Böylelikle doğa afetlerini ve beşeri afetleri hasarsız atlatmalıyız. İnsanların iyi, güzel, dürüst, yararlı, olgun, önemli, değerli, zararsız olması için; hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ içinde, bilgili olmalı. Bilgiyi, tekniği, teknolojiyi en güzel şekilde kullanan, uygulayan olmalı. İslam dininin ve bilimin tüm değerlerini, verilerini, işlerinde uygulaması gerekir. Hileci, sahteci, sahtekâr, düzenbaz, çalan, hırsız olmaması gerekir.

 “ İnsanın her gördüğü kötülük; kendi yaptığı yanlışlarının sonucudur.” Yaptığı kötü, eksik, yanlış işlerin sonucudur. Doğa- tabiat olaylarından zarar- ziyan görmezlerse, beşeri afetler oluşturup, görürler! Bunların akılları, fikirleri, kendileri, genleri, özleri, ruhları bozulmuş; adilik ve zarar işler yapmayı amaç edinmişlerdir.

Sapkın, sapık kişilerin, iyi karakter, güzel ahlak, güzel huyları kalmamıştır. Bozuk düşüncelerle, haram yeme- içmelerle yapıları bozuk olmuş, bozulmuştur. Allah cc. Islah eder, inşallah, diyorum. Ama insan istemezse, hidayete erişmek zor, güç olur. Beyinlerini, kulaklarını, gözlerini, ruhlarını, gönüllerini hak ve hakikate açmadan; olgun, erdemli, insnalıklı, insancıl insan olunmamaktadır. Hak ve hakikate düşmanlık edenlerden; yarar, iyilik, kâr, hizmet, güzellik, hizmet görülmemektedir.

Al-i İmran Suresi 103. Ayet: “ Hep birlikte Allah’ın ipine ( Kur’ân ve İslam dinine) sımsıkı yapışın. Bölünüp, parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de, Allah gönülleriniz birleştirdi. Allah’ın nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz ateş çukurunun ta kenarında iken, oradan sizi Allah kurtarmıştı.”

Al-i İmran Suresi 51. Ayet: “ Şüphesiz Allah benimde Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse artık O’na kulluk- ibadet edin. İşte en doğru yol budur.”

Müminin Suresi 73. Ayet: “ Gerçekten sen onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun.”

Peygamberimiz Hazreti Muhammed sav. Buyuruyor: “ Sözde ve iş de doğruluk iyiliğe, iyilik de Cennet’e götürür.”

İnsanların, dünya ve ahirette gördüğü kötülük, insanın kendi yaptıklarının sonucudur. Kader konusuna çok dalıp, saçma -sapan konuşmamalı. İslam âlimleri, kader konusunda çok tartışmayın, söylemişlerdir. Zira konu hakkında çok bilgi yok iken, ileri- geri konuşmak doğru değildir. Birisi çıkıp tabiat- doğa olayları diyor. Diğeri çıkıp, Allah cc. Yaptı, diyor. Sen en iyisi sahteciliği, sahtekârlığı, ahlaksızlığı, edepsizliği, suç işlemeyi bırak! Gerisini Allah’a bırak!

Hatay’da en eski kiliselerden biri olan Saint Pierre Kilisesi hiç hasar almadı. Sıvaları bile çatlamadı. Bu Süryani kilisesi hiç hasar almazken, ta M.S. 4. Ve 5. Yüzyıla ait zemin- taban zeminleri bile sağlan dururken, 12. Ve 13. Yüzyılda yapılmış bu Süryani kilisesi ayaktadır. Ama Anadolu’nun en eski camisi olan, Habib-i Neccar Camisi, 638 yılında yapılmış. Daha öncede birkaç kez yıkılmış, onarılmış. Yine de yıkılmış. Şimdi bunu sahtekârlık, dayanıksızlık yıkmadı da, Allah cc. Yıktı, demek, pek doğru olmaz. Sen işini, görevini dosdoğru, bilimsel, ahlak kuralları ile yap. Gerisini Allah’a havale et! Bu yazdıkları bile doğru anlamayacak, cehalete, akıla, zekâya sahip olanlar, ileri- geri konuşacaklardır. Binaların altında işyeri yaparken, kolon kesme bile yapılmış!

Koca Mimar Sinan’ın Hatay- Payam’da 1562 yılında yaptırdığı külliye hiç hasar almadı.

