Siz dost, can kardeşlerime, bu yazımda da, doğa ve beşeri afetlerden söz edeceğim. Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’ım, beni, biz insanları; en güzel, onurlu, değerli, üstün sıfatlı, donanımlı şekilde yarattı. Bana akıl, fikir, düşünme ve sorgulama yetisi, İslam dini, peygamberler, bilim ve sanat öğrenme yeteneği, bin bir işi yapacak beceriyi verdi. Pek çok hasletle, yetenekle, beceriyle yarattı. Benim en etkin, mükemmel, harika, harikulade, şahane, onurlu, olgun insan olmak için; değerleri ihsan etti, lütfetti. Kendine doğru, dürüst kul olmak için İlahi kitap ve peygamber sav. Gönderdi. Bilimi yarattı. Yedi yüz defadan fazla kez; ilim, bilim, din- iman öğrenmemi emretti. Kendine kul olmamı, iyiliği emredip, kötülüklerden men etmemi emretti. İnsanlığa en faydalı olmamı istedi. Bende emrin başımın üstünde deyip; gerekeni azami ölçütlerde yapma gayreti, azmi içinde, stratejik plan, program ile en kaliteli, verimli, dürüst şekilde çalışmamı sürdürüyorum.

İnsan dediğin, hak, hukuk, adalet, doğruluk, dürüstlük, düzgünlük, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ sahibi olmalı. Haram ve günahlardan, suç işlemekten sakınmalı. Allah’ın emirlerini tutmalı. Yasakladıklarından sakınmalı. Devletin yasalarına uymalı. Bireye, ailelere, topluma, millete, insanlığa, hayvanlara, bitkilere, çevreye, dünyaya, evrene zerre kadar bile zarar vermemeli. Hiçbir varlığın hakkını çiğnememeli. Kul hakkını çiğnememeli. Dünya ve ahireti rezil, perişan, felaket, fecaat etmemeli. Dünya çıkarı için sonsuz hayatı çekilmez yapmamalı.

Birey, aile halkı, toplum, halk, toplum, insanlık olarak İslam değerlerine, insanlık değerlerine sahip olmalı. Bu değerlerle yaşamalı. Başka sapık, sapkın, bozuk, çürük, zararlı, ziyan veren arayışlara girmemeli. Dosdoğru, gerçekçi, orta yollu, ölçülü, itidalli- dengeli davranmalı. Güven vermeli, güven kazanmalı. Emin insan olmalı. Olgun, hoşgörülü, iyi niyetli, iyi ve güzel davranışlı olmalı. İyilik yapan, yardım yapan, hizmet eden, insanlığı ayağa kaldıran olmalı. Bu insani ve İslami değerlere sahip olmakla olmaktadır. Başka türlü olmamaktadır.

Bunu 06 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli 11 il depreminde de gördük. Birileri yapılması gereken her iyiliği, yardımı, hizmeti kış- kıyamet altında yaparken, adilerde bozgunculuk, yıkıcılık, bozukluk, yalan, iftira üretiyordu. 74 ülkeden arama- kurtarma ekibi, arama köpekleri, sağlıkçısı, hastanesi, aracı- gereci, yiyeceği, her türlü yardımı gelmişken, bizdekiler insan olmamanın her türlü adiliği yapma peşindeydi. Yüz ülkeden yardım etme sözleri yapılırken, içteki bozukların kılı kıpırdamamıştı. Bunlar ülkemizdeki 123 terör örgütünün de besleyicisi, destekleyicisiydi. Yüce Allah’ıma havale ediyorum.

Helal olana kanaat etmeyenler, sakat, çürük, dayanıksız, yıkılası binalar yapmışlardı. Bunda insan oturacak. Bu bölge tarih boyu sık, sık, sıkça deprem görmektedir, diye düşünmek bile istememişlerdi. Haram para kazanma hırsları gözlerini kör etmişti. Demir eksik, ince, çimento az, her şeyi ile eksik yapılmış ama boyanmış süslü binalar! Cennetten bir kare, cennetten bir köşe diye normalin 2- 3 katına satmışlar! Yıkılınca, un- ufak, param- parça, cam- buz, tuz buz olmuşlardı. Birkaç saniye içinde çökmüşler. Kamera görüntülerinden 3- 4 saniyede çökenleri gördük! Ölenler daha çok merdivenlerde ölmüş! Merdivenlerde ölenlerden pek sağ kurtulan olmamış. Odalarda kalanlar, daha çok yaşam boşluğu bulmuş. Ama un- ufak olanlarda hiç canlı çıkmamış. Kolon kesenlerde az değildir. Demek ki, apartman sakinleri de binalarına pek sahip çıkmamışlar. Deprem olduğunda, oda içinde bir yaşam alanında sığınıp, kalmalı. Oda içinde her zaman bir düdük, baret, bidon ile su da bulundurmalı.

