Allah cc. Kur’ân- Kerim’in ilk ayetini vahiy yolu ile peygamberimize Alak süresi, 96/1. Ayette;   “ Yaratan Rabbin adı ile oku!” olarak gönderdi. Sonrasında din- iman, ilim öğrenme ve türevleri ile ilgili 700 kadar ayet, peygamberimize vahiy yolu ile ulaştırdı. Peygamberimiz de tüm bu ayetleri insanlara okudu, öğretti. Öğretim ve eğitimini Suffe okullarında yaptı, yaptırdı. Çünkü ilimsiz İslam dininin yaşanamayacağını, hayatın güzel, iyi, doğru, yararlı, olumlu şekilde süremeyeceği kendine öğretilmişti.

Peygamberimiz, ibn Ömer’e diyor ki: “Ey Ömer’in oğlu! Dinine dikkat et! Dinine dikkat et! Kuşkusuz o senin canındır! O, senin kanındır!  Dinini kimden öğrendiğine dikkat et! Dinini dosdoğru olanlardan öğren. Eğip, bükenlerden öğrenme!”

İslam dini; “ akıl sahibi insanları, kendi irade ve tercihleri ile hayırlı, iyi, güzel, yararlı, olumlu olan hak ve hakikate ulaştıran İlahi kurallardır.”

İslam dini, Âdem as. Peygamberden beri tek bir hak dindir. Ali İmran süresi 85. Ayet; “ Kim İslam dininden başka din- inanış ararsa, bilsin ki, aradığı o din kendinden asla kabul edilmeyecektir. O kişi ahirette zarar edenlerden olacaktır.”

Maide süresi 3. Ayet: “Bugün size dininizi mükemmelleştirdim. Üzerinize olan nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslam dinini seçtim.”

İslam dini ilk ve son dindir. İslam dininden başka İlahi din gelmemiştir. Din Denilen, diğer 4,300 din değil, inanıştır. Herkesin kendi yazdığı, kurguladığı, din diye ileri sürdüğü insan ürünü felsefe, öğreti, ritüellerdir.  Allah cc. nezdinde onların hiçbir değeri, önemi, kıymeti yoktur. Bilakis onlar hakkı, hakikati, İslam dinini, Allah’ı zat ve sıfatları ile inkâr üzerine kurgulanmış hurafelerdir. Bozuk felsefelerdir. İnsanlar hak din İslam’dan uzak kalınca, inkâr edince; bozuk beşeri felsefeleri din edinmişler. İdeolojileri din edinmişler. Dinsizliği, ateizmi din edinmişler. Hala sapıttıkça sapıtmada aşırılığa gitmekte, daha da zalimleşip, gâvurlaşmaktadırlar.

İslam dini İlahi, Rabbani, evrensel, ilmi, akılla çelişmeyen, eksiği- noksanı olmayan,  gerçek hak dindir. Bütün insanlığa gönderilmiştir. Önceki peygamberlere gelen vahiy iletilerini kısmen içerir. Diğer peygamberler hakkında bilgi verir. İslam dini İlahi bir din olduğu için eksiksiz, noksansız, mükemmel, ilmi, akla uygun bir dindir. İnsan yaratılışına göre hüküm ve bilgi içerir. İnsan doğasına uygundur. Yaşandıkça huzur, güven, saygınlık, sevgi, doğruluk, gerçeklik, adalet, insanlık, olgunluk kazandırır. Tüm gereksinimleri karşılar. İslam dini bütün zamanları kuşatır. Zira insanın yaratılışına uygun iletidir. Detaya değil asıl, esas olan ana genel konularda mesaj verir.

Kelime-i Şahadet ve Kelime-i Tevhit ile Müslüman olunur. Allah’ın birliğini, varlığını, zatını, sıfatlarını bilme zorunluluğu bulunmaktadır. Allah cc. kendini nasıl tanıtıyorsa, öyle bilmekle, yükümlüyüz. Allah’ı tek kabul etmek, birlemek gerekir. Dünya ve ahiret hayatı kurallarını bildirmektedir. Bizde bildirilen, bu kurallara uymak durumundayız.

Allah’a bildirilen şekilde inanmak zorundayız. Allah’ın meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahirete, kader ve kazaya inanmakla görevliyiz.

