İnsan kendini, Rabbini, haddini, hududunu, hakkı, hakikati bilip, yaşam tarzı ettikçe; olgun insandır. İnsanlıklı insandır. İnsaniyetli insandır. Müslüman insandır. Merhametli insandır. İyi, güzel, yararlı, olumlu, değerli, önemli, akıllı insandır.

Al-i İmran suresi 134. Ayetin meali: “ O takva sahipleri ki, bollukta ve darlıkta da Allah için harcarlar. Öfkelerini yutarlar. İnsanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.”

Yunus suresi 57. Ayetin meali: “ Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt, kalplerinizdeki, hastalıklara bir şifa, inananlara bir rehber- kılavuz ve rahmet gelmiştir.”

Kalbinize ve beyninize, aklınıza; şer- kötü, çirkin, zararlı, tehlikeli, pis, olumsuz düşünce getirmeyiniz. Hep dosdoğru, gerçek, olumlu, yararlı, iyi, güzel, hayırlı düşününüz, niyet ediniz, duygular taşıyınız. Hayvani davranışlardan, hatta hayvan altı düşünce ve davranışlardan korununuz. Zalim, sapık, sapkın, hain kişilerden uzak durunuz. Dost ve arkadaşlarınız; Yüce Allah cc. Dostu olsun.

Kalpte, beyinde hayırla ilgili oluşan düşüncelere ilham denmektedir.

Kötülükle ilgili düşüncelere vesvese denmektedir.

Korkulan ve çekinilen düşüncelere hassan denmektedir.

Kalpte- gönülde hayır ve kötülüğü yapmaya karar vermeye niyet denmektedir.

Mubah işlerin tasarlanıp, tercih edilmesine ve elde etmek için peşine düşülmesine ümniye veya emel denilmektedir.

Yaratılış, hayat- yaşam, ölüm, ahiret gibi konularla ilgili düşüncelere tefekkür denilmektedir.

Yaratılmışlar üzerine düşünmeye ayne’l yakin denilmektedir.

Gözle görüyormuş gibi seyretmeye ve düşünmeye müşahede denilmektedir.

Geçim ve dünya işleriyle ilgili düşüncelere de lemem denir.

Lütfen! Tahrim suresi 66/ 8. Ayetin mealini bilerek, anlayarak, benimseyerek okuyup, yaşam tarzı yapınız. Zarar görmeyeceğinize kefilim.

İslam dinini, Kur’an ve sünnet üzere kabul etmeyenler, tamamen şirk içindedir. Allah cc. Cuma suresi 2. Ayette; bu tip insanların, koyu bir sapıklık içinde olduklarını buyuruyor. Ancak İslam, Müslüman olanların, cehalet ve sapıklıkları Peygamberimiz sav. Döneminde, Müslüman olmaları ile değişti. Müşriklerin birçoğu Müslüman oldu. Cahiller ilimle, İslam ile buluştu. Güzel ahlak, edep, hayâ sahibi oldular. Cimriler cömert oldu. Vahşiler medeni oldu. Tembeller çalışkan oldu. Okur- yazar olmayanlar, Suffe okullarında ilim ve hak din sahibi oldular. Hakça ibadet etmeye başladılar. Allah’ı zikrettiler. Zalim kâfirlerle bir olmadılar. Gafletten aydınlığa, karanlıktan nura çıktılar. Karanlıklar içindeki, cehalet içindeki, cahiller; ilim, irfan sahibi olarak, seçkin sahabe oldular. Aradan 1500 yıl kadar geçmesine rağmen hala dünyada hakkı hakikati yalanlayanlar, kâfir olanlar, müşrik olanlar, münafık olanlar, zalim olanlar vardır. Allah’tan hak ve hakikat nasip etmelerini, dilemelerini dua ile istiyorum.

Bir âlim- bilgin diyor ki: “İnsanlardan utanmayan, Allah’tan da utanmaz.”

