Bir insan, isterse, ilgi duyarsa, her bilgiyi öğrenme, bilme, tanıma, uygulama, gerçekleştirme becerisine sahip olur. Önemli olan; istemesi, ilgi duyması, araştırma, inceleme, irdeleme yapmasıdır. Âlemleri hiç yoktan yaratan, var eden, yaşatan, Yüce Allah’ı bilmek, tanımak için öncelikle; “Kur’ân’a başvurmamız gerekir.” Kur’ân ’da, Yüce Allah cc. Kendini anlatıyor, tanıyor, açıklıyor, bildiriyor. Biz bu bilgilere “Esma’ül Hüsna” diyoruz. “Allah’ın Güzel Adları” anlamına gelmektedir.

Bendeniz, sizlere burada “Esma’ül Hüsna’yı” yazmayacağım. Bu konuda onlarca makale yazısı yazdım. Sizler internete girerek, Esma’ül Hüsna’yı sorun. Sizlere yeterli bilgi verecektir.

Zuhruf Süresi 43. Ayet: “ Sana vahyedilene sımsıkı sarıl. Şüphesiz sen dosdoğru yol üzerindesin.”

Zuhruf Süresi 44. Ayet: “ Ve şüphesiz O ( Kur’ân) sana ve toplumuna bir hatırlatmadır. Ondan sorumlu tutulacaksınız.”

Kur’ân, Allah’ın varlığını, birliğini, eşi benzeri olmadığını, Allah’a eş koşmamayı, Kur’ân’a iman etmeyi- inanmayı en açık, net, anlaşılır, yeterli şekilde anlatmaktadır. İnsanların nasıl, niçin, neden, ne kadar davranacağını, insanların yapısal özelliklerine en uygun yapılanmayı açıklamaktadır. İnsanların yaşama, hayat kitabı olarak, en ideal olanı bildirmektedir.

Kur’ân, insanlara iman etmeyi, merhameti, şefkati, müşfikliği, acımayı, korumayı, bilmeyi, okumayı, yazmayı, hakkıyla dosdoğru çalışmayı, sapkın, zalim, kâfir, müşfik, münafık olmamayı anlatmakta, öğütlemekte, emretmektedir. Sevmeyi, saygı duymayı, haramdan korunmayı, günah işlememeyi, suç işlememeyi, kul hakkına girmemeyi anlatmaktadır. Allah cc. İçin hakça mücadele etmeyi, dosdoğru, dürüst, düzgün olmayı, hile, sahtecilik, haksızlık yapmamayı emrediyor. Faiz, tefecilik yapmamayı, tartıda, ölçüde doğru olmayı, ticareti dürüstçe yapmayı, adaletsizlik yapmamayı, israf yapmamayı, kötülük yapmamayı emrediyor. Cani – katil- katliamcı olmamayı, hırsızlık, yolsuzluk, fitne, fesat, nifak yapmamayı emretmektedir. Şeytana ve şeytanlaşmışlara uymamayı, hakça, hukukça, adaletçe, hakkaniyetle, güzel ahlakla, bilgiyle, bilinçle yaşamayı öğütlemektedir.

Allah cc. Kur’ân’a, peygambere uymayı emrediyor. Sabırla, bilgiyle, bilinçle, sabırla hak yolda yaşama istenmektedir. Hakta sabırla sebat edilme, hoşgörülü olma, yemini alışkanlık etmeme, yemini bozmama, adaletsiz olma yasaklanmıştır. Kibirli- gururlu, büyüklük taslayan olmama, haram yememe, içmeme, giymeme, kazanmama emredilmektedir. Cennet gidilecek yolda olma öğütlenmektedir. Cehenneme götüren yolda olmama emredilmemektedir. Neyin haram, mekruh, sağlıksız olduğunu öğrenip, kaçınma istenmektedir. Anarşi, şiddet, terör, saldırganlık, küfür, kötü söz ve davranışta olmama istenmektedir. Dinde baskı olmadığı, herkesin inanma, inanmama özgürlüğü olduğu bildirilmektedir. İnsana düşen görev; tebliğ etme, açıklama, öğretme, eğitme, en güzel örnek olmadır.