Allah cc. birdir, tektir. Her şeyi yaratan, yaşatan, hiç yoktan var edendir. Allah doğurmamış, doğrulmamıştır. Eşi ve benzeri yoktur. Allah cc. yaratandır. Var edip, büyüten, geliştiren, yetiştiren, eğitendir. Dünya ve ahiret kurallarını koyandır. Rızık verendir. “Allah’ı İhlâs süresi ve Esma’ül Hüsna denilen ad ve sıfatları ile bilmek durumundayız. Kendi bildirdiği ad dışında ad ve sıfat takmak, kötü lakap takmak gibi olur. BU çok tehlikeli, anormal bir durum olur.”

Büyük melekler; Cebrail, Azrail- ölüm meleği, Mikail, İsrafil’dir. Bunların dışında meleklerde vardır.

Allah cc. peygamberimiz dışındaki diğer peygamberlere de vahiy göndermiştir. Bunlara suhuf- sayfa diyoruz. Âdem as. 10 sayfa, Şit as. 50 sayfa, İdris as. 30 sayfa, İbrahim as. 10 sayfa vahiy gönderilmiştir. Dört peygambere de toplam 100 sayfa – suhuf gönderilmiştir.

 Hz. Musa’ya Tevrat, Hz. Davut’a Zebur, Hz. İsa’ya İncil, Sevgili son peygamberimize de Kur’ân- Kerim vahiy yolu ile gönderildi. Bu 4 vahye kitap diyoruz.

Meleklere, ilahi kitaplara, peygamberlere inanmak, imanın şartı- koşuludur. İmanda şüphe- kuşku olmaz. Peygamberimiz; “doğru ve dürüsttür. Güvenilirdir. Allah’ın emirlerini eksiksiz, tam bildirir. Akıllı ve çok zekidir. Günahsızdır.” Kur’ân’da 25 peygamberin adı geçmektedir. Bunun dışındakiler tam olarak ne kadardır, kesin olarak bilemiyoruz. Ama her kavime, millete peygamber geldiğini biliyoruz. Peygamberimiz 124 bin, 224 bin peygamberden söz etmiştir.

Peygamberler arasında ayrım yapmayız. Ama peygamberimizin, Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Musa ve Hz. İsa adlı peygamberlerin daha azimli, sebatkâr olduklarını öğreniyoruz. Mutlaka her insan bir, eşit, benzer, aynı değildir. Kur’ân’da adları geçen 25 peygamberden, 5 tanesine Büyük Peygamber denir.

Nisa süresi 136. Ayette; “Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, o tam anlamı ile sapıtmıştır.”

Müslüman, İslam dinini tam anlamı ile dosdoğru, Kur’ân, sünnet, icma, kıyas ile dosdoğru ve gerçek anlamda bilmeli. Farz, vacip, sünnet, müstehab, mubah nedir, bilerek; yaşam tarzı yapmalı. Haram, mekruh, müfsit, israf- savurganlıklardan sakınıp, kaçınmalı. Haram, günah işlememeli. Namaz ile ibadet başlamalı. Namaz, 5 vakit namaz çok önemli bir ibadettir. Cuma ve Bayram namazlarını eksiksiz samimiyetle, güzel ahlakla kılmalı. Zekât, fitre, zekât vermeli. Ramazan orucu tutmalı. Hac yapmalı. Bunlar farz olan ibadetlerdir. Olmasa olmazlardır. Kurban kesmeli.

Allah cc. Kur’an’da buyuruyor. Ankebut süresi 45. Ayet: “ Sana vahye dilen kitabı oku!”

Her zaman, aklına geldiği her an Kelime-i Tevhit, Kelime-i Şahadet oku! Namazı huşu ile en özenli, samimi, dikkatli şekilde kıl. Zekât ver. Sadaka, fitre ver. Yardım ede. İnfak ede. Hayır ede. Sağlıklı ve varsıl isen hac yap. Ramazan ayında bir ay oruç tut. Yaptığın her şeyin hikmetini – bilgisini bilerek yap. Namazın hikmetlerini ve alâmetifarikalarını bil. Farz olan ibadetleri samimiyetle, güzel ahlakla yap. Allah’ın huzuruna çıktığında, yaptığının hesabını veremeyecek, hiçbir işin, eylemin içinde olma. Şirkten ve küfürden, batıldan ve günahtan azami ölçüde kaçın. Pisliğe, batıla, mundara, çürüğe asla aldanıp, bulaşma. Maddi, manevi temizliğine, taharetine dikkat ede, özenle yapmaya azmede. Boy- gusül abdesti almadan, farz olan boy abdesti almadan, pis, mundar, kirli, pisli, cenabet asla gezip, dolaşma, hiçbir iş yapma. Haramdır. Çok büyük günahtır. Gusül- boy abdesti, namaz abdesti al ve öyle hayatını gün boyunca sürdür. Su bulamadığın yerde geçici olarak teyemmüm yap.

