Birey, aile, toplum, millet, ümmet, insanlık olarak önce insan olmalıyız. Sonrada samimi dindar, bilge, takva, hak mümin ve Müslüman olmalıyız. Önce insan olmalıyız, dememin nedeni; insan olamayanların, mümin olma şansları ve niyetleri yoktur. İnsan olmak; aşama, sıçrama yapmakla olmaktadır. Mümin olmak için; kalbin, aklın, belleğin, ruhun iyi olması gerekir. Hakkı, hakikati işitmesi, dinlemesi, anlaması, kabul etmesi gerekir. Önyargıdan, düşmanca tutumdan, haince düşmanlıktan, kin, nefret ve intikam duygusundan kurtulması gerekir. Kendini, Rabbini, haddini, hududunu bilmesi lazımdır. Niyet olmadan; güzel duygu, güzel duygu olmadan, iyi düşünce, iyi düşünce olmadan, yararlı ve doğru – dürüst davranış olmaz.

Bir insan, anne karnında sağlıklı, temiz, haram gıdadan ve kötü sözden, eylemlerden uzak yetişmeye başlamalı. Tohum ve yumurta haramlarla kirletilmemeli, bozulmamalı. Cenin haram ile beslenmemeli. Kötü söz ve davranışa tanık olup; beyin ve ruhu pisletilmemeli. Maddi, manevi anlamda anne karnındaki cenin, bebek, sağlıklı yetiştirilmeli. Bu konuda bilgili, bilinçli olmalı.

Anne karnından, dünyaya gelişi ile maddi, manevi temizlik, bakım devam etmeli. Bu konuda kitaplar okumalı. Kurslara gidip, yetişmeli. Hem anne hem de baba kurslara katılmalı. Cahilin elinde, bebek, çocuk yetişmez. Ülkemize ve dünyaya baktığımızda; bebek,  çocuk, genç, insan yetiştiremediğimiz görülmektedir.

İnsan yetiştirmek çok zordur. Bilgi, birikim, emek ister. Öyle ağaç yetiştirmeye, tarlada ürün yetiştirmeye, tarım ve çiftçilik yapmaya, hayvancılık yapmaya, sanat, meslek icra etmeye benzemez. Tarım ürününü bu yıl yetiştiremezsek, gelecek yıl daha bilgili olur, yetiştirebiliriz. Ama bir çocuğu, aileyi, toplumu bu yıl iyi yetiştiremezsek, sonraki yıllarda iyi yapmamız çok zordur. Beklide olanaksızdır. Beyni kirletilmiş, kalbi paslanmış, katılaşmış, ruhu harap olmuş insanı; insan yapmak çok zordur. Bazı insanların üzerinde çok durmama rağmen, bunu başaramadığım çok olmuştur.

Biz, birey, toplum olarak; her işe, ilme, sanata, mesleğe duyarlı olmalıyız. Bilim ve meslek sahibi olmalıyız. Öğrenme hedefli hareket etmeliyiz. “ Bir tarlanın yanından geçerken, ürünlere ve yetiştirenlere dikkat etmeliyiz. Bozulan elektronik, elektrik aletleri tamir etmeye çalışmalıyız. Akıl danışabilecek, kişileri arkadaş- dost edinmeli. Çevremizdeki özel ve kamu kurum ve kuruluşlarını, işletmeleri gezmeli. Çok kitap okumalı. Bilgi içerikli kitaplar, dergiler, gazeteler okumalı. Kütüphanelere, özellikle Z kütüphanelerine gitmeli. İnsan vücudunun işleyişini incelemeli. Sağlık bilgisi, tıp bilgisi eserleri okumalı. Sağlığı korumadan, başarılı olmamız mümkün olmaz.

Çeşitli konferanslara, panellere, bilgi şölenlerine katılmalıyız. Nasıl ilim, bilim, meslek, sanat, ticaret insanı olunur, konusunda alıştırma yapmalıyız. Kurslara gitmeliyiz. Bir başkasının yanında çalışmalıyız. Hangi dalda okuyorsak, yaz tatillerinde o dalda çalışmalıyız. Teorik bilgi ile uygulama yapmalıyız. Bilgiyi, uygulamalarla pekiştirmeliyiz. Bilgi, beceri öğrenirken, vücudumuzun tüm organlarını, bölümlerini kullanmalıyız. Tüm duyu organlarımızla bilgi, beceri öğrenmeliyiz.