İnsan olamamanın cezasını insanlık çok acı şekilde ödemektedir. İnsan olmak için İslam değerleri ile yaşamalı. Kardeşlik duyguları beyinde, gönülde yer almalı. Kusur, yanlış, hata yapmamalı. Bunun bedeli çok ağır olmaktadır. Özverili, sabırlı, hoşgörülü, adil, merhametli, insnalıklı, dürüst, düzgün olmalı. Haramcı olmamalı. Sabırla düzgün işler yapmalı. Dinsel ve bilimci gibi davranmalı, sevgi, saygı, nezaket, kibarlık, zarafet, sorumluluk dolu hareket etmeli. Şefkatli, merhametli, müşfik davranmalı. Sakat iş bir gün çöker, yok olur. 06 Şubat 2023 depreminde, bugün 14. Gün olarak, ölü sayısı 40 bini geçti. Enkaz altından ne kadar insan cesedi çıkacak bilemiyoruz. Bugün kontrollü, denetimli şekilde enkazlar kaldırılmaya, ağır hasarlı binalar yıkılmaya başlandı. Biz ve bazı merhametli kişiler günün 18 saati depremi canlı izledi ve ağladı. Ağlayarak, helak olduk!

Şükretmesini, hamt etmesini, helal kazanca kanaat etmesini beceremeyenler, insanlığı mahvetmektedir. Bunlar yeterince kontrol ve denetim altına tutulamamaktadır. Tutmak isteyenlerde, öyle samimi değildir, diye düşünüyorum. Temiz, helal kazanç hassasiyeti olmayanlar, insanlığı yok etmektedir. Hak, hukuk, adalet yeterince işlemediğinden, suç işlemekten korkmamaktadırlar. Bunun için cüretkâr davranmaktadırlar. Doğru, dürüst, düzgün davranmamaktadırlar. Bendeniz haksızlığa uğradığımda, resmi makamlara başvuruyorum. Çoğunlukla hakkımı elde edemiyorum. Ya resmi makamlara başvurmayı bile beceremeyenler, haksızlığı iliklerine kadar yaşamaktadırlar. Bu haramiler fedakâr, cefakâr, özverili, insan k eden, yardım eden de değillerdir. Beyinleri kirlenmiş, gönülleri katılaşmış ve kararmış, insan vidan kalmamıştır. Daha çok haram para kazanıp, fantastik yaşama peşinde koşmaktadırlar. Allah’a havale ediyorum.

İslam ve insanlıktan nasiplenmemiş zavallı kalabalıklar; ülkemize, milletimize, insanlığa her yönüyle çok büyük zararlar vermektedir. Başta siyasi partiler, meslek odaları, sivil toplum örgütleri, öğretmenler, ideolojik yapılardan çok büyük zarar görmekteyiz. Anarşi, şiddet, terör, soygun, vurgun, bozuk iş yapanlar, afet halinde desteklemeyenler bu mankut yapılardır. Ağababaları yardım etmesine rağmen, yurt içindeki bu bozuk sıfatlıların kılı kıpırdamamaktadır. Bunlar bozuk düşünceli, bozuk kanlı, kötü niyetli, hain emelli, fena davranışlıdırlar. Acımasızdırlar, açgözlüdürler. Alaycıdırlar. Berbat hallerine rağmen kimseyi beğenmezler. Aldatırlar, kandırırlar, arabozucudurlar, bencildirler. Cahil, hak hukuk bilmezdirler. Cimridirler. Sadece nefislerini tatmin etmek için harcama yaparlar. Emanete hainlik ederler.

