Hak mümin, hakiki, samimi, bilge, takva Müslüman deyince, akan sular durur! Allah’ın yarattığı tüm ilimleri, bilimleri, bilgileri, doğru kültürleri, sanatı, zanaatı, sanatkârlığı, meslekleri, maharetleri, iyilikleri, güzellikleri, yararlılıkları, doğrulukları, ahlakı toplum olarak bünyesinde bulundurur. İslam toplumu olarak hem kendine yeter hem de tüm insanlığa, varlığa yeterli gelir. İnsanların iki dünyada kurtuluşa ermesi için; ilmen, dinen her gerekeni eksiksiz yapar.

Müslüman, helal, haram hassasiyetinde olur. Adaletli, hakkaniyetli, dürüst olur. Zamanın kıymetini bilir ve en iyi şekilde değerlendirir. Kendi için istediği iyilikleri, yararlılıkları başkaları içinde ister. Kul hakkına, hukukuna özenle, hassasiyetle dikkat eder. Beden ve çevre temizliğine özen gösterir. Planlı, düzenli, programlı, stratejik projeli çalışır. Anne ve babaya çok özenli, hassas, iyi, güzel, saygılı davranır. Merhametli, şefkatli, müşfik olur. Sözünde durur. Karakterini- huyunu güzelleştirir.

Müslüman, kötü, çirkin, bozuk olan söz, yazı, davranıştan sakınır. İleri görülü olur. Öngörülü olur. Hedef ve ideal sahibi olur. Güzeli örnek alır. Cömerttir. İkramda bulunur. Hediye verir. Şükreder, hamt eder, teşekkür eder, zikreder, ibadet eder, iyilik yapar. İnsanlara selam verir. Hal- hatır sorar. Gönül alır. Helal işlerde çalışır. İktisatlı- ekonomik harcama yapar. Alışverişini ihtiyaç önceliğine göre; düşünerek, planlı yapar. Her zaman zor günler için bir kenarda parası bulunur. Aile olarak çalışır, kazanır, biriktirir. Yarınlara ve çocukların eğitim- öğretimine birikim yapar. Gösteriş, fantezi için asla harcama yapmaz.

Müslüman, yardımseverdir. Kötülüklerden uzak durur. Hiç kimse aleyhinde kötülük düşünmez. Dedikodu yapmaz. Laf taşımaz. “Allah cc. Ne buyurdu ise onu yapar. Yasakladıklarından sakınır. Zira haram deyip, yasakladıkları; zararlıdır. Kötüdür. Çirkindir. İnsanlara, varlıklara, sağlığa, insanlığa zararlıdır. Bunu bilir. Allah’ın emirlerini tutar. Yasakladıklarından mutlaka ama muhakkak kaçınır. Allah cc. İnsanlar için ne diledi, ise hayrına, iyiliğine, yararına emretmiştir.”

İnançlı, imanlı insan, öğrenci ise; derslerine en azimli, gayretli, düzenli, sistemli, bilerek, bilinçli şekilde çalışır. Çalışmalıdır. Yirmi yıl kadar sürecek olan öğrencilik hayatı, tüm yaşamında etkili olacak. Kendini gösterip; daha iyi, güzel, mükemmel, yararlı, hizmet eden, rahat eden, bir yaşantıya kavuşturacaktır.

Memur, amir ise daha adil, eşitlikçi, doğru, dürüst, alçak gönülle, ağırbaşlılıkla, görevini en ideal şekilde yaparak; iki âlemde huzur ve mutluluğa erişecektir.

“Sizlere gerçek, iğrenç bir olayı yazmak istiyorum. Olay, 31 Mart 2020 günü Bursa’da yol kontrolü yapan polislerle, Yarbay olduğunu söyleyen, kişi arasında geçiyor. Polis, trafikte yol kontrolü yapıyor. Gerektiğinde kimlik soruyor.

- Yarbay olduğunu söyleyen bir kişi; bana soru soramazsın! Ben yarbayım! Sen kim oluyorsun!

-Polis de; polis olduğunu, yol kontrolü yaptığını, görevini yaptığını söylüyor.

-Bana böyle konuşamazsın! Ben yarbayım. Benim yanımda binbaşı bile böyle konuşamıyor. Seni satın alırım. Senin aylığın kaç lira! Ederin kaç liradır! Söyle bakalım. Aramızda kaç gömlek farkı var!

Böylesi edepsizce, kendini bilmeden, konuşanın, yarbay olduğu anlaşılıyor. İstanbul’da bir hastanede Doktorluk yapan yarbaymış! Hakkında hem kurumu tarafından hem de adli soruşturma başlatıldığı açıklandı.

Bunların böyle şımartılması, halka ve başkalarını küçümsemesi, hor- hakir görmesi; cunta, faşist, diktatör bir rejimde, burunları büyüdü. Halka darbelerde, diğer zamanlarda zulmettiler. Siyasi seçilmiş hükümetleri istedikleri gibi kullandılar. İstediklerinde kanlı darbelerle indirdiler. Her zaman silahlarını güç, baskı aracı, karanlık işler için kullandılar. Her mafya, çete, terör örgütünün içinde; asker, polis, hâkim, savcı, kamu üst görevlisi olurdu. Bunu 15 Temmuz 2016 darbesinde ve sonrasında daha iyi görebildik.

T.C.Devlet’imizin; siyasilere, bürokratlara normalin, olması gerekenin çok üstünde aylık vermesi, dokunulmaz kılması, makam – mevki ile yüceltmesi; bunlar kendilerini, halkın ve diğer memurların üstünde gördürüyor. İlahlık taslamaya başlıyorlar. Sonunda hükümet yıkıyorlar! Halka baskı yapıyorlar. Halkın elinden hak- hukukunu alıyorlar. Yaşam hakkına tecavüz ediyorlar. Halkı katlediyorlar! Sorumsuz, kanunsuz hareket ediyorlar. Böylesi amir, memur olmamak gerekir.

İşçi işinde, çiftçi bağ, bahçe, tarlasında, serasında, malcı, davarcı ağılında, ahırında en iyi şekilde görevini yapmalı. İnsan dediğin sorumluk sahibi olmalı. Olgun, insancıl, insaniyetli, insanlıklı, efendi, vakar, mütevazı olmalı. Hayvanlaşmamalı. Hatta ondan aşağı düşmemeye çalışmalı. Olgun insan olmalı. İşte bu gibileri pozitif bilim okumuşlar. Her zaman söylüyorum. İşin maneviyatı, imanı, dini olmadan, insan pozitif bilim okumakla, olgunlaşmaz. Etik, ahlaklı olmaz. Olmamaktadır. Dini ilimlerle, pozitif bilimi birlikte; akla, kalbe, beyine, ruha nakşetmeli. Benimsetmeli. Özümsetmeli. İçselleştirmeli. Yaşam şekli haline getirmeli.

Bendeniz, devlet başkanı, cumhurbaşkanı veya başbakan olsam; ülkemin öncelikle sorun, problem olan meselelerine öncelik veririm. Meslek kuruluşları ile sendikalarla, meslek odaları ile kurum ve kuruluşları ile yerel yönetimlerle, halkın temsilcileri ile toplantılar yaparım. Öncelik sırasına göre yapılması gerekenleri saptarım. Yapıcı, uzman olanlarla bu sorunların üstesinden gelmeye başlarım. Şöyle ki:

“Öncelikle; terör, işsizlik, sığınmacı sorununa el atarım.

Yıkıcılarla, bölücülerle, bozguncularla ilmi mücadele veririm. Silahla, kalemle, kötü kullandığı dili ile bedeni ile zarar verenlerin, etkisini kırarım. Halkı örgün ve yaygın olarak eğitirim. Eğitim- öğretimde; ahlak,  bilim, teknik, teknoloji, meslek öğretmeyi yaygınlaştırırım.

Tarım ve hayvancılıkta zirve yaptırırım. Tarım ve hayvancılık olmadan; millet, devlet kalkınamaz. Hatta ayakta bile kalamaz. Kendini savunamaz.

Eğitim- öğretim, kültür politikasını değiştiririm.

Sağlık sistemini geliştiririm.

Finans sistemini sömürüden çıkarırım.

Rejimin kötü işleyişini kaldırırım.

Sapık felsefi görüşlerle, sapkın zalim ideolojilerle devlet ve millet yönetmem.

Hayvanları, bitkileri, insanları geliştiririm. Çevreyi, doğayı güzelleştiririm.

Ulaşımda, bilişimde, iletişimde, girişimcilikte, iş istihdamı sağlamakta atılımlar yaparım.

Destekleme pirimi veririm.

Kalkınmayı, kamu sektörü ve özel sektör olarak yaparım. Her işi özel sektöre bırakmam, yaptırmam. Bu kapitalist rejim olur. Her işi devlete- kamuya yaptırmam. Bu da işlemeyen, komünist rejim olur. Bu iki rejimde dünyada gelmiş olan; en ilkel, vahşi, lanetli rejimdir.

Sağlıklı gıda üretirim.

Doğru kültür sahibi ederim.

Popüler, arsız, hayâsız, utanmaz, rezillikleri men ederim.

Eşcinsellik sapkınlığını, sapıklığını, LGBT pisliğini reddederim. Bunlar hep emperyalist, mason pislikleridir. Her sapık felsefe, ideoloji, sapıklık bu ve benzerlerinden çıkmaktadır.

Ülkemin barışta, savaşta, her durumda en hazır durumda olmasını sağlarım. Gevşeklik asla yapmam.

Toplum içinde serseri paranoyakların, serserilerin, çetelerin, mafyanın, teröristin oluşmasına izin vermem. Bir tane olsa bile etkisizleştiririm. Ya insan ederim ya da cezasını çeker. Virüs küçümsenemez. Bir tane olsa bile bir dünyayı mahvedebilmektedir! Korona virüs bir kişiden tüm dünyaya yayıldı. Çin’in Wuhan kentinde, bir hayvan pazarında,  57 yaşındaki bir kadından, dünyaya yayıldı hala dünyayı tehdit etmektedir.

Alçak, hain, kahpe, kalleş, sinsi ve açık düşmanların hareket alanlarını yok ederim.

Anarşi, şiddet, terör, sömürü, katillik, zalimlik hak ettiği cezayı alır. Önce eğitmeye çalışırım. Eğitilmese, cezayı hak- hukukça veririm.

Haram kazanca izin vermem.

Ülkemde şu anda 9 milyon kişi kayıtsız işçilik yapmaktadır! Sömürülmekte, ezilmekte, hayatı mahvedilmektedir! Bir ayda bunu düzeltirim. Sosyal güvenceden yoksun işçi, eleman çalıştırmak, zaten yasaktır. Yasayı uygularım. Haksızlığa asla göz yummam.

Hile, sahtecilik, sahtekârlığa asla izin vermem. Sosyal, hukuk devleti isem; gereğini hemen yaparım. Devlet adil ve enerjik olmalı.

Denetim, kontrol her an yaparım. Bozukluğa, gevşekliğe, boşluğa fırsat vermem.

İş kazalarının, trafik kazalarının önüne eğitim ve güvenlik önlemleri ile geçerim. İş sağlığı ve güvencesini eğitimle, önlemlerle, yasalarla sağlarım. İşçiyi, elemanı köle, mankut gibi çalıştırmam.

Sağlık ve eğitim- öğretime en öncelik veririm.

Hak, hukuk ihlallerine zerre kadar fırsat vermem. Adalet, hukukla, hakkaniyetle işler.

İnsan istismarı yapanları, adalete teslim ederim. Öyle 3 - 5 yılda bir infaz affı çıkarmam. Zalime cesaret kazandırmam. Suçlu cezasını çekmelidir. Dün, bugün TBMM’de infaz yasasında af, indirim getirilmeye çalışılıyor. Bu mağdura, hakkı çiğnenene, haksızlıktır. “Zaten suçlu, yargının verdiği cezanın üçte ikisini yatıyor. Üçte biri yatılmıyor. Birde iyi hal indirimi yapılmış ise, daha da indirim yapılıyor. İyi hal indirimi; “Bir kişi, insan öldürmüş! Hırsızlık yapmış! Mahkemeye tıraş olmuş, kravatlı, takım elbiseli çıkıyor. Boynunu biraz büküyor. Cezası daha az veriliyor.”

 “Şimdide infaz indiriminde %50 af getirilmeye çalışılıyor! Böylece cezaevlerinde olan 282 bin kişiden, 90 bin kişisinin bir ay içinde çıkarılması sağlanacak! Zaten bu sapkın rejimlerde; hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ ve değer yargısı olmaz, diyorum ya! İşte bu yapılan, binlerce yanlış yüzünden diyorum.” Hak mümin olarak; doğruya doğru, gerçeğe gerçek, yalana yalan, yanlışa yanlış demem, gerekiyor. Başka türlü söylemem, yazmam, düşünülemez.

Katilin, suçlunun cezası ne ise aynen verilir. Şiddetin cezasını hak ettiği gibi vermeli. Ona göre anayasa, kanun, yasa çıkartırım. Devleti öyle Ding o’nun ahırı yapmam. Yolgeçen hanı asla yapmam. Devlet; hak, hukukla, adaletle, hakkaniyetle, ilimle, din - iman ile danışma ile bilim kurulları ile meclis ile halkın temsilcileri ile yönetilir, yönetilmelidir.”

Ülkemizde Korona virüs nedeni ile “Sağlık Bakanlığı” bünyesinde “Bilim Kurulu” oluşturuldu. 33 yüksek uzman kişiden oluşan, “Bilim Kurulu” ne karar alırsa, yürütme organları onu yapıyor. Her İlde de “Hıfzıssıhha Kurulları” oluşturuldu. Her İl alınan kararları uyguluyor. Bu durum her Bakanlık için yapılmalı. Kurullar içinde halkın temsilcileri, sendikalar, meslek odaları, kurum ve kuruluş temsilcilerinden olumlu, yapıcı olan uzman kişiler alınmalı. Bozguncular, yıkıcılar def edilmeli.

PKK yine sivilleri acımasızca, zalimce, katilce katletti! Diyarbakır İli, Kulp İlçesi sakinlerinden 5 ( beş) köylü vatandaş, 100 lira yevmiye ile ormandan odun toplamaya giderken, yol kenarında tuzakladıkları bombayı patlatarak, öldürdü! Beş şüpheli yakalandı. PKK olayı üstlendi. Bölgede failleri arama operasyonları devam etmektedir. Olayla ilgili duyarlı gazeteler, televizyonlar haber yaptı. Ama CHP, HDP ve diğer solcu ve İslamcı gazeteler, olayı görmezden geldi. Televizyonda görüntülü gazete okuyan solcular, vaka haber yazısı televizyon ekranında görülmesine rağmen, okumadan geçiyor. Muhalefetin Genel Merkezlerinden de olayı kınama yapılmadı. Bunların dört tanesi de “Millet İttifakı” diye birdir, müttefiktir, ittifak etmişlerdir, zalimdir, yıkıcıdır. Milletle değil; zalim, katillerle beraberdir.

TBMM’de bugünlerde cezaevlerinde bulunan bazı suçluların infazlarında %50 indirim yapılması için görüşmeler devam ediyor. “Ceza indirimi; kadına şiddeti, kadına ve çocuklara tecavüzü, çocuk istismarını, kasten insan öldürmeyi, terör suçlarını kapsamıyor.” CHP ile HDP ise tüm suçlara “genel af” gelsin, diye mecliste kavga, dövüş çıkarıyorlar. 282 bin mahkûm vardır. Bunların bazıları 27 bin insanı öldürmüştür! Genel af çıksın ki; önceden yapamadıklarını da becererek, bir 27 bin kişi daha öldürsünler! Suç işlemeye devam etsinler!

Fetö, PKK, DHPK-C yanlıları da “genel af” istemektedir. Kısmı af; “adaletli, eşitlikçi değil diye genel af istemektedirler.” “Bendeniz ise affa karşıyım. Herkes yaptığının karşılığını görmeli, çekmelidir. Adalet ve eşitlikçilik böyle olur.”

 PKK, Berat Kandili gidip, Kulp İlçesi’nin fakir köylülerini katlediyor! 21 tane yetim çocuğu, anneyi orta yerde bırakıyor. Onarın af edilmesini isteyelim, öyle mi? Bu insanlık değildir. Dolaylı- dolaysız teröre destek verenleri kınıyorum. Eleştiriyorum. Lanetliyorum. Allah cc. Cezalarını versin, diye beddua ediyorum. Buna, Müslüman’ım diyen, bazı cemaatçilerde taraf oluyor. Çünkü o cemaat görünümlü, cemaat ve tarikatlar; aslında terör destekçidir. Terör üreticisidir. PKK, DHKP-C gibi sol, Marksist, ateist, komünist, teröristlerle işbirliği içinde, dayanışma içindedirler. Allah cc. Cezalarını versin.

PKK, 6 ay öncede, 12 Eylül 2019 günü yine Kulp İlçesi’nde, ormandan odun toplamaya giden köylülere el yapımı bomba ile tuzak kurup, patlatmıştı. 7 (yedi) köylü yaşamını yitirmişti! Ama o bölge halkı yine, 11 ay önce Kulp İlçe Belediye Başkanlığına ve 100 belediye Başkanlığına, PKK siyasi uzantısı HDP siyasi partiden Belediye Başkanı seçmişti.

Kürtlerin yaşadığı bölgelerde; PKK, halkın tüm maddi, manevi, dini, iffet değerlerine sürekli saldırmaktadır! Öyle ki, köylülerin ve halkın onlarcasını birden katletmektedir! Evlerinde katlettiği köylüleri; evlerini, cesetlerle birlikte birde yakmaktadır! Böylesi yüzlerce olayı televizyonlarda izledik. Ama solcular, ateistler, komünistler, sosyalistler, sosyal demokratlar, sözde emekten, emekçiden, özgürlükten, bağımsızlıktan, demokrasiden yana olan şerefsizler; bu katil, adi, alçak, kahpe, katliamcı, aşağılık yaratıklara maddi, manevi, dolaylı- dolaysız destek vermektedir.

Bu aşağılık katliamcı şerefsizlere destek veren siyasi partilere, halk; yerel yönetimlerde ve milletvekili seçimlerinde destek vermektedir. Yerel yönetimlerde, 31 Mart 2019 günü yine oy vererek, 100 tane PKK uzantısı HDP Belediye Başkanlığı kazandırdı. Kulp İlçesi’nde de yine PKK uzantısı HDP Belediye Başkanı seçti.  Verdi ise, işte cezasını da çekmektedir. Bu dünya “etme – bulma” dünyasıdır. “ Eden, bulur.” “ Suç işleyen, cezasını çeker.” Bir devletin yasaları vardır. Birde ilahi adalet vardır. İkisi de her an işlemektedir.

Birey, kendini geliştirebilecek; hasletlere, yeteneklere sahiptir. Allah cc. Böyle yaratmıştır. Allah cc. Akıl, zekâ, haslet, yetenek, beceri, gelişme becerisi, bilgi öğrenme yetisi, yeteneği vermiştir. Hak ile batılı ayırt edebilme gücü vermiştir. İnsan, kendini geliştirmekle sorumludur. İnsana kılavuz olarak dini kitaplar, peygamberler gönderilmiştir. İnsan yaptığı kötülüklerden sorumludur. İnsan yaptığının ve yapmadığının hesabını verecektir. Aile de bulunan ebeveynde, çocuklarını iyi yetiştirmekle sorumludur. Topluma da; görevler, ödevler, sorumluluklar yüklenmiştir. Devletin görevi de, yükümlülüğü de;  ilim ve İslam dâhilinde insan yetiştirmek; huzurlu ve mutlu yapmaktır.

 Şimdi kendimizi, insanları ve görevlileri sorgulayalım. Derinden, kapsamlı, objektif sorgulayalım ve sorunlara çözüm, problemlere stratejik, kaliteli, verimli çare bulalım. Ekip halinde çalışalım. Kurullar, meclisler oluşturalım. Ermeni, Rum, Yahudi, İngiliz, Fransız, Rus, mason, komünist, ateist, faşist, kapitalist,  laik, seküler adı altında; düşmanlık yapanları, uzak tutalım. Onlardan hayır, iyilik, güzellik, yarar gelmez.