Bitkileri, çiftlik hayvanlarını, yaban hayvanlarını tanımalıyız. En az 20 bilim dalında eserler okumalıyız. Dini ilimlerde, pek çok dalda öğrenim görmeliyiz. İnsan azmederse, gayret ederse, başaramayacağı iş olmaz.

El sanatlarına ilgi duymalıyız. Belgesel filimler, bilgi kazandırıcı filimler izlemeliyiz.  Ülkemizde ve dünyada olup, bitenleri gözlemlemeli. Sebep- sonuç ilişkileri konusunda doğru bilgiler edinmeliyiz. Gazetelerin köşe yazılarından, televizyonlardaki bilgi içerikli tartışmalara kadar her yararlı etkinliğe ilgi duymalıyız. Yabancı diller öğrenmeliyiz. Sağlık bilgisine sahip olmalıyız. Öğretmenlerle ve sağlık çalışanları ile meslekle ilgili sohbet etmeliyiz. Veterinerlerle sohbet etmeliyiz, mimar ve mühendislerle sohbetler yapmalıyız. Ziraat mühendisleri ile her dalda çalışanlarla meslekleri konusunda konuşmalıyız. Bendeniz hangi meslek erbabı ile konuşuyorsam, mesleği ile ilgili konuşurum. Böylece farklı mesleklerle ilgili bilgilerimi artırırım.

Sebze, meyve ağırlıklı beslenmeliyiz. Ama sağlıklı besinler yemeliyiz. Bir ay kadar önce yetiştirilen meyve ve sebzeden 200 kişi zehirlendi. Birkaç kişi öldü! Kullanılan yapay gübreler, ziraat ilaçları, kirli, kimyasallı sular etkili olabilir. Bir işi yapıyorsak, bilgi ile bilinçle, özenle, dikkatle yapmalıyız. Ispanak yemekten, 200 kişi zehirlendi. Bu birkaç kişinin hatası olabilir. Ama ıspanak satışları sıfırlandı! Üreticiler, bu bir, iki kişi yüzünden zarar etti. Kilosu 5 liradan satılan ıspanak 2 liradan bile satılmadı, döküldü!

Çağın iletişim, bilişim araçlarını kullanabilmeliyiz. Bilgisayar kullanmasını becermeli. Eğer uzman isek, çeşitli programlar geliştirebilmeliyiz. Çağa uygun öğretim, eğitim almalıyız. Geri kalmamalıyız. İnsanlığa, doğaya, doğadaki canlılara zarar verici çalışmada yapmamalıyız.

Büyük liderleri tanımalıyız. Zalim olmayanları örnek almalıyız. Eski, antika eşyalara merakımız olmalı. Geçmişi, bugünü iyi bilmeliyiz. Yazarları, şairleri, sanatçıları, meslek insanlarını tanımalıyız. Yabancılarla konuşmalıyız. Bilgi, birikimlerinden yararlanmalıyız. İnsan davranışlarının nedenlerini araştırmalıyız. Hasta insanlara ve muhtaç durumdaki insanlara bireysel ve kurumsal olarak yardım yapmalıyız. Ekonomi, siyaset, insan ilişkileri bilmeliyiz. Sanata, yapılara ilgili olmalıyız. Halkı her yönü ile tanımalıyız. Ülkemizi ve dünyayı her yönü ile tanımalıyız.

İnsanların psikolojik sorunlarının sebeplerini öğrenip, iyileştirmeli. Mesleksizlere kurs verip, meslek, sanat sahibi yapmalı. Yeni duyduğu bir sözcüğün anlamını hemen öğrenmeli. Alınan ilaçların reçetelerini okumalı. Yanlış ilaç verilme olasılığı olduğunu unutmamalı. Ekonomi bilgisi, siyaset bilgisi, uluslararası iletişim bilgisi, sağlık bilgisi, eğitim- öğretim, pedagoji bilgisi edinmeli.