Devlet, millet malı diye korumazlar. Çalarlar. Hırsızdırlar, huysuzdurlar. Hileci, sahteci, sahtekârlardır. Yalanı çok söyler, iftira atarlar. İkiyüzlüdürler. İnatçı, kötülükte hırslı, zararlı yerlerde para harcayıcıdırlar. Hayırda, iyilikte para harcamaz, infak etmezler. Nazik, kibar, naif, zarafetli, nezaketli, güzel ahlaklı, edepli, hayâ sahibi, ar ve utanma bilmezler. Yıkıcıdırlar. Kendinden üstün olanları kıskanır, çekemezler. Altta olanlarla alay eder, horlar, hakir görürler. Kin, nefret ederler. İntikam duygusu taşırlar. Lakap takarlar. Öfkeli, kızgındırlar. Yumuşak değillerdir. Gösterişi, caka satmayı bilirler. Yalan, iftira atar, zalimliği elden bırakmazlar. İslam dinini, müminleri sevmez; kötülük yaparlar. Irkçılık yaparlar. Yabacı düşmanlığı yaparlar. Her şeyin kendilerinin olmasını isterler. Doymak nedir, bilmezler.

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Müminlerin inanç bakımından en mükemmel olanı, ahlakı en iyi olanıdır. Mizanda güzel ahlaktan ağır gelecek hiçbir şey yoktu. Müslüman, cimri ve kötü ahlaklı olmaz. Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim.”

Allah cc. Tuğabun Suresi 11. Ayette buyuruyor: “ Kim Allah’a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya iletir.”

Al-i İmran Suresi 85. Ayet: “ Kim İslam dininden başka bir din ararsa, ( bilsin ki, o din) ondan kabul edilmeyecektir. Ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.”

06 Şubat 2023 Kahramanmaraş ili, Pazarcık ve Elbistan İlçelerinde 9 saat arayla olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremin şiddeti 10 şiddetinde oldu. En büyük deprem şiddeti 12 olarak bildirilmektedir. Deprem olduktan sonra geçen 2 hafta içinde de en büyüğü 6,8 büyüklüğünde olan 7 bine yakın artçı deprem oldu. Artçı depremler, 1- 2 yıl sürecekmiş.

Depremde arazide, coğrafyada farklı büyüklüğünde kaymalara sebep oldu. 7,3 m. Kaymanın olduğu açıklandı. Ben yazılarımda resmi sayı ve uzman bilgilerini sizlere ulaştırıyorum. Depremde 30 katrilyon Jul büyüklüğünde enerji açığa çıktı. Tren ve vagonlar yıkıldı. Binalar yıkıldı. Kent altyapısı bozuldu. Araziler parçalandı. 400 km. fay kırığı oldu. 298. Saatte bile enkaz altından canlı insan çıkarıldı. 11. Günde enkaz altından koyun ve kuzular çıkarıldı. 14. Günde enkaz altından inek çıkarıldı. Bu hayvanların sahipleri, hayvanlar öldü, diye köyünü terk etmişti. Başkaları fark edip, kurtarılma yapıldı.

Bu olaylar tabiat- doğa kanunun bir sonucudur. Ama insanların doğa yasasına yenilmesi, yaptığı bozuk, kötü, özensiz, dayanıksız işin acı neticesidir. Kahramanmaraş depreminde, ülke nüfusunun %16’si olumsuz etkilendi. 11 kent, ilçeleri, köyleri ile birlikte yıkıldı. Ekonomiye %20 katkı sağlama yok oldu.

Ben, deprem yazmadan önce, sizlere ülkemizin son 20 yılda ortalama %5,5 kalkındığını, bazı alanlarda 3-5-10 kat gelişme olduğunu açıklayacaktım. Ama olmadı. Sizlere depremi yazmayı hala sürdürmek durumunda kaldım. Bu hainlerin, kahpelerin, cahillerin olduğu sürece istikrarlı bir kalkınma sürdüremeyeceğimizi anladım.

“Başkasının yapıcı eleştirisi armağandır.

Yapıcı eleştiri çok yararlıdır.

Özeleştiri yapmak, olgunluktur.

Yanlışla yüzleşmek, hatayı, yanlışı gidermeyi sağlar.

Duygu, niyet, düşünce ve davranışlar; dini ve bilimsel olmalıdır.

Dürüst, yetenekli, becerikli insanlar yetiştirmeliyiz.

Etik, güzel ahlaklı, donanımlı insanlar yetirmeliyiz.

