Peygamberimiz, Kur’ân’ı Kerim’i vahyedilen şekilde, aklı ile edindiği bilgi ile zekâ ile samimiyetle, dosdoğru ve emredilen şekilde, en güzel biçimde yaşardı. Müminler, peygamberimizden İslam’ın yaşayışını öğrenirlerdi. Peygamberimiz, müminlere, Kur’ân’ı Öğretirdi. Açıklama ve yorumlarda bulunurdu. İbadetlerin yapılış şeklini öğretim, eğitim yolu ile belletirdi, kavratırdı. Mescitleri, Suffe Okulu’nu öğretim ve eğitim yeri olarak işlevli hale getirmişti. Burada 400 kadar sahabe öğrenim ve eğitim görüyordu. Hemen herkes eğitim ve öğretim alıyordu.

En değerli amel- ibadet; “İslam imanıdır.” “İslam, mümin, Müslüman olmak; iman ile başlar. İslam yaşayışı ile devam eder.”

 Peygamberimiz;  “iman; İslam dininin bütününe inanmaktır,” buyurmuşlardır.

En yüce iman; şüphe- kuşku karışmayan imandır. Şüphe imanı götürür!

İman; Allah’a, varlığına, birliğine, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, kadere, kader ve kazaya, ahiret gününe, Kelime-i Tevhide, Kelime-i şahadet’e, anlamlarına, içeriğine kuşku duymadan, inanmak, onaylamak, söylemektir.

Müslüman, İslam dinini yaşamakla ve öğretmekle sorumludur. Severek, müjdeleyerek, İslam dinini öğretmeli. İslam dinini öğretirken, kavratmalı, benimsetmeli. Sevdirmeli. Haramlardan, günahlardan sakınma benimsetilmeli. “Sadece iman ile cennete gidilmez. İslam yaşayışı, ibadeti, ahlakı, edebi, hak- hukuka uyması, adaletli olması, doğru- dürüst olması, hayâ sahibi olması gibi İslam değerlerini yaşamalı.” Öyle sadece iman ile cennete gidilseydi, Kur’ân değerlerine gereksinim olmazdı.

“İman, inançsızlık döneminin günahlarını giderir.” Mümin, Kur’ân, sünnet, ilim, akıl, bilgi ile dosdoğru yaşamalı. Allah’ın hak- hukukuna, insanların ve varlıkların hak- hukukuna riayet etmeli. “Allah’ın emirlerini harfiyen tutmalı. Yasakladıklarından, sakınıp, kaçınmalı. Haram, günah işlememeli. Mubah olanları da uygun şekilde yapmalı. İsrafa girmemeli. Kuşkulu olanlara yaklaşmamalı.

“Cennete sokan, cehenneme düşüren, nedir, konusunu çok iyi ve doğru bilmeli.”

Müslüman bilendir. Bilgindir. Bilgedir. Âlimdir. Asla cahil, cehalet içinde çapulcu değildir. Bu sıfatlar mümin sıfatı değildir.

Mümin; dosdoğru konuşur. Dürüst olur. İslam dinini yaşar. Mümin, günah, haram işlese de mümindir ama hoş görülen, üstün kabul edilen bir Müslüman olamaz. Her iş kademe kademedir, aşama aşamadır. Bilenlerle bilmeyenler, doğru olanla yanlış olanlar, dürüst olanlarla, hileciler, sahteciler bir olmaz.

Allah cc. Peygamberimizi; insanları öğretsin, eğitsin, güzel örnek olsun, diye gönderdi, görevlendirdi.

İman olmadan, İslam dini yaşanılmaz. Gerçek iman, İslam dini yaşayışı ile oluşur.

İslam dininin esaslarını öğrenmeden, İslam yaşayışı yapılamaz. İmanın gerçeklerini, güzelliğini, önemini, değerini, esaslarını, aslını bilmeliyiz.

Müslüman, maddi, manevi anlamda tertemiz, hijyen olmalı. Temizliği su ile ve temizleyici, kirden, mikroptan arındırıcı helal maddelerle yapmalı. Temizliği özenerek, dikkatle, kir kalmayacak şekilde, cünüplükten temizlenecek biçimde, kıl altları bile temizlenerek, yapılmalı. Tuvalet temizliği, taharet; mutlaka su ve kurulayıcı madde ile yapılmalı.

“Gusül- boy abdesti almak, Allah’ın emridir. Gusül abdesti almak, Allah’ın emridir. Farz olan ibadettir. Olmazsa asla olmaz. Pek çok ibadet gusül abdesti almadan yapılmaz. Namaz, oruç, hac, Kur’ân okuma gibi ibadetlerde mutlaka ama muhakkak boy abdesti alınmalı. Namaz abdestli olmalı. Gusül abdestinde bütün vücut- beden özenle, dikkatle yıkanmalı. Boy abdestine besmele ile niyet edilip, başlanmalı. “Gusül- boy abdesti, namaz abdesti, taharet konusunda ilmihal bilgisi edinmeli.” Bu işler bilgisiz olmaz. Bozuk bilgilerle de olmamaktadır. Bugün bozuk, sapık, sapkın bilgisi olanlar; boy abdesti, namaz abdesti almamakta, taharet etmemektedir. Cahil cühela Müslümanların acınacak çok halleri bulunmaktadır. Çare, çözüm; “mutlaka doğru bilgi edinmeli. Bu doğru bilgilerle samimice takva ile yaşamalı. Başka kurtuluş yolu yoktur, bilinmeli ve de katiyen unutmamalı.”