Leyl suresi 92/ 5-10. Ayetlerin meallerini anlamak için dosdoğru düşünüp, kavramalı. Gaflete, sapıklığa düşmemeli.

Yasin suresi 36/ 22-25. Ayetlerin meallerini anlayarak, okuyup, kavrayınız.

İnsanlarla güzel iletişim, diyalog, dostluk kurmalı. İnsanlara arsında ayrım, adaletsizlik, düşmanlık yapmamalı. Sevgi, saygı, muhabbetle davranmalı. Sevdiklerine, sevdiğini söylemeli. Kötü arkadaş edinmemeli. Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ İnsan, arkadaşının dini üzerinedir.” Yanı arkadaşına benzer.

Arkadaş ve dostlar arasında selam vermeli. Hediyeleşmeli. Ziyaretleşmeli. İyi insanlarla dostluklar geliştirmeli.

Maddi, manevi, fiziki yönde temiz dostlarınız olsun. Sizi rezil etmeyecek, yük olmayacak, zora düşürmeyecek arkadaşlarınız olsun. Kara gününüzde yanınızda olabilecek dostlarınız olsun. Dini bütün arkadaşlarınız olsun. Ama dindar dediğimiz, bağnaz, yobaz, cahil cühela olmasın. Zarar gelir.

Lütfen! Hemen internete giriniz. Öncelikle Yüce Allah’ı tanıyınız. “Esma’ül Hüsna” yazınız. Allah’ın 99 ad ve sıfatını öğreniniz. Sonra “Allah’ın sıfatları” yazınız. Allah’ın Zati ve Subûti sıfatlarını öğreniniz. İbadet ettiğiniz, inandığınız âlemlerin Rabbini dosdoğru öğreniniz. Kur’ân merkezli öğreniniz.

Yüce hak dinimiz İslam dini; madde ve mana âleminde, ruh ve beden ilişkisinde, dünya ve ahiret yaşantısında denge kurmuştur. Her iki âlemde de mutlu olmak için ayetler, peygamberler göndermiş. Yol göstermiştir.

Kasas suresi 77. Ayetin mealinde Yüce Allah cc. Şöyle buyuruyor: “ Allah’ın sana verdiği ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın sana iyilik ettiği gibi, sende öylece iyilik yap. Sakin yeryüzünde fesat- bozgunculuk- bozukluk çıkarma. Doğrusu Allah, fesat- bozgunculuk çıkaranları sevmez.”

Bakara suresi 201. Ayet: “ Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver. Ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem ateşinden koru!”

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Dünyanızı iyileştiriniz. Ahiretiniz için çalışınız. Dünyayı hor- hakir görmeyin. Zira o, ahireti kazanmanın aracıdır. Dünya, ahirete götüren bir yoldur. Ey ümmetim! Sizler, insanlar üzerine yük olmayınız.”

İnsan kendine namazda beddua eder mi? Namazda kendine lanet okur mu? – Okuduğu oluyor!

Şöyle ki; Hud suresi 11/18. Ayet okunduğunda mealen şöyle deniyor. “ Allah’ın laneti zalimlerin üzerine olsun!”

“ Eliyle veya diliyle ona- buna zulmeden, insanları çekiştiren, haksız yere mallarını yiyen biri, namaz kılarken, Hud suresi 18. Ayeti okuduğunda kendine beddua eder, lanet okur!

Zaten pek çok ayette zalimlerin cehennemde olacağı açıklanıyor, anlatılıyor. Bunun için adam gibi adam, Müslüman gibi Müslüman olmalı. Ne yüce Allah’ın hakkına girmeli. Ne de Allah’ın yarattığı varlıkların hakkına girip, zalim olmalı.

Zümer suresi 56. Ayet: “Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler- kulluk etsinler diye yarattım.”

Müslüman yaptığı ibadetleri, hayırlı, iyi, güzel, yararlı işleri istikrar içinde yapmalıdır. Süreklilik olmalı. İbadetlerimiz bir ömür boyu ibadet içinde devam etmeli.