Aksi halde başımız; dertten, beladan, musibetten, afetten kurtulmayacağı görülmektedir.”

Türkiye bir deprem, afet ülkesidir. 31 çeşit doğa afetleri, afet şeklinde her zaman olmaktadır. Halkımız bu afetlere karşı hazırlıksız, bilgisiz, bilinçsizdir. Halkımızın böyle bir yaygın eğitime tutulmadığı açıktır. Okullarda da önemsenmeyen sadece Trafik Bilgisi” dersi vardır. Bu ders de ilkokullarda bir sınıfta vardır. Oysa tüm okullarda, her sınıfta, uzman öğretmenler tarafından, yeni konulacak; “ Doğa ve beşeri afetlerden korunma” dersi olmalıdır. Biz sadece doğa afetleri ile yıkım, zarar görmüyoruz. Terör ve şiddetten de çok büyük zararlar görüyoruz.

Ülkemizde kuzey Anadolu Fay hattı zonunda, Doğu Anadolu fay hattı zonunda ve Ege Bölgesinde sürekli depremler olmaktadır. Ege Bölgesini de unutmamak gerekir. Diğer doğa afetlerini de ayrıca yazmıştım.

Kuzey Anadolu fay hattı zonunda; 1999 Marmara depremi, 1999 Düzce depremi, 1942 Tokat, 1944 Bolu, 1967 Mudurnu, 1943 Kastamonu, 1939 Erzincan, 2011 Van, 1930 Hakkâri, 1970 Kütahya,2023 Kahramanmaraş ile birlikte 11 İl yerle bir oldu, yıkıldı.

Bütün bunlara rağmen inanın, hala sakat bina, yapı yapılmaya devam ederdir. Çünkü cahil cühela, hileci, dingoz kafalı insanlar anlamaz, görmez, duymaz, akıl işletmez! Hainler, aklı ile değil, doymak bilmeyen nefsine uyanlar, doğru, dürüst, düzgün iş yapmazlar. İyi bir eğitim- öğretimden halk geçirilmelidir.

Bozguncular yok edilmelidir. Bunlar bozguncu, yıkıcı, dürüst işler yapmayanlardır.

“Sürüde koyunu olmayanlar, çobanla uğraşır.

Camide gözü olmayan, imam ile uğraşır.

Vatan sevgisi olmayanlar, devletle uğraşır.

 Milleti sevmeyenler, yok etmeye çalışır.

Dini- imanı olmayandan hayır, iyilik gelmez, buda bilinmelidir.”

Dün, sosyal medyaya yayınlanması için gönderdiğim bilimsel yazımda, 1999 Marmara depreminde, hasarlı olan 275 bin bağımsız konut ve 31 bin işyerinde hala insanlar oturuyor. Deprem riski olan Marmara Bölgesinde böyle bir durum faciadır, felakettir, diye yazmıştım. Bugün, İstanbul Büyükşehir Belediyesi alanda yapmış olduğu çalışmanın raporunu yayınladı. Bu durum böyle felaket, facia, dehşet, çok kötü olmasına rağmen; Kahramanmaraş depremi ile gündeme geldi. Rapor hazırlanmasına rağmen, bugün, 20.02.2023 de yayımlandı. Hazırlanan raporu çok kısa yazmaya çalışacağım. Yazım uzun olmasın, diye kısa yazacağım. İnsanlar makalelerimin uzun olmasından yakınıyor.

Şöyle ki: İstanbul’da var olan binaların %70’i, 1999 yılı öncesinde, kontrolsüz, denetimsiz, ustalığı, mimari planı, mühendislik kontrolü, belediye ilgisi olmadan yapılmış. İstanbul o yıllarda gecekondu ile doludur. Anadolu’dan göçen devlet hazine arazisinde bir gecede baraka, kulübe, derme çatma yapı yapıyor. Bir seçim zamanında da bunlara tapu veriliyor. Orası kentleştiğinde de, müttehitte ona yer karşılığı daire veriyor. Kim kime, dumduma! Adam olmasan, herkes kendi akılsızlığı ile işini yapar! Yaptı, hala yapıyor. Ülkemizde 40 bin köy vardı, denir ya! O köylerde olan bütün binalar izinsiz, bilgi vermeden, bir sabah inşaata başlamış. Evini yapmış. Daha 3 yıl kadar önce bu binalara imar verildi! Yanlış iş yapanları kınıyor, eleştiriyor, lanetliyor, hak ve hukukumu asla helal etmiyorum.