Müslüman ve insan sorumluluklarla görevlendirilmiş, yükümlü kılınmıştır. Başıboş değildir. Sorumsuz, ödevsiz, yükümlüksüz, görevsiz değildir. “Müslüman için en büyük ibadet; günde beş vakit namaz kılmaktır. Cuma namazı, bayram namazı, cenaze namazı, gece namazı kılmaktır. Dinde namaz, vücuttaki baş- kafa- beyin gibidir. Beş vakit namaz kılmak en büyük değerdir. En yüce ibadettir. Namaz ve güzel ahlak cennete götürür.”

İlk mescit; Mescidi Haram’dır. Yanı Kâbe’dir. Kâbe, peygamberimizin mescidi, Mescidi Aksa mübarek mescitlerdir.

Elhamdülillah, eşim ile birlikte 04- 25 Şubat 2020 tarihleri arasında Umreye gittik. Kâbe’de ve Peygamberimizin Mescidi’nde namaz kıldık. Dua ettik, zikrettik, tövbe ettik. İnfak ettik. Namaz kıldık. Ziyaretler ettik. Bizden sonra gidenler, günlerini doldurmadan, Korona virüs, Kovid 19 pandemi salgını nedeni ile geri çağrıldı. 2020 yılında sanırım Hac da yapılmayacak. Tüm dünyada salgın hastalık olması nedeni ile 1400 yıldan beri 40. Kez Hac yapılmayacakmış!

Cemaatle namaz kılmak çok sevaptır. Nafile ve sünnet namazları evde kılmalı. Evde de böylece namaz kılınmış olur. İçinde namaz kılınan, Kur’ân okunan ev; mübarektir. Camide bulunmak müminler için bayramdır, fazilettir. Camilere gitmek çok sevaptır. Camiler, cennet bahçeleridir. “Bazen imamlık edin. Müezzinlik yapın.” İmam namazı uzatmasın. İnsanları işlerinden uzun süre alıkoymasın. Çünkü zamanı kısıtlı olan, işe gitmekte saatli olanlar vardır. Herkes imam gibi sadece imamlık yapmakla görevli değildir. Her konuda çok geniş, derin, kapsamlı düşünmeli. Her şeyi kendimize uydurup, yapmamalı.

Cenaze namazlarını kılarken, mümin olup, olmadığı araştırılmalı. Kâfirler için dua edilmez. Allah cc. Islah etsin, inşallah denir. Kâfir ölüsüne saygı gösterilir. Ama namaz kılınmaz, dua edilmez. Edilse de bundan zerre kadar yarar görmez. Peygamberimiz, borçlunun bile cenaze namazını kıldırmadı. “Öyle dünyadakileri dolandır, hortumla, çal, çarp, hırsızlık yap, sahtekârlık yap, borcu ödeme; sonra sana dua edilsin, hak- hukuk helal edilsin! Yok, öyle haybeden, beleşten dua almak!” Hayırla anılan cennete girer.

Kabirleri ziyaret edip, dua etmeli. İbret almalı. Kabirlere saygılı olmalı. Çiğnememeli. Fatihasız geçmemeli, selamsız geçmemeli. Kur’ân okumadan geçmemeli. Yaptığımız her ibadetin sevabı aynı zamanda bizimdir, bize dönecektir.

Ramazan orucu tutmak farzdır. Ramazan orucu tutmalı. Mutlaka ama muhakkak Ramazan orucu tutmalı. Kadir gecesini iyi değerlendirmeli. Ramazan orucu dışındakiler farz değildir. Tutulması sevaptır. Sünnettir. Ramazan orucu tutana saygı göstermeli. Pazartesi, Perşembe günleri oruç tutmak sevaptır. Muharrem ayında oruç tutmak, her ay üç gün oruç tutmak, aşure günü oruç tutmak, çok sevaptır. Recep, Şaban ayında oruç tutmak sevaptır. Biz ibadetleri Allah cc. Emri, peygamber sünneti diye yaparız. Ardından binlerce hikmetine kavuşuruz. Bugün, mümin olduğunu söyleyip de; namaz kılmayanlar, oruç tutmayanlar, zekât vermeyenler, iyilik yapmayanlar, kulluk etmeyenler,  abdest almayanlar, mescide girmeyenler; maalesef, çok üzgünüm ki, ne yazık ki, vardır! Allah cc. Akıl, fikir, hidayet verir, inşallah. İnsan istemeden, Allah’ında pek vermediğini unutmamalı.

Gerçek hak hakiki mümin, İslam dinini, peygamberimiz gibi yaşamalıdır. Namaz, zekât, oruç, hac, kurban kesme, sünnet olma, cihat etme, imanlı olma, ibadetli, amelli olma, toplumun hakkını verme, devletin hakkını verme, hak- hukuka uyma, hayırlı iş yapma, kulluk yapma, olmayana verme, sadaka verme gibi farz, sünnet, mubah işler yapmalı. Aksi halde nasıl cennete gidilir?