Allah’tan başka ilah- tanrı yoktur. Tanrılar, Allah karşıdır. Tapılacak olanlardır. Allah’ın dışında tapılacak eşyalar, maddeler, cisimlerdir. Allah ile ilgisi, alakası yoktur. Putperestlerin ilahlarıdır. Putperestlerin tapındıklarına “tanrı” denir. Allah’ın ad ve sıfatlarını bizler, Allah’tan, Kur’ân’dan öğreniyoruz. Allah tektir, birdir, eşsizdir, benzersizdir, madde değildir. Yaratandır. Hiç yoktan var edendir. Hamt sadece Allah’adır. O yoktan var eder. Var edeni yok eder. Yine diriltir. İstediğini, istediği anda yapar, yaratır. Şu anda milyarlarca canlı yaratmaktadır. Yok etmektedir. Yaşatmaktadır. Rızıklandırmaktadır.  Allah’ın her şeye gücü yeter. Sıfatlarında hiçbir eksiklik, noksanlık asla yoktur.

İnsan, hak mümin gerçek Müslüman olmak için takva, muttaki, vera olmalı. Öyle yarım yamalak, bozuk, çürük, aksak olmamalı. Dini bütün olmalı. Müslüman dosdoğrudur. Gerçekçidir. Yalan söylemez. İftira atmaz. Bilgisizce tartışmaz. Helal, haram uydurmaz. Nankörlük etmez. Namaz kılar ve tüm kötülüklerden korunur. En güzel üstün yüksek İslam ahlaklıdır. İslam ahlaklı olması, ibadeti samimiyetle doğru, dürüst yapmasından kaynaklanır. Sadece Allah’a güvenir. Onun Emirleri dışına çıkmaz. Yasakladıklarını yapmaz. Hata, yanlış, yalan, inkârda ısrar etmez. Müslüman cömerttir. Öfkesine hâkimdir. Öfkesini kontrol eder. Affedici, bağışlayıcı, merhametli, acıyan, müşrik, şefkatlidir. Zalim değildir.

Müslüman birey israf etmez. Müslüman toplum israf- savurganlık etmez. Müslüman devlet adamları- yöneticileri israf- savurganlık içinde bulunmaz. Çok çalışır. Kazandığını yerli yerinde en güzel şekilde harcar. Yaptığı her işi stratejik plan program proje ile sapasağlam yapar. “Yap- boz” yapmaz. Ben bugün ki, belediyeleri daha çok “yap- boz” ile ilgili, ilişkili görüyorum. Yaptıklarının birçoğu bir yıllık bile değildir. Bu haramdır. Görevi kötüye kullanmaktır.

Müslüman aldanmaz, aldatmaz. Yalan, iftira gibi haram işin içinde olmaz. Müslüman günahlarını görür. Bir daha yapmamak için sürekli tövbe eder. Yanlışta, hatada, küfürde, batılda ısrar etmez. Allah’a kulluk- ibadet eder. İsyan içinde olacak; ahmaklığın, sapıklığın, serseriliğin içinde olmaz. Her iyiliği sadece Allah cc. rızasını kazanmak için yapar. Allah’ın dini olan İslam dinine sımsıkı bağlıdır. İslam ile ilim ile bilim ile hikmetle, sanatla, gelişerek yaşar. Allah için yaşar. Allah için ölür. Kendi ile savaşanlarla Allah yolunda, Allah için savaşır. Savaştan kaçmaz. Kendi değerlerini düşmana çiğnetmez. Müslüman dinini, ilmi, bilimi, sanatı, hikmeti, marifeti, çağın gerektirdiği bilgileri öğrenir. Bugünü hakkıyla yaşar. Yarınlara hazırlanır. Geçmiş günahlarına tövbe eder.

Büyük günahın içine asla düşmez. Büyük günahlar:

“Allah’a materyalistler, ateistler, komünistler, putperestler, Hıristiyan, Siyonistler Yahudiler, Budistler, Hindular, Taolar gibi şirk koşmaz.