Ne dedik? İstanbul’da bulunan binaların %70’i, 1999 yılı öncesinde yapılmış. Yanı sakat! Sakat kafalılar ve mesleki ahlakı olmayanlar, buna göz yummuş! 7,5 şiddetinde bir deprem olduğunda; 818 bin binanın çok ağır hasar alacağı raporlanmış. 818 bin binanın, 491 bin tanesi ağır hasar alacak veya yıkılacak! Bu binalarda 6,2 milyon insan oturmaktadır! Bu binalarda oturulamayacağı raporlanmış. 318 binanın kendiliğinden yıkılabileceği açıklandı. İstanbul’da 90 bin bina ağır hasarlıdır. Sadece Fatih İlçesinde 39,786 bina ağır hasarlıdır.

Bu binaların yıkılıp, kentsel dönüşüm ile yenilenmesi istendiğinde; halk uzlaşmıyor. Benim 2- 3 – 5- 10 dairem var. Her biri 130 metrekaredir. Ben aynısını isterim, diyor. Oysa yapılanlar, daha az katlı ve parkı, bahçeli, yeşil alanlı yapılmaktadır. Eskisinin verilmesi mümkün değildir. Uzlaşma istemeyen vatandaş da, yeni konut istemeyip, tabut bile bulamayacaktır. Enkazdan çıkarılanlar, poşetlere konulmaktadır. Bazıları yandığından, bir kol kadar bir ceset olmaktadır. Allah cc. Cömertlik, özveri, akıl, fikir, kanaat verir, inşallah. Böyle diyorum ama Allah cc. İnsan istemezse, vermez! Her şey sebep- sonuç ilişkisi ile olur. Allah cc. İnsana durduğu yerde kaza vermez.

Kahramanmaraş merkezli olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde, 10 şiddetindeki, depremden sonra 700 kadar artçı deprem oldu. Ama bunlardan bazıları 6,6 büyüklüğünde oldu. Bugün 15. Gün olmasına rağmen, biraz önce 6,4 ve 5,8 büyüklüğünde iki deprem Hatay- Samandağ merkezli oldu. Daha çok kaçanlar yaralandı. Bazıları bayıldı. Depremde kaçmak yerine, güvenilir bir yerde sığınmak, çok daha yararlıdır. En çok ölenler, merdiven boşluğunda olmuş. Evin diğer yerlerinde yaşam boşluğu bulanlar yaşamaktadır.

Kaliteli insanlar, kaliteli iş yaparlar. Kalitesiz, adi, bozuk, çürük, açgöz, tamahkâr, hileci, olumsuz davranışlı insanların yaptığı her iş; bozuk, çürük, kötü, dayanıksız, verimsiz olur. İşte depremde bunları çokça görüyoruz. Bu ahlaksız, edepsiz, hayâsız, ilkesiz insan kılıklılar, tüm varlıklara çok büyük zararlar vermektedirler. Biraz önce ki, depremde yıkım oldu. Yine enkaz altında kalanlar oldu! Çünkü hasarlı binalardan eşya almaya çalışanlar vardı. Artçı depremler, kurtarma çalışmalarında da çok büyük zarar veriyor.

Devlet, kiracı olanlara aylık 2 bin lira, ev sahibi olanlara 5 bin lira, taşınanlara 15 bin lira, yakını ölenlere 100 bin lira veriyor. Evinin küçük hasarlarını onarmak için 10 bin lira devlet veriyor. Bir işçi asgari ücreti de 8,500 liradır. Herkes aşevlerinden yemek yiyebiliyor. Herkes gelen yardımlardan ihtiyacını ve yiyecek erzakını alabiliyor. Bunda hiçbir eksiklik yoktur. 1,6 milyon kişi konteyner, kalıcı mekân ve prefabrik evlerde kalıyor. Beş yüz binden fazla insan deprem bölgesini terk edip, Batıya geldi. Yardımlar yurt içi ve dışından gelmeye devam ediyor. Adam ol, insan ol, yararlı ol, kaliteli ol, verimli güzel işler yap. Böyle yaparsan, sizden hiçbir insan, varlık zarar görmez.