Müslüman olma emredilmektedir. Dünyanın imtihan- sınav dünyası olduğu, herkesin yaptığı ve yapmadığından sorulacağı anlatılmaktadır. İyi olma emredilmektedir. Kötülere, kötülük yapma sorulacak. Her hareket en küçük detayına kadar sorulup, sorgulanıp, yargılamaktır. Herkes yaptığının karşılığını mutlaka görecek. Kimsenin yaptığı iyilik boşta kalmayacak. Kötülükte yanında kâr olarak kalmayacaktır. Herkes hesabını verecektir.

Bakara Süresi 42. Ayet: “ Bile bile, gerçekle yalanı karıştırmayınız.”

Yunus Süresi 36. Ayet: “ Onların çoğu zandan başka bir şeyin ardınca gitmiyor. Doğrusu şu ki, zan, gerçek adına bir şey ifade etmez!”

Neml Süresi 77. Ayet: “ Ve gerçekten O ( Kur’ân) iman edenler için bir doğruluk rehberi ve bir rahmettir.”

Bakara Süresi 256. Ayet: “Dinde zorlama yoktur.” 

Zorlama, baskı, dayatma ile insan münafık olur. Müslüman olmaz. Öğretmek, eğitmek, beğendirmek, benimsetmek, özümsetmek, içselleştirmek, güzel örnek olarak ruhlara ısındırmak önemlidir. Baskı, dayatma, zorlama, insanları kendi batıl veya hak inanışında sabit kılar.

İnsan, İslam ilimleri ile birlikte mutlaka ama muhakkak pozitif- müspet- akli ilimleri de öğrenmeli. Öğretimini, öğrenimini görmeli. İkisi bir arada öğrenilirse, ilim- bilim bilinmiş olur. Aksi halde saçmalama oluşur. Bir konuda, dalda yüksek uzman, pek çok konuda kendimize yeterli olmalıyız. 80 yıllık ömür bu bilim dallarını öğrenmeye yeterlidir. Allah’ı, evreni, insani, dini- imanı bilmek çok önemlidir. Varlıkları özellikleri ile bilmeliyiz. İslam dini ile bilim dallarını eş zamanlı öğrenmeliyiz. Okulda öğrenimlerini görmeliyiz.

Sadece İslam ilimlerinin anlatımlarını dinliyorum. Çok kez saçmalıyor, sapıtıyor.

Sadece pozitif ilim öğrenimi görenleri izliyorum. Saçma, sapan, gerçek ve doğru dışı anlamsız anlatımlar yapıyor.

İlim dediğimizde, İslam ve pozitif ilimler bir bütündür. Bütünü ile olgun olmak için ikisi de bilinmelidir.

İslam ilimleri dışında okullarımızda okutulan bilim dallarını da derinlemesine öğrenmeliyiz. Bunun yanında biyoloji, botanik, zooloji, paleontoloji, arkeoloji, tarih, astronomi, kozmogoni, orojeni, embriyoloji, tıp, sağlık bilgisi, doğa bilgisi, bitki bilgisi, çiçek bilgisi, polenler, arılar, karıncalar, hayvanlar ve bitkiler âlemi, Allah’ın yaratma sanatını da bilmeliyiz. Bilgilerimiz anlatmak, açıklamak için iyi bir Türkçe, edebiyat, sosyoloji, psikoloji, anlatım, yazım bilgisine de sahip olmalıyız. Tohumun yapısını, büyümesini, fotosentezi, toprak yapısını, bitki döllenmesini, meyveleşmeyi, fotosentezi, yaratılış sır ve gizemlerini araştırıp, öğrenmeliyiz. Yemiş ve meyvelerin farklı oluşumunu, incir ve mantarların farklı oluşumunu, tohumun filizlenmesini öğrenmeliyiz. Uygulamalarını yapmalıyız. Ekinlerin yetişmesini öğrenmeliyiz. Bu bitkilerin esas ve asıl yapısını değiştirmeden, yetiştirmeliyiz.