Anne ve babaya asi, kötü, çirkin, zarar verici davranmaz.

Yalan söylemez. Yalan yere yemin etmez.

Allah’ı inkâr eden kafasız, akılsız, geri zekâlı, aptal sapıklar gibi davranmaz.

Sihir, büyü, fal, putlara tapınmak, gibi büyük günahların içine düşmez.

Haksız yere insan öldürmez. İnsan öldürme, insanın kendi vereceği karar değildir.

Faiz yemek, haramdır. Alıp- vermek haramdır.

Rüşvet alıp- vermek haramdır.

Meşru savunma savaşından kaçmak haramdır. “Sizinle savaşanlarla, savaşın, emri, Allah cc. emridir.”

Namuslu, iffetli kadına iftira atmak, büyük günahlardandır.”

Müslüman, sabırlı, sabırlı, sabırlı olur. Öfkesini, kızgınlığını kontrol eder. Kurtulmak için, sabırlı olmalı. Sıkıntıya dayanmalı. Tahammülü olmalı. Dayanıklı olmalı. Zorluğa dayanmalı. Zorluklar aşılır. Zorluğun sonunda kolaylıklar vardır. Allah’tan samimiyetle, dua ile kolaylıklar dilemeli.

Taha süresi 114. Ayet: “ De ki; Rabbim ilmimi artır.”

Müslüman çok farklı özelliklere, niteliklere, vasıflara,  sıfatlara sahiptir. Her şeyden üstündür, yüksektir, değerlidir, önemlidir, haklıdır, şahanedir, şaheserdir, mükemmeldir. Böyle olmalıdır. Allah cc. böyle olmayı emretmektedir. Bunun içinde İslam dinini, peygamberlerini göndermiştir.

Müslüman, birey, akıl, ruh, beden, gen – DNA olarak öğrenim görmeli. En güzel şekilde eğitilmeli. Terbiyeli, güzel, yüksek, üstün ahlaklı, edepli, hayâ sahibi olmalı. Her güzel işine besmele ile başlayıp, elhamdülillah diyerek, bitirmeli. En güzel örnek olmalı. Güven vermeli. Sevgi, saygı, şefkat, merhamet, acıma, müşfiklik içinde olmalı. Zalim, gaddar, katil olmamalı. Sürekli gelişim içinde bulunmalı. Sabırla işlerini en güzel şekilde yapmalı. Tevekkül etmeli. Dosdoğru düşüncelerini en iyi işlere dönüştürmeli. Emelleri, beklentileri şahane, harikulade, en güzle olmalı. Hakkı tebliğ etmeli. Bireysel ahlak olarak, İslam ahlakını yaşam tarzı yapmalı. Ahlaksızlık içinde ibadetlerini asla yapmamalı. Başkalarına kötü örnek olmamalı. Birey, aile, toplum, devlet olarak, İslam ahlakı, edebi, hayâsı, adaleti, doğruluğu, terbiyesi içinde olmalı. “Allah cc. ahlaksızlık yapanların,  ibadetini istememektedir. Ahlaksız insanın ibadetini istememektedir.”

Bilebildiğim hakkı, hakikati- doğru ve gerçekleri, Kur’ân, sünnet, ilim doğrularını hakkaniyetle dosdoğru yazmaya çalışıyorum. Peygamberimizi örnek alarak yapmaya gayret ediyorum. Devleti, milleti yönetenler ve aziz milletim, değerli ümmet bundan ders, ibret, örnek alsın, istiyorum. Alırsa ve yaparsa daha iyi, doğru, güzel, yararlı, olumlu, başarılı, sevilen olur.

Ülkemizde, İslam diyarlarında, insanlık bölgelerinde bu bozguncular, şiddetçiler, kahpe alçaklar, katil serseri manyaklar, satılmış gaddar caniler, insanlığa çok zarar vermektedir. Tümü hukuki olarak önlemler alınmalı. Aksi halde bu insanlık altı, hayvanatlı varlıklar, insanlığa ve de tüm varlığa çok büyük zararlar vermektedir. Devletin bunların eline geçmemsi için; yılanın, akrebin, Balon Balığının başını görüldüğü yerde ezmeli. Hukuka teslim etmeli. Yaşama ve çalışma fırsatı vermemeli. Ya terbiye etmeli. Ya da yok etmeli. Başka kurtuluş yoktur.