Bu akılsızların, cahillerin yaptıkları yüzünden; devlet, millet olarak kan kaybediyor, enerji harcıyoruz. Ak Parti Hükumeti bölgeye hemen 100 milyar lira gönderdi. İlk saatlerden itibaren deprem bölgesinde var olmaya çalıştı. Bazı aksamalar olduysa da; o da bölgeden kaçanların oluşturduğu trafik yoğunluğu, yoğun kar yağışı, yolların parçalanmasından kaynaklandı. Birde bölgede yaşayanların enkazda olması da eksiklik olarak kendini hissettirdi.

Depremin 10. Gününde, 112 televizyon kanalı, 562 radyo yayını ile yardım kampanyası başlatıldı. Yayın 6 saat kadar sürdü. Halkımızdan yardımseverler, telefon ile yardım kampanyasına katılıp, ne kadar yardım edeceğini canlı yayında açıkladı. 115,1 milyar lira yardım toplandı. 450 milyon liralık da telefon mesajı geldi. Bir gram altının parasal değeri; 1,115 liradır. Bu parayla 120 bin konut yapılacağını uzmanlar açıkladı. 115,1 milyar liranın bir kısmı devlet- kamu bankaları verdi. Merkez Bankası 30 milyar lira, T.C. Ziraat Bankası 20 milyar lira, Vakıfbank 12 milyar lira, Halkbank 7 milyar lira, Vakıf Katılım 1 milyar lira verdi.

Deprem bölgesinde ovalarda yapılan binalar, kent; dağ eteklerine, sağlam zeminlerde yapılacak. Fay hatlarından uzak durulacak. 165 bin bina yıkıldı, ağır hasarlıdır, yıkıktır. 200 bin konut yapılacağı şimdilik açıklandı. Binalar kontrol edildikten sonra tekrar depremler oldu. Tekrar binalar kontrol edilecekler.

Ülke dışından yardımlar hala geliyor. 19 ülke 22 Sahra hastanesi kurdu. 74 ülkeden arama- kurtarma ekibi geldi. Katar 10 bin konteyner ülkemize gönderdiği gibi 30 milyar lirada yardım gönderdi. Pakistan 2,2 milyar lira, Kuveyt 1,6 milyar lira, Suudi Arabistan 1,1 milyar lira, BAE 1 milyar lira yardım parası gönderdi. ABD 85 milyon lira gönderdi. 100 milyon lira daha göndereceğini söyledi. Ama 16 milyon insanımız hazır yiyor, içiyor, giyiyor ve artı paralar alıyor.

Muhalefet siyasi partilerinden ve yandaşlarından pek ilgi, yardım, katkı gelmediğine, deprem bölgesinden çok fazla tepki vardır. Bazı televizyon kanalı muhabirleri; fitne, fesat yayını yaptıklarından, kovuluyorlar. TÜSİAD işveren derneğinin 580 üyesi, 2500 şirketleri var. Ülkemizin %80 ekonomisini ellerinde tutuyorlar. Yardım ettikleri medyada, sosyal medyada görülmedi. Onlar hala halkı soymaya devam ediyorlar. İnsafsız, vicdansız olanlarda taşıma ücretine, kiralara, satın aldıklarına yüksek fiyatlar yaptılar. Devlet başa çıkamamıştı ve yine çıkamıyor. Ahlaksızla başa çıkmak zordur. Hırsızlık, yağmada çoktur. Yüce Allah’ıma havale ediyorum. Fabrikalar depremden çok etkilendi.

“ Anneler, beşik sallar,

Yavrum uyusun, diye,

Rabbim, dünyayı sallar,

Kullarım uyansın, diye!”

Ülkemizde büyük çoğunlukla diyorum. Belediye başkanları, belediye yönetimleri, mimar ve mühendislerle, müteahhitlerle iç içedir. Belediye meclis üyesidir. Ahbaptırlar. Yanlış işlerine göz yumarlar. Öyle ki, hiç plan proje çizmeden, 6 katlı bina şehir içinde bile yaparlar, tapusuz satarlar. Nasıl satarlar, derseniz, topraktan parayı alır ve bitirir. Para verenlere, daireleri verirler. Benim yaşadığım İlçede böyle bir olay 1993 yılında yapıldı. Sadi Aslan adlı öğretmende o binadan, benden tam 3 kat pahalısına dairesini alıp, müteahhitle dövüşmüştü.

