalıyız.

Sahteci, sahtekârların bozuk söz ve yazılarına aldanıp, kanmamalıyız. Fitneciler, bozguncular, bozucular, ayrılıkçılar çok fazladır. İçten ve dıştan, bazen açıktan, bazen sinsice insani beyninden ve kalbinden vururlar! Biz, bu kâfir ve münafıklara aldanıp, kanmamalıyız.”

“Rab olarak Allahü Teâlâ’yı, din olarak İslam’ı, Resul olarak Hazreti Muhammed Mustafa’yı sav. Onların bildirdiklerinin hepsine inanıp, yaşamalıyız. Böyle davrananlar cenneti hak eder. Beğenmeyenler; cehennemin ateş, duman, irin dolu çukurunda sonsuza dek kalır!”

“Bizler gerçekten büyük âlim isek; Kur’ân ve sünnetten anladığımızla yaşayabiliriz. Değilsek, âlimlerin anladıklarına uyarak, İslam dinini yaşarız.”

Günümüzde iletilişim, bilişim, ulaşım, eğitim, öğretim alanında çok büyük gelişmeler oldu. Bir dakika içinde istenilen bilgiye ulaşmak mümkündür. Bu zamanda cahil, cühela, bilgisiz kalmak, akıl işi değildir. Mesleksiz, sanatsızda kalmak da aynıdır. Her yerde ücretsiz sanat, meslek öğretilmekte, üstüne de ücret verilmektedir.

“Hemen Allah’ın ad ve sıfatları internete yazıp, öğrenip; Allah’ı tanımalıyız.

İmanın şartları yazıp, imanın şartlarını da internetten öğrenmeliyiz.

İslam’ın şartları yazıp, internetten öğrenmeliyiz.”

İletişim, bilişim, haberleşme araç- gereçlerini öğrenme ve eğitim için kullanmalıyız. Şimdiye kadar bunu hiçbir bilgi, ders araç- gereçleri için tam anlamı ile yapamadığımızdan, millet olarak medenileşemedik. Sinema, tiyatro, radyo, televizyonu da gelişmemiz için kullanamadık. Okulu, camiyi de gelişmemiz için kullanamadık. İnterneti de kullanmıyoruz! İyi bir eğitim- öğretim, gelişim sistemi kuramadığımızdan, emeklerimiz boşa gitmektedir. Bu mekânlardan yarar kadar zararda görmekteyiz! Sil baştan besmele ile işe başlamalıyız.

Kütüphanelerden yararlanmıyoruz! Kütüphane personeli kadar yararlanan üyesi yok! Camilerimizin bazılarında daha birkaç yıldır kitap olmaya başladı. Kahvelerde kitaplık kurulsun, dendi, ama oda becerilemedi.

“Büyükbabam İbrahim Kasap 1900 doğumlu olup; Kur’ân, dini ilimler ve Osmanlıca dersleri aldı. Annem 1935 doğumlu, babam 1932 doğumlu olup, 1940’lı yılarda ilkokula gittiler. Ama onların döneminde ilkokul okuma 3 yıl idi. Öğretmenlerine; “eğitmen” deniyordu. Tek odalı yerlerde okudular. Eğitmenleri de sadece okuma- yazma öğrenimi almışlardı.

 Daha sonra, öğretmenler 1950 yılına kadar; ortaokul, 8 yıl Köy Enstitülerinde okudular. Bu okullar bilim ve bilgiden eksikti. Bilgi yanında köy işleri de öğrettiler.

1976 yılına kadar ise ilkokul öğretmenleri ( sınıf öğretmenleri) lise dengi Öğretmen Okulu, 12 yıl okudular. Bir ara bu 13 yıl oldu.

1976 yılından 1994 yılına kadar öğretmen olacaklar, 2 yıl yüksek okul, Eğitim Enstitüsü okudular.

1994 yılından sonra da ilkokul- sınıf öğretmenleri 4 yıl Eğitim Fakültesi, üniversite okudular.

Hala verimli, kaliteli bir eğitim, öğretim öğretmenler alamadığından; niteliksiz, özelliksiz, bozuk kişiler öğretmen yapıldığından, eğitim ve öğretimde başarı sağlanamamaktadır!

İlkokul öğretmenleri 1976 yılına kadar lise dengi öğretmenler okulundan mezundu.

