Çaykur Rizespor'un deplasmanda Fenerbahçe ile karşılaştığı ve 3-2 mağlup olduğu maç, Rizespor'a pek çoğu açıdan iyi notların çıktığı, ancak yaşanan tartışmalar neticesinde üzücü bir futbol akşamı oldu.

Bu maçın ardından Fenerbahçe 51 puana çıkarak zirvedeki Galatasaray'ı takibini sürdürürken, Çaykur Rizespor 27 puanla 10. sırada kaldı. Kadro tercihleriyle başlamak gerekirse, geçtiğimiz haftadan farklı olarak Rizespor, merkezde Varesanovic'in yerine Ibrahim Olawoyin'i kullanırken, Olawoyin on numarada yer aldı. Ev sahibi Fenerbahçe hücum planını bozmazken, kenarlarda Oğuz Aydın ve Kostic, savunmada ise yeni transferler Skriniar ve Diego Carlos'a kadroda yer verdi. Bu maçtan beklentilerim maç öncesinde sorulmuş olsaydı, Rizespor'un Fenerbahçe gibi iyi kapanan bir takıma karşı topun sahibi olacağını ve planını da yine geçişler üzerinden yapacağını beklediğimi söylerdim. Ancak İlhan Palut'un tercihi, ilk yarıda Rize'de oynanan maçtakinin aksine topu Fenerbahçe'ye vermek oldu. Fenerbahçe, Mourinho yönetiminde üçlü savunmaya geçildiğinden beri, en çok merkezi ile hücumu arasındaki bağlantıyı yapmakta zorlanan, takım boyunu zorunlulukla uzatmak durumunda kaldığı için rakiplerine alan veren bir takım... Dolayısıyla Fenerbahçe'ye karşı ikinci bölge hakimiyetini ele almayı merkeze alan bir plan, üçüncü bölgeye gidildiğinde fırsatları değerlendirebilmeyle birleştiğinde iyi bir sonuç verecekti. Nitekim öyle de oldu. İlk dakikalarda tempoyu yükseltmekte ve üçüncü bölgeye yerleşmekte zorlanan Fenerbahçe karşısında, 6. dakika bir set hücumunda Ali Sowe'un attığı güzel golle öne geçen Rizespor, golden sonra da planını sürdürecekti. 13. dakikada da Ghezzal'ın merkeze attığı uzun topta Akintola'nın Ali Sowe'a indirmesiyle Rizespor 2-0 öne geçiyordu. Skoru elde ettikten sonra Fenerbahçe'nin savunmasının dengesizleşmesini bekleyen Rizespor, rakibini karşılamayı tercih etti. İlk yarı boyunca savunmanın iyi performansı ve zaman zaman hızlı hücum planlarıyla Fenerbahçe'ye karşı direnç gösteren Rizespor'a ilk darbe 45+6'da geldi. Tartışmalara konu olan bir penaltı pozisyonunda Olawoyin'in de kırmızı kart görmesiyle beraber, Rizespor geride kalan zaman dilimini 10 kişi oynayacaktı. Öte yandan penaltıyı gole çeviren Edin Dzeko da farkı bire indiriyordu. İkinci yarıda Fenerbahçe'nin soluksuz biçimde skor arayacağı ve Rizespor'un tek alternatifinin de yekpâre bir savunma planı olacağı aslında aşikârdı. İlhan Palut'un elindeki kulübenin bu savunmayı sahadaki isimler kadar iyi yapabilecek olmadığı gerçeği de, Fenerbahçe'nin kulübesiyle kıyaslandığında Rizespor'un tempoyu ve enerjiyi korumak noktasında ne kadar zorlanacağının habercisiydi. Ancak özellikle 45 ile 65 arasında temponun hiç düşmediği 20 dakikada Rizespor'da hem savunma, hem kaleci Tarık kusursuza yakındı. Fenerbahçe'nin de şanssız olduğu bu dakikalarda, Rizespor merkezi canhıraş savunmayı başarmıştı. Benim ve pek çoğu futbolseverin beklediğinin çok üstünde bir direnç gösteren Rizespor'da dakikalar ilerledikçe tempoyu düşürmek de, bu yüksek tempoda savunmayı başarabilmek de güçleşecekti. Üstüne üstlük Fenerbahçe'nin yaptığı Tadic, Talisca ve İrfan Can Kahveci gibi hamleler de Fenerbahçe'nin hücum hattının yenilendiği hamlelerdi. Maçın bir diğer kırılma noktası olan Ghezzal'ın atıldığı pozisyon, zannımca penaltı pozisyonundan daha tartışılması gereken bir pozisyondu. Ancak, bu inisiyatifle işler Rizespor için daha da zorlaşacaktı. Fenerbahçe daha geniş alana açılırken, Rizespor iyiyden iyiye merkeze sıkışıyordu ve nitekim 79. dakikada Edin Dzeko'nun attığı golle skor 2-2'ye gelmişti. Rizespor için en iyi ihtimal skoru orada tutmak iken, Fenerbahçe'nin tempoyu bırakmak gibi bir alternatifi yoktu. Her ne kadar İlhan hoca, Buljubasic, Ayberk Karapo ve Jurecka ile sahada ayakta kalabilecek istasyonlar oluşturmak istediyse de, Fenerbahçe üçüncü bölgedeki etkinliğini arttırdı. Nitekim 89. dakikada kenardan yapılan bir ortada skoru 3-2'ye getiren En-Nesyri, maçın da sonucunu tayin ediyordu. Ben bu maçın ardından Rizespor'u ve İlhan hocayı tebrik etmekten öte ifade edilecek şeylerin haksızlık olacağına inanıyorum. Çok doğru bir oyun, çok doğru bir skor, müthiş bir Ali Sowe performansı, müthiş bir Tarık Çetin performansı ve harika bir savunma planı... İlk yarıda momentum ne denli Fenerbahçe'de ise, o kadar iyi skor planı çıkarabilen bir Rizespor... Ancak önce 10 kişi, sonra 9 kişi kalmak, özellikle böylesi kadro rotasyonu geniş takımlara karşı 70 dakika savunma yapmak zorunda kaldığınız senaryolarda inanılmaz zordur. Rizespor gerçekten bu anlamda gerçekten sahada iyi bir oyun ortaya koydu. Maçın tüm bu tartışmalı yönü, bu akşamı üzücü bir akşama dönüştürse de, Rizespor'un gereken hamlelerle birlikte ne denli pozitif bir oyun ortaya koyabileceği konusundaki potansiyeli kıymetli... Rizespor'u tebrik ediyorum.