Sevgi, sözlük anlamı olarak, “bir kişiye ya da bir şeye karşı duyulan ilgi, bağlılık, içtenlikli yakınlık duygusu, derin sevecenlik; o kişinin ya da şeyin iyiliğini isteme, ona içten bağlanmadır” tanımlanmaktadır. Sevgiyi, somut bir eşya gibi varsaydığımız zaman, yanımızda, çevremizde, görmekten hoşlandığımız bir eşya niteliğini, soyut bir duygu olarak varsaydığımız zamanda ise, hayallerimizi  süsleyen en güzel rüyalarımızı, bir kişiye yoğun olarak hissetmiş olduğumuz o duyguları açığa çıkartan, yeşerten ve büyüten olarak da tanımlayabiliriz. Şimdi gelin sevgi yolculuğumuzda bize eşlik eden yolcuya kulak verelim:
Kuramı açıklandığı  zaman bile,  çok az kişi onu anlamış, günümüzde halen yanlış anlaşılma ve önyargıyla çarpışmaya mahkum olmaya devam etmektedir. İnsanlar ne zaman gerçekten sevginin  anlamını anlar, o zaman benim sözlerimi açığa çıkartabilirsiniz demiş güzel insan.

“Bilimin açıklayamadığı son derece kuvvetli bir güç var. Bu güç herkesi kapsıyor ve yönetiyor , evrenin çalışmasını sağlayan her olgunun arkasında bile o var ve henüz bizim tarafımızdan tanımlanamadı.

Bu evrensel güç SEVGİDİR.

Bilim insanları, evren için birleşik bir kuram ararken, görülemeyen en kuvvetli evrensel gücü unuttular.

Sevgi Işıktır, onu alıp verenleri aydınlatan.

Sevgi yer çekimidir, çünkü insanların birbirine çekim hissettmelerini sağlar.

Sevgi kuvvettir, çünkü bizdeki en iyiyi çoğaltır, ve insanlığın kör bencilliklerinde tükenmemesine izin verir.

Sevgi için yaşarız ve ölürüz.

Sevgi Tanrıdır ve Tanrı sevgidir.

Bu güç herşeyi açıklar ve yaşama anlam katar. Bu bizim çok uzun süredir göz ardı ettiğimiz bir çelişkidir, çünkü belki insanın evrende kendi özgür iradesiyle kullanamayacağı tek enerji olduğu için sevgiden korkuyoruz.

Sevgiye görünürlük verebilmek için, en ünlü denklemimde basit bir yer değiştirme yaptım.

Eğer E=mc2 yerine, dünyayı iyileştirecek olan enerjinin ışık hızının karesiyle çarpılacak sevgiyle sağlanabileceğini kabul edersek, şu sonuca varıyoruz: sevgi en kuvvetli güçtür, çünkü sınırı yoktur.

İnsanlığın evrendeki bizim düşmanımız haline gelen diğer güçleri kullanmakta ve kontrol etmekte ki başarısızlığından sonra kendimizi başka çeşit bir enerjiyle beslememiz zorunludur.
Eğer türümüzün hayatta kalmasını istiyorsak, eğer hayatta bir anlam bulmamız gerekiyorsa, eğer dünyayı ve içinde yaşayan her duyarlı varlığı kurtarmak istiyorsak, sevgi tek ve biricik cevaptır.

Belki bir sevgi bombası, gezegenimizi harap eden açgözlülük, nefret ve bencilliği tamamen yok edebilecek kadar güçlü bir cihaz, yapmaya hazır değiliz.

Buna rağmen her bireyin enerjisini açığa çıkartmayı bekleyen küçük ama kuvvetli bir jenaratör var.

Bu evrensel enerjiyi almayı ve vermeyi öğrendiğimiz zaman sevgili Lieserl, sevginin hepsini yendiğini, herşeyin ötesine geçtiğini doğrulayabileceğiz, çünkü sevgi hayatın en özlü kısmıdır.

Bütün hayatım boyunca kalbimin içinde sana dair sessizce atanları ifade edemediğim için çok derin bir pişmanlık duyuyorum. Belki artık özür dilemek için çok geç, ama zaman göreceli olduğu için sana söylemem gerekiyor : seni seviyorum ve nihai cevabı bulduğum için sana teşekkür ederim.”
Yukarıda değinilen konu ve mektubu yazan kişi, Albert Einstein’ın ta kendisidir. Sevgi yolculuğumuz esnasında bize eşlik edene Enstein, kızına yazmış olduğu bu sözleri biz kez daha biz de anmış olduk. Sevgi yolculuğumuzun diğer yolcuları, insanın kendisi, farkındalık seviyesi, kendini bilmesidir. Bu süreçte kendini bilen, kedini sever, farkında olan, sevgiyi iliklerine kadar yaşamayı öğrenir. Sevgi beynimizdeki çok sayıda sinirsel hücrelere benzer, sevgiyi bilirsek, anlarsak, beyindeki yeri de büyümeye başlar. Yani daha güzel bakış açıları, daha güzel güneşli günlerin sayısını hep görmeyi beceririz. Bu yolu en etkin yürütmenin yolu peki nedir, nasıl farkında olarak, severek, sevilerek yaşayabiliriz? Cevabı, yine içimizdeki, benliğimizde saklı, ama ek olarak şunları sizlere söyleyebilirim. Anahtar kelime sanattır. Sanatın, inceliği, ilk önce özümseyen kişiye, sonrasında çevreye, en sonunda ise tüm topluma bir güneş gibi yayılır. Son olarak sevgi yolculuğumuzda sizlere şunları söylemek isterim. Sevgi eşittir sanat, sanat eşittir, incelik, incelik eşittir farkındalık, farkındalık eşittir eyleme geçme ve eyleme geçme eşittir insanın özü