En şerli- kötü kişi zengin olup da fakire yardım etmeyendir. Yetimin, fakirin hakkını, hak- hukuk olmadan, çalandır, alandır. Üzerinde başkasının hakkı olanda, en şerli insandır. Devleti, milleti düşünmeden, haksız kazanç elde edenler, hortumlayanlar, hakkından çok alanlar, hırsızlık, yolsuzluk edenler, hukuku arkadan dolananlarda, çok kötü insanlardır.

 Kul hakkı ile cennete gidilmez. Allah cc. Kul affını affetmiyor. Kul hakkının muhatabı kuldur. Bunun için Allah cc. Affetmiyor. Kulun hakkı ödenmelidir. Malları çok olanlar, en çok zarara, ziyana uğrayanlar, olacaktır. Zengin olup da, bunda kul hakkı yok, diyecek olan var mı? Bir şekilde kul hakkına girmiştir.

“Bugün ülkemizde 16,8 milyon kişi devletten sosyal yardım almaktadır. Bunların bu durumda olmasına sebep olanlar; devleti iyi yönetmeyenler ve hakkını vermeyenlerdir. Bugün asgari ücretle devlete, zengine çalışanlarda fakirdir. Sömürülmektedir. 2,500 Lira asgari ücret bir aileye yetmez. Bir kişiye bile yetmez. Bu kişi karnını doyuramaz. Ev, mal, mülk sahibi olamaz. Çalışanın hak hukuku verilmemektedir. 2500 lira asgari ücret veriliyor. Elli binden az nüfusu olan İlçemizde 2 oda bir salon, 70 metrekare konutun kirası 1,000 lirayı geçti. Ya elektrik, su, telefon, apartman gideri, doğalgaz, giyecek, çocuklara harçlık ve okul giderlerini 2,500 lira karşılar mı? Bunlardan sonra yemeye, içmeye bir para kalmıyor! Demokrasi kılıfı geçirilmiş liberal, kapitalizm, insanları mahvediyor! Birde üstüne üstlük çalışanlar kayıtsız, sigortasız çalıştırılıyor. Çalışanların yarısı kayıtsız çalıştırılıyor.”

“Öte yandan Ordu Belediye Başkanı, devletten 250 bin lira ayda 5 farklı aylık, ücret alıyormuş!” “ Bursa Belediye Başkanı 28,500 lira aylık aldıktan sonra belediyenin 9 şirketinden, şimdi 8 şirket olmuş. Her birinden ücret alıyor.” “ Milli Güreşçi Hamza Yerlikaya eski milletvekiliydi. Şimdi Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısıdır. Bakan kadar Yardımcılıktan aylık alıyor. İki kamu bankası yönetiminden çok para alıyor. Milletvekilliğinden emekli olunca da 4 aylık devletten almış olacak!”

 Kamu, mera, milli emlâk, orman arazileri; bürokrat, siyasilerce, zenginlerce gasp ediliyor! Vakıf malları ücretsiz kullanılıyor. Kamu malları, insanlara az para ile satılıyor, veriliyor! Bu gidişat iyi bir gidişat değildir. Cehennem yoluna girilmiş! Başka çıkar yolu olmayan, çıkmaz sokaktır! Öyle şehit, gazi, fakir, fukara, garip- gureba, yoksul insanların her türlü hak - hukukunu yemek; zarar, ziyan, eziyet getirir! Evi olmayıp, sokakta yatanlar bile korunmuyor! Yazacak binlerce yanlış vardır! Sosyal yardım dedikleri de devede kulaktan oluşmaktadır.

Devleti yönetenler lütfen, saygılarımla, daha iyi, güzel olsun, diye söylüyorum:                       “ Emrolundukları gibi dosdoğru olsunlar.” “ Dürüst olsunlar.” “ Adaletli olsunlar.” “ İyilik yapsınlar.” Bu dört değer İslam’ın imandan sonra en önemli 4 emridir. 

Dünyada 200 taneden fazla devlet var. Yüzlerce de eyalet yönetimi, İl, İlçe yönetimi var. Bu 4 öğeyi önemseyip, uygulayan, gerçekleştiren hiç yok!

2020 yılı başından beri tüm dünyada, 218 ülkede “Korona virüs, Kovid 19 salgın virüs pandemi hastalığı var.” Ticaret yapanlar, bu salgını sömürü ile fırsata çevirdi!  Fiyatları artırdılar. Kolonyanın fiyatı bile %110 arttı.

Dünyada BM’ye kayıtlı 196 ülke var. Ama BM’ye kaydı olmayan, nüfusları 25 -50 bin olan ülkelerde var.

Ülkemizde üç ay işyerleri kapatıldı. Camiler, okullar, toplantı yerleri kapatıldı. Ülkemizde 30 Büyükşehirde 15 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Ülkemizde hizmet sektöründe çalışan, 16 milyon insan para kazanamadı. Küçük esnafta işyeri açamadığından, kazanamadı. Devlet, 5,5 milyon insana bir defaya mahsus biner lira para verdiğini açıkladı. Ama bu iş bin lira ile olmaz. Elektrik, su, doğalgaz, telefon, konut kirası ödeyenler, faizli ödeme yapıyor.