Bunlar ülkemizde Lale Devri ile türemeye, çoğalmaya başladı. Lale Devri ile uygun ortam buldular. Tanzimat ile büyümeye, artmaya devam ettiler. Zira çoğalmaları için uygun ortamı oluşturdular. Tanzimat’ta artanlar, 2. Abdülhamit Han Hükümetine zarar vermeye başladı. 2. Abdülhamit Han’ı şiddetleri, anarşileri, baskıları, terörleri, müdahaleleri ile pek çalıştırmadılar. Devleti, fetö gibi ele geçirdiler. Örgütlendiler. Örgütlü çalıştılar. İttihat Ve Terakki Cemiyeti ( İTC) kurdular. Bu cemiyet içinde ülkedeki tüm kalleş kahpe satılmış alçak katil hainleri topladılar. Osmanlı Hükümetine karşı her türlü adiliği, yıkım çalışmasını yapmayı sürdürdüler. Hükümeti düşürmeyi hedeflediler. Onunla birlikte Osmanlı Devletini de yabancı şer güçlerle bile yıktılar.

Bunlar alçak, Fetö gibi münafık kalleş kahpe şer güçlerdi. Fetö benzeriydiler. İçlerinde dindar Müslüman sıfatlı saf, ahmak kerizlerde, çıkarcılarda vardı. Solcular, milliyetçiler- ırkçılar, sağcılar, bazı ahmak dini kimliktekiler, Türkler, Kürtler, Siyonistler, Ermeniler, Rumlar, içerdeki adiler, dışarıdaki alçak hainler derken, her yaratık- mahlûkat vardı. Bugün ki CHP, HDP, FETÖ, PKK benzeri bir örgüttü.

Osmanlıdan önce 2. Abdülhamit Han, 1908 yılında yıkıldı. Devleti 1908 yılında ellerine geçirdiler. 1. Dünya Savaşına soktular. Hep kaybettirdiler. Teröristten, beyinsizden devlet yöneticisi olursa, o kadar olurdu. Osmanlı’da yıkıldı!

T.C.Devleti kuruldu. Devlet, millet, din, iman, vatan, bayrak, bağımsızlık, özgülük için savaş veren Türk Milleti, hain ilan edildi. İç ve dış kalleş alçak hainler birleşerek, milletimiz hedef seçildi. Bu hedef seçme 1950 yılına kadar, DP Hükümeti kurulana kadar devam etti. DP Hükümeti 1950 de kuruldu. Ama kalleş kahpe alçak adi bayağı satılmış alçaklar hiç durmadı.

DP, Adnan Menderes Hükümetini yıkmak, milletimize, ümmete zarar vermek için her haltı yediler. Yemekten hiç geri durmadılar.

6-7 Eylül 1955 günlerinde İstanbul da bulunan Müslim olmayanların, azınlıkların işyerlerine saldırdılar. Yağmaladılar. Hükümet bu vatandaşlarımızın zararını, zarara uğrayanların beyanına- bildirisine göre ödedi.

1957-1958-1959-1960 yıllarında sürekli şiddet, anarşi, terör olayları yaptılar. Bunlar solcular ve alçaklardı. Hükümete karşı şer güçlerin ve ellerinde olan ordunun hükümeti düşürmesi için darbe yapmasına çalıştılar. Başta CHP- İsmet İnönü de vardı.

27 Mayıs 1960 da askeri darbe yapılmasını sağladılar. Başta kışkırtıcı, teşvik edici İsmet İnönü de vardı. Başbakan Adnan Menderes, 2 tane Bakanı, 18 kişi idam edildi. 449 kişi DP lider kadrosu mahpus cezası aldı. Hükümetin ve taraftarlarının en iyi elemanları cezalandırıldı. Bu darbeden sonra CHP iktidara getirildi.

Darbeden sonra İsmet İnönü, Süleyman Demirel ile ortak hükümet kurdu. Bu hükümet 1965 yılına kadar devam etti.

1965 genel milletvekili seçimlerinde AP - Süleyman Demirel Hükümeti kuruldu. 1969 yılına kadar başarılı oldu. Ama dinsiz imansız ateist katil komünistler rahatlık vermediler. İş yaptırmadılar. 1968 yılında tekrar terör yapmaya başladılar. Sokaklarda anarşi, şiddet, terör, katillik- canilik, katliamlar yapmayı sürdürdüler!

