Canım, Ciğerim Azerbaycan’ımın zaferini yazalım.  “Azerbaycan, SSCB denilen Sovyet Rusya’dan 18 Ekim 1991 tarihinde ayrılıp, bağımsız ülke, bağımsız devlet oldu. Azerbaycan ile birlikte SSCB denilen komünist+ faşist+ diktatör ülkeden, 15 özerk cumhuriyet ayrılıp, bağımsız devlet oldu. Böylece 1991 yılı sonbaharında SSCB çöktü. Geride, “Rusya Federasyonu” adında, 145 milyon nüfusa sahip olan, 16 milyon km2 yüzölçümlü ülke kaldı. SSCB. 15 özerk cumhuriyetten oluşan, 1975 yılı itibarıyla, bendeniz lise son okurken;  350 milyon nüfusa, 21 milyon km2 yüzölçümü sahip; diktatör, kapalı, turist almayan, turist göndermeyen, kapalı cezaeviydi! Dünya üzerinde komünist terörün bir numaralı destekçisi idi. Terörist devletti.

Azerbaycan, 1991 yılında bağımsız devlet olarak kabul edildikten hemen sonra Ermenistan, Rusya ve Batı devletlerinin asker ve her türlü desteğiyle, Azerbaycan’a karşı işgal etme savaşı başlattı! Azerbaycan’ın askeri, silahı, devlet yapısı oluşmamıştı. SSCB döneminde Müslüman olan cumhuriyetlere silah ve asker edinme hakkı verilmemişti. SSCB devletinde de üst yönetici, üst asker- subay olma hakkı tanınmamıştı.

Ermenistan’ın Azerbaycan’a 1991 yılında başlayan saldırganlık, 1994 yılına kadar savaş şeklinde devam etti. Rus askerleri, ABD, Avrupa her türlü desteği vererek, Azerbaycan’ın Karabağ bölgesini katliamlar yaparak işgal etti! 1992 yılında Hocalı kasabasında 613 Azeri sivili bir arada toplayarak, katlettiler! “Azerbaycan’ın 10 bin askerini, 20 bin sivilini acımasızca, vahşice, dehşet veren işkencelerle katlettiler!” Bunu sadece Ermeni askerleri yapmadı. Rus askerleri başta rol oynadı! ABD her türlü yardımı yaptı. Hristiyan dayanışması ile pek çok ülkeden terörist getirildi. “Rusya ile Ermenistan arasında işbirliği güvenlik antlaşması yapıldı. Ermenistan sınırlarını Rusya askerleri korumaktadır.”

Ermenistan, sürekli Azerbaycan sınırında askeri taciz ateşleri yaptı. Azeri Türk askerlerini şehit etti. Buna karşılık verildi. Ama Azeri Türkleri sabretti. 1991-1994 yıllarındaki zayıf durumdan çıkmak için her gerekeni yaptılar. Ordu subayları ve askerleri Türkiye’de eğitim- öğretim gördü. Subayları ülkemizde okudu. Askerleri özel eğitim aldı. Türkiye, Rusya, İsrail’den silahlar alarak, modern bir ordu kurdu. Azerbaycan, kendi öz topraklarında da Harp Okulları kurdu. Modern bir ordu oluşturdu. Askerlerine ve vatandaşlarına milli, manevi bağlılık oluşturdu. Bir ideal oluşturdu. 7 yaşından, 100 yaşına kadar olan herkes şunu ideal edinmişti: “ Karabağ bizimdir. Karabağ Azerbaycan’dır.”

 Karabağ konusunda şiirler, şarkılar, türküler, söylemler oluşturuldu. Hep Karabağ’ın Azad edilmesi, kurtulması, bağımsızlığı üzerine ideal oluşturuldu. Bütün zalim dünya, Ermenistan yanında iken, sadece Türkiye, Azerbaycan yanında yer aldı. “ Bir millet iki devlet” söylemi dünyaya duyuruldu. İki devlet arasında 2010 yılında işbirliği ve güvenlik antlaşması yapıldı.