“Hükümet, benimde oy verdiğim hükümet, daha dosdoğru olmalı. Yaptığı iyiliği, hizmeti yaparken bile memnuniyetsizlik oluşturuyor. Şöyle ki: “ Hastanelerde çalışan ve 14,500 TL. Alan uzman doktorlara 6 ay boyunca birer aylık ikramiye verdi, veriyor. Aile hekimlerine ve pratisyen hekimlere aldığı 8,500 TL. Aylığın yanında birer aylık daha verdi, veriyor. Birde bunlar hastane döner sermayesinden, kazancından bir bu kadar daha ek ödemeyi her zaman aldılar, alıyorlar.” Çok güzel gibi geliyor insana! “Ama hemşirelere sadece 2 bin lira, üçte bir aylık kadar fark ikramiye verdiler. Hemşirelerde döner sermayeden 2 bin lira kadar alıyor.” Ama sağlıkçı dendiğinde, hastanede virüs tehlikesi dendiğinde, sadece doktor ve hemşireler mi olumsuz etkileniyor? Hastanede diğer personele hiçbir fark ödenmedi! Asgari ücretle hastanede çalışanlar, virüs tehlikesi altında değil mi? Adaletsizlik, eşitsizlik, memnuniyetsizlik oluştu. Bir milyon 100 bin sağlık çalışanından bir milyondan fazla insanın gönlü kırıldı! Hak yerini bulmazsa, adalet olmaza, insanlar memnun olmaz. Hele ayrımcılık oldu mu hiç doğru olmaz.”

Öğretmenler, 13 Mart 2020 gününden beri, yanı Birinci Sömestri bitmeden, bir hafta önce okullar kapatıldı. Öğrenciler, Birinci sömestri notları ile karne alıp, sınıfları geçtiler. Öğretmenlerin aylıkları tam verildi. Üstüne üstlük, derse girmiş gibi bazıları haftada 15 saat, bazıları 40 saat “ek ders ücreti” aldı. “Bir dersin bedeli net; 17 liradır.” Aylık ve ek ödeme verilmeye devam ediliyor.  Almaya devam ediyorlar. Ama hiç ek ders ücreti alamayanlarda var. Alamayanlar dertlidir.

Haftada 15 saatten fazla derse girenlere, ek ders saati ücreti 1982 yılından beri verilir. Teneffüslerde nöbet tutanlara haftada 3 saat ek saat ücreti verilir. Biz sınıf öğretmeni olarak aylık 60- 66 saat ek saat ücreti alıyorduk. Ortalama haftada 15 saat ek ücret alıyorduk. Bizden sonra nöbet tutanlara da haftada 3 saat ücret vermeye başladılar.

Anaokulu öğretmenleri ve meslek liselerinde öğretmenlik yapanlara haftada 27 saat ek saat ücret, aylık dışında verilir. Bir öğretmen en fazla haftada 40 saat ek saat ücreti alır. Bu da yarım aylığı geçer. “Ama alamayanlarda var. Onar şimdi bu adalet mi, diyor. İkimizde derse girmiyoruz. Onlar girer gibi hala ek ücret alıyor, diyorlar.”

İmamlarda 20 Mart 2020 gününden itibaren tam 74 gün camiye gitmedi. Merkezi ezan verildi. Namaz kılınmadı. Aylıklar aynen devam etti.

Çalışan işçilere pandemi salgını nedeni ile işe gidemedi. Bu işçilere ancak 6 ay boyunca yarım asgari ücret verilmektedir. Asgari ücretin tamamı komik de ayrısı ne işe yarar?

İşyerleri kapalı olanlara ise ancak bankalardan faizli para veriliyor! Sap ile saman, başak karıştırıldı. Bir iş yapılırken; doğruluk, dürüstlük, adalet, iyilik gözetilmeden yapılıyor. Bu herkeste hükümet aleyhtarlığı oluşturuyor. Muhalefet bunları değerlendiriyor. Aleyhte kullanıyor.

Zenginlere, belediyelere ise milyonlarca para aktı! Belediyeler, işçinin parasını ödeyemiyor, diye devlet bütçesinden yardım yapıldı.  Fazla işçileri var. İdeolojik nedenlerle fazla işçi, eleman almışlar. Kendi taraftarları olmayanları işten attılar. Tazminatta ödemediler! “Devlet, işçinin, vatandaşının hak- hukukunu her zaman, her koşulda korumalıdır.”

 CHP, daha önce işe giren 25 bin işçiyi tazminatsız, haksız yere, bir telefon mesajı ile işten kovdu, attı. Yerlerine 30 bin kendi adamını aldı. Ak Parti Hükümeti de belediyelere para yardımı yaparken,%68 oranında CHP Belediyelerine para yardımı yaptı ki, işçinin aylığını ödeyebilsin. Bendeniz aklımla, izanımla, beynimle yapılanları anlamakta zorluk çekiyorum. Parası olmayan belediye; eğlenceye, kiralık arabalara, gereksiz işçi almalarına milyonlarca para harcıyor. Milletin alın teri, emeği, vergisi boş işlerde heba ediliyor. Çalınıyor, bin bir türlü hile ile buharlaştırılıyor.

