Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Kişi dostunun dini üzeredir. Bu yüzden her biriniz, kiminle dostluk ettiğine dikkat etsin.”

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Kişi dostunun dini üzeredir. Bu yüzden her biriniz, kiminle dostluk ettiğine dikkat etsin.”

Birlikte olduğun iyi arkadaşla, kötü arkadaş, güzel koku taşıyan körükçüye benzer. Güzel koku taşıyan kimse, ya sana o kokudan verir veya sen satın alırsın. Ya da güzel koku sana ulaşır. Körükçü ise ya ateşiyle elbiseni yakar. Ya da kötü kokusu seni bulur.

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Arkadaşlarımız bizim kişiliğimizi olumlu veya olumsuz yönde farkında olmadan, şekillendirir. Bu sebeple; “ arkadaşını söyle. Sana kim olduğunu söyleyeyim, sözü çok yerinde söylenmiştir.

İnsan üzerinde günümüzde pek çok kişi, etken etkindir. Anne ve baba, aile, öğretmen, imam, arkadaş, basın, yayın, medya, çevre, iletişim, bilişim araçları çok etkin role sahiptir. Bunların zararlılarından korunmalıyız ki, ziyan görmeyelim. Yararlı olanı almalıyız ki, kendimizi ve çevremizi koruyalım.

Bizler çok bilgili, bilinçli, kültürlü, yararlı bilime sahip olmalıyız. En ideal insan olmak için en ideal olan bilgiye, kültüre sahip olmalıyız. Günahta, haramda, suç işlemede ısrar etmemeliyiz. Yanlış yaptığımızı anladığımız anda, hemen Nasuh tövbesi yapmalı; yanlıştan dönüp, hak ve hakikate sımsıkı sarılmalıyız. En dosdoğru olan sadece ve ancak Allah’ın hak dini İslam ve peygamberimizin sas. Sünnetidir. Bilim zaman içinde değişiklik gösterdiğinden, bugün doğru söylenen, yarın yanlış olabilmektedir. Bilim değişiklik gösteren, aşaması olan, göreceli olan bir fikirdir. Bilim ne kadar bir sonuç olarak verilse de, yanlış olduğu zaman içinde anlaşılmaktadır. Bunun için bilime temkinli yaklaşmalıyız.

Günaha, harama, suça bir an önce tövbe etmeli. Nasuh tövbesi yapmalı. Nasuh tövbesi demek; samimi tövbe etmek, bir daha yapmamak üzere pişman olmak demektir.

Sabırla namaz kılınız.

Oruç tutunuz.

Zekât veriniz.

Hac yapınız. Hac yapamazsanız, umre yapınız.

Allah’ı zikrediniz.

 İnsanlara, hayvanlara, bitkilere, çevreye, doğaya iyilik, hizmet, yardım yapınız.

Allah’ın hak dini İslam dinini ve bilimi çok doğru şekilde öğrenip; yaşamda uygulayınız, gerçekleştiriniz. Cahil cühela çapulcu gibi yaşamamak için bilgili, birikimli, bilinçli, kültürlü olmayı hedef edininiz.

Kendi işledikleriniz yüzünden; toplumu, doğayı, çevreyi bozmayınız. Bunun günahının altından kalkılamayacak kadar çok büyük vebaldir.

Samimiyetle yapılan dosdoğru ibadetler, insanı her türlü kötülükten korur. Allah cc. Ankebut Suresi 45. Ayette böyle söylüyor. Pekâlâ, korumuyorsa ne demeli? Samimiyetin, bilginin, bilincin oluşmadığını söylemeli. İbadetler, ruhu, ahlakı, edebi, hayâyı, doğruluğu, dürüstlüğü oluşturmalı. Eğer oluşturmuyorsa, Allah cc. Ve insanlar böyle bir insana makbul, iyi, güzel, dürüst insan diye bakmaz.

Müslüman, Fatiha Suresi 5. Ayette buyuruyor: “ ( Allah’ım!) yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.”

Al-i İmran Suresi 92. Ayet: “ Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça, iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız, Allah onu bilir.”