Bina ve altyapı, üstyapı konusunda bilgi edinmeli. Modern tarım, çiftçilik, hayvancılık yapma konusunda bilgili, becerikli olmalı. Tarım ve hayvancılık mesleği hiç ölmeyecek mesleklerdendir. Güzel resim yapmaya çalışmalı. İnsanlara doğru yol gösterme bilgisi kazandırmalı. Pek çok konuda insanları aydınlatabilmeli. Kültür, sanat programlarını izlemeli. Gazete, dergilerde sorunların çözümü konusunda ki, yazıları okumalı. Söyleşileri dinlemeli. Yabancı ülkelere gezi, gözlem, inceleme yapmalı. Laboratuar deneyleri yapmalı. “Meslek kurslarına mutlaka katılmalı.” Borsa, emlak, arsa, konutlarla ilgilenmeli. Muhasebe tutmasını becermeli. Ormanlara yürüyüş ve tatil yapmalı. Olumsuz işlere sonuna kadar sabretmeli. “Öfke ve kızgınlığa tutulmamalı. Sabretmesini becermeyenler, sonunda çok pişman olmakta ama iş işten çoktan geçmiş olmaktadır! Sonunda aptallığına doymamaktadır.”

Ülke siyasetine ilgi duymalı. Milli, manevi değerlerden uzak yapılan siyaseti yermeli. Küreselcilerin çıkarlarına su taşımamalı. Sanat galerilerini mutlaka gezip, incelemeli. Tarihi olayları ve kişileri tanımalı. Kültürel ve gezi etkinliklerine katılmalı. Dil öğrenmenin kolaylıklarını öğrenmeli. Dernek, vakıf çalışmalarına bilfiil katılmalı.

İlk yardım yapmayı öğrenmeli. İş güvenliği ve sağlığı konusunda bilgili, ilgili, uygulayan olmalı. Döviz kurlarını takıp etmeli. Bilim, teknik, sanat, kültür, bilgi dergileri okumalı. Başka ülkelerin iklim, coğrafi, fiziki, siyasi bilgilerini incelemeli. Oyuncaklara ilgi duymalı. Çocuk bakımını, yetiştirmesini öğrenmeli. El becerilerini artırmalı. İnsanları suça iten sebepleri incelemeli. Turistlere rehberlik etmeli. Sağlık alanındaki gelişmeleri öğrenmeli, takıp etmeli. Reklamları izlemeli. Keşif ve buluşlarla ilgilenmeli. Denizin dibini, suları, karaları araştırmalı. Dünyayı, evreni tanımalı. Dünyadan ve ahiretten haberdar olmalı.”

( Bugün, bir işyerinde hükümete kızıyorlardı. Küfürlü, sövgülü konuşuyorlardı. İşsizlikten söz ediyorlardı. Erken emekliliğin olması gerektiğini anlatıyorlardı. Hepsinin de bir mesleği, sanatı, ilmi birikimi, yeteneği, becerisi yoktu. Kısacası hiçbiri kendini yetiştirmiş değildi. Oturduğum İl, ülkemizin sanayi bakımından en gelişmiş ilidir. Onlarca meslekte eleman bulunamamaktadır. Başka İllerden gemi ile servis ile elemanlar günü birlik gelip, gitmektedir. Eleman ihtiyacını karşılamak için, Halk Eğitim Müdürlükleri, belediyeler, İş Kurumu asgari ücrette vererek, meslek öğretmektedir. Ama yeterli ilgi görülmemektedir.

Erken emekli olmak isteyen 6,2 milyon insan var. Zaten 13,8 milyon ülkemizde emekli var. 2,6 milyon kadar dul ve yetim emeklisi var. Yanı baba ve annelerin emekli aylığını çocukları, eşler almaktadır. Beş milyon kadarda kamu çalışanı var. 17 milyon kişi devletten karşılıksız sosyal yardım almaktadır. Bunların aylıkları milletten çıkmaktadır.

Bugün, erken emeklilik isteyenlerin siyasi gazeteleri sürmanşetten şöyle yazıyor: “ Ülkemizde 845 bin emekli, bin liranın altında emekli aylığı alıyor. Tabii ki, bin lira emekli aylığı olmamalı. Çünkü şu anda bendeniz, merkez nüfusu 40 bin kadar olan küçük bir İlçe merkezinde yaşıyorum. İlçemizde eski bir evin kirası bin liradır.