 Sokakta yatanlar, sokakta kalanlar, pek dert edilmedi. Fakir, garip, yoksul o kadar dert edilmedi. “Ben, hak yerini bulsun. Adalet olsun. Hükümetimiz beğenilsin ve yüceltilsin, istiyorum. Olumlu ve yapıcı eleştiri yapıyorum. Çözüm önerisi ve çare buluyorum. Ak Parti’nin bu yanlış, eksik uygulamaları eleştiriliyor. Ak Parti’den uzaklaşanlar; vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, din – iman, milli, yerli duruşa karşı olan muhaliflere gidiyor!

Bir insan sahiden mümin gibi hareket ederse, baş tacı edilir. Bir mümin, bir iş, görev yaparken; Allah cc. Ne der, peygamberimiz ne der? Diye düşündükten sonra; işini, görevini yapmalıdır. Yöneticilerin hesap, kitap, kasa ellerinde! Alabilecekleri kadar aylık- maaş alıyorlar! Aç millet; ekmek, su, tuz alırken %8 KDV vergisi veriyor. Onlarda alıyor! Ben hakkı, hakikati söylüyorum. Görevimi yapmaya çalışıyorum.

Hemşerim, büyükbabamın büyük babasının köylüsü, sevdiğim, saydığım Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a söylemek istiyorum ki; Ak Parti’ye çıkarcılar, seviyesizler, halktan kopuk olanlar, çıkarı düşünce Ak Parti düşmanlığı yapanlar dadandı! Onların halk ile hak – hukuk ile bir ilişkisi yok! Sadece kendi aralarında otururlar. Çıkarları azalınca da, daha öncekiler gibi hainlik, düşmanlık, kahpelik, kalleşlik, aleyhtarlık yapıyorlar! Bu çıkarcı şarlatanlara fırsat vermemeli.”

Mümin, samimi, dosdoğru imanlı ve hak ibadetli yaşarsa, peygamberlerle beraber olacaktır.

İslam’ın farz olan ibadetlerini eksiksiz peygamberimiz gibi yapmalı. Hac farz kılındı. Hac yapmalı. Önce borçlar ödenmeli. Helâlık alınmalı. Koşullar uygunsa, hacca gidilmeli. Erkek, eşi- karısı ile hac yapmalı. Umrede yapmalı. Umre ve hac kadın için cihattır.

Kurban kesmeli. Kurban kesmek, İbrahim as. Peygamberden beri vardır ve kesilmektedir. Allah cc. Kurban kesmemizi buyuruyor. Erkeklerin sünnet olması da böyledir. Kurban kesmek, bizlere Allah’ın emridir.

Müslüman, en güzel ve yüksek ahlaklıdır. Öyle ikide bir yemin etmez. Müslüman doğru söyler ve yapar. Yemin etmeye gerek duyulmaz. Yalancının yeminine de güvenilmez.

Müslüman söz verdiğinde, sözünü yerine getirir. Aldığını yerine verir. Emaneti korur. Adağını yapar. Büyük, küçük günah işlememe azminde ve kararlığındadır.

Müslüman bilgilidir, bilinçlidir, samimidir. Aptal değildir. Şirke düşmez. Allah’a ve dinine ortak koşmaz. Ortak bulmaz. Harama helal demez. İnsana secde etmez. Boyun bükmez.

Müslüman kibirli, böbürlü, gururlu, büyüklenen olmaz. İnsanları küçük görmez. Giyimi ile çalım satmaz. Fors atmaz. “Ama güzel giyinir ve temiz giyinir.” Kibirlilerin cehennemlik olduğu bildirilmektedir.

Müslüman zulüm yapmaz. Zalim olmaz. Zulüm cezasız kalmaz. Zalimleri engellemeyen toplum kurtuluşa ermez. “Kul hakkı ahiret mutluluğuna engeldir. Hak, hukuka tecavüz edenler, cehennemliktir. Toplum malına, mülküne, servetine hainlik etmek, çok büyük günahtır. Cehenneme götürür. Azda olsa kendine mal geçiren, haindir.”

Müminin ırzını, namusunu helal görmek haramdır. Herkesin namusu kutsaldır. Emeğin namusunu da sömürmek haramdır. Deyyus cennete giremez. Yolundan, hak yoldan sapanlar, mümin değildir. Mümin, peygamberimizin yolunu izlemekle sorumludur. Başka yollar izleyemez. İslam dininde tesettür farzdır. Ayetlerle sabittir. Sahabe yaşayışı ile kanıtlanmıştır. Şehvetle bakmak haramdır. Karşılıklı bakışmalar yasaktır. Zina haramdır. Şeytan, kan damarında akar. Eşcinsellik, eşcinsel ilişki- homoseksüel ilişki, LGBTİ + haramdır. Adet halinde cinsi ilişkiye girmek haramdır. Hile yapan melundur. Cinsel haramlar cehenneme sokar. Her işimiz, ilişkimiz, eylemimiz İslam dairesi içinde olmalıdır.