Hicr suresi 99. Ayette: “ Sana ölüm gelinceye kadar rabbine ibadet et.”

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Allah katında ibadetlerin en sevimlisi, az da olsa devamlı olanıdır.”

Sürekli şekilde İslam dinini, ilmi, irfanı, hikmeti, güzelliği yaşamalıyız. Aklımızı dosdoğru işletmeliyiz. Azgınlığa, serseriliğe, sapıklığa düşmemeliyiz. Bugün insanların %90’lık bir kısmı aklını doğru işletememektedir. Onlara asla uymamalıyız.

Takva sahibi olmalıyız. Kur’ân ’da muttaki Müslüman olmamız isteniyor. Muttaki Müslüman nasıl olur, öğrenmeliyiz. Cennete muttaki Müslümanlar gidecek.

Farz, vacip, sünnet ibadetleri yaptıktan sonra nafile- ek ibadetlerde yapmalıyız. Allah’ı zikretmeliyiz. Zikir etmek farz bir ibadettir.

Müslüman vakit namaz kılar, kılmalıdır.

Ramazan orucu tutmalıdır.

Zekât vermelidir.

Hac yapmalıdır. Hac yapma olanağı yoksa umre yapmalıdır.

Maddi durumu yeterli ise kurban kesmelidir.

Cuma namazı, bayram namazları kılmalıdır.

Diğer sünnet namazlarını ihmal etmemeli.

Yararlı bilgi okumak, edinmek, öğrenmek de farzdır. Onu da ibadet diye yapmalıdır.

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “Kim sevap kazanmak niyetiyle beni Medine’de ziyaret ederse, o benim komşum olur. Kıyamet günüde ona şefaat- aracılık ederim”.

Hadis-i şerif: “ Kim beni vefatımdan sonra ziyaret ederse, o beni hayatımda- yaşarken ziyaret etmiş gibidir.”

İnsan önce kendini en iyi, çok iyi şekilde yetiştirmeli. Daha sonra çocuklarını en iyi şekilde yetiştirip, donatmalı. Yaşamında başarılı olacak şekilde yetişmiş olmalı. Bugün ülkemizde kendini yetiştirmeyen milyonlarca insan vardır. Bunlar yaşam zorlukları çekmektedir. Bir işe yaramamaktadır. Geçimlerini zar- zor, güç sürdürmektedirler. Kendini yetiştirme azim ve kararlılığında da değillerdir. İnsan daha çok çocukluk ve gençlik çağında iyi yetişir. Hem de kolay yetişir. Ama öğrenmenin yaşı yoktur, diyelim. Her yaşta gelişim sürdürülebilir.

Kendini yetiştirmede geç kalanlar için fırsat, olanak kaçmış değildir. Devletimiz ve özel sektör kurslar açarak; sanat, meslek öğretmektedir. Hem de az da olsa ücret bile verilmektedir.

Bugün ülkemizde sanayide, teknolojide, üretimde ara elemanı bulmakta çok zorluklar, eleman bulamamalar yaşanmaktadır. Yurt dışından ara elemanlar getirilmektedir. Yurt dışından getirilen ara elemanların çalıştırılması, işveren için çok zor olmaktadır. İşveren yabancı işçilerin yatma, barınma, yeme- içme, ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Ülkemiz 2024 yılı itibarı ile 85 milyon nüfusu geçti. Ülkemizde 5 milyondan fazla sığınmacı- mülteci var. Yine de eleman açığını karşılayamamaktayız. Her işin başı; eğitim- öğretim, sanat, meslek, zanaat öğrenmek, bilmektir.

Kendimizi ve çocuklarımızı en iyi yetiştirmeye bakalım. Kentlerde ücret azlığından geçim zorluğu çekiyorsak, köyümüze dönelim. Üretelim. Kendimize ve başkalarına yararlı olalım. Kendimizi okuyarak, kurslar görerek, en iyi şekilde yetiştirelim.