Erken emeklilikten 6,2 milyon kişi daha yararlandığında, bin liranın altında emekli aylığı alanların sayısı çok daha artacak. “Devlet, millet ekonomik kriz yaşayacak.” Genç yaşta emekli olanların yarısından fazlası da yeni bir işte çalışacak. Hep devlette iş bulma yerine; kendin hesabına çalışma, üretme, kazanma becerilmeli. Ülkemde kaynakçı, aşçı, çoban, makineci, tekstilci, konfeksiyoncu eksikliği var. Onlarca meslekte açık var. “En iyisi bir meslek öğrenmeli. Kendi hesabımıza üretim yapıp, çalışmalı.” Asgari ücret 2,020 liradır. Asgari ücrete mahkûm olmamalı. Bilim, sanat, meslek, kültür, beceri öğrenmeli. Kurtuluş bundadır. Buradadır. İlimizde 500 tane fabrika açılsa, bile mesleksiz, sanatsız, bilgisiz kişilere iş çıkmaz. İş yapamayana, beceremeyenlere para vermezler. Fabrika, üretimde kullandığı mesleklere göre işçi, eleman almaktadır.

Ak Parti Hükümeti, 03 Kasım 2002 tarihinde yapılan genel seçimle işbaşına geldi. Pek çok doğru işler yaptı. Pek çok yanlış insanın olduğu ülkemizde, pek çok yanlış yapması da mutlaka devam ediyor. “Her işin başı; insandır. İnsan doğru ise işler doğrudur.” 2002 yılı öncesi çok yanlış yönetimler oldu. Popülist politikalar izlendi. Emeklilik konusunda çok yanlışlar yapıldı. “Yasa gereği 3,600 gün, 5,200 gün sigorta primi ödeyenler emekli oldu. Yanı 10 yıl, 15 yıl sigorta primi ödeyen milyonlarca kişi emekli oldu. Ödedikleri primde; sigortaya kayıt edilmiş. Birkaç yıl prim ödemiş. Ödemeyi kesmiş. Ama 15 yıl sonra ona bir yazı gelmiş. 15 yıldan beri 15 bin lira sigorta borcun var. Faizleri affedilmiş. Ödersen, emekli olacaksın. O da ödemiş. Emekli olmuş. Şimdi kendisi emekli aylığı alıyor. Kendi ölmüş ise dul ve ya evlenmemiş kızı alıyor. 15 yılda % 100,000 devalüasyon olmuş. Ama faizler affedilmiş.” Böyle bir kişiye, bana okutmak için getirdiği resmi yazıyı okudum. “Avluda olan danayı gösterdi. Şu danayı satarım. 13 yıllık Bağ – kur borcumu öder, emekli olurum, dedi.”

08 Eylül 1999 tarihinde kademeli olarak emeklilik yaşı böylece artırıldı. Artıranlar, şimdide düşürülsün, diye halk dalkavukluğu yapmaktadır. Hükümete ekonomik olarak 1999 yılında batınca, deprem yardımları ile aylık ödediler! Eğer Adnan Menderes 10 yıl, Turgut Özal 6 yıl, Ak Parti 17 yıldır iktidarda olmasa idi, ülke ve milletimiz batardı, Allah cc. Korusun.

Aslen Rizeli olan ve eski Yalova Milletvekili olan Yaşar Okuyan; “ Bağ- kur’dan 500 bin kişi haksız yere emekli oldu, demişti. Haber, gazetelerde manşetten verilmişti. Bu olay diğer sigorta şirketleri, SSK’da da olmuş olabilir, denildi. Zira o zaman merkezi sistem, bilgisayar sistemi yoktu. Herkesin bir kartı vardı. Ödemeler onda yazılırdı. Bankacılık sistemi de böyleydi.

( 08 Eylül 1998 tarihli kademeli emekli yaşını artırma sistemi, üçlü koalisyon döneminde, Ecevit’in Başbakanlığı zamanında, Yaşar Okuyan’ın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olduğu dönemde çıkarıldı.) Hala sigortalı olma tarihine göre, bugün 49 - 52 yaşında emekli olanlar var. Emekli olmuşlar ama yeni bir iş arayanlar var. Sağlık olduktan sonra boş durulmaz. Önemli olan sağlıklı olmaktır. Sağlıklı insan mutlaka zamanını iyi değerlendirmeli. Aylak olmamalı.

“Doğru, ilmi, akıllı, zekice düşünemeyenler, samimi olmayanlar, doğru karar veremezler.” Her yönü ile dosdoğru olmalı. Politik, yanlı, taraflı düşünmemeli. Objektif düşünüp, dosdoğru karar vermeli. Başka insanlara yapılan yanlışları üslubu ile dile getirmeli.  Önemli olayları yazmalı. Fotoğraflarını çekmeli. Dostları dinlemeli. Güçlü bir hafızaya, belleğe sahip olmalı. İnsanları doğru ve olumlu şekilde etkilemeyi becermeli. Çağın elektronik, bilişim, iletişim araç- gereçlerini kullanmalı. Çağın gerisine kalmamalı.