Ermenistan, Azerbaycan sınırları içindeki “Tovuk” bölgesine 12 Temmuz 2020 de saldırdı. 6 kadar Azeri subayını şehit etti. “Tovuk, Azerbaycan’ın en stratejik bölgesidir.” İletişim, ulaşım, demiryolu, karayolu, enerji hatları bu vadiden geçmektedir. Burayı alarak, enerji ve ulaşım ağını, diğer ülkelerden kesmeyi amaçlamıştı. “Buradan Türkiye ve Avrupa’ya doğalgaz boru hatları geçmektedir.” “ Çin, Pekin’den gelen İpek demiryolu, Londra’ya buradan geçmektedir.”

“Azerbaycan bu olaydan sonra Türkiye ile bir ay boyunca askeri tatbikat yaptı.” Saldırıya karşılık verecek hazırlığını yaptı. Ermenistan tekrar sivillere saldırdı. 6 sivili şehit etti. 2 tanesi çocuktu. Bu saldırı artık bardağı taşırdı. Çatışma başladı.

Çatışma, 27 Eylül 2020 günü başladı. İlk 10 günde Azeri Türk ordusu karşısında Ermeni ordusu ve paralı askerleri, teröristler dayandı. İlk 10 günde ancak 10 köyü Azeri ordusu ele geçirdi. Daha sonra ilerleme arttı. Alınan yerler, stratejik tepeler, yerleşkeler artarak devam etti.  

09 Kasım 2020 güne gelince, 43 gün olmuştu. 43. Günde Azerbaycan Türk askerleri; 72 köy, 1 kasabayı, bir günde ele geçirdi. Ermeni ordusu tahrip olmuş, dağılmış, kaçıyordu. 13 bin askeri ölmüş. 10 bin askeri de yaralanarak, devre dışı kalmıştı. Türkiye saati ile 09 Kasım 2020 günü saat: 00.00’de ateşkes ve barış kabul edilmeseydi, 20 bin Ermenistan askeri daha ölebileceğini, kendi cumhurbaşkanları açıkladı.

 Azerbaycan askerinden kaç kişinin şehit ve gazi olduğunu bilmiyoruz. Açıklama yapılmadı.  Ancak 100 sivilin şehit, bin sivilin gazi olduğu açıklandı.

“Ermenistan Ordu envanterine- dökümünde yazılı silah, mühimmat, askeri malzemenin %50’si yok olmuştur. Siyasi ve askeri yetkililer, daha savaşamayacakları kararına vardı. Yenilgiyi, mağlubiyeti kabul ettiler. Teslim oldular. Fakat Ermenistan halkı, barış ve ateşkes antlaşmasına tepki gösterdi. Hükümet meclisini içeri girerek, bastılar. Cumhurbaşkanı Nikol Paşınyan’ın evini bastılar. Eşyalarını çaldılar.”

 “Cepheye gitmeye gitmiyorlar ama kaybedeceğini bildikleri halde; savaşa devam ayaklanması yapıyorlar. Bu daha çok emperyalist ülkelerin kışkırtmasıdır. Ülke dışında olan Ermenilerin kışkırtmasıdır. Başkalarının aklı ile iş yapmaya kalkarsan, elindeki de gider!

Ermenistan’ın 2020 yılı tüm askeri harcamaları toplamı 1,3 milyar dolardır. Ama Azerbaycan, Ermenistan’ı savaş hukukuna uygun savaşmadığı için uluslararası mahkemede dava açtı. Sivil yerlerdeki tahribat; uluslararası ekipler tarafından saptanacak.