Bu solcu komünist terör, 1971 yılında, 12 Mart 1971 Asker muhtırası ile AP -Süleyman Demirel Hükümetini düşürdü. Yerine solcu Nihat Erim Hükümeti getirdiler. Nihat Erim’i daha sonra komünist teröristler suikastla öldürdü. “ Zaten tüm darbeler ilerlemeye, yükselmeye, kalkınmaya, gelişmeye, refahın artmasına karşı ABD destekli ve kurmalı yapıldı. Ardından çalışan, başarılı olan milli hükümetler sürekli engellenmeye çalışıldı.”

12 Mart 1971 Askeri muhtıradan sonra tekrar sol, solcu CHP- Bülent Ecevit ortak hükümet ile iktidara geldi. Ama Erbakan ile ortaklığı yürütemedi. Hükümet düştükten sonra Milliyetçi Cephe Hükümetleri kuruldu. Ama terör ve engellemeler yüzünden başarılı olamadılar. Kurulan AP, MHP, Milli Selamet Hükümetleri başarısızlıktan düşmek zorunda kaldı.

1977- 1978 yıllarında tekrar CHP - Bülent Ecevit hükümeti, 13 milletvekili para ve makam vaadi ile başka partiden transfer edildi. Kurulan hükümetten güç olan solcu komünist katil – cani teröristler; öldürme, katliam, terörü artırdı. Her gün 25 kişi öldürmeye başladılar! Hükümet terör ve ekonomik kriz, 2 yıl süren fabrikadaki grevler, kriz nedeni ile zor günler yaşadı. Ecevit Hükümeti düştü. Yanı solcu hükümet komünistleri alanda da destekledi. Ama komünist katiller yılan, akrep gibidir. Dost tanımazlar. Solcu hükümeti zor duruma bıraktı. Düşmesine neden oldu.

 Yine Adalet Partisi- Süleyman Demirel Hükümeti kuruldu. Komünist katliamcı cani adi yaratıklar, terörü daha da azdırdı. Her gün ortalama 25 insanın komünistler tarafından öldürülmesi sürdürüldü. Ülkemizde askeri sıkıyönetim – sıkıyönetim var ama etkili olmuyor. Sıkıyönetim olan İller de terör artarak devam ediyordu.

Ben, o zaman Siirt- Kozluk – Kulludere ( Navalan) köyü İlkokulunda öğretmenlik yapıyordum. Bölge yabancılar için yaşanılmaz, can güvenliği sağlanamaz durum almıştı. Biz can güvenliği yok, diye M.E. B. nezdinde atamamız istemiştik. Atamamız, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden önce yapıldı. Ama ben bir yanlışlık yüzünden darbeden 18 gün sonra ilişiğimi kesip, Kocaeli- Kandıra, Avdan İlkokulu’na geldim. Bölgede okullar ayrılan öğretmenlerden, öğretmensizlikten kapandı.

12 Eylül 1980 Askeri darbe sonrasında 650 bin kişi tutuklandı. Asılanlar, öldürülenler, ceza alanlar oldu. Ülkem bu alçaklar yüzünden hep terörde kaldı. 1968- 1980 komünist terörden 10 bin kişi komünistlerce öldürüldü. Daha çok Ülkücü MHP Milliyetçiler öldürüldü.

1975- 1983 yıları arasında Ermeni Asala Örgütü 42 diplomatımızı 21 ülkede şehit etti. 300 kadar diplomat ve ailesini gazi etti ve de katletti!  110 silahlı saldırı yaptı. Bu alçakların terörü, PKK ortaya çıkınca bitti. Zira Asala, PKK adı altında terör yapmaya başladı.

“İnternette 1980 yılı öncesinde Türkiye’de terör örgütleri yazınız. Karşınıza daha çok komünist lanetli dinsiz imansız satılmış kahpe kalleş kancık alçak adi terör örgütleri çıkacaktır. Bu alçak satılmış, dış gâvur destekli teröristler, hiç gâvurluk yapmadan durmadılar. Bunları pek çok kez yazdığımdan, yazmak istemiyorum. Sizler araştırınız.”  

1993 yılında PKK en çok saldırı ve öldürme yaptı. 2,500 kişiyi katletti. Daha çok askerlerimiz şehit edildi. 2015 yılına kadar 95 bin saldırı, terör olayları yaptı. 40 binden fazla insanın ölümüne, şehit olmasına neden oldu!

6-7 Eylül 1955 İstanbul’da Müslüman olamayanlara saldırıldı. İşyerleri yağmalandı.