İki bin yılı öncesi ülkemizde 40 bin köyün olduğunu okurduk. Daha sonra bazı köy muhtarlıkları göç nedeniyle çok azalınca, muhtarlıkları azaltıldı. Yanı muhtarlıklar birleştirildi. İlçe merkezimizde bile 7 muhtarlık 2 muhtarlığa düşürüldü.  

Bu 40 bin köyde, bir kişi bile izin alarak, proje çizdirerek, mühendislik hizmeti alarak, binasını yapmamıştır. İstisnaları müstesna tutuyorum. Bunun için ülkemizde 6,7 milyon bina çürüktür, yıkılması gerekir. Tehlike arz etmektedir. Kentsel Dönüşüm adlı yasa ile yenilenmelidir. Şu anda ülkemizde 250 bin bina, bina dediğimiz bağımsız konut, kentsel dönüşüm adlı dönüşüm ile yenilenmektedir. Cahilliğin, cehaletin, çıkarcılığın cezasını milletimiz, devletimiz çekmektedir.

1-      Bu yıl, şu anda, 2023 yılında dayanıksız yapılan, 250 bin bina kentsel Dönüşüm adı altında yıkılıp, yeniden yapılmaktadır. Buna millet kendi enerjisini vermektedir. Sahtekârların cezasını bir millet çekmektedir.

2-      İki yüz elli bin bina, 250,000 bina Kentsel Dönüşüm adı altında yıkılıp, yeniden yapılması sürdürülürken, başka bir bina yapma kampanyası daha başlatılmıştı.

TOKİ denilen, devletin yapımını yürüttüğü bina, konut yapma başvuruları, 3 ay kadar önce yapıldı. Evi olmayanlara 250 bin konut yapılması kaydı yapıldı. %10 paraları alındı. Çok müracaat edilince, bunu 500 bin binaya çıkarılacağı açıklandı. Ayrıca 1 (bir) milyon arsada halka verildi. İsteyen kendi aldığı arsaya binasını yapsın, dendi.

3-      06 Şubat 2023 günüde olan Kahramanmaraş merkezli depremde henüz tam tespit edilemeyen binalar var. 200 bin konut kentlerde, köylerle beraber 270 bin konut yapılacak, deniyor. Depremler sürdüğü için sayı değişebiliyor. Henüz binaların %86’si tespit edilebildi.

4-      Köylerde, çiftliklerde hayvan besleyenlerin, hayvanları öldü! Bugün Bakanlık açıkladı. Hayvanı ölen vatandaşlarımıza, ölenler kadar ücretsiz, bedava hayvan verilecek. Aynen ölenler kadar kümes hayvanı, bal arı kovanı, küçük ve büyük baş hayvanlar; bedelsiz, ücretsiz verilecek.

5-      Ben  devlet olsam, bu duruma sebep olan kişilerden zararı almaya çalışırım. Sadece müteahhitler- yüklenici değil! Binayla, projeyle, kentleşmeyle ilgili hangi birim sorumlusu varsa, bu sakat, çürük bina yapımında payı vardır. Bunlar meslek ahlakları olmayan, ahlaksız kişilerdir. Cezalarını çekmelidir. Binaların duvarlarına elleri söküyorlar. Beton, kum gibi elle dökülüyor. Pas payı bırakılmadığından, demirler çürümüş. Yüzlerce canlı olarak yıkılan binaları televizyonda izledik. Bina çökünce, her taraf toz – toprak alıyor. Enkaz, tuz- buz, un – ufak oluyor. Sanki kırıntı moloz döküntüsü! Böyle bir enkazdan sağ çıkarmak mümkün değil, mümkün de zaten olmuyor.

6-      Biz okullarda öğretmenlik yaparken, çocuklara depremde öğrencilere; depremde öğrenmek için tatbikat- uygulama yapardık. Yaptırılan tatbikatın gerçekle pek ilgisi yoktu. Şöyle tatbikat yaptırırdık:

7-      “ Deprem olurken, sıranın altına çömelerek, saklan ve elinin üzerine başını tut! Ama gördük ki, binalar o kadar kötü ki, moloz yığınına dönüyor!