İnsan ve hak hakikat merkezli bir düzen kurmalı. Birey, aile, toplum, devlet bu eksenle yönetilmeli. Hayırlı olan her işi desteklemeli. Zararlı olana dur demeli. Adil, dosdoğru, dürüst, ilmi bir yönetim kurmalı. Yasalarda adalet ve ahenk olmalı. Zalimlik, zulüm asla yapmamalı. Adalet esas olmalı.

Hazreti Ali ra. Der ki: “ Devletin dini adalettir.”

İbn Arabi ra. Diyor ki: “ Devlet en ideal şekilde yönetilmeli.”

Halkın memnun olmadığı, huzur ve mutlu edilmediği bir devlet; iyi yönetilmiyor, demektir. Herkesin asgari düzeyde de olsa, refahı sağlanmalıdır. Sömürü, hak yeme asla olmamalı. Halk iyi, güzel, onurlu bir yapıya sahip olmalı. Fikri ve cinsel sapkınlıklar yer bulmamalı. Gelecek kuşaklara harika ve harikulade eserler bırakmalı. İslam, Kur’ân, sünnet, bilim, Ahmet Yesevi, Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bayram Veli gibi fikri önderlerimize sevgi, saygıyla yönelmeli.

Gayret insandan, takdir Allah’tandır, düşüncesi ile hareket etmeli. Aziz milletimize hiçbir şekilde haksızlık etme fırsatı vermemeli. Her türlü yardım ve korumayı yapmalı. Ülkemizin birliğine, beraberliğine, dirliğine, geleceğine duyarlı hassas insanlar yetiştirmeli. Bu alanda da zalim bozgunculara, yıkıcılara fırsat tanımamalı. Çalışanlara hak ve hukuku eksiksiz verilmeli. Kimsenin emeği zayi edilmemeli. Manevi değerlerimize duyarlı olmayanlar, hak hukuk gerçekleştiremezler. Hem ülkemizi hem dünya insanlığını korumalı.

Adalet; hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetmek, herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı vermek anlamındadır. Eşitlik ile adalet farklı anlamlardadır. Bugün toplumlarda ve devletlerde en eksik olan değer; adalettir. Bunun içindir ki, toplumlarda barış, huzur, mutluluk azdır. Bu iş sadece kitaplarda, anayasa metninde olması yetmez. Uygulama alanında da gerçekleşmesi gerekir.

Âlemlerin Rabbi Yüce Allah cc. Buyuruyor: Nisa Suresi 58. Ayette mealen: “ Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki, Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.”

Ehil- ehli; bir işi en iyi biçimde yapacak düzeyde bilgisi, becerisi, yeteneği, ustalığı, yetkisi, yetkinliği olan, yetiye sahip olan, işin erbabı olan kimse, sanat bilgisi, becerisi, samimiyeti, güven vermesi olan anlamlara gelir. Arapça bir sözcüktür.

Âlemlerin Rabbi Yüce Allah cc. Mealen buyuruyor. Hud Suresi 112. Ayet:

“ Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.”

Bir Müslüman, Allah’a Kur’an ve sünnet üzere kulluk ettikten sonra dosdoğru, adaletli, bilgili, bilinçli, samimi olursa, varlıklara iyilik, hizmet ederse, iyi bir mümin Müslüman olur. Ama bunu bugün bulmak çok zordur!

İslam’ın temeli; tevhit, adalet, dosdoğru olmak gibi önemli, değerli değerlerdir. Tüm peygamberler bu kavramları tesis etmek için görevlendirilmiştir. İslam hukuku doğruluk ve adalet üzerine kurulmuştur.

Peygamberimiz sas. Tevhide çağırmış. Emrolunduğun gibi dosdoğru ol, İlahi emrini bildirmiş. Şura Suresi 15. Ayeti açıklamıştır. Adaletin zıddı, Cevr’dir. Zülüm hikmetin zıddıdır.

Hikmet; bir şeyi yerli yerine koymaktır.

Zülüm ise bir şeyi aslı olan yerinden etmektir.

Cevr ise, düzgün ya da kuralına uygun olmayan; iş, işlem, haksızlık, taraf tutma, adam kayırma, zulüm ve insafsızlık etmektir.

Adalet konusunda pek çok eser okumalıyız.