1997 yılı öncesi her köyde ilkokul vardı. 1996 yılında 5 yıl olan ilkokul okuma, 1997 yılında ilköğretim Okulu adı altında 8 yıla çıkarıldı. 2012 yılında da 12 yıla zorunlu okul okuma çıkarıldı.

1997 yılında ilkokullar 5 yıldan 8 yıla ilköğretim okulu olarak çıkarılınca, köydeki okullar kapatıldı. Köy öğrencileri “taşımalı sistem ile” merkezi yerlere, ilköğretim okullarına taşındı. Taşıma ücreti alınmadı. Öğlen verilen yemeklerin ücreti de alınmadı. Şu anda tüm öğrencilerimiz modern okullarda ücretsiz okumaktadır. Kitapları da ücretsiz olarak 2003 yılından beri verilmektedir.

Köylerde kalan ilkokullar boş, sahipsiz, ıssız kaldı. Kocaeli İli, Kandıra İlçesi’nde birkaç ilkokul onarılarak, köylünün hizmetine verildi. Kandıra, Avdan Köyü İlkokulu ve lojmanı, imam evi olarak kullanılmaktadır.

Rize İli, Merkez Kırklartepe (Kandeva) Köyü iki katlı ilkokulunu da köyden bir kişi ve muhtar; kültür, sanat, spor, düğün, meslek öğrenme, kütüphane, bilgisayar, internet işlevi için kullanmaktadır. “

On binlerce ilkokul harabe oldu, çöktü!” İlgisiz, alakasız kalan yetkilileri eleştiriyorum, yeriyorum, kınıyorum. Örnek çalışmalar yapanları da takdir ediyorum, teşekkür ediyorum, dua ediyorum. Bir eğitimci öğretmen olarak görev yaptığım bu okulların içler acısı halini gördükçe içim sızlıyor.”

Kocaeli İli, Kandıra İlçesi, Küçüklü Köyü İlkokulu ve öğretmen lojmanı bakımsızlıktan tamamen çöktü! Şu anda okul binasının duvar taşları bile kalmadı. Sanırım, alıp, götürmüşler! Okul ve lojman alanı dikenlerle kaplanmıştır!  Oysa bunlar birer eğitim, öğretim, kültür, medeniyet abidesi olarak yaşatılmalı. Hep hizmet verir, durumda tutulmalı.

Eğer biraz bilgili, bilinçli isek, internetten her bilgiye ulaşmamız mümkündür. İnternette yalan, yanlış, doğru, gerçeklerinde karmakarışık var olduğunu unutmamalıyız. Doğru bilgilerden çok yalan ve yanlış bilgide bulunmaktadır!

Allah’ın emirlerini tutup, yasakladıklarından sakınmalıyız. Kur’ân’ı, peygamberimiz gibi aynen yaşamalıyız.  Allah cc. ne emretti ise onu yapmalıyız. Kendi heva ve hevesimizden, nefsimizden; ekleme, çıkarma yapamayız, yapmamalıyız. “İslam dini, Allah’ın dinidir. Onu kendi isteğimiz ile değiştiremeyiz.” Önemsememe, küçük görme, değer vermeme, hafife alma, alay etme, kınama, eleştirme, inkâr etme yapmamalıyız. Bu aşağılık durum bizi dinden- imandan çıkarır! İnsanlık onurunu kaybettirir!

Ülkemizde şu anda sosyal medyadan, radyo ve televizyonlardan doğru- dürüst İslam dini anlatan yok! Ya solcu- komünistler; nifak, bozgunculuk, bozma amaçlı din anlatmaktadır. Kapitalistler, halkı kendine köle etmek için anlatmaktadır. Siyasal İslamcılar halkı kandırmak, kullanmak için anlatmaktadır. Diyanette ibadet kısmını anlatmaya çalışmaktadır. İslam muamelatı konusunda anlatım yok. İslam ahlakı anlatılmamaktadır. Zaten anlatmakla din öğrenilmez. Örgün ve yaygın eğitim ve öğretimle halk takva Müslüman yapılmalıdır. Bozgunculara alan ve fırsat tanınmamalı. Kötülükler önlenmeli, engellenmeli.

Kur’ân ve sünnete bağlı olan samimi,, dindar, takva, bilgeler anlatım yapmalı. Kur’ân ve sünnet açılımları 4 hak mezhep adı verilen bilgilerle yapılırken, eksik olanlar düzeltilmeli. Dört hak mezhepte de eksik taraflar vardır. Onlarda açıklama, yorumlarda eksiklikler yapmışlardır. İnsandır, beşerdir, hata yapar.