Biraz önce olan 6,4 ve 5,8 deprem artçı deprem değildi. Müstakil- bağımsız ayrı bir Samandağ depremiydi. 3 kişi öldü! 213 kişi ilk etapta yaralandığı anlaşıldı. Kurtarma çalışmaları devam ediyor.

Bazı tarikat, cemaat liderleri, hoca unvanlı kişiler, televizyonda, bu depremin Allah cc. Tarafından yapıldığını açıklıyor. Kaderleri öyledir, diyor. Her suçu Allah’a yükleyip, sonrada mahkemede yargılayıp, cezalandırmak adil olmaz. Doğa afetinin suçunu, Allah’a yükleyip; sonrada besmele ile söze başlanılmaz. Din ile bilimi bilmeyen bu kişilerden hoca olmaz. Bunlar dine- imana katkı sağladığından çok, zarar vermektedirler. On bir İlin yıkıldığı bir ülkede, bunu Allah cc. Yaptı, deyip; sonrada Allah cc. Sevgisi, din- iman sevgisi verilmez. Bu afet insanları, hayvanları, doğayı Allah cc. Yıktı, demek, düzgün bir söz değildir. Deprem bölgelerinde 0,5 milyon kadar insan ayrıldı. Ayrılma devam ediyor. Bu işin bilimsel yönünü anlatmalı. Kader, ruh, kıyamet, Yecüz- Mecuz, Deccal, Hazreti İsa as.  Mehdi gibi konularda, Allah cc. Detaylı bilgi vermemiştir. Bunun için kader konusunda herkes farklı konuşuyor. Çünkü bu konuda Kur’an ve peygamberimiz; açık, net, detaylı bilgi vermemiştir. Bunun için yorumların çoğu yanlıştır, eksiktir, hatalıdır.

Kahramanmaraş merkezli 11 İlde olan deprem 13,5 milyon insanı olumsuz etkiledi. 11 İl dışında hasar alan İllerde var. Niğde bile hasar aldı. Binaların yanı sıra 3 milyon 140 bin kara taşıtı, otomobil, arabanın da ne kadarı zarar gördü, ilk etapta bilinmiyor. Bu taşıtların sadece %15 kadarı kasko sigortalıydı. Kasko sigortasında “deprem” yazıyor mu, ne kadarında yazıyor, o da henüz bilinmiyor. Olayları; “sebep -sonuç ilişkisine göre değerlendirmeli.” İnsandan kaynaklanan suçları, Allah’a yüklememeli. Bu insanları, Allah’tan, dinden- imandan uzaklaştırır. “Alüvyon zeminde; sakat, çürük bina yapıldığını, fay hattı zonunu dikkate almadıklarını unutmamalı.” Tarih boyunca olan onlarca depremden ders çıkarılmadığını, ibret alınmadığını, unutmamalı. Büyük depremlerden sonra, fay hattı uçlarında tetikleme nedeniyle yeni depremlerin olduğu unutulmamalı. Bu 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde, 12 Kasım Düzce depremi olarak 3 ay sonra gerçekleşti. Burada da 06 Şubat 2023 Pazarcık depreminden, 9 saat sonra Elbistan, 20.02.2023 Samandağ depremi olarak gerçekleşti. Doğal afetler konusunda bilgili bilinçli önlemli olmalı. Sakat, çürük, plansız programsız, dayanıksız, bilimsiz, tekniksiz işler yapmamalı.

Hükumet, ev eşyasını ağır hasar yüzünden alamayanlar, evi yıkılanlara, ev eşyası için 100 bin lira veriyor. Buna göre açgözlülük yapıp, ağır hasarlı binalara; asker ve polisi atlatıp, girenler, deprem olduğunda, enkaz altında ölüyor veya yaralanıyor. Şu kurala uymayı beceremeyenler, kendine ve başkalarına çok büyük zararlar veriyor.

Size bilimin şu an söylediğini kısaca anlatmak istiyorum. Şöyle ki; evren bilim insanlarının dediği 13,7 milyar yıl önce yaratılmış. Dünya dediğimiz yer küremiz ise Samanyolu galaksisi içinde 4,5 milyar yıl önce yaratıldığını ve yaratılıştan sonra evrim göstererek, değişime uğradığını biliyoruz. Dünya ilk yaratıldığında tek kıta idi. 300 milyon içinde, zaman içinde 5 kıtaya ayrıldığını, bölündüğünü bilim insanları açıklıyor.