İnsanın hemen her şeyden haberi, bilgisi olmalı. Doğayı, ağaçları, çiçekleri, gülleri, otları tanımalı. Evde kullandığımız eşyalar konusunda kapsamlı bilgi sahibi olmalı. Günlük gazeteleri, dergileri, radyo ve televizyonları izlemeli. Hasta ameliyatlarını sanal ortamda izlemeli. Hastalıklar konusunda bilgili olmalı. Taşıtları tanımalı. Toprağı tanımalı.  Özelliklerini bilmeli. Yağmur, hava tahminleri konusunda ilgili olmalı. Yolda ıslanmamalı. Her durum ve ortama hazırlıklı olmalı. Mevsime göre giyinmeli. Çeşitli toplu gezilere katılmalı. Ailecek geziler yapmalı. Ata binebilmeli. Taşıt kullanabilmeli. Hayvanat bahçesi ziyaretleri yapmalı. “Söz söyleme, ikna yeteneği olmalı. Sakin, sessizden, yumuşak dille, dürüstçe ikna çalışması yapmalı.” Satın alınan bir eşyanın, malın toptan fiyatlarını bilmeli. Bir kurumun çalışması hakanda bilgili olmalı.

Çevrede en iyi insan “sen” olmalısın. Her yönü ile iyi olmalısın. İnsan ve evren konusunda araştırma, inceleme yapmalı. Allah cc. Peygamber, İslam dini, ilim- bilim- bilgi edinme konusunda azimli ve kararlı olmalı.

Yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynaklarını tanımalı. Stratejik, verimli, kaliteli kullanmayı becermeli. Her önemli konuda kapsamlı bilgiye sahip olmalı. Her işin detayına, ayrıntısına dikkat etmeli.

Düşüncelerimizi yazı ve sözlü bir şekilde başkalarına iletmeyi, aktarmayı öğrenmeli. Şifalı sulardan yararlanmalı. Ekonomi sistemlerini bilmeli. “Sapkın rejim ve felsefi akımları tanımalı.” Masa başında çalışanlar, her gün yürüyüş, hareket etmeli. Her konun inceliklerini bilmeli. Hastalıkları ve iyileştirme yollarını bilmeli. “ Hasta olmamayı bilip, becermeli. Hasta olduğumuzda da en bilinçli şekilde tedavi olmayı yaptırabilmeli.”

“Bilginin âşıklısı, mesleğin sevdalısı olmalı. Bilgisiz ve mesleksiz kalmamalı. Geçerli bir meslek ve bilgi sahibi olmalı. Ülkemizde mesleği icra edemezsen, başka ülkelerde ekmeği kazanmaya çalışmalı.”

 Benim küçük oğlum İbrahim, Turizm Okulu mezunudur. 2012 yılında yurt dışına gitti.  Aslen Kayserili, Ankara’da büyümüş, tekstil tüccarının işlerini yürüttü. Orada 5 yılda işi öğrendi. Şimdi kendi adına çalışmaktadır. Hem kendine özel- ait işyeri var. Hem de Belaruslu işi bilen ve Türkmenistanlı ekonomist kişilerle ortak iş yapmaktadır. İşi bilmese idi, böyle bir girişimde bulunamazdı. İşi bileceksin. İşi, mesleği öğreneceksin. Bilgili, sanatlı, meslek sahibi, kültürlü, yabancı dil bilen, olacaksın. Oğlum, anadili Türkçe ile birlikte, ana dili gibi İngilizce ve Rusça konuşmaktadır. İngilizceyi okulda öğrendi. Eşi ile geliştirdi. Rusçayı Belarus’te öğrendi. Eşi ile geliştirdi.

İşi bil, bilgili ol! İş bulamaman mümkün değildir. Zamanı ve sağlığı; bilgi edinmede, meslek kazanımında kullanmalısın. Öyle başkalarına sövmekle, küfretmekle işler yoluna girmez. Daha bayağı, aşağılık olunur. Öylesi kimseye, bendeniz; kedi, köpeğimi bakmak için bile teslim etmem! “Aklı, sağlığı, zamanı- vakti çok iyi değerlendirmeli.”