Allah cc. Peygamber, din- iman, ibadet, güzel ahlak, edep, hayâ, infak, muamelat işlerini din merkezli düşünmeliyiz. Allah cc. Hakkında pozitif ilimle, bilimle tanım, bilme, anlatma, tanımlama yapamayız. Böyle yapanlar var ama hemen hepsi saçma, sapan, anlamsız, bozuk açıklamalar yapmaktadır. Dinlerini tahrif eden- bozan Yahudiler ve Hıristiyanlar, Allah cc. Hakkında bile doğru inanış, inanç, anlatım içinde değiller. Allah cc. İnançları tamamen bozuktur. Allah cc. İnancı bozuk olan insanlar; Allah’ı, Allah’tan öğrenmediklerinden, böyle hep yanlış yapmaktadırlar. Felsefi inanışlarında Allah inancı, kendi söylemleriyle tanrı inancı tamamen yanlıştır. Allah’ı, Allah’ın dininden, ayetlerinden, peygamberimizden öğrenmeliyiz.

Yaratılandan, varlıklardan da, Allah’a ulaşılır ama Allah’ın sıfatları, özellikleri, nitelikleri, nicelikleri konusunda yanlış yapılır. Sadece yaratılandan Yaratan’a ulaşma yapılabilir. Ama Kur’ân’ın anlattığı gibi bir Allah cc. İnancına ulaşılamaz. Kur’ân, İslam ilimleri ile pozitif ilimlerin öğrenimini birlikte öğrenmeli. İlim, ilimdir. İlimlerin kolay öğrenilmesi için dallara ayrılmıştır. Bendeniz ilimler, bilimler konusunda ayrım yapmıyorum. Birlikte öğrenmeye çalışıyorum.

                Sürekli genişleyen evrende insanda gelişmesini sürdürmeli. Yoktan var edilen evren ve evrendeki varlıkları inceleyip, anlamalı. Evreni, gök cisimleri, gezegenleri, yıldızları, hikmetlerini, ay, güneş, dünyayı anlamalıyız. Hareketlerini kavramalıyız. Her biri farklı yörünge ve hareketlerde dönmektedir. Bulutların yağmur bırakması, rüzgâr, kasırga, kış, yaz mevsimlerini bilmeliyiz. Deniz sularının farklı yoğunlukta olmasını, bitkilerin solunum ve fotosentez yapmasını öğrenmeliyiz. Doğa olaylarını öğrenmeli. Bizler, doğa olaylarından korunmayı öğrenmeliyiz. Çevre ve doğayı hiçbir şekilde kirletmemeli. Bu durum tüm varlıkların yok olmasına neden olabilir. İnsanların ve yaratılan varlıkların yaratılış özelliklerini öğrenmeli. Bunun içinde pek çok bilim dalından öğrenim görmemiz gerekir. Ya da kendimizi pek çok bilim dalında yetiştirmemiz gerekmektedir.

                Bakara Süresi 117. Ayet: “ Allah, evreni ve yeryüzünü hiç yoktan yaratandır.”

                Abese Süresi 12. Ayet: “ Artık dileyen Kur’ân’ı düşünüp, öğüt alsın.”

                Enbiya Süresi 33. Ayet: “ Geceyi, gündüzü, güneşi, ayı yaratan Allah’tır. Her biri yörüngede yüzüp, güderler.”

                Taha Süresi 98. Ayet: “ Sizin Rabbiniz sadece Allah’tır. Onun dışında başka tanrı yoktur. O bilgi bakımından her şeyi kuşatmıştır.”

                İnşirah Süresi 21. Ayet: “ Kendilerine Kur’ân okunduğunda secde etmiyorlar.”

                Hicr Süresi 22. Ayet: “ Rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik.

                Zümer Süresi 9. Ayet: “ De ki; hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak akıl ve vicdan sahipleri öğüt alır.”

                Zümer Süresi 1. Ayet: “ Kitabın indirilmesi, üstün ve bilge olan Allah’tandır.”

                Lokman Süresi 11. Ayet: “ … Hayır, zalimler artık bir sapıklık içindedir.”

                Mümin ün Süresi 12. Ayet: “ İnsani çamurdan oluşan bir özden yarattık.”

                Alak Süresi 2. Ayet: “ O, insani asılıp, tutunandan yarattı.”

                Başka bir ayette de: Biz insanı sudan yarattık.