Dünya çok farklı yaratılmış. Dünyanın merkezi, çekirdeği magma denilen, her şeyin, her maddenin eriyik, sıcaklıktan sıvı haline geldiği bir özellik var. Magma eriyiğinin üzerine kara – taş toprak katmanları var. Karalar, kıtalar, magma denizinin üzerinde 5 ahşap tahta parçası gibi yüzmektedirler. Bu 5 kıta, adalar yüzerken, birbirine temas etmekte, itmektedir. Katmanlar birbirini iterek, deprem oluşturmaktadır. Doğa – tabiat olaylarının kanunu, yasası, yapısı, hareketi vardır. Bize düşen, bu doğa olayını hasarsız atlatmak için gereken önlemleri, tedbirleri almaktır. Doğa olaylarından zarar görmeyecek şekilde yaşam alanlarımızı yapmalı. Dere kenarlarına, heyelan bölgelerine, alüvyon ovalarda, orman içlerinde, yıldırımsız konut yapmamalı. 31 doğa afetine karşı bilimsel, teknik, sağlıklı, sağlam konutlar, kentler yapmalıyız. Kendi yaptığımız yanlışların günahını âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’a yüklememeliyiz. İnsanların çektiği zorluk, kötülük; kendi yaptıklarının sonucudur. Şimdide “deprem” ile ilgili birkaç dörtlük yazalım:

“Demirden, çimentodan, kumdan çaldılar.

Ev değil, insanlara birer mezar yaptılar.

Para, çıkar uğruna, binlerce cana kıydılar.

Allah’tan korkmadılar, kuldan utanmadılar.

İnsanları enkaz altında bıraktılar.

Mahşerde hak- hukukumuzu hamamcılardan alacağız.

Tüm depremzedeler sizden hakkını alacak.

Sizi, Allah’a şikâyet edip, Allah’a havale edecek.

Herkes yaptığının cezasını ve ödülünü alacak.

Kimse hakkını size helal etmeyecek.

Mazlumlar, yoksunlar; zalimlerin cezasını almasını bekliyor.

Hem dünyada, hem ahirette yaptıklarının karşılığını görmesini istiyor.”

Bugün, depremin 16. Günüdür. Ölü sayısı 42,310 oldu. Enkazlar kaldırılırken, daha da artacağı umuluyor. İstanbul’a, ambulans uçaklarla götürülen 10 binden fazla yararlının bir kısmı iyileşti. Ambulans uçakla, Ankara ve diğer İllere de binlerce yaralı tedavi için götürüldü. 16 gün içinde olan artçı deprem sayısı 7,242 oldu. Bu artçı depremler, hasarlı binaları yıktı. Deprem, yumuşak zeminlerde olan binaları daha çok yıkıcı etkiledi. Hatay- Antakya’da zeminde çökmeler oldu. Asi ırmağının alüvyon zemindeki, binalar çöktü, yan yattı.

Hasar sadece zeminden kaynaklanmadı. Sağlam yapılmadığından da, binlerce bina yıkıldı. Binalarda işyeri yapmak için kolon kesme bile yapılmış. Bunda apartman sakinlerinin de kusuru var. Apartmanına sahip çıkmamış. Can kayıpları ve yıkılanlar artıyor. Olan artçı depremler, durumu değiştiriyor. Sizlere yeni gelişmeleri de, ileriki zamanda bildiririm, inşallah.

Stratejik plan projelerle, kaliteli, verimli, sağlam, dayanıklı iş, işlem, yapı, bina yapmalı. Böyle olursa, bu gibi depremlerde yıkılmaz. İnsanlar ölmez, yaralanmaz. Malından, mülkünden olmaz.

Ülkemizde 125 taneden fazla mühendislik fakültesi var. Mimar, mühendislerin oda yöneticileri daha çok terör eylemleri içinde devleti yıkmak, millete zarar vermek, terör eylemleri ile beraber hareket etmekle, daha çok ilgilidirler. Kınıyor ve lanetliyorum. Bunu Barolar Birliği Odası, Tabipler Birliği Odası, bozuk Memur Sendikaları, işçi sendikaları da yapıyor. Bunlar çıkan yasaları, uygulamada dürüst davranmıyor. Kişisel çıkar bekliyor. Bunların yöneticiliklerinde de hayır yoktur.