1957-1960 yıllarında komünist sokak terör olayları devam etti.

2007 Cumhuriyet mitinglerini CHP, diğer solcularla birlikte pek çok İlde düzenledi. Hedefleri, Ak Parti Hükümetlerini yıkmaktı.

30 Mayıs 2013 de Taksim- Gezi olayları- terörü 80 İlimizde bir ay boyunca yakıp, yıkma, terör, şiddet ile devam ettirildi. Başı CHP ve diğer alçak kahpe kalleş vatan düşmanları çekti.

6-7-8 Ekim 2013 olaylarında, Güneydoğu’da PKK saldırıları yapıldı. Kendinden olmayan 53 kişi işkencelerle, ölüye bile işkence ederek, öldürüldü! Başı PKK siyasi uzantısı HDP Çekti. HDP kışkırtma yaptı. Tüm terör olaylarını kınıyorum. Lanetliyorum. Katil katliamcıların idam edilmesini istiyorum. Bunlara göz açtırılmamasını talep ediyorum. Halkımın ve hükümetimizin çok uyanık ve dikkatli olmasını diliyorum.

2015 yılı 22 Temmuz gününden beri PKK ve tüm terör örgütlerinin saldırıları yurdumuz içinde ve dışında devam ediyor. Ama devletimizin balyoz yumruğu kafalarını elhamdülillah paramparça ediyor. Terör örgütleri, teröristler kullanılan birer pislik, kirli, pisli, hain elemanlardır. Silahlı olanlar nallanmalı. Diğerleri hukuka teslim edilip, adil yargılanmalı. Bunlar dünya üzerinde milyarlarca insanı katletmiş. Doğaya, çevreye, bitkilere, hayvanlara, doğal sisteme, her canlıya zarar vermektedir. Bunlar insanlıklı insancıl insaniyetli merhametli acıyan değillerdir. Yılanla, akreple, sırtlanla bir arada yaşanılır. Bunlarla bir arada yaşanılmaz. Bunlar ülkemizde bile kardeşini, annesini, babasını, akrabasını siyasi, ideolojik nedenlerle öldürüldüğünü 63 yaşım itibarı ile çok duydum. Bunlar benim gibi masum, mazlum kişiye bile Üniversitede 200 kişi olarak saldırdılar. Okulda kendinden olmayan, her kişiyi döverek, uzaklaştırdılar. O zaman Ecevit Hükümeti vardı. Teröristlerin dövdüğünü birde asker, polis dövüyordu. İş çığırından, zıvanadan, şirazesinden çoktan çıkarılmıştı. Bunlara asla fırsat vermemeli. Milletimiz ve hükümetlerimiz çok uyanık olmalı.

Sayın dost ve kardeşim Başkanıma- Cumhurbaşkanıma, Bakanlarıma, siyasetçilere, yöneticilere saygılarımla sesleniyorum. Çalışmalarınızda gevşemeyiniz. İç ve dış düşmanlar, tüm güçleri ile yıkım, yakma, yok etme, ezme, mahvetme çalışmalarını sürdürmektedir. Devletimizi, milletimizi, ümmeti, insanlığı, varlığımızı, değerlerimizi, yaşam araç, gereçlerimizi hedef almaktadırlar. Bazı devlet, millet yöneticilerimiz, belediye başkanlarımız kendi keyif, zevk, eğlence, haz, çıkar derdine düşmüştür. Bunlara fırsat vermemeli. Bunların sayısı o kadar fazladır ki, kol kola, el ele vererek, dayanışma yaparak, birbirini desteklemekte, aralarına daha iyi olanları sokmamaktadırlar.

Benim bulunduğum, Kocaeli -  Karamürsel İlçesi’nde, belediyenin 4 tane yeni hizmet binası olmasına rağmen, onların biri yıkılarak, ikisi atıl duruma bırakılarak, bir tanesi de bir iki kişinin resimleri konularak, çürümeye bırakılmış! 17 milyon liraya 7(yedi) katlı, mermer kaplı büyük bir belediye binası yapılmıştır. Bu yeni hizmet binası yapılırken de on taneden fazla işyeri, bina yıkılmıştır. Binaya bakıyorum, çok mükemmel bir hizmet binası görünümündedir. Ama İlçe halkımızın aldığı hizmet mükemmel değildir. Yanı yöneticiler kendilerine saray yapmışlardır! Bu saray binası yapılırken, müftülüğünde 4 katlı binası yıkılmıştır.