Adaletsiz bir devlet, toplum pek uzun süre ayakta kalamaz.

Allah cc. Bütün toplumları ve yöneticileri öncelikle adaletli olmaya çağırmıştır.

Hazreti Ömer ra. Bir mümin ve Müslümandır. Onun gibi adil- adaletli olmalıyız.

Yöneticiler olsun, normal kişiler olsun; ortak, deneyimli,  uzman, dosdoğru akıl kullanmalıdır.

Allah cc. Sadece namaz kılmak, ramazan orucu tutmak, zekât vermek, hac yapmak gibi ibadetlerin yanında; adaletli olmayı, dosdoğru, dürüst, edepli, hayâ sahibi, güzel ahlaklı olma gibi pek çok davranışsal eylemleri de yapılmıştır. Allah cc. Dosdoğrudur, güzel ahlaklıdır, edeplidir, dürüsttür, hak hukuk davranandır. Böyle olanları da sever. Allah cc. Her durum ve ortamda en doğruyu yapmayı ve söylemeyi emretmektedir. Adaletli olma asıl olan esastır. Zulüm ise istenmeyen, haksız bir tutumdur. Zulüm, küfürdür, batıldır. Sosyal adaletle hükmetmek, Allah cc. Emridir. Zalimler, zulmedenlerin cehennemde olacağı açık, net ayetlerle bildirilmektedir.

Adaletin olmadığı yerde ahlak da yoktur.

Adalet; onurlu yaşamak, başkasına zarar vermemek, herkese kendine ait olanı vermektir. Adaletin kuvvetli, kuvvetlilerinde adaletli olmaları gerekir. Adalet en itidalli, dosdoğru, orta yoldur. Adalette aşırılık, gerilik- ifrat ve tefrit olmaz. Adalet ne ise o olmalıdır.

Adalet; yönetimde, liderlikte, ailede, toplumda, devlette, dinde, ahlakta, hukukta, ahlakta, hayatın her alanında olmalıdır.

İslam demek; dosdoğru, dürüst, adaletli, güzel ahlaklı gibi binlerce değere sahip olmaktır. İslam, adil bir düzendir.

Güzel vatanımız, ülkemiz hangi dönemde hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet biraz işlemişse, o dönemde kalkınma, gelişme, refah artmıştır. Bu daha çok 1950- 1960, 1965- 1971, 1983- 1989 ve 2002 yılı sonrası kalkınma ve refah olmuştur.

03 Kasım 2002 günü olan genel seçiminden sonra gelişme; tüm yurt içi ve dışı olumsuzluklara rağmen olmaktadır. Bu tarihten sonra sadece öğrenciler tüm ders kitaplarını ve yardımcı ders kaynak kitaplarını ücretsiz vermektedir.

Herkes sigortalı yapıldı. Maddi durumu zayıf olanların sigorta primini devlet karşılıksız ödemektedir. Öyle ki, ülkemizde olan 5 milyondan fazla sığınmacılar bile sağlık hizmetlerinden ücretsiz yaralanmaktadır. Köpek, kediler bile devlet veteriner ücretsiz tedavi edilmektedir. Hastanelerde hastalar koğuş sistemi olarak yatmaktaydı. Bir hasta odasında 6- 8 kişi yatmaktaydı. Hastanelerden özel banyo ve tuvalet yoktu. Hatta hiç banyo yoktur. Sigara içilmekteydi. Her ortamda sigara içiliyordu. Bunlar yasaklandı. Grevler 2 yılı aşıyordu. DİSK, işverenle anlaşmıyordu. Ülke ekonomisi çöküyordu. Memurlar ek iş yapıyordu. Emekliler çalışıyordu. Ülkemiz emperyalist ülkelerce kontrol edilip, sömürülüyordu.

Köyler de su, elektrik, yol, hastaneye gitme olayı yoktu. Sigortasız olan hastalar, evde hastalık süreci sonucunda, tedavi olmadan ölüyordu. Kentler bile susuz, çöplü, çöp, çamur ev hava kirliliği vardı. En çok kalitesiz kömür yakılıyordu. Kılık- kıyafet, başörtüsü yasağı vardı. Çocukların camide din dersi alması yasaktı. Kur’ân okumak, öğrenmek, öğretmek bile 2002 yılına kadar yasaktı. 2012 yılı Eylül ayına kadar da başörtüsü takma yasaktı.