Dün, 21.02.2023 günü Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Bahçeli deprem bölgesini geziyor. Erdoğan ikinci kez gezip, halk ile dertleşiyor. Bir yıl içinde tüm yıkılan ve ağır alan binaları TOKİ olarak yapacağız deniyor. Binalarda güçlendirme yapmayacağız. Binaları sağlam zeminlerde yapacağız, dedi.

Deprem bölgesinde 271 bin görevlinin görev yaptığını açıkladı. Kızılay her gün 3 öğün yemek veriyor. Her gün 2,5 milyon insana yemek veriyor. Ayrıca 300 bin çadır, 23,500 konteyner yerleştirdik. Yerleştirme işini 2 ay içinde bitireceğiz. Öğrenci yurtlarında 276 bin depremzede kalırken, 130 bin kişide otellerde kalıyor. 139,458 bağımsız bina- konut yıkıldı. Köylerde de, köy kültürüne uygun 70 bina yapacağız. Ahırda yapacağız. Depremde ölenlerin sayısı 41,115 oldu. Enkazları kaldırmaya başladık. Enkazlar da kalan canlı kalmadı. Sadece Hatay’da kontrol edilmiş, 5 enkaz var. Henüz hasar tespit binalarının tespiti tamamlanamadı. Artçı depremlerle hasar oranı değişen binalar var.

Şu İllerde yeni binalar, konutlar yapılacak:

“Hatay’da 40,426 kalıcı bina- bağımsız konut yapılacak.

Kahramanmaraş da 45 bin 67 bina- bağımsız konut yapılacak.

Adıyaman da 25,882 konut yapılacak.

Gaziantep de 18,544 konut yapılacak.

Malatya da 44,770 konut yapılacak.

Osmaniye’de 9,550 konut yapılacak.

Diyarbakır da 6 bin konut yapılacak.

Şanlıurfa da 3 bin konut yapılacak.

Elâzığ de 3750 konut yapılacak. Elâzığ de 2 yıl önce olan depremde de 20 binden fazla konut yapılıp, hak sahiplerine teslim edilmişti.

Adana da 250 konut yapılacak.

Kilis de 250 konut yapılacak.”

Deprem bölgesinde; imanlı, vatan millet devlet, din- iman sevdalısı binlerce kişi, vakıf, dernek, yardım kuruluşu olarak, her türlü yardımı yapıyor. Türk Kızılay, Afad başta yer alıyor. Kızılay her gün 3 öğün sıcak yemek depremzedelere veriyor. Her gün 2,5 milyon kişiye düzenli yemek veriyor. Herkes yemek alıyor. Zira insanlar henüz evlerine girememiş. Türkiye Diyanet vakfı, İHH, Umut, Kervan, Hayrat, Hüdai, Beşir, Ensar Vakfı, Sadaka taşı, İyiliğe Çağrı, Tügva, İDDEF gibi onlarca yardım derneği her türlü yardımı yaparken, sıcak yemek dağıtıyor. Her sokak başında, kavşakta, organize olmuş kişilerde sıcak yemek veriyor.

Depremzedelere her türlü yardımı fedakârca, cömertçe, Allah cc. İçin yapan; kardeşlerime, dostlarıma, canlarıma sonsuz kere dua ediyorum. Ecirlerinin, sevaplarının çok olmasını, yerlerinin cennet olmasını diliyorum. Allah cc. Razı olsun, diyorum. Yaptıkları iyiliğin karşılığını; ecir, sevap, cennet olarak almasını dua ile Rabbim olan Allah’tan diliyorum. Milletime hizmette görevli olanların, daha özenli, dikkatli, bilimsel, güzel ahlaklı görev yapmasını diliyorum. Bu afet, deprem fay hattından çok, ahlakı fay hattının kırılması sonucu olan büyük yıkımlardır. Yaşantımızı daha dürüst, düzgün, adaletli, dosdoğru yapmamız gerekmektedir. Vefat edenlere âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınını yitirenlere geçmiş olsun, diyorum. Başsağlığı diliyorum. Olanlardan ders çıkarmayı, ibret almayı öneriyorum. Deprem değil, bina öldürür!