8-      İkinci olarak, depremden korunmak için, koridorlardaki, dershanelerden öğrencileri, sınıflardan sıra ile koşarak, çıkarırdık. Bahçeye düzenli olarak yerleştirdik! Oysa bu çok tehlikeli bir durumdur. Depremde insanlar daha çok merdivenlerde ölmektedir. Öyle koridordaki, 6- 10 sınıfı boşaltmak mümkün değil, zaman da, imkânda yoktur. Öğretmediğimiz sadece; binaları bilime, tekniğe, depreme dayanıklı yapmayı, ahlaklı davranmayı öğretmemekti! Bilim, teknik ve ahlak olmadan, bu işler yasa ile de yapılmaz, yapılmamaktadır. Adalet işlemeden bu işler dürüstçe yapılmamaktadır. Hukuk eksiksiz adil şekilde işletilmelidir.

Ülkemizde olan küresel ekonomik krizin olumsuz etkileri nedeniyle, Kovid 19 pandemi salgın hastalık nedeniyle, her yıl yapılan en az 700 bin bina- konut yapılamadı. Her yıl 700 bin konut yaparken, 300 bine yapım düşünce, ihtiyaç karşılanamadı. Ülkemiz yabancı göç aldı. Talep olunca, kiralar 2- 3 kat arttı. Şimdide bu deprem nedeniyle artmaya devam ediyor. Akılsız başın çeker ayakları diyelim!

Bu akılsız, bilgisiz, vurdumduymaz, ilgisiz, sorumsuz kafa ile çok daha çekeceğe benziyoruz. Depremden 11 İlimiz olumsuz etkilendi. Elâzığ’ı daha sonra 11. İl diye deprem İli içinde koydular. 10 deprem İlin toplam nüfusu 13,4 milyon kişidir. Toplam nüfus içindeki, payı %15,7 oranındadır. 10 İlimizde 6,510 mahalle bulunmaktadır. Bunun 2,311 tanesi şehir mahallesi, 724 tanesi köy dediğimiz, kırsal mahalledir.

Depremde bulunan 10 İlimizin işgücü açısından dağılımına baktığımızda, 15 yaş üstü olarak, kendi iç nüfusu bakımından %71 oranındadır. Ülke genelinde ise %14,3 oranına denk gelmektedir. Genel çalışabilir işgücü açısından, 15- 65 yaş aralığındakiler, kendi içinde %52,2 oranındadır.

Kayıtlı çiftçi, işletme sayısı bakımından; 269,000 olmaktadır. Ülke toplamına göre %13,2 olmaktadır.

On İlimizde; 3,77 milyon hektar tarım toprağı vardır. Bu miktar toplam ülkemiz içinde %16’sını oluşturmaktadır.

On deprem İlimizde erkek dana 722,999 büyükbaş hayvan varlığı vardır. Bu sayı toplam büyük baş hayvan varlığının %13,58’ini oluşturmaktadır.

 10 İlde toplam büyük baş varlığımız 2 milyon 144 bin 609 olmaktadır.

Küçükbaş hayvan sayısı 9 milyon 369 bin 782 tanedir. Bu da toplam ülke varlığının %16,29’u olmaktadır.

2020 yılında tarımsal brüt hasılası 83,3 milyar liradır. Toplam tarım hasılası içinde %15,2 oranındadır.

24 yıl önce, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde kaybımız çok büyüktü. Bu bölgemiz yine tehlike altındadır. O günden sonra pek çok yıkıcı deprem oldu. Bir de 06 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli deprem, Marmara’yı da geçti. Allah cc. Yardımcımız olur, inşallah.

Doğru, dürüst, düzgün, adaletli, hakkaniyetli, iyi, güzel, yararlı davranışlı olmak, çok önemlidir. İnsan denen beşeri, insan yapan sıfatlardır. İnsan olmak için İslam değerleri, insan özellikleri taşımak, olmazsa olmazdır.

Keyf Suresi 107. Ayet: “ İman edip, iyi davranışlarda bulunanlara gelince, onlar için makam olarak, Firdevs cennetleri vardır.”

Al-i İmran Suresi 114. Ayeti: “ Onlar, Allah’a ve ahiret gününe inanırlar. İyiliği emreder, kötülükten men ederler. Hayırlı işlere koşuşurlar. İşte bunlar iyi insanlardandır.”

Bakara Suresi 28. Ayet: “ Siz cansız iken, size can veren, Allah’ı nasıl inkâr edersiniz. Sonra sizi öldürecek, tekrar sizi diriltecek ve sonunda O’na döndürüleceksiniz.”