İnsanın beceremeyeceği iş yoktur. “Yırtarım dağları enginlere sığmam, taşarım!”Küçük yaştan itibaren en güzel yetişmeye çalış. Azimli, gayretli, istekli ol. Öğrenim çağını çok iyi değerlendir. “Bilgi’nin %80’ni ilgi’dir. İlgi olmazsa bilgi olmaz. Sanat, meslek, ilim öğrenilmez.”

 Aklını, bilgini geliştir. İlim öğrenmeyen kişinin zekâ düzeyi çok düşük olur. Doğru düşünemez. İleriyi göremez. Mantık yürütemez. Geleceğe hazırlık yapamaz. IQ’ su 150 kadar olacağına, 100’ün altında olur. Zekâ, ilim öğrenmekle, sanat, meslek öğrenmekle gelişir. Cahil insanın yürümesi bile dengeli, ölçülü değildir. Anormaldir. Her zaman ilim= bilim= bilgi, kültür, sanat, meslek, zanaat, sanatkârlık öğrenelim. Sanatkâr olalım. Bilgin, bilge, uzman kişi olalım.

Her işi tasarlayarak, bilgi ile planlı, programlı, projeli, uzman deneyimli yüksek kişilerle yapmalı. Her işi en üst derecede; en iyi, sağlıklı, sağlam, güzel şekilde yapmalı. Doğal afetlerde yok olup, gitmemeli.

“İlim öğrenirken, dinide öğrenmeli.” “Biz, maymundan üreme, türemeyiz. Biz önce dört ayak üzerine yürüyorduk. İki ayak üzerine yürümesini bilmiyorduk, gibi saçmalamamalı. Biz ekip, biçemiyorduk. Balık avlıyor, böcek topluyorduk, dememeli.”

 “Ülkemizin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yapılan kazı çalışmalarında çok sayıda bina, tapınak, şehir çıkıyor. Bunlar 12 bin yıl öncesine ait olduğu belgeleniyor.” Oysa o dönemlerde insanların dört ayağı üzerinde gezdiği, maymun halinden kurtulamadığı öğretiliyor. İşte insan olamama; böyle sefilin sefili, rezilin rezili olmak gibi bir şey!

Evrenin ve dünyanın yaşının 13,7 milyar yıl olduğu söyleniyor. Etiyopya’da 200 bin yıllık insan iskeletleri bulundu. Dünyamız jeolojik devirler geçirmiş. Kıtalar, göller, denizler, dağlar, ovalar, platolar, fiziki yapı yeniden oluşmuş. Bilinmeyen çağlara uydurma, yanlış kurgular yapılmaktadır.

İnsan, olanı bulur, araştırır, inceler. Kaybolanı nereden bulsun, bilsin ki? Bilinmeyene yalanlar, kurgular yapmak doğru değildir. İnsan düşkün ve çaresiz duruma düşmemeli. İnsani ilişkilerde kibar, nazik, ince, zarif, zarafetli olmalı. Her konuda gelişmemizi, olumluğumuzu sürdürmeliyiz. Kurtuluş; hakkı, hakikati bilip, yaşamaktadır.

Allah’ın bize gönderdiği bilgi mesajlarını öğrenelim. Peygamberimizi kendimize örnek alalım. Başkalarını, maymunlar gibi taklit etmeyelim. Allah’ın ahlakı, edebi, bilgisi ile donanalım. Allah’ın mabedine, edebine uygun hareket edelim. Kur’ân ve peygamber ahlakını yaşam tarzı yapalım.  İyilik ve fazilet değerlerine uygun yaşayalım. Hakk’a ve halka, yaratılmışlara güzel davranalım. İlme ve ilim insanlarına saygılı, sevgi dolu hareket edelim.

“Bugün öğretmenler günüdür. Saygıdeğer öğretmenlerimize, eğitimcilerimize, öğreticilerimize sevgi ve selamlarımı iletiyorum. Sapık felsefi akımlardan, sapkın ideolojilerden uzak kalmalarını, İslam dinine sımsıkı bağlı kalmalarını diliyorum. Öğrencileri ilim ve dinimiz ışığında en ideal ölçütlerde yetiştirmelerini arz ediyorum.”