Faiz, rüşvet, karaborsa, çalma, hırsızlık, hak ettiğinden fazlasını alma, aylıkla zengin olma, alkol alma, madde kullanma, sarhoş olma, kumar oynama, alkolik olma çok büyük günahtır. Cehenneme götürür. Cehennemin irinleri içirilir. Yetim malı yemek çok büyük günahtır. Yetim malı yiyenlerin, ağızlarından ateşler fışkıracak. Yetim malı ateştir.

Mümin yalancı, harama düşkün, hak etmediğini almaz. Müminlerin böyle günah, haram bir özelliği yoktur. Yalanla iş yürümez. Materyalistler çok yalan söylüyor. Şarlatanlık yapıyorlar. Onlara sakın aldanıp, kanmamalı. Yalan cehennem azabına- eziyetine uğratır. Yalan kâfirliğe götürür. Yalan cehenneme sokar. Yalanda aşağılık vardır.

Gıybet- dedikodu yapmak, dilin afetidir. Gıybet, zinadan daha büyük günahtır. Dedikodu kötü zanna sebep olmaktadır. Dil günahları cehenneme götürür.

Ara bozmak büyük günahtır. Uzlaştırmak çok hayırlıdır. İhtilafa- ayrılığa düşünleri barıştırınız. Söz taşıyanlar, kötü insanlardır.

Irkçılık yapmak haramdır. Irkçılık, kendi soyuna zulmü üzerine yardım etmektedir. Irkçılık haramdır. Kavga, anarşi, şiddet, terör, savaşlara neden olmaktadır. Irk ile övünülmez. Irk için zalimce savaşılmaz. Bugün dünyada ırkçılık, dinin önüne geçmiş. Irkçılık savaşları yapılmaktadır! İnsan kendi ırkını sevebilir ama kendi ırkının zalimliğini, zulmünü desteklemez.

İnsan medeni olmalı. Hak mümin hakiki Müslüman olmalı. Bilgili, bilinçli mümin olmalı. Kızını zorla evlendirmemeli. Küçük yaşta evlendirmemeli. Öğrenimini en iyi şekilde tamamlatmalı. İlim ve meslek sahibi yapmalı. İslam dininde ırk, bölge, sınıf, cinsiyet ayrımcılığı yoktur. Kadını daha üstün tutmalı. Daha iyi eğitim- öğretim aldırmalı. Kadın ile erkekler arasında ayrım yapmak günahtır. Ölçü; İslam dini olmalı. İslam’ı, yobazların, sahtecilerin, şarlatanların söyledikleri ile anlamamalı. Cinciler, hurafeciler, Kur’ân açıp, bakan sahtekâr şerefsizlere inanmamalı. Bunlar çıkarcı habislerdir. Din ile iman ile ilgileri yoktur. Kendi çıkarları için yalan söylemektedirler.

Televizyonlarda izliyorum. “Bir bitkiyi satmak için hep yalan söylüyorlar. Her derde, hastalığa iyidir, deyip, onlarca hastalığı tedavi ettiğini, Allah adı anarak anlatıyorlar. Bunların biri şu anda tarikat lideri sahteci sahtekârdır.” “ Diğeri de dekandır. Profesördür. Milyonerdir.” “ Bir başkasını da dün akşam izledim. Adını ve anne adını söylüyorsun. Hangi işi yaparsan, nasıl sonuç verir; rastgele Kur’ân açıp, söylüyor. İstihare, istişare diyor.” “ Başkaları da cinsel gücü artırıcı ilaç deyip, kadını soymuş, erotik gösteriyi her gün saatlerce yapıyor.”

Devlet bu sahteci sahtekâr, şarlatanlara fırsat vermemeli. Kumar, içki, alkol pazarlayanları men etmeli. Bir şey pazarlarken, kadın adi mahlûk meta gibi kullandırılmamalı. İnsanların onur ve şerefleri korunmalı. Ahlaksızlık devlet eli ile veya ilgisizliği ile yayılmamalı.

Evlenirken, İslam, ilim, meslek, ahlak değerlendirilmesi yapılmalı. İslam terbiyesi olan tercih edilmeli. Çöplükten gülde olsa almamalı. Kadının kötülüğü; geçimsiz, uyumsuz, akılsız, hırçın olmasıdır. Kısırlık kusur değildir. Mümin kadın en değerli insandır. Zikreden, dua eden, ibadet eden, güzel ahlaklı olan kadını veya erkeği tercih etmeli. Karşıt cinsi tercih etmeli. Kadın ve erkek yumuşak huylu, çalışkan, terbiyeli, yüksek ahlaklı, bilgili olmalı. Öfkelenme olmamalı. Bugün Batıl Batı toplumlarında erkek çıldırmış! Kadın kudurmuş! Kavgada yaralama ve ölüm olmaktadır! İman, İslam, ahlak, edep, hayâ olmazsa, virüs berbat eder! Affedici olmalı. Kadın hayırlı olmalı. Ekonomik davranmalı. Aşırılık- gerilik içinde olmamalı. Güler yüzlü olmalı. Hoşnut eden olmalı. İtaat eden olmalı. Huysuz, isyankâr olmamalı.