Kocaeli İlimize bakıyorum. Onlarda Belsa Belediye Hizmet Binasını bırakarak, başka büyük bir belediye hizmet binası yaptılar. Kocaeli BŞ. Belediye Başkanı ise 4 ekstra, en pahalı makam aracı almış. Garajda resimleri çekilerek gazetelerde manşetten verilmektedir.

 Bu makam araçları: “ AUDİ A-8 Otomobil, AUDİ Q7 JEEP, MERCEDES BENZ JEEP, WOLKSVAGEN TOUREG JEEP makam taşıtlarından oluşmaktadır.” Onlarca kiralık taşıt belediyeye alınmıştır. Belediye Başkana soruyorlar: “ Kriz var. Bu makam arabalarını satacak mısınız? – Ne krizi var! Kriz sizin kafanızda diyor.”

Yanı Siz Cumhurbaşkanımızın ve Maliye ve Haizine Bakanımızın, pahalı makam araçları, ucuzları ile değişecek, emrini duymamışlar! Duymak, işitmek istemektedirler. Seçim çalışmalarında, bu belediye başkan adayları, bunları yapacaklarını söylese idi, halk bunlara oy verir miydi? Görevi kötüye kullanmaktadırlar. Üstlerine vazife olmayan israf, kanunsuz, gereksiz, bazılarının çıkarına işler yapmaktadırlar! Örneğin: Karamürsel’in 5 caddesinin bazı binaları mantolama, sundurma, alüminyum ile kaplama yapılmıştır. Binlerce çiçek ile süslenmiştir.

Eski Cumhurbaşkanlarının da 10’dan fazla makam aracı, hizmetçisi, koruması halkın hoşuna gitmiyor. Devletin işleyişine ve halkın düzen, nizam, intizam içinde, medeni şekilde yaşaması için bir çekidüzen vermeli. Kanunlar çıkarılıyor. Çok beğeniyorum. Ama çıkarılan kanunları yasa uygulayıcılar yerine getirmiyor. Toplum ve yöneticiler daha çok kendi bildiklerince hareket ediyorlar. Kanun, yasa, hukuk, devlet, hükümet, millet dinleyen pek yok! Artık bir dur, demenin zamanı geldi, çattı. Dur, dur, dur, deyip, yeniden bir sistem, düzen, nizam, intizam koymalı. Hukuktan anlamayana hesabı sorulmalı. Hesap yapmadan iş yapanın, malına el koymalı.

Şehirlerde “Millet Bahçeleri” kurulması çalışmaları var. Genellikle eski yapılanmalar, millet bahçelerine dönüştürülecek. Her eskinin yıkılması doğru olmaz. Bugün Avrupa’ya, Doğu Avrupa ülkelerine ve dünyanın bazı ülkelerine bakıyorum. Bin yıllık, beş yüz yıllık binalar, sokaklar, sokak kaldırımları hala duruyor. Biz ise 5-10-15 yıllık binaları, bir yıl önce yaptığımız soksak ve caddeleri bile yıkık, yeniden yapıyoruz. Cumhurbaşkanımdan şunu özellikle saygılarımla arz ediyorum: “ İstanbul- Esenyurt- Atatürk Havaalanı yeri, Millet Bahçesi yapılacak ya! Atatürk Havaalanı binası ile otoparkı yıkılmasın. Çok güzel ve hizmet verebilecek bir binadır. Millet bahçesine gelecek olanlara çok yönlü hizmet verebilir. “ YAP- BOZDAN,” “ YIK- BOZDAN,” “ BOZ- YAPTAN” HİÇ HOŞLANMIYORUM. MİLLİ SERVET BOŞA İSRAF OLUYOR. İSRAF DİNİMİZDE HARAMDIR. MÜSLÜMAN HARAM İŞLEMEZ, İŞLEMEMELİ.

Biz Ak Parti gibi bir hükümetin gelmesini sağladık. Bunu kaybetmek istemiyoruz. Çünkü katil- cani, katliamcı bozguncular, yıkıcılar, anarşistler, şiddetçiler, yıkıcılar, teröristler; zaaf, aciz tarafımızı bekliyor. Fırsat vermemeli. Çok uyanık, dikkatli, uyanık olmalı. Tüm olumsuzlukları, zararlıları etkisiz kılmalı.