                Allah cc. Kur’ân ’da her olayı, olguyu, bilgiyi, şeyi; tersi, zıddı, karşıtı ile aynı sayıda bildirmektedir. 10 kez pislikten, 10 kez kirlilikten kaçının buyuruyor. 60 kez büyüden, 60 kez fitneden, 24 kez hastalıktan, 24 kez eziyetten kaçının buyurmaktadır. Peygamber- nebi 80 kez, haber- mesaj- iletiden 80 kez, bilmek 27 kez, idrak- algılama 29 kez, sıkıntı 13 kez, huzur 13 kez Kur’an’da söz edilmektedir. Kazanma ve yenilme 14’er kez, okumak 17, günah 17, sığınmak 17 defa, kötülükten 167 defa söz edilmektedir. Şükretmekten 75 defa, denge 23 kez, aşırılık 23 kez anılmaktadır.

                Kur’ân ‘da rahmetten 114 defa, rahim 114 defa, rahman 57 defa, açık- aşikâr 32 defa anılmaktadır. Sarhoş ediciler 6, kumar 3, dikili putlar 1 kez anılmaktadır. Fal okları 2, şeytan işi 2 defa anılmaktadır. Allah birdir, vahittir sözcüğü 19 defa geçmektedir. Allah’ın adları 2800 defadan fazla geçmektedir. Kur’ân’ı anlamak için hem İslam ilimlerini hem de pozitif ilimleri tam anlamı ile yeterince yetkin şekilde bilmek gerekiyor. Kur’an’ı Kerim her özelliği, niteliği, sıfatları, nicelikleri ile tam anlamı ile tam bir mucize İlahi kutsal kitaptır. Anlamak için öğrenmek, bilmek, detaya doğru ulaşmak gerekir. İlgi- alaka duymayanlar, önyargılı olanlar, benimsemeyenler ise Kur’an’dan bir değer öğrenme yerine daha da düşmanlıkları artar! Samimi, ilgili, dost, benimseyici, iyi niyetli, doğru düşünceli olmak gerekir.

                İsra Süresi 70. Ayet: “ Ant olsun ki, Biz, Âdemoğullarını üstün bir izzet- saygın ve şerefe – onura mazhar kıldık.”

                Tin Süresi 4. Ayet: “ Biz, insani en güzel biçimde yarattık.”

                Casiye Süresi 4. Ayet: “ Sizin yaratılışınızda ve yeryüzünde yaydığı canlılarda, kesin olarak inanan kimseler için ibretler vardır.”

                İnfitar Süresi 7- 8. Ayet: “ O Allah ki, seni yoktan yarattı, düzenledi, ölçülü bir biçim verdi. Dilediği şekilde terkip etti, birleştirdi.”

İsra Süresi 85. Ayet: “ De ki, Ruh Rabbimin emrindedir.”

Ahzap Süresi 72. Ayet: “ Çünkü insan çok zalim ve cahildir.” Başka bir ayette de; nankördür.

Zariyat Süresi 56. Ayet: “ Ben, cinleri ve insanları ancak (beni bilsinler) bana ibadet etsinler, diye yarattım.”

Bütün iyilikler, güzellikler, yararlılıklar, doğruluklar, gerçekler, hayırlar İslam dinindendir. Eğer bir kötülük, çirkinlik, yalan, yanlış, zararlı, ziyan veren görürseniz; o, İslam’dan değil, İslam dışındakilerdendir. İslam adına kötülük işleyen zalimler, münafıklar, İslam dışındaki, görüş ve düşüncelerden olanlardır. Kur’ân, peygamber sav. Bütün batıl, küfür, yalan, yanlış, çirkin, zararlı olanları reddeder. Hakkı, hakikati, hakkaniyeti, doğruluğu, dürüstlüğü, düzgünlüğü, adaleti, İslam ahlakını, edebi, hayâyı, maddi ve manevi tertemiz olmayı, iyiliği yapar ve önerir. Allah’ın emirlerini tutar ve yapar. Allah’ın yasakladığı haramları, mekruhları, israfı, müflisliği, kötülüğü, çirkinliği, zararlıyı, yalanı, yanlışı, insanlık dışılığı reddeder ve yok olması için hakça çalışır.