Askerde yemin töreninde, şehit cenazesinde başörtülü anne, askeriyeye giremiyordu. Tel örgü arkasından bakıyordu.

2002 yılı öncesi enflasyon, fabrika kapanması, devalüasyon, baskı vardı. Namaz kılmayı sorun edip, öğretmen ve öğrenciler okulda namaz kılıyor, diye televizyonlarda yaygara yaparlardı. Sanki suç işliyor, gibi bir durum ortaya koyarlardı. Tam bir ateist komünist cuntacı anlayışı ve uygulaması vardı. 2001 yılında bankaların faizleri %7500, enflasyon daha önce %500- 700, devalüasyon %350 oldu.

Şu anda ülkemiz hızlı bir şekilde, iç ve dış engellemelere rağmen kalkınmasını sürdürmektedir.

Marmaray, Avrasya, Osmangazi, Yavuz Sultan selim, Ovit ve Zigana tünelleri, Çanakkale asma köprüsü, büyük devasa eserler yapıldı, yapılma sürüyor.

14 Mayıs 2023 Pazar günü Genel seçim var. Hem milletvekilleri hem Cumhurbaşkanı- devlet başkanı seçilecek. Yurt dışında bölücü terör örgütü, seçime gidenlere saldırıyor. Bu bazen ülkemizde de oluyor. Bunun olması; yasaların caydırıcı olmaması ve uygulanmamasından kaynaklanıyor. Bir gruba saldıranlar, saldırılanların sayısı kadar mutlaka ceza almalı. Alırsa, bu saldırılar böyle kolay yapılamaz. Bir de saldırılanların %90’dan fazlası serbest bırakılıyor. Adalet hem yazı ile hem de uygulama ile olmayınca, suç işleme oranı artıyor. Güzel İslam ahlakı yok, yasalar yeterli değil, uygulamada eksiklikler, yanlışlar varsa, suçlar artar ve artıyor.

İyi insan = iyi Müslüman olma hedeflenmeli. Güzel ahlak, dosdoğruluk, dürüstlük, düzgünlük, adalet, alçak gönüllülük, vakarlık, alçak gönüllülük, iyilik, cömertlik, fedakârlık, çalışkanlık, cesur olma, hoşgörü esas olmalı. Ölçülü, dengeli, dostluk, kardeşlik, nezaket, sevgi, saygı tesis etmeli. Sorumluluk duygusu taşımalı. Maddi, manevi anlamda tertemiz olmalı. Sabırlı, yapıcı, olumlu, haddini bilen, kendini bilen, Rabbi bilen, sınırı aşmayan olmalı. İsraf etmemeli. Kibirli olmamalı. Vatan millet devlet sevgisi taşımalı. Kul hakkına girmemeli. Zalimi, haram, günah, suç işleyen desteklenmemeli. Hırsızlık, rüşvet, haksız kazanç olmamalı. Bağımlılık yapan madde kullanılmamalı. Adam kayırma yapılmamalı. Çalışanın hakkı zamanında eksiksiz verilmeli. Kul hakkına dikkat etmeli.

Yolsuzluk, saçmalık, saldırganlık yapılmamalı. Kadın, erkek ayrımı yapılmamalı. Hukuk karşısında herkesin hakkı hukuku korunmalı. Ticarette ahlak esas olmalı. Fırsatçılara, haramcılara olanak tanımamalı. Tarım, hayvancılık, gıda yeterli üretilmeli. Herkes ancak hakkını almalı. Serbest piyasa deyip, millet soyulmamalı. Tarım ve gıda güvenliği sağlanmalı. Eğitim- öğretim de güzel ahlak esas olmalı. Siyasetinde ahlakı olmalı. Ülkemizde ezilen, horlanan, itilen, kakılan, aç olan hiçbir varlık olmamalı. Allah’ın, peygamberinin, insanların, hayvanların, doğanın hoşnut olmayacağı hiçbir iş, işlem, uygulama asla yapılmamalı.