Erkek de adam gibi onurlu, ahlaklı, edepli, sevecen erkek olmalı. Karısını döven erkekten; adam, erkek, insan olmaz. Erkek ve kadının, birbiri üzerinde hak- hukuku vardır. Bu hak- hukuk korunmalıdır. Kadın ezilmemeli. Erkek de ezmemeli. İslam kadını ve erkeği arasında kavga, dövüş olmaz. Olanlarda ahlakı, edebi, hayâ eksiklikleri vardır. Herkes kendini ahlakça en üstün yetiştirirse, sorun olmaz.

Çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirmeliyiz. Çağın, günün en modern pozitif ilmi, tekniği, teknolojisi, bilimi, İslam dini ile en üstün şekilde yetiştirmeliyiz. Çocukların, anne ve babaları üzende hakları vardır. Öyle akşam yat, sabah çocuk yap ile bu işler olmamaktadır. Bu iş bilgi, birikim, sorumluluk gerekir. Akşam yatıp, çocuk yapanların, çocuklarının ve kendirinin berbat hallerini görüyoruz. Çok perişan durumdadırlar. Çocuk hak, hukukla, sevgi ile geleceğe hazırlanmalıdır. En iyi, güzel öğrenim, eğitim görmeli. Görmeyecekse, çocuk sahibi olmamalı. Dünya barışını bozacak, çocuk yetiştirmemeli. Çocuklarını iyi yetiştiremeyenler, çok perişan olmaktadır. Anneler ve babalar önce kendi yetişmeli. Sonra çocuklarını ilim, bilim, teknik, teknoloji, meslek sahibi, ahlak sahibi, terbiye sahibi yapmalı. Çocuğu dünya ve ahiret ateşinden korumalı.

Çocukların yetişmesinden öncelikle anne ve baba, öğretmen, imam, toplum, devlet sorumludur. Bugün bunu tam hakkı ile yapan yoktur. Bunun için bireyler berbat, aileler felaket, toplum rezalet, devlet vahşet, dehşet, barbarlık, eşkıyalık, hainlik, kalleşlik, kahpelik, düşmanlık yaşamaktadır.

Anneler kutsaldır, mübarektir, iyiliğe en çok layık olandır. Sevilmeli, sayılmalı, saygı gösterilmeli. Ayaklarına kapanılmalı. Babayı da mutlu etmeli. Asla öf bile dememeli. Anne ve babaya yapılacak iyilikler artırılmalı. Onlara asla saygısızlık etmemeli.

Kardeşler, akrabalar ziyaret edilmeli. Yardımlaşmalı. Gönülleri hoş tutulmalı. Hak, hukukları korunmalı. Kırmamalı. Üzmemeli. İncitmemeli.

Komşuların hakları korunmalı. İncitilmemeli. Komşuya karşı günah işlememeli. Zulmetmemeli. Komşusuna haksızlık eden, cennete giremez.

İlim meclislerine katılmalı. İlim insanları dinlenmeli. Şarlatanlardan uzak kalmalı. Çıkarcılar, bozuk cemaat ve tarikatçılardan uzak olmalı. Gerçekleri görmeli. Saplantı içinde kördüğüm, sarmal olmamalı. “Bilgisini kötüye kullanan en kötü insanadır. Bu tip şerli insanlar, insanlığa, varlığa çok büyük zarar vermektedirler.” “ilmin yasaklanması haramdır.”  Ülkemizde devlet yönetimi icra edilirken, pek çok haram işlenmektedir. Bunların iki âlemde karşılığı ceza olacaktır. Herkes kendine çekidüzen vermeli. Aklını başına toplamalı. Hak, hukuk bilinip, hakka ve hukuka uyulmalı. Zalim olmamalı. Zulmetmemeli.

En değerli varlık; insandır. İnsana daha da değer katan; İslam’dır. “Rabbim Allah’tır de ve dosdoğru ol. Asla sapkın sapık, profesyonel akılsızlardan olma! “İslam kişiliği, şahsiyeti iman, İslam ve doğru bilgi ile korunur.” Allah’tan utanın ve dosdoğru yola yönelin ve de tutunun. Az konuşun ve güzel ahlak, edep sahibi olun. Çok konuşanlar, boş konuşmakta, zarar görmektedir. Şahsiyetinizi çiğnetmeyin. Onurunuzu satmayın. Dış görünüşünüze önem verin. İçiniz güzel, dışınız güzel olsun.

İlim öğrenimi yapın. İlim meclislerinde aklı doğru kullanarak, bulunun. İlim, ifan, kültür, sanat, meslek sahibi olun. Pozitif ilim öğrenin. Gerçekleri görün. Profesyonel sapıklara zere kadar benzemeyin. Bilginizi kötüye, kötülükte kesinlikle kullanmayın. Böyle yapanlar, harap ve perişan olmaktadır. Takva sahibi olun. Güzel ahlak sahibi olun. Takva ve güzel ahlak cennete götürür. Allah’ın dinini anlatın. Dindar kişilerle iletişimin olsun. Çıkarcı, menfaatçi, dindar geçinen, sahteci sahtekârlardan çok uzak durun. Hayrı tercih edin.