Şehit, gaz, evlatları, temiz süt emmiş vatan çocukları, vatanlarına, milletine, devletine, bayrağına ihanet etmez. Daha 100 yıl geçmedi. Bu vatan, millet için atalarımız her ne bahasına olursa olsun; canını, malını, çocuklarını feda etti. Aynı anda 7 cephede, 35 cephede birden savaştı. Savunma savaşı verdi. 1914 de başlayan 1. Dünya Savaşı, 11 Kasım 1918 de son buldu. Türk ordusu; Kafkasya, Galiçya, Makedonya, Çanakkale, Suriye, Irak, Filistin, Yemen, Mekke, Libya derken, tam 35 cephede şehitler, gaziler verdi. 1918 yılı sonrası da düşman yurdumuza girdi. O zalim, kâfir, gâvurlara karşıda 4 yıl süren savunma savaşı verdik.

1922 yılında işgalciler gitti ama hain uşaklarını bırakarak gittiler. Şimdi bu alçak, kahpe, kalleş, katil, düşman kölelerine karşı ayakta kalma savaşını içte ve dışta veriyoruz. Savunmadaydık. Ama şimdi atağa kalktık. Yurdumuzun içinde, Irak’ta ve Suriye’de Siyonistlerin, emperyalistlerin mankutlarına karşı saldırı halindeyiz. Katil, katliamcı katilleri; inlerinde, yuvalarında, mağaralarında, siperlerinde elhamdülillah yok ediyoruz. 53 bin muhtarlık bölgemiz, 957 İlçemiz, 81 İlimiz, 82 milyon insanımız ile ataktayız. Dostlar desteklemekte, düşman katil sürüleri karşı gelmektedir. Ama Sultan Alpaslan, Osman Gazi, Orhan Gazi, Fatih, Yavuz, Kanuni torunları; düşmana pabuç bırakmaz. Bırakmadı, bırakmayacak. Artık kendi milli, yerli silahlarımızla düşman serseri mankutları yok ediyoruz. 650 yerli silah projesi de AR-GE aşamasındadır. 2002 yılında silah, mühimmat ve teçhizatımızın ‘20’sini üretirken, 2019 yılında %702ini üretiyoruz, elhamdülillah. 1923 yılında daha büyük ve etkili silahlarımızı ordu envanterinde- dökümünde göreceğiz, inşallah.

Hayırlı işlerde cömert olun ve infak edin. Her insanın üzerine Allah’ın ve kullarının hak, hukuk ve sorumlulukları vardır. Hak, hukuk çiğneyenler, çiğnediği hak, hukukun sahibinin rızasını- hoşnutluğunu almadan, cennete giremez.

İslam çok yönlü bir dindir. Bir yönü ile inanç, bir yönüyle ibadet, bir yönü ile güzel ahlak, muamelattır. İslam’ın yapılmasını istediği binlerce davranış vardır. Bunları öğrenip, yapmadan, dini bütün Müslüman olamayız. Helal, haram duyarlılığında, farz ve sünnet icraatında bulunmalıyız. “Haramlar işlendiğinde, sevaplar silinir. Sevapları, günahlar götürür.”

 Her insan günahsız doğar. Günahı yaşarken edinir. İnsan, İslam yaşantısı ile yararlı, olgun, değerli insan olur. Allah’a ibadet etmeli. Kullarına iyilik, hizmet etmeli. İyilik etmek, sevaptır. Farzdır. Allah cc. Emridir. İyilik yapmayandan değil mümin Müslüman olmak, insan bile olamaz. Kötülük yapandan, mümin sıfatlı Müslüman olamaz. Kendimiz öncelikle her özelliği ile has, hakiki, samimi, dindar olmalıyız. Sonra aile bireylerine ve çevremize öğretmeli, güzel örnek olmalıyız. Bir suya atılan taşın oluşturduğu dalga misali; merkezden çevreye, çepere doğru çalışmalarımızı yaymalıyız. Çağımız iletişim, bilişim çağıdır. Bir tuşla dünyanın her yerine de ulaşmak mümkündür. Ama geçerli dillerden birkaç tane bilmemiz, işimizi çok daha kolaylaştırır. Tebliği, bilgiyi dünyaya kolayca yayarız.

Lütfen! Dininize, imanınıza, iffet değerlerinize; milli, manevi, insani, evrensel değerlerinize zerre kadar zarar vermeyiniz. Kendinize, vatanınıza, milletinize, devletinize, ümmete, insanlığa, hakka, hukuka, doğruluğa, dürüstlüğe, güzel ahlaka, edebe, hayâ duygusuna sahip çıkınız. Bilfiil değerlerle yaşayınız. “Allah’ın emirlerini tutunuz. Yasakladıklarından sakınınız. İlmi, onurlu yaşayınız.”