Kur’ân’ı Kerim’i, peygamberimiz doğru olarak açıklamış. Doğru olarak yaşamış, uygulamış, gerçekleştirmiştir. “Biz, İslam dininin beş temel şartının yapılmasını, peygamberimizin uygulamalarından öğreniyoruz.” “ Allah cc. âlimlere uymamızı emrediyor. Âlimler, peygamberlerin varisleridir, deniyor.”

Nahl süresi 43.ayet: “ Bilmiyorsanız, âlimlere (bilgelere- bilginlere) sorun.”

Bizler, Kur’ân, hadislerden, İslam dinini öğrenip, ibadet edemeyiz. Peygamberimizin ibadet yapma şekillerini, biçimlerini; sahabe âlimleri, tabiin âlimleri, tebe tabiin âlimleri bize ulaştırmıştır. Onların öğreticiliğine gereksinimimiz vardır. Kur’ân ve sünnetleri; İmam Azam, Şafi, Maliki, Hambeli bizlerden daha iyi biliyordu. Bizlere o zamanın taze bilgilerini aktarmışlar.

Bugün, mezhep ve Emevi düşmanlığı yapan, alçak münafık hainler; bu bağlantıyı, dini bilgi bağlantısını kesmek istemektedir. Zaten bunlar peygamber ve hadis kabul etmemektedirler. Kur’ân’da da namaz kılma, zekât nisabı, orucun koşulları, haccın farzları, hukuk bilgileri gibi pek çok konu detaylı anlatılmamaktadır. Detayını peygamberimizden öğreniyoruz. Peygamberimizde ayrıca Cebrail as. Dan öğrenmiştir.

Siz, değerli kardeşlerime, “Müslümanların Sıfatları” adlı bir şiir yazmak istiyorum:

“Mümin ve Müslüman çok büyük fazilet değerlerine sahiptir.

Harika, harikulade, şahane, muhteşem, muazzam, mükemmel insandır.

Kur’ân, sünnet, ilim, irfan ve fazilet değerleri ile yaşar.

Kur’ân, peygamber ahlâkını yaşam tarzı yapar.

Kur’ân, sünnet, ilim, irfan bilgeliği ile olgun insandır.

Ahlaklıdır, hoşgörülüdür; hakkı, hakikati bilicidir.

İnsanlara, doğaya, çevreye her türlü iyiliği yapıcıdır.

İslam’ı ve insani değerlere önem vericidir.

Duygu, niyet, düşünce, fikir, ilim olarak, yarar sağlayıcıdır.

İnsanlarla iletişimi, diyaloğu, etkileşimi en güzel şekilde yapar.

Doğru düşüncelerle plân, program, projeler yapar.

Kararlarını ortak akılla en doğru şekilde alarak, yapar.

İslam olan öncüleri, liderleri, mürşitleri tanır ve sever.

Kendine örnek alır, hak – hukukla yücelir.

Her an öğrenme, kendini geliştirme, araştırma içindedir.

İlgi ile sabırla, azimle öğrenimini sürdürür.

Her ne görevi varsa; sorumlukla, görev bilinci ile tam yapar.

Yükümlülüklerini, görevini bilerek, en güzel şekilde yerine getirir.

Sorunları ekip halinde, ortak akılla, en güzel biçimde çözer.

Zamanı, mekânı, sağlığını, aklını en güzel şekilde işlevli kılar.

Müslüman, bilgedir, bilge olmalıdır; hakkı, hakikati bilmelidir.

Adil, eşitlikçi, bağımsız, cömert, çalışkan, diğerkâmdır.

İnsanlarla yardımlaşma, dayanışma, paylaşma içinde olur.

Alçakgönüllü, ağırbaşlı, efendi kişiliği vardır.

Dosdoğrudur, dürüsttür, dosttur, duyarlıdır.

Müslüman cefakârdır, fedakârdır, güvenilir insandır.

Değerleri için özveride bulunan, esas ve asıl insandır.

Allah’a ibadetini, varlıklara iyiliğini en güzel şekilde yapar.

Güvenilir, emin, olgun, mükemmel, şahane insandır.

Hoşgörülü, iyi niyetli, kardeşlik hukukuna uyan insandır.

Konukseverdir, özgürlükçüdür, özverilidir.

Dininde ve imanında samimidir, gösterişçi değildir.

Kibirli, böbürlü, yüksekten bakan, asla olmaz.

