Dünya Tarihimizde pek üzerinde durulmasa da kadınlarımızın görünenden fazlasını yaptıkları anlaşılmaktadır.

Bununla  beraber cephe de fedakar doktorlarımız, sağlık çalışanlarımız da yer almakta, morfin sıkıntısı olmasına rağmen herkese morfini kullanmamaktadır. Nedeni şudur, morfin sadece yapıldıktan sonra kurtulma ve ameliyat olma ihtimali olanlar için yapılıyordu. Size az bilinen, unutulan kadınlarımızdan habsedepi günümüz kadınına geçeceğiz. Yani iki farklı tarih ve iki farklı hanımdan söz edeceğiz. Unutmayalım. Her başarılı erkeğin arkasında değil yanında yan yana yürüyen bir hanımı bulunmaktadır. Şmidi gelelim hanımımıza…

“Çanakkale Deniz Muharebeleri esnasında Melek Hanım Çiftliği yakınında düşman donanmasının mayın tarama faaliyetini engellemek üzere set bataryaları kurulmuştu. Set bataryalarında görev yapan askerlerin muhtemel sağlık sorunlarını gidermek üzere bölgeye sevk edilen ilk sıhhiye birimi, bu bataryalara en yakın ve en uygun mevkide bulunmasının yanı sıra kapalı ortam sağlaması nedeniyle Melek Hanım Çiftliği’nde kurulmuştu.

 Melek Hanım Çiftliği ismine, savaş sırasında askerlerin günlüklerinde, kıta komutanlarının emir ve talimatlarında, muharebe alanını ayrıntılı olarak gösteren Şevki Paşa haritasında rastlanmaktadır. Çiftlik bu ismi sahibi olan Melek Hanım’dan almıştır. Çiftliğin sahibesi hanımın adı gerçekten Melek mi idi, yoksa savaş sırasında çiftlik binasını revire, sargıyerine dönüştüren, elinde ne var ne yok askerin hizmetine sunan bu iyi kalpli, müşfik hanıma askerlerin gönülden yakıştırdıkları “Melek” sıfatı mı olduğu bilinmemektedir.

 Melek Hanım’ın savaş sırasında çiftliğini terk etmediği, çiftlikte beraber yaşadığı yakınlarıyla askerlere yardımcı olduklarını, bölgede bulunan kıta komutanlarıyla çektirdikleri fotoğraflardan anlamak mümkündür.

 Çiftlik binasında bulunan ve yeniden yapılandırılan hamam da ayrıca askerlerin temizlik ihtiyaçlarının giderilmesine imkân sağlıyordu. Özellikle bu yönüyle de Melek Hanım Çiftliği, savaş alanında âdeta bir sosyal tesis işlevi de görmüştü.

 Melek Hanım savaş sırasında adını kendisinden alan çiftlik arazisininyanı sıra çiftlikte bulunan iki binayı revir olarak Türk askerine tahsis ederek savaşta cephe gerisinde Türk ordusuna katkı sağlamıştır. Bunun yanı sıra, Melek Hanım’ın, eldeki fotoğraflardan yola çıkarak baktığımızda, cephede çiftlik bölgesinde zaman zaman bulunmuş, askerle yakından ilgilenmiş bir anne şefkatiyle neferlerin moral motivasyonuna destek verdiği anlaşılmaktadır.”

Yukarıda bahsi geçen Melek hanım’dan günümüze yani 2001 yılının aralık ayının 7’sine gelindiğinde, yeni bir hanım daha dünyaya gelecek ve bu hanım yıllar sonra sağlık alanında topluma önemli hizmetler vermeye devam eden kişiler arasında yer alacaktır.

Demet Gencer, küçük yaşlardan itibaren kitap okumayı seven, doğaya aşık ve bir o kadar da gözlem yapmayı tercih eden üzerinde durulması gerekli enteresan kişiliklerden birisidir. çɐʇɹǝ ɐɹsǝ, ilerleyen yaşlarına ulaştığında, okumuş olduğu kitaplar ile hayatını şekillendirmeye, işini gücünü bulmaya gayret göstermiş ve sonunda sağlık alanında hizmet sunmak adına hedefine ulaşmayı başarmıştır. Peki iki hanımın arasındaki ortak noktalar nelerdir?

Melek hanım ve Demet Hanım, öncelikle ikisi de son derece fedekar insanlardır. Mizaçları yaşam içerisinde sert olmasına rağmen merhameti kendilerine düştür edinmiş kişiliklerdir. En önemli ve belki de hayata iz bırakan yönü ise, ikisi de çevrelerine yardımı dokunan, hayatları boyunca da dokunacak olan ve yararlı işler yapmak adına sürekli kendilerini geliştirmeye açık insanlardı. Bir toplum için sayılan değerler son derece önemlidir. Toplumun kalitesini gösteren kişilerin temel özellikleri yukarıda saydıklarım olduğu sürece gelişir, gelişime açık olur ve adımlarını gelecek nesillerin de izlemesi adına sağlam atar. Son olarak şunları ifade etmek isterim ki. Hanım ve erkeğin yan yana olduğu gelenekten geliyoruz. Lütfen özümüze dönelim ve tarihimizi iyi analiz edelim.