Müslüman olmak; güvenilir olmaktır. Güvenilir olmayandan, mümin olmaz. En faziletli Müslüman, güvenilir Müslüman’dır. En kötüleriniz, güven duyulmayandır. Zarar vermemekte, bir ibadettir. Güven duyulan mümin kişi cennete girer, gider. Kendin için istediğini, başkaları içinde iste ve sev. Ölçüyü, İslam dininden al. Başka yol ve iz arama! İnsanların malına, mülküne, servetine, ırzına, nesline, aklına, varlığına göz dikme! Bütün insanlara merhametle, şefkatle, adaletle, doğrulukla, dürüstlükle muamele et. İnsanlara acımayana, Allah da acımaz. Gözün ağlasın, kalbin hüzünlensin. Hayvanlara acıyın, koruyun ve besleyin. Onlarda bizlere emanettir. Hayvanlara asla eziyet eden; vahşi, adi, alçak, akılsız yaratıklardan olmayın.

Peygamberimiz ahlakında, Kur’ân ahlakında olunuz. Sözünüz, eylemleriniz doğru, dürüst, yararlı, sevindirici, güzel olsun. İlgi, alaka, özen gösterip, bağışlayıcı olun. Öfkenizi mutlaka ama muhakkak kontrol edin. Başı derde, belaya, sıkıntıya, dara girenler; daha çok öfkesini kontrol edemeyenlerdir. Af yolunu seçin. Affedici olun.

İnsanlardan bir şey istemeyiniz. Kendi kendinize yetmeye çalışınız. İdare ediniz. Aç göz olmayınız. Kıskanç olmayınız. Müminlere yardım ediniz. İnsanların elinden tutunuz. Teşekkürü çok yapınız. Aracılığı sadece dosdoğru işlerde yapınız. Büyük insan olunuz. Ortak akıl kullanınız. Önce, her işte, önce tedbir, önlem alınız. İş yaşamında ve doğal afetlerde önlem almayı beceriniz. Sabırlı ve cömert olunuz. Müminleri dost ediniz. Bir ve beraber olunuz. Birlik ancak İslam merkezli sağlanır.

Yakın akrabalarınıza misafir- konuk olduğunuzda, üç günden fazla kalmayınız. Evi konuk kabul edebilecek şekilde değil ise misafir olmayınız. Sizinle ilgilenecek durumda değilseler, konuk olmayınız. Ev sahibini günaha sokmayınız.

İsteyeni yöneticiliğe getirmeyiniz. Günümüzde ısrarla, torpille, rüşvetle, kayırmacılık yaptırarak, yönetici olunmaktadır. Büyük paralar harcanarak, milletvekili, belediye başkanı olmaktadırlar. Böyle olunca da çalma, yolma, hortumlama, hırsızlık etme, rüşvet alma, avanta alma yapmaktadırlar. Yazımın başında yazmıştım ya! Birisi belediye başkanı olmuş. Büyükşehir belediye başkanı olarak, ekstradan aylık almaktadır. Birde belediyenin bünyesinde ki, 9 şirketin her birinden ücret almaktadır. Bu yasal bir durudur. Böyle yapanlar çoktur. Şirketlere yönetim kurucu üyesi ve ya danışmanlık görevi yaparak, ayrıca ücret alınmaktadırlar. Sonrada belediye, işçi aylıklarını ödeyemiyor. İşçileri sokağa atıyorlar. Ya da devletten yardım alıyorlar. Millet, eşekten daha çok çalışıyor. Devlete ekmeğinden, suyundan bile KDV vergisi veriyor. Ağababalarda yiyor! Bunun yanında çevresindekilere hazine, milli emlak, kamu arazisi, mera işkâl ettirerek, çıkarlar sağlıyor. Ülkemde ve tüm dünyada halklar bunun için açtır, susuzdur, evsizdir.

Allah cc. Islah etsin, diyorum ama insan ıslah olmak istemiyorsa, sebep- sonuç ilişkisi olumsuz sonuçlanıyor. İnsan ıslah olma; iyileşme, düzelme istemeli.  İnsan hayrı, iyiliği isterse, Allah cc. Nasip eder. Önce iyi olmaya niyetlenmeli. Sonra iyiliğe yönelmeli. İyiliği öğrenip, yaşam tarzı yapmalı. Haram, günah, mekruh, günah işler yapmamalı. Sadece çalmaları yetmezmiş gibi birde yiyeceklerimize, gıdalarımıza haram, mekruh, sağlıksız ürün, hile ile karıştırıyorlar. İnsanları katlederek bile kazanç elde etmenin ardına düşmüşler! Hayvanlar, bitkiler, doğa katledilerek; kâr, kazanç elde etmeye çalışıyorlar! Bu yanlışların, kötülüklerin yapılmaması için; doğru, dürüst, ahlaklı bir öğrenim, öğretim yapılmalı. Güzel bir ahlak, terbiye, fazilet değeri, eğitim kazandırılmalı. Hak ve hakikate yönelerek, tüm işlerimizi yapmalıyız. Başka kurtuluş yolu yoktur. Buda böyle bilinmelidir.