Sevgi, saygı, muhabbet sahibi, sözünde duran insandır.

Maddi, manevi anlamda çok temiz, tertemizdir.

İçi- dışı İslam ile doludur; haram, günahtan arınmıştır.

Milli, manevi, ilmi, irfanı, insani, evrensel değerlere sımsıkı bağlıdır.

Vatanını, milletini, ümmeti, bayrağını, bağımsızlığını çok sever.

Canını, malını, neslini bu hak değerler uğruna feda eder.

Yardımseverdir, diğerkâmdır, özverilidir, insanları sevicidir.

Allah’ın sev, dediğini; sever, sevmediklerini de sevmez.

Müslüman, bilgindir, bilgedir, meslek bilgisine sahiptir.

Dini ilimleri, pozitif ilimleri, mesleği, sanatı, kültürü bilir ve yaşar.

İyi bir öğretici, öğrenci, alan bilgisi sahibi, meslek bilgisine sahiptir.

Genel kültürü yüksek ve kullanabilir değerlere sahiptir.

Müslüman, sevgi, saygı, ağırbaşlı, alçak gönüllü, kibar;

Centilmen, efendi, nezaketli, zarafetli, en güzel ahlaklıdır.

Kur’ân, sünnet, ilmihal, ahlak, akait, siyer bilir ve yaşar.

İyi bir yönetici, meslek icra edici, çalışkan, olgun insandır.

Allah’ın sevgili kulu olmaya, layık olmaya çalışır.

Her işini deneyimli, yüksek uzman kişilerden öğrenme azminde olur.

Her işini araştırarak, geliştirerek, raporlayarak yapar.

Plân, program, proje ile en verimli, kaliteli işler yapar.

Bilgi öğren, ilham al, bilgi ile yaşamaya çalış.

İşi yapan ol, organize eden ol, hiçbir işi kulaktan asla tutma!

Yakınma, ağlanma; işe kendini ver.

Müjdeci ol, güzel anlatımlar ve görevleri yapan ol.

Hedeflerin ulaşılabilir olsun, herkes sana gıpta ile imrenerek baksın.

Takdir al, teşekkür al, kimse seni yermesin.

İşleri zorlaştırma; işbölümü yap, ekip halinde kaliteli işler yap.

En çalışkan, etkin, becerikli, teknolojik olan sen ol.

Pek şaka yapma, espri yapma, ağırbaşlı, alçak gönüllü ol.

Çalışmanda; istekli, verimli, ısrarlı, gerçekçi, dürüst ol.

Kalbine, beynine, dinine, bilime danışarak iş yap.

Yalancı, iftiracı, bozuk şarlatanlara aldanıp, asla kanma!

Çok bilgili, bilinçli, anlayan, anlatan, uygulayıp; gerçekleştiren ol.

Her işe vakit ayır; aynı anda iki işi, birden yapma.

Özenle, dikkatle, sanatçı anlayışıyla görev yap.

Güzel ve onurlu yaratıldın; örnek işler yaparak, sevap al.

Hakk’ın sesini dinle, dinlet, coşkulu ve atılımcı ol.

İyi niyetli, güzel işli, harika becerikli olmayı sürdür.

Başaramadığında üzülme; kendini motive et.

Gülümse, yaşantın en güzel şekilde olsun, huzurlu ol.

İmanın sağlam, dini yaşayan, sağlığın yerinde bulunsun.

Her pozitif ilimden ve dinden – imandan anlayasın.

İyilik et, hizmet et, sevgi ve saygı ile doldu ol.

İslam dinini bir bütün olarak yaşa; şarlatanlara sakin aldanma!

Allah cc. insanı en güzel ve onurlu şekilde yarattı.

Değerlerle yaşaması için, ilahi mesajlar ve peygamberler gönderdi.

Dosdoğru, adaletli, dürüst, eşitlikçi, dost, cömert olmasını emretti.

Fedakâr, sabırlı, saygılı, sevgi dolu, sorumluluk içinde yaşamasını istedi.

Allah’a kul, insanlara ve varlıklara hizmet, iyilik yapmasını emretti.

Yardımsever, özverili, hizmet eden, hak ve hakikatle yaşama vahye dildi.

İslam’ın beş temel esasını, imanın şartlarını yaşaması istendi.

Allah’a kul olma, iyiliği yayma, kötülüğü önleme emredildi.

Ne mutlu bu güzel ilkelere, kurallara uyanlara; diyerek, dua ediyorum.”