Azerbaycan ordusu, 09 Kasım 2020 gününe gelinceye kadar 282 köy, 4 şehir- kent- İl, 20 kadar beldeyi aldı. Ama işgal edilen, Karabağ topraklarının ancak %40’ını alabilmişti. “Geride 3 İl – vilayet kalmıştı. Bunlarda Ağdam, Lâçin, Kelbecer İlleriydi.”

Kelbecer İli 50 bin kadar nüfusa sahip olup, harabeye döndü. Ermeni askerler şehri top ve roketlerle, füzelerle vurdu. Ayni şekilde Ağdam ve diğer yerleşkeleri de vurdu.

Ermenistan, cephede savaşamıyor, yok ediliyordu. Ama sivil yerleri, yerleşkeleri vuruyordu. Sağlam köy bırakmadı. İkinci büyük kenti ve eski başkentini Gence sürekli top, roketlerle vurarak, sivilleri şehit ettiler, gazi ettiler! Şehri tahrip ettiler!

“Serter” denilen 150 bin nüfuslu bir beldeye, 15,000 tane top, roket, füze attılar! Bu ilçede bin kişi kalmıştı. Şu anda Azeri halkı geri döndü.

Ülkenin her yerindeki yerleşkeleri vurdular! Bazı kentlere, köylere, beldelere bir günde 600 -800 füze attıkları çok oldu!  Her yerleşkeyi harabeye çevirdiler. Terk ettikleri evleri, köyleri de yakıyorlar!

“Bu duruma İslam ülkelerinden ve Batılı ülkelerden tek bir kınama, eleştiri gelmedi. Dünya zalimin, zulmün, haksızın yanında yer almaktadır. Müslüman olmayanların her türlü zulmü, haksızlığı, vahşiliği hoş karşılanmakta; görülmemekte, duyulmamakta, konuşulmamakta, tepki gösterilmemektedir. Hatta her türlü destek zalimler, alçaklar tarafından verilmektedir. Hatta zalimlikler örtülmektedir. Ters yüz edilmektedir.

Hak, hukuk yerini güçlüye, zalime bırakmıştır! Mazlum, mağdur, haklı çoğunluğun yerine zalim katiller, katliamcılar tutulmaktadır! Mazlumun, mağdurun sahibi olmamaktadırlar. Zalim, zengin, güçlü, haksız korunmaktadır! Çünkü dünya sapkınlaşmış. Hakkı, hukuku, haklıyı düşman bilmektedirler. Bu küresel zalim sistem, bu batıl, küfür rejimleri; sonsuza dek böyle devam etmez, inşallah devam etmeyecektir.

Savaş, Türkiye saatine göre 43 günde bitti. Ama Azerbaycan ve Rusya saati, bizden bir saat önce olduğu için 44 günde bitti, deniyor. Zira barış antlaşması 10 Kasım 2020 saat: 00.00’de yapıldı.

Ermeniler diz çöktü. Kahpe, kalleş, hain, alçak, kalleş yönetimleri diz çöktü. Karabağ tekrar Azerbaycan’ın oldu. 28 yıl sonra asıl sahibine verildi. Ermeniler işgalciydi. Bölgeye Ortadoğu ülkelerinden Ermeni getirilip, yerleştirilmişti.

Azerbaycan, 1991- 1994 yıllarında 3 yılda verdiği toprakları 43 günde geri aldı. Türk’ün gücü, azmi, iradesi, zaferi böyle oluyor.

Ermenistan ordusu daha fazla dayanamadı. Türk, Türkiye silahlarıyla, özellikle İHA, SİHA savaş uçaklarıyla milyarlarca liralık füzeler vuruldu. Altı tane S-300 denen uzun menzilli füzesi, SİHA ile vuruldu. 350 tankı ya vuruldu ya da ele geçirildi. Diğer yüzlerce zırhlı silahı vuruldu. Savaşı kaybettiklerini anlayınca, Nikol Paşınyan; akılsız, aptal, kullanılan piyonları teslim oldu. Yenilgiyi kabul etti. Şu anda ülkesinde nerede olduğu belli değildir. “Vatan haini ilan edildi.” Her gün protesto ve şiddet eylemleri var.

Bölgeye Rus ve Türkiye, Türk Barış Gücü yerleştirilmeye başlandı. “Karabağ bölgesinin özerk statüsü de olmayacak.” Azeri dili ile kaçkınlar, göçkünler yanı göçmenler, Karabağ bölgesine dönecek. Ama Ermenilerin 28 yıldır kullandıkları Azeri evlerini, Ermeniler yakarak kaçıyorlar. Bölgede döşenen mayınlarda temizlendikten sonra geri dönüşler başlayacak. Şu anda Karabağ bölgesine kar düşmeye başladı. Zira orası 3,000 - 3,500 metre yüksekliktedir. Güzel bir doğası vardır. Ormandır, yayladır, tarladır.

Osmanlı paşası Nuri paşa 1918 yılında Azerbaycan’ı kurtarmıştı. Ama o zaman Türkiye ile Azerbaycan arasında Türk- Turan kapısı vardı. Sınır komşumuzdu. Rus general ve Osmanlıda imam olarak ajanlık yapan Andırıya bu kapının olduğu yeri alarak, Türkiye’nin Azerbaycan ile Türk dünyası, orta Asya ile bağlantısını kesti. Nahcivan denilen bölgeyi de Azerbaycan ana vatanından ayırdı. 17 km’lik bir kopukluk oluşturdu. Türkiye, Azerbaycan’a ve Türk dünyasına Gürcistan ve de İran üzerinden gitmek zorda kaldı. Yapılan anlaşmada bu Türk kapısı da açılacak. Böylece Azerbaycan ve orta Asya Türkleri ile bağlantımız doğrudan sağlanacak. Bu günlerde Türk Birliği de kurulma aşamasındadır. Türk Kongresi adında birleşme sağlanmaya çalışılıyor.

Bugün 13.11.2020 günüdür. Rusya’nın 20 kişilik heyeti, Ankara’ya geldi. Barış gücünün görev alması ile ilgili görüşmeleri yapılıyor.

Karabağ’ın kurtarılan köy ve kentlerinde ezan okunuyor. Bugünde Cuma namazı büyük kentlerde kılındı. Ezanlar okunuyor. Ama kentler, köyler Ermeniler tarafından yıkılıyor, yakılıyor. Mezarlıklar, tarihi eserler, camiler, evler, işyerleri, tarihi değeri olanlar ya kırılıp, dökülüyor ya da sökülüp, götürülüyor. ( Yani Ermenilerin, Türkiye’ye, Türkiye Türklerine yaptıklarını aynen Azeri Türklerine yapıyorlar. Bunlarda Siyonist Yahudiler gibi hem vururlar hem de ağlarlar!)

Azerbaycan, tarihinde ilk defa halk olarak bir zafer kazandı. Artık vatanın, dinin, ezanın, bağımsızlığın, özgürlüğün, bayraklarının kıymetini daha iyi bilirler. Azerbaycan ve Türkiye’nin zaferini tebrik ediyorum, kutluyorum, devamlı olmasını Rabbim olan Yüce Allah’ımdan diliyorum.

“Azerbaycan ile Ermenistan arasında Rus Hükümeti’nin araçlığı ile yapılan 9 maddelik barış antlaşmasının maddelerini kısaltarak yazalım:

1-      Barış antlaşması 10 Kasım 2020 de saat: 00.00’de başlayacak. Bu anlaşma iki devletin cumhurbaşkanları tarafından sanal ortamda imzalandı.

2-      Ermenistan’ın işgal ettiği ve henüz elinde tuttuğu; Ağdam, Gazah bölgesi 20 Kasım 2020 gününe kadar Ermeni askerinden boşaltılacak.

3-      Dağlık Karabağ ve Lâçin koridorunda, Rus askerleri belirlenen asker ve zırhlı araçlarla barışı koruyacak.

4-      Barış gücü 5 yıl süreyle görev yapacak.

5-      Barışı koruma merkezi kurulacak.

6-      Ermenistan, 15 Kasım 2020 tarihine kadar Kelbecer ’den çekilecek. 01 Aralık 2020 gününe kadar Lâçin bölgesini boşaltacak ve Azerbaycan’a verecek.

7-      Göçmenler, mülteciler BM kontrolünde geri dönecek.

8-      Savaş esirleri ve tutuklular, ölüler-  cesetler; değiş- tokuş yapılacak.

9-      Azerbaycan ile Nahcivan arasında ulaşım bağlantısı sağlanacak.”

Mümin ve Müslüman olan asıl ve esaslı Türk Milleti, dünyada eşi, benzeri olmayan; onurlu, güzel değerli, merhametli aziz bir millettir. Hazreti Muhammet sav. Ümmetidir. İslam’ı rehber edinmiş, peygamberini önder edinmiş; on binlerce değer yargısı olan şahane bir millettir. Hiçbir varlığa bilerek zarar vermez. Merhametli, şefkatli, müşfik, ayrımcılık yapmayan, ırkçı olmayan millettir.

Biz Müslüman Türk milleti, 1071- 1915 yılları arasında Ermenilerle barış içinde yaşadık. Hatta 1071 yılı öncesinde bile yaşadık. Ama 1914- 1922 yılları arasında zalim kâfirler; milletimizden, sivillerden 4 milyon halkımızı acımasızca katletti! Ermeniler ise Rus kışkırtması ve desteği ile Müslüman halkımızdan 510 bin mümini acımasızca katletti! Yine de katlederken, onlar ağladı! Şimdide Türk Milletini 1915 soykırımcısı olarak söyletmeye çalışmaktadır. 20 taneden fazla ülkede onlara onursuzca destek verdi. “Bizim dinimiz İslam dini; savaş kuralı koymuş. Savaşta bile silahsızları, savaşmayanları öldürmeyi haram kılmıştır. Öldüren katil olur. Katilin yeri cehennemdir.”

Azeri Müslüman Türk Milleti de bizler gibi davrandı. Tek bir sivil vatandaş öldürmedi. “Zengilan, Cebrail, Gubatlı, Fuzuli, Şuşa kentlerini cephede kazandı.” “Lâçin, Hocavend, Ağdam kentlerini ve çevresini de yaptığı barış antlaşması gereği alacak, inşallah.” “ Azerbaycan ile Nahcivan arasında 1918 yılında kapatılan, işgal edilen, Türk Kapısını da anlaşma gereği Zengezur koridoru adı ile açacak, inşallah. Zalim dünyada barış içinde yaşamak için güçlü olmalı. Her yönü ile güçlü, kuvvetli, birlik- beraberlik içinde; işbirliği, güç birliği yapmalı. Aksi halde zalimlerin, kâfirlerin, müşriklerin egemen olduğu dünyada yaşamak mümkün olmaz, olmamaktadır.

“( Bu aziz ümmetimize, değerli milletimize önerim, öğüdüm, vasiyetim şu olmalı:  Bu zalimlerle, benzerleri ile savaşırken, askerimizi korumak, kollamak yanında, sivil vatandaşlarımızı da korumanın en iyi bir yolu bulunmalı. Saldırılar engellenmeli. Aksi halde bunlar masum, mazlum, mağdur, güçsüz, günahsız sivil halkınıza ve yerleşkelerinize çok büyük zarar verirler. Savaşın cephede bile sürdürülmesi güç, zor duruma düşer!)”

      Tüm şehitlerimize dua edelim, ruhları şad olsun. Gazilerimize şifa ve iyilikler dileyelim. Bu aziz kahramanlarımız olmasa, bizler yok oluruz